"Hayata Dair Düşünceleriniz"i Bu Başlık Altına Yaz

NUR ARSLAN

Katkı Sunan Üye
Üyelik
1 Haz 2005
Mesajlar
367
Merhaba,

Hayata Dair Düşünceleriniz Neler? Sevdikleriniz sizin için ne ifade ediyor ya da siz onlar için?....
Kendinizi nereye koyuyorsunuz hayatta?
Hayatınızın anlamı nedir sizce?
Ya da sağlık, gençlik, güzellik, sevgi nedir sizce?
Hepsini ve daha fazlasını bu başlık altında paylaşmak isteyenlere ......
Kod:
Binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık ya da sevgili fırsatlarını ne yapıyoruz?
 Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omuzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz ?...
 Yoksa hayati sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? 
Karşımıza erken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken, bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?

Sevgilerle,
 
eren' Alıntı:
Adı Ata Türk olan bu genç şahıs gerçekten Atatürk'ün izinden gidebilmişmiydi,onu tam olarak
anlayabilmişmiydi,topluma,ailesine ve kendine yararlı olabilmek için ne tür çabalar sarfetti acaba?
Ogün Güneş' Alıntı:
sanırım çok çaba harcadı ki bayrağımıza sarılı gitti yoksa bi yanlışlık mı oldu?

Merhaba,
Konunun magazin kısmıyla hiç ilgilenmiyorum...
O yüzden Sevgili Eren, senin konu başlığın altında yazmadığım için kusura bakma....
Sevgili Ogün ve Sevgili Eren, konuya başka bir açıdan bakmak istiyorum.... Biz diye bakmak istiyorum...

Hayata gelmeyi biz yani kendimiz seçmiyoruz öyle değil mi.?
Anneniz ve babanızın da kim olacağını seçme gibi bir şansınız yoktur. ve hatta isminizi bile sizin seçmediğiniz bir durumda ne bekliyoruz ki...

Üstelik böyle büyük bir ismin, ağır sorumluluğu bize yüklenseydi....ve onun ağırlığı altında ezilmişliği..... Layık olma çabamızın var ya da yok olması.... ne önemi var... Tüm bunlar yetmiyor mu bizce de bunları açıklamaya...

20 ya da küsur yaş bunalımı yaşamayan yok mu aramızda.....
Her anlamdaki kimliğimizin en uç noktası belki de...Biz yaşamadık mı kimliğimizi bulurken çatışmaları sevdiklerimizle....
Biz yaşamadık mı biz severken sevilmemeyi... ya da sevilirken sevememeyi....

Hangimiz şu ana kadar yaptıklarımızı kendimiz için yaptık?
Hiçbirimiz..... Hep çevre için yaşamadık mı... Hep annem-babam üzülmesin diye, onlara iyi evlat olabilmek için çalışıp çabalamadık mı..... Hep kendimize ket vurmadık mı....
Hangimizin anne-babası, çocuk değil de bir birey gibi davrandı bize...Bizim hayatımızın bize ait olduğunu hangimiz anlatabildik... Hangimiz biz bir farklı kişiyiz, kişiliğe sahibiz diye mırıldandık ya da haykırdık.....
Kendinizi ifade edebilme çabanızın, sizi hala büyümemiş gören anne-babanızın sizi koruma çabasıyla çatışmasını....
Sonuçta bir çıkış yolu bulma arayışına girmeniz... Kimileri için çemberi kırmak, kimileri içinse bir yanı kırık çemberin ortasında kalmak....
Kimilerinin kurtulmuşluğu -zaferi, kimilerinin ise zayıflığı- kendince kurtuluşu olmadı mı çevremizde...
Bunun adı KİMLİK ARAYIŞI değil miydi.... Kimi bulamazken kimliğini, tüm kaybettikleriyle yaşama hakkını da kaybediyor..... Ben bunu anlıyor, bunu görüyorum........

Sevgilerle.....
 
