Haksız Yere Ücretim Ödenmedi

Üyelik
2 Ocak 2014
Mesajlar
4
Konum
bursa
Herkese merhaba;
Bir değerleme şirketinde değerleme uzmanı olarak çalışıyorum. Ve sabit ücret + yapılan rapor başına prim şeklinde ücret alıyoruz.
Geçtiğimiz ay şirketteki tüm çalışanlara primleri ödenirken (primlerimiz sgk'ya gelir olarak bildiriliyor) bana ödenmedi. Nedenini muhasebe bölümüne sorduğumda bize genel müdür nasıl bildirirse biz o şekilde size ödeme yapıyoruz, dedi.
Müdürüne durumu izah ettim kendisi de genel müdürle konuştuğunu ve hatalı bir rapor düzenlemesinden dolayı bana bu ay ki primimim ödenmeyeceğini söyledi.
Ve sonuç olarak bana yaklaşık 2000 TL tutarındaki primim ödenmedi.
İlgili raporda benim suçum olmamasına rağmen günah keçisi ben seçildim ve benden o ay ki alacağım ödenmedi. Ayrıca böyle bir kesinti yapılacağı ne sözlü nede yazılı olarak bana bildirilmedi.
Yasal oalrak bu alacağımı tahsil etmemim bir yolu varmıdır? Kime başvurabilirim. Bilgisi olan arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim.
 
Merhaba,

İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde gösterilen sebepler dışında ücret kesimi cezası verilmesi mümkün değildir. İşçiye para cezası verilebilmesi için, iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi veya işyeri iç yönetmeliklerinde ceza verilecek davranışın belirlenmesi, diğer bir deyişle hangi davranışın sonucunda hangi cezanın söz konusu olacağının bilinmesi gereklidir.

Nitekim Yargıtay Genel Kurulu bir kararında işverenin, yasanın hak verdiği özel durumlar dışında, işçi ücretinden yargı kararı olmadan kesinti yapamayacağına (Yarg. Hukuk Genel Kurulu E.984/454 K.985/1073 T.18.12.1985) vurgu yapmaktadır. İşçinin ücretinden, yasanın cevaz verdiği özel haller dışında bir yargı kararı olmadan işverenin tek taraflı iradesi ile bir kesinti yapamayacağı belirtilmiştir. Buna göre, hangi sebeplerden dolayı ücret kesinti yapabileceğine ilişkin işçinin onayı gereklidir. Bu onay da, iş sözleşmesi/toplu iş sözleşmesi veya iç yönetmeliklerle alınmalıdır.
İşçi ücretinden para cezası kesilmesinin koşulları
İşçiye yaptığı suça karşılık kendisine verilebilecek para cezası özel hükümlere bağlanmıştır. İşçi ücretinden para kesintisi yapılmasının koşulları aşağıda sayılmıştır.
1. İşçiye para cezası verilebilmesi için, söz konusu davranışın objektif olarak belirlenmesi, hangi davranışın neticesinde ne miktarda para cezasının söz konusu olacağının bilinmesi, hizmet akdi/toplu iş sözleşmesi veya iç yönetmeliklerle sağlanmalıdır. Önceden belirlenmeyen ve bilinmeyen davranışlara para cezası vermek mümkün değildir.
2. 4857 sayılı İş Kanunu yapılacak kesintilerin bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır. Uygulanacak para cezası miktarının bir ayda işçinin iki günlük kazancından fazla olamayacağı belirtilmek suretiyle yapılacak kesintinin üst sınırı belirlenmiştir. Şüphesiz uygulanacak para cezasının miktarı, işçinin iki gündeliğini aşabilecektir. Ancak, 1 ay içinde yapılabilecek kesinti miktarı, işçinin 2 gündeliğini aşamayacaktır. Örneğin, işçinin 3 gündeliği tutarında para cezası uygulanması durumunda; bu miktarın 2 gündeliği 1. ayda, bakiye 1 gündeliği de ancak, 2. ayda kesilebilecektir. Kanun koyucu üst sınır yani, iki gündeliği belirlediğinden daha düşük bir miktarda kesinti yapılmasına ilişkin (örneğin ayda 1 gündelik) iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükmü geçerli olacaktır. Zira, kanun koyucu, işçi ücretlerinden yüksek miktarda kesinti veya keyfi uygulamalarla kesinti yapılarak işçinin zor duruma düşmesine engel olmak istemiştir.
3. İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintiler, işçiye gerekçeleriyle hemen bildirilmelidir. Böylece, işçinin yapılacak ceza miktarını ve ne zaman kesileceğini bilebilmesi sağlanmakta; bu arada işçinin haksız uygulama diye değerlendirdiği muamele için itiraz edebilmesine imkan hazırlanmaktadır.
4. 4857 sayılı İş Kanunu söz konusu ceza paralarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına bakanlıkça belirtilecek Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılacağını hüküm altına almıştır. Başka bir ifadeyle, 1475 sayılı İş Kanunu'nda yapılacak kesintiler için bakanlığın milli bankalardan birinde hesaba açabileceği öngörülmüşken, 4857 sayılı yasa ile bakanlığın Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birinde hesap açabileceği hüküm altına alınmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 38. maddesi gereğince, disiplin suçları nedeniyle işçi ücretlerinden kesilen ceza paralarının 24.04.2001 tarihinden itibaren T.C. Ziraat Bankası Ankara Merkez Şubesi nezdindeki 30401/276505 no'lu hesaba yatırılması gerekmektedir.

