Sayın UFUK1971,
Olaya hem KDV hem de VUK'nu açısından bakarsak sorunuzun cevapları daha güzel anlaşılacaktır.
a) VUK'nu Açısından:
VUK'nun "FATURANIN TARİFİ" başlıklı, 229. maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." ve yine aynı kanunun, 231/5. maddesinde, "(3239 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değişen bent) Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami (5035 sayılı Kanunun 48/1-b maddesiyle değiştirilen ve 1.1.2004ten geçerli olmak üzere 02.1.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare) yedi gün(*) içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır." denilmek suretiyle, faturanın ne zaman düzenleneceği konusuna açık bir cevap verilmiştir.
Yani, 31.07.2005 tarihinde sevk irsaliyesi ile mal sevkiyatı yaptığınızda, bu irsaliye ile ilgili faturanızın en geç (7 gün içinde), 06.08.2005 tarihinde düzenlenmesi gerekir.
Süresi içinde düzenlenmediği takdirde, yani 7 günlük süre aşıldığı taktirde, faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağı, ve VUK'na göre düzenlenmeyen fatura için % 10 tutarında özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmektedir.
Fakat, aşağıda da görebileceğiniz gibi bir Danıştay Kararında, "cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı" ifadesi belirtilerek, faturanın yukarıda belirtilen 7 günlük sürenin ihlal edilerek, daha geç kesilmesi halinde dahi özel usulsüzlük cezasını iptal etmektedir.
Yani, faturanın süresinde düzenlenmemesi halinde, yapılan vergi incelemelerinde veya yoklamalarında, geç kesilen fatura için özel usulsüzlük cezası kesilecek olup, ceza kesinleşmeden önce vergi mahkemesi nezdinde açacağınız bir dava ile bu cezayı büyük bir ihtimalle iptal ettirme şansınız bulunmaktadır. Ancak çok zor durumda kalmadıkça, faturalarınızı yukarıda da belirttiğim gibi 7 günlük süre içinde (Başka bir aya geçilmesinin VUK'nu açısından hiçbir önemi yoktur) kesilmesini sağlamaktır. Zira, böyle bir durum KDV açısından sıkıntı yaratabilmektedir.
Danıştay Dördüncü Daire
Tarih : 03.02.2000
Esas No : 1999/945
Karar No : 2000/299
VUK Md231 /5
Nihai tüketiciye satışı yapılan mal için, satıştan sonra 10 gün içinde fatura düzenlenebilir.
İstemin Özeti: Nihai tüketiciye satılan emtia için fatura düzenlemediği ileri sürülen davacı kurum adına özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; yolda yapılan tespitte davacı kurumun sattığı mal için fatura düzenlenmediği tespit edilmiş ise de, Vergi Usul Kanununun 231/5. maddesine göre; faturanın satıştan sonra 10 gün içerisinde düzenlenebileceği, kaldı ki faturanın aynı gün düzenlendiğinin de anlaşıldığı gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü kesilen özel usulsüzlük cezasının Kanuna uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Tarih : 24.09.1999
Esas No : 1999/29
Karar No : 1999/406
VUK Md231 /5
Yasada öngörülen on günlük süreden sonra ve tespit sırasında düzenlenen fatura hiç düzenlenmemiş sayılarak, kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık yoktur.
İstemin Özeti: İnşaat demiri ticareti yapan yükümlü şirketin, satışını yaptığı muhtelif inşaat demiri için fatura düzenlemediği saptanmış ve adına 1997 takvim yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Cezaya karşı açılan davayı inceleyen (...) Vergi Mahkemesi, 10.11.1997 günlü ve E:1997/687, K:1997/1757 sayılı kararıyla davayı reddetmiştir.