Merhaba,

Sayın Nur Hanım, kusura bakmayın ama bu yazdıklarınız ile Ata diye hitap edilen şahıs ile (Allah rahmet eylesin) bir alaka kuramıyorum.

İnanın kelime kelime irdeliyorum ama yok nafile bulamıyorum.

Böyle bir sorumluluk bize yüklenseydi diyorsunuz, ne sorumluluğu Allah aşkına.Para uğruna türlü rezillik yarışına girenler, halkın saflık duygusunu acımasızca kullananlar, dünya meselelerinden uzak, yaşam mücadelesi nedir bilmeyen insanlar mı sorumluluk altına giriyor.Onların yaptığı olsa olsa kurdun koyunu kapmak için koyun postuna bürünmesidir.

Madalyonun öteki yüzü yok arkadaşlar.Tek bir yüzü var oda iğrençlikler ile dolu.Ve iğrençlikleri de devam ediyor.

Ölmüş bir insanın arkasından kötü konuşulmaz ancaaak,

Bu Türk bayrağı ciğeri beş para etmez insanların kefenine sarılsın diye kazanılmadı.

Günlerce aç susuz, vatan sevgisi için çırpınan yürekler kazandı...Reyting ve para uğruna uğursuzca rüsvalar yaparak kazanılmadı..

Onun için TÜRK BAYRAĞI bu kadar düşmez, düşemezzz.

Şehitlik nedir biliyormusunuz,

Bir annenin acı dolu gözyaşları akarken, dimdik ayakta durabilmesidir,
Bir çocuğun bağıra bağıra benim babam ŞEHİT oldu diyebilmesidir,

Şehitlik nedir biliyormusunuz, Vatan özlemidir, En güzeli Cennettir...

Bugün 18 çalışma arkadaşım ile Emniyet Müdürlüğüne şikayet maili attık.Sadece Türk Bayrağının, Şehitlerin, Şehit ana babalarının haysiyeti, onuru için.

Nur Hanım siz madalyonun öteki yüzünü görebildiğiniz için şanslısınız, ama ben göremiyorum.Ya ben çok dar görüşlüyüm, yada çok ŞANSLIYIM.

(Lütfen yazdıklarım yanlış anlaşılmasın)

Kolay gelsin.
 
Merhaba,

Sayın Nur hanım, bu yazdıklarım size değil (lütfen yanlış anlaşılma olmasın) sadece burada başlık açtığınız için buraya yazıyorum ve ayrıca sizlere çok teşekkür ederim.

Benimde fikrim, bir otel odasında, içki komasına girmiş, uyuşturucu almış ve Ülkem için zerre birşey yapmamış birisinin tabutunun bayrağa sarılmaması yönündedir. Kim bu kişi, vatana ne faydası olmuş, şehit olması için ne yapmış. Vatan uğrunda ölen insana şehit denir. Böyle kişiliksiz ve zavallılar için (helede içki komasından ölmüş-ki hala hazmedemiyorum) bırakın şehit denmeyi, bayrağa sarılmasını, ben olsam cenaze namazını bile kılmazdım.

Saygılarımı sunarım
 
Sayın Human Resources,

Bayrağa sarılmayı vasiyet mi etmiş, yoksa cana mı gelmiş de sarmış kendini albayrağa? Bunun suçlusu kim arkadaşım?..Onu arasana sen?
Ad koyucusu kim? Kendi hırsları uğruna onu bir kukla gibi kullanan kim? Annesi .....evet cevap annesi..... Benim anlatmak istediğim buydu.......

Elbette vatana değil, medyaya şehit verdiği aşikar....

Aykırılığı-cezası-yaptırımı “yetkili ve etkili “olanlar tarafrndan yerine getirilmesi benim de dileğim tabii ki.... Elbette bunu acıya, üzüntüye bağlamak saçma ve anlamsız olur....Her birey yaptıklarının da sonucuna katlanır.... Cezası neyse çeksin buna sebep olanlar.....