kaynak: Resul Kurt
 
Bilgilendirme için teşekkürler ancak benim öğrenmek istediğim, bana hiçbir bilgilendirme yapılmadı ve yapılan kesinti haksız bir kesinti, bu konu ile ilgili olarak illa şirkete davamı açmam lazım, farklı bir yol varmı?
 
"İşcinin mal veya hizmet üretiminde,daha istekli hale gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödeme prim olarak adlandırılabilir.Prim ödemesinde amaç,işcinin daha verimli çalışmaya özendirilmesidir."

Prim uygulaması,sözleşmede yazılı olmasa da,işyeri uygulaması olarak işverence tek taraflı olarakda uygulanabilir,böylelikle bu uygulama iş koşulu haline gelir,ANCAK iş bu prim uygulaması belirli bir şarta/kurala bağlanmışsa,sözkonusu olan bu şart(lar)ın yerine gelmesi/getirilmiş olması gerekir.

Bu olayda ki prim uygulamasının,iş görenler tarafından düzenlenen raporların hatalı/hatasız düzenlenmesine bağlı olarak verilip/verilmediği tam anlaşılamıyor ise de,önceden ödenmekte iken ,işcinin bu ay ki raporuna ilişkin prim ücretinin neden ödenmediği normalde kendisine bildirilmesi gerekirdi.Bildririlmesi halinde işcinin var ise hatasını tekrar etmemesi,noksanlarını gidermesi,sözkonusu edilen raporun hatalı/hatasız olduğuna inansın veya inanmasın,prim ücretini............sebeblerden dolayı haketmediğini,dolaysıyle ödenmeyeceğini bilmesi/kendisine bildirilmesi icap eder.İcap etmez demek,prim alacağının olmadığı anlamına gelmez(zira sözleşmenin 3 ana unsurundan biri olan ücret(ve ücretin eki olan prim ücreti,geniş anlamda ücret)başkaca geçim kaynağının olmadığı düşünülen işcinin tek geçim kaynağıdır.Bu nedenle illaki üzerinde durulmalı,detaylı olarak irdelenip sonuca gidilmelidir.)

Diğer tarafdan ilgili"...sabit ücret+yapılan rapor başına prim şeklinde ücret alıyoruz"demekle,anlaşılan aynı pozisyonda ve aynı işi yapan başka (emsal)işcilerde var/var ise, bazılarına bu ücretin ödenmesi(yani bazı işcilerin bu ücreti alması/haketmesi/kazanması)bazılarına(veya birisine)ödenmemesi(yani bazı işcilerin almaması/haketmemesi/kazanamaması)nın
gerekçesinin bulunmaması,diğer ifadeyle prim alacağının herhangi bir koşula bağlı olmaması halinde,bu durum eşitlik ilkesi açısından mahsurlu olacaktır.Herhangi bir koşula bağlı olarak verilmesi halinde ise, bu koşulların eşit olarak uygulanıp/uygulanmadığının araştırlması,ortaya konması gerekir,aksi takdirde bu durum eşitlik ilkesine aykırı düşer.

Bahsekonu prim uygulaması, bazı şartlara bağlanmış,işci de bu şartları yerine getir(e)memiş olması sebebiyle,prim ücreti ödenmese de,bu şartların neler olduğunu işcinin önceden bilmesi de gerekir idi.

Sonuç itibariyle çalışanımızın,mevcut iş ilişkisi devam eder iken,şikayet ya da yargı yoluna başvurması sonucunda işveren ile çekişme içine girmesi,bir takım başkaca sorunların doğmasına yol açabilir.Bu nedenle yine usül dairesinde girişimlerde bulunmanız,bir sonraki ay hata olmamasına rağmen yine ödenmez(siz de yine haksızlık yapıldığı kanaatine varırsanız) bu defa (işci yönünden)İş Kanunu M.24/II-e bendi uyarınca fesih yoluna giderek,yasal haklarınızın ödenmesini talep edebilir,muhtemelen vermezler(se ki vermeyebilirler)bu takdirde de yargı yoluna başvurabilirsiniz ve bu dava yukarıdaki bilgiler ışığında(2-3 yıl içinde) sonuçlanır.
 
