'Global Bütçe' Tutar mı?

  • Konbuyu başlatan T U R K O
  • Başlangıç tarihi
T

T U R K O

Ziyaretçi
Sadettin Orhan

Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen sosyal güvenlik reformunun en önemli hedefi harcamaları azaltmaktı. Nitekim emeklilik yaşının gelecek yıllar için 65'e çıkarılması ve aylık bağlama oranlarının düşürülmesi gibi düzenlemeler bu amaca matuftu. Ancak aynı reform paketiyle hayatımıza giren Genel Sağlık Sigortası (GSS), beklentileri tersyüz etti ve harcamalarda azalma yerine artış meydana geldi.
GSS ile birlikte, vatandaşın aldığı sağlık hizmetinin hem kalitesi hem de kapsamında artış yaşanırken, özel sektör de hizmet sunucu olarak sisteme dahil edildi. Sistemde bu denli iyileşme olunca vatandaş, yıllardır ertelediği sağlık sorunları için sağlık kurumlarına akın etti ve SGK'ya çıkarılan fatura kabarmaya başladı. Faturanın kabarmasında kimi özel sağlık kuruluşlarının suistimallerinin bulunduğunu da unutmamak lazım.
Fatura nasıl düşürülecek?
Yukarıda ifade ettiğimiz tablo, doğal olarak siyasi iradeyi konuya bir çekidüzen vermeye zorluyor. İşte bu kapsamda bugün üzerinde tartışılan çözüm önerisi, sağlık harcamalarında global bütçe uygulamasına gidilmesi. Eğer 2010 yılında global bütçe uygulamasına geçilirse, devlet sağlık sektörüne (aslında özel sağlık kuruluşlarına) diyecek ki, "2010 yılı için benim size verebileceğim para şu kadar, ister yetirin, ister artırın". Böyle bir uygulamanın mutlaka bazı artıları olacaktır. Harcamaların, bütün taraflar için öngörülebilir olması gibi. Ancak uygulamaya dair bazı şüphelerimizin de olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.
Her şeyden önce sağlık sistemimizde harcama boyutuna dair işleyen bir denetim mekanizması kurabilmiş değiliz. Aynı bayana bir yılda 7 kez doğum yaptırılması, mezardaki ölüye ameliyat yapılması, %30'la sınırlandırılan hasta fark ücretlerinde aşırı tahsilât yapılması gibi suistimaller, mevcut durumda dahi ciddi denetim boşluklarına işaret ediyor. Hal böyle iken, diyelim ki gelecek yıl için global bütçeye geçtik. Peki, global bütçeyi kabul ederek SGK ile anlaşma yapan bir özel sağlık kuruluşu, yılın 7. ayında kendine ayrılan bütçeyi doldurursa ne olacak? Doğal olarak bu aydan sonra SGK'dan herhangi ödeme talep edemeyecek. Öte yandan sözleşme gereği, 7. aydan sonra gelen hastalara aynı kalitede hizmet vermeye mecbur olacak. Fakat acaba gerçekten aynı kalite ve aynı yoğunlukta hizmet vermeye devam edecek mi? Daha doğrudan sorarsak, hizmet sunan sağlık kuruluşları SGK ile yaptıkları sözleşme şartlarına bütün yıl boyunca sadık kalacaklar mı? İşte bize göre bunu belirleyecek olan SGK'nın denetim ve yaptırım gücü olacak.
Denetlenebilir olmayan bir alanın, yönetilebilir olamayacağını üniversite yıllarımızda yönetim bilimci Ömer Dinçer Hoca'mızdan öğrendik. Dolayısıyla kendisi şimdi Çalışma Bakanı olarak, konunun bu boyutuna mutlaka eğilecektir. Umarız sağlık harcamalarının sürdürülebilirliği ile vatandaşın hizmet kalitesi arasında bir denge sağlanabilir.
Engelliye diş jesti!
Diş tedavileri konusunda bir muammadır sürüp gidiyordu. Türk Diş Hekimleri Birliği'nin beklentisi, bütün sigortalılar için serbest diş hekimlerine başvuru yolunun açılacağı yönünde idi. Fakat sağlık harcamalarındaki yükseliş, mevcut harcama kalemlerinin artırılmasına müsaade etmediği için, bu yönde bir düzenleme yapılmadı. Buna rağmen SGK tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan genelge ile engellilerin sevke tabi olmaksızın (doğrudan) bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile serbest diş hekimlerine başvurmalarının yolu açılmış oldu. Düzenlemeye göre en az %40 engelli raporu olan bir kişi, kamu hastanelerinden sevke tabi olmaksızın, doğrudan istediği diş hekimine muayene olabilecek.
Ülkemizde yaklaşık 9 milyon engelli vatandaşımızın olduğunu dikkate alırsak, düzenleme ile hem engelliler hem de diş hekimlerine önemli bir imkân sağlanmış oldu.
Söz konusu düzenlemeden yararlanacak engellinin;
· Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun engelli raporunun bulunması,
· Diş tedavisi sonucu düzenlenen faturanın ekine, engelli raporunun onaylı bir örneğinin de eklenmesi gerekiyor.
Not: Okurlarımızdan gelen sorulara bir sonraki yazımızda cevap vermeye devam edeceğiz.
 
Üst