Sayın Tecim ve Sayın Human Resources,
Bakış açımı yadırgamanızı yanlış anlamıyorum. Siz de beni - kişileri ve olayları tasvip ediyor gibi – yanlış anlamayın lütfen...
Konunun daha fazla uzamaması dileğiyle....

İyi çalışmalar diliyorum.....
 
NUR ARSLAN' Alıntı:
Sayın Human Resources,

Bayrağa sarılmayı vasiyet mi etmiş, yoksa cana mı gelmiş de sarmış kendini albayrağa? Bunun suçlusu kim arkadaşım?..Onu arasana sen?
Ad koyucusu kim? Kendi hırsları uğruna onu bir kukla gibi kullanan kim? Annesi .....evet cevap annesi..... Benim anlatmak istediğim buydu.......

Tekrardan Merhaba,

Peşim sıra hemen böyle birşey yazmanıza anlam veremedim.Haklısınız şeklinde yazmanızı beklerdim.Neden mi Çünkü haklıyım...

İşte insanların çoğu şu şekilde düşündü ve düşünmeyede devam edenler var.(Cenaze törenine binlerce kişinin gitmesinden belli)

Annesi olacak kişi, adı ve soyadı kişiliğine yakışmayan oğluna istediklerini yaptırdı, onu bunalıma soktu ve ölümüne sebep oldu diye düşünüyorsunuz.Bu medyaya da böyle yansıyacak tabi.

Ey Nur Hanım,

Hala siz (sen değil siz)gerçekleri göremiyorsunuz, bunlar bir oyun.Sadece bir oyun.Zaten halkımıza bu imajı vererek (hırçın anne, mazlum evlat) bu kadar süre gündemde kaldılar ve hala daha da kalmaya devam ediyorlar.Benim öfkem buna. :!:

Benim öfkem Türk Bayrağımızı bu kadar basite düşüren, zavallı beyinlere,
Benim öfkem Ata'ya, annesine, babasına,
Benim öfkem oraya giden binlerce insanlara,
Benim öfkem namazı kıldıran imama,
Benim öfken onu Türk Bayrağı'na saran adilere,
Benim öfkem CNN Türk'e,
Benim öfkem 9 kanalda birden aynı anda bu haberi saatlerce çarpık yayınlayanlara,
Benim öfkemin nedeni o 9 kanalı gezerken duvara atıp kırdığım kumandaya veya kumandayı yapana değil,

Benim öfkem sadece, halkın beynini bulandıran ve bir çıkmaza sürükleyen, şahsiyetlere...Nur Hanım...

Size değil.

Sevgiyle.
 
şimdi cümleye selam mı başlamalı yoksa

merhabayla mı!?

24 yaşında bir genç hayata veda etti.onu diğerlerinden ayıran meşhur olmasıydı. meşhur olması da ister istemez bir sürü yorumları peşinden getiriyordu. alkol ve uyuşturudan ölmeside toplum yargıçlarını hemen harekete geçirmişti.

ortaya dökülen tepkilerin başında da böyle zevkü sefanın içinde ölen adam nasıl şehit oluyormuş olması idi.

bu şehit kavramını ifade eden çocuğun bu hale gelmesinde suçlanan bir anneydi.

evladını, yavrusunu, cancağınızı kaybetmiş, yüreği yanan bir anne

evet 24 yaşında bir genç bir otel odasında hayata gözlerini yummuştu. o gencin bayrağa sarılması bizleri rahatsız etmişti. sinirlendirmişti. hatta elimizden gelse o tabutun üstüne atılıp sen bu bayrağa layık mısın ulan diyecektik.

ama o bizleri duymayacaktı. duyamayacaktı.

peki ya o bizleri duysa bizlere ne derdi acaba.

siz bana kızanlar. beni sizler bu hale getirmediniz mi? sizler beni izleyip bana izleme rekorları kırdırarak bu yola sizler sokmadınız mı. yoksa bu programları izleyenler başka milletin insanları mıydı. şimdi neyin hesabını soruyorsunuz.

evet. aslında haklısınız ben öyle ya da böyle bu yaşantıyı kendim seçtim. ben bu bayrak sarılmayı hakketmiyorum haklısınız -dese bu haklılık bize ne kazandıracaktı.