Yükümlü şirketin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 24.9.1998 günlü ve E:1998/98, K:1998/3295 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin bulunması gerektiği, 2.1.1997 ile 9.1.1997 tarihleri arasında satışı yapılan emtia için 23.1.1997 tarihinde fatura düzenlendiği tutanakla tespit edildiğinden fatura verilmemesi halinin söz konusu olmadığı ve davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davanın reddinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi, kararıyla 23.1.1997 tarihinde yapılan yoklamada 2.1.1997 ile 9.1.1997 tarihleri arasında davacının yedi ayrı müşterisine satışını yaptığı emtia için fatura düzenlemediğinin tespit edildiği, tutanağın, şirket ortağı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığı, bu tespitten sonra aynı gün faturaların düzenlendiği, bu durumda, faturaların 213 sayılı Yasa'nın 231. maddesinde öngörülen 10 günlük süreden sonra düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve olayda faturanın hiç düzenlenmemiş olduğundan söz edilemeyeceği bu nedenle kesilen cezada yasaya uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Karar: İnşaat demiri ticareti yapan davacı şirketin satışını yaptığı muhtelif inşaat demiri için fatura düzenlemediği saptanmış ve adına 1997 takvim yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1. bendinde; verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, bu belgelere yazılması gereken meblağın %10u nispetinde öze usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiş, aynı Kanun'un fatura nizamı başlıklı 231. maddesinin 5. bendinde de faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten azami on gün içinde düzenleneceği, bu süre içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Yükümlünün işyerinde 23.1.1997 tarihinde yapılan denetimde 2.1.1997-9.1.1997 tarihleri arasında yedi ayrı müşterisine satışını yaptığı muhtelif, inşaat demiri için fatura düzenlemediği saptanmış ve söz konusu faturalar tespit sırasında ve yasada belirlenmiş bulunan on günlük süre geçirildikten sonra düzenlenmiştir. Özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren tüm hukuksal nedenlerin gerçekleştiği anlaşıldığından davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, oyçokluğu ile karar verildi. (*)
Danıştay Üçüncü Daire
Tarih : 25.06.1998
Esas No : 1997/1216
Karar No : 1998/2583
VUK Md231/5
213 sayılı VUK' un 231. maddesinin 5. fıkrasında faturanın düzenlenmesi için öngörülen on günlük yasal sürenin yoklama fişinin düzenlendiği tarihte henüz geçmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti: Sondaj işi ile uğraşan davacı adına 01.09,1994 tarihli yoklama fişine da-yanılarak kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; dava konuşu cezanın dayanağı 01.09.1994 tarihli yoklama fişine göre ortaklık adına kayıtlı bulunan sondaj makinesin! kendi üzerine devralan davacının devre ilişkin faturayı düzenlemediğinin anlaşıldığı, olayda adi ortaklığın sona ermesi üzerine, sondaj makinesinin değeri tespit edilmeden devri yapılmışsa da, yoklama memuru tarafından devirden beş gün sonra davacının kendi ifadesine dayanılarak makinenin o günkü değerinin belirlendiği, dava dilekçesinde yoklama fişindeki rakamın yanlış görüldüğü iddia edilmiş ise de, sondaj işletmesin! işletecek basirete sahip bir kişinin hem rakamla hem yazıyla yazılmış bir sayıyı okuyamamasının veya o belgeyi okumadan imzalamasının düşünülemeyeceği, bu nedenle yoklama fişinde belirtilen miktar baz alınarak 1994 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesinin kararının; sondaj makinesinin tespit tarihindeki değerinin bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 231. maddesinin 5. fıkrasında, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konuşu özel usulsüzlük cezasının kesilmesine dayanak alınan 01.09.1994 tarihli yoklama fişinde, davacının ............ isimli şahıs ile ortak olarak yaptığı sondaj işine ..........'ün 26.08.1994 tarihinde ortaklıktan ayrılması nedeniyle tek basma devam ettiğinin, işyerinde ortaklık adına kayıtlı bulunan sondaj makinesinin davacıya devredildiği-nin, devir için fatura düzenlenmediğinin, makinenin o günkü değerinin 500.000.000 lira olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa hükmü ile faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenlenmesi öngörüldüğü halde, olayda, davacının ortağı .........'ün ortaklıktan ayrıldığı 26.08.1994 tarihinde sözkonusu sondaj makinesini davacıya devrettiği dikkate alındığında fatura düzenlenmesi için öngörülen on günlük yasal sürenin yoklama fişinin düzenlendiği 01.09.1994 tarihinde henüz geçmemiş olduğu anlaşıldığından kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan adi ortaklık şeklinde sürdürülen sondaj işine ortaklardan birisinin ortaklıktan ayrılması halinde ortaklığa ait sondaj makinesinin diğer ortağa ancak yansının devredilebileceği ve devir dolayısıyla faturayı düzenleyecek kişinin de devreden kişi olacağı tabii bulunduğundan, olayda makineyi diğer ortaktan devralan davacının fatura düzenlemediği yolundaki eksik tespitleri içeren yoklama fişine dayanılarak makinenin o günkü değerinin tamamı üzerinden özel usulsüzlük cezası kesilmesinde bu yönden de hukuka uyarlık, görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay Dördüncü Daire
Tarih : 04.07.1996
Esas No : 1996/191
Karar No : 1996/3135
VUK Md231
Faturanın on günlük süreden sonra düzenlenmesi halinde, hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi mümkün değildir.
İstemin Özeti: Düzenlenen tutanakla davacının satışım yaptığı emtia için 10 günlük sürede fatura düzenlemediğinden söz edilerek 1995 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla, konuyla ilgili kanun hükmünde 10 günlük süre içinde düzenlenmeyen faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağının belirtildiği, davacının da bu yasal süre içinde fatura düzenlemediği anlaşıldığından kesilen cezada kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davayı reddetmiştir. Davacı, süresinde fatura düzenlenmemesinin bir şekil noksanlığı olduğunu ve ancak usulsüzlük cezası kesilmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: 213 sayılı Vergi Usu) Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrasında ve-rilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir.
Bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir.
Düzenlenen tutanakla satışı yapılan emtianın 3.1.1995 tarihinde teslim e-dildiği halde 16.1.1995 tarihinde fatura verildiği tespit edildiğinden anılan kanun hükmünde belirtilen fatura verilmemesi halinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve bu cezanın
kesilmesine dair koşulları düzenleyen maddede belirtilen unsurlar uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleşmemiş bulunduğundan, idari cezalar için de geçerli olan "cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı" yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine olanak tanınmaması yönünden, davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasının usul ve kanuna uygun olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu nedenle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, oybirliğiyle
b) Yılsonu işlemleri bakımından;
VUK'nun "DEĞERLEMENİN TARİFİ" başlıklı 258. "Değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir." maddesi ve diğer değerleme hükümleri göz önüne alındığında, cari yılda teslim edilen fakat faturası ertesi yıla sarkan mal satışları için, cari yılda stoklar a ait envanter işlemlerinin yapılması gerekmekte olduğundan, bu mallara ait varsa mevcut karların veya zararların, cari yılın kar/zararına eklenerek beyan edilmesi gerekmektedir.
c) KDV açısından;
KDV Kanunu'nun "VERGİNİN KONUSUNU TEŞKİL EDEN İŞLEMLER" başlıklı 1. maddesinde, "Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir:
1. Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler, ",
"TESLİM" başlıklı 2. maddesinde ise, "Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir." denilmektedir.
KDV Açısından yukarıda da belirtildiği gibi, KDV'si faturanın hangi tarihte düzenlendiği konusundan ziyade, malın ne zaman teslim edildiği konusu ile ilgilenmektedir.
Katma Değer Vergisi'nin doğması için, Yukarıdaki 2. maddede de görüleceği gibi, A malının, Alıcıya teslim edilmek üzere, Nakliye kamyonuna teslimi anında kdv doğmakta ve o dönemde beyanı gerekmektedir.
Yani, Ben malımı bugün 31.07.2005 tarihinde irsaliyesini keserek, alıcıya teslim edilmek üzere nakliye kamyonuna yüklettiğim anda, artık o malların KDV'sinin, bu mala ilişkin fatura ister 31.07.2005 tarihinde kesilsin, isterse 06.08.2005 tarihinde kesilsin hiçbir önemi yok, Temmuz/2005 ayına ait kdv beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Kısaca, teslim edilen malın KDV'sini dönemini geçirmeden beyan ettiğiniz müddetçe, faturasının bir sonraki aya sarkmasının hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Teslim ve Teslim Sayılan Haller
Danıştay Yedinci Daire
Tarih : 13.11.1990
Esas No. : 1987/3345
Karar No. : 1990/3520
KDV Md2
Nakil vasıtası satışlarında teslim, faturanın düzenlendiği tarihte değil, bu tarihten önce gerçekleşen tasarruf hakkının devri tarihinde yapıldığından katma değer vergisi beyannamesinin bu tarih nazara alınarak verilmesi gerekir.
Yükümlü şirket adına Ocak 1985 dönemi için inceleme raporuna göre salınan katma değer vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. madde-sinde verginin konusunu teşkil eden işlemlerin sayıldığı, 2/1. maddesinde ise, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlere devredilmesi olarak tanımlandığı bu hükümlere göre Ocak ayında noter senedi ile satılarak tasarruf hakkı devredilen ancak. Nisan ayında faturası verilerek teslim edildiği ifade edilen nakil vasıtasının Nisan ayında tesliminin mümkün olmadığı, bu nedenle vasıtanın satışından doğan katma değer vergisinin Ocak ayının katma değer vergisi beyannamesine dahil edilerek beyan edilmesi gerektiği, yükümlünün defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından incelenmesinde de vasıta satışının noter satış senedi ile Ocak 1985 tarihinde gerçekleştiğinin saptandığı, diğer aylarda ise eksik beyan ve ödemenin olmadığı sonucuna varıldığı, bu nedenle Ocak 1985 döneminde ikmalen tarh edilmesi gereken katma değer vergisi vasıtanın satışından doğan 255.000 lira olacağından, 361.024 lira olarak tarh edilmesinde isabet bulunmadığı öte yandan yükümlüce sadece vergiyi doğuran teslim dayının zamanında tereddüte düşülerek fatura edildiği tarihte beyan edilmesi hali kaçakçılık sayılan hallerden hiçbirisine uymadığından kaçakçılık cezasının da kusura çevrilmesi ge-rektiğinden bahisle değişiklikle onayan Vergi Mahkemesi'nin 03.03.1987 gün ve 1987/132 sayılı kararının, inceleme ile saptandığı üzere Ocak 1985 dönemi için yükümlüce noksan beyan edilen 361.124 lira katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması isteminin reddine, kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.