. .hatalı bir rapor düzenlemesinden dolayı bana bu ay ki primimim ödenmeyeceğini söyledi.
Ve sonuç olarak bana yaklaşık 2000 TL tutarındaki primim ödenmedi.
İlgili raporda benim suçum olmamasına rağmen günah keçisi ben seçildim ve benden o ay ki alacağım ödenmedi.
Rapor gerçekten hatalımıydı?
 
evet hatalıydı ama hatayı yapan ben değilim.
Şöyle ki, sahada inceleme yapan arkadaşa belediyeden yanlış bilgi veriliyor ve sonucunda raporu yanlış düzenliyor, bende raporun kontrolünden sorumluyum, rapor kendi içinde tutarlı ve düzgün yani hata sahada inceleme yapan arkadaşa yanlış bilgi verilmesinden kaynaklanıyor ve benim bunu tespit edebilmem mümkün değil, sahaya çıkan arkadaştan savunma isteniyor, kendisini savunmasını yapıyor ve uyarı alıyor, ancak benden ne savunma isteniyor, ne birşey deniyor, direk o aya ait prim alacaklarım ödenmiyor,
 
Baştan peşin hükümle, ödenmeli veya ödenmemeli diyemeyeceğim.

İş akdi iki tarafa da borç yükler.Buna göre işci yönünden iş görme,bağımlılık,sadakat,işveren yönünden başta ücret,işciyi gözetme ve eşit işlem yapma vs.gibi borçlar doğar.

İşci işini özenle noksansız yapmak zorundadır.İş görme borcunun ihlali,bu borcun ya hiç ifa edilmemesi ya da kötü(özensiz)ifa edilmesi şeklinde ortaya çıkar.(Her iki durumda da bir zarar doğmuş ise,işci bu zarardan sorumlu tutulabilecektir.)

Olayımız(rapor)da hatalı bir durum olduğu(raporun tamamı hatalı değilse de, raporun amacına yönelik esaslı bir hatanın olduğu)işverenin bu hatayı ortaya koyduğu,bu durumun sizin de kabülünüzde olduğu açık.İleri sürülen bu hata,doğrudan tarafınızdan yapılmamış ise de,uhdenizdeki iş de bulunan bu hata tarafınızı da bağlar,bu durumda müştereken sorumlu olursunuz,buna göre bu durum, sözkonusu primin tamamının mı ,yoksa bir kısmının mı ödenmemesini gerektirir emin değilim(bilmiyorum)diğer tarafdan,meydana gelen hatanın önceden bilinebilirliliği,dolayısyle de önlenbilirliliğinin sözkonusu edilip edilemeyeceği de irdelenmelidir ki,konunun dava konusu edilmeden çözümü/sonuçlandırılması zor gibi geliyor bana.
 
evet hatalıydı ama hatayı yapan ben değilim.
Şöyle ki, sahada inceleme yapan arkadaşa belediyeden yanlış bilgi veriliyor ve sonucunda raporu yanlış düzenliyor, bende raporun kontrolünden sorumluyum, rapor kendi içinde tutarlı ve düzgün yani hata sahada inceleme yapan arkadaşa yanlış bilgi verilmesinden kaynaklanıyor ve benim bunu tespit edebilmem mümkün değil, sahaya çıkan arkadaştan savunma isteniyor, kendisini savunmasını yapıyor ve uyarı alıyor, ancak benden ne savunma isteniyor, ne birşey deniyor, direk o aya ait prim alacaklarım ödenmiyor,
Raporu düzenleyen kişinin prim hakkı yok sanırım.Sadece uyarıyla yetinildiğine göre..
Anlayamadığım, hazırlanan raporları kontrol etme sorumluluğunuz varken, ama bende hata yok düşüncesinde olabilmeniz.
Zaten göreviniz , varsa hatayı görmek değil mi, raporu başkası yazıyorsa eğer??
Eğer böyle ise, yani siz zaten normalde rapor yazmıyorsanız, sadece başkalarının raporlarını inceliyorsanız, inceleyip tamamdır dediğiniz raporun hatalı düzenlenmiş bir rapor olduğu ortaya çıktığına göre,
siz gene de hatalı olan, gerçeği yansıtmayan rapor için prime hak kazandığınızı mı düşünmektesiniz?
 

Benzer konular

Üst