haklıydık ve bayrağın hakkını savunmuştuk. ama o genci yargılayıp bayrağın hakkını savunan bizler haftalar önce o bayrağa hakaret edenlere bu kadar cesur değildik.

ama o bayrağın hakkını savunmak o kansızlara sinirli sinirli bakmaklayla sınırlı olmamalıydı. bu iş masa başında klavyelere ya da kumandalara da kalmamalıydı.

evet. aslında kaybettik arkadaşlar. 24 yaşında bir genci kaybettik. ve esasında şu anda kimin haklı olduğunun da bir önemi yok.

ama önemli olan bazı şeyler vardı. büyük çoğunluğunuz ertesi gün bu yazıyı okurken masanızda duran gazetenin üçüncü sayfasında yeni yeni ataların haberlerini okuyacaksınız.

aslında daha önemlisi olan neydi biliyor musunuz. bu adamı öldürdük tabutunu gömdük, üstüne 2 küfür sıktık ama daha henüz gömmediğimiz
yeni atalar var çevremizde. henüz üçünçü sayfa da sırası gelmeyen gençlerimiz.

onlar çevremizde. iş yerimizde mahallemizde gezdiğimiz dolaştığımız yerlerde. hepsi bize bakıyor. abi, abla bu hayat niye böyle çekilmez diyerek bakıyorlar bize. benim bu hayatta ne beklentim olabilir diye
bakıyorlar bize.

lütfen onların ellerinden tutun. hayat tecrübenizi onlarla anlayacağı dille paylaşın. yol gösterici olun onlara.

çekiceğiniz küçücük sıkıntı, aah ah iyi efendi çocuktu. kimseye bir yaramazlığı olmazdı ya da annesi baba ilgisi olmazsa çocuk böyle olurdu boş laflarından çok kutsal olacaktır.

ve siz anne babalar. çocuklarınız her düştüğünde onlara yardıma koşan sizler. bırakın çocuklarınız kendi ayakları üzerinde dursun biraz. gözünüz üstünde olsun tabii. ama her zaman yanında olmazsanız onların!!

değerli forumdaşlar

gençlerimiz öldüğü, elimizden kayıp gittiği bu dünya da ben haklı olmak istemiyorum.

yine sevdiğim bir sözü paylaşmak isterim

oğul haklıyken mağlup olmayı haksızken galip olmaya tercih et.

bana hala haksız diyenler gazeteleri eline alsınlar

saygıyla
 
Günaydın,

Yorumlarınız inanın çok hoşuma gitti, Sayın Erdem.

Bu olayda alınacak ders tabi ki çevremizdeki gençlere, çocuklara sahip çıkmak, onların ellerinden tutmak, onlara yol göstermek olacaktır.Bu düşünce aklımızda zuhur etmesi için bu tür olaylara bence hiç gerek yok.Bunda muhakkak ki hemfikiriz.

Ancak, bu tür olaylarda hala daha birşeylere tevazu göstermek bizlerin çıkmaza sürüklenmemiz demektir.

"Ahh gitti, vatan bir evladını daha yitirdi.Aslan gibi delikanlıydı, daha dün televizyonda seyretmiştik, hayat işte...O annesi olacak cadaloz kadın yokmu yedi oğlanın başını..." demekle olmuyor.Böyle dediğimiz sürece yarın başka bir tanede, öbür gün bir tane daha çıkacak piyasaya...
Birşeylere gözümüz alışacak, herşey artık bize normal gelecek..

İki gün sonra İstanbul'da bir kapkaçcı bir kadının çantasını çaldıktan sonra çığlıklar üzerine çevreden yetişen bir adam kapkaçcıyı kovalamaya başladı.Kapkaçcı genç can havliyle kaçarken, bir araba ona çarptı ve oracıkta hayata gözlerini yumdu.Gencin cenazeci dün .... mezarlığına Türk Bayrağına sarılarak defnedildi.

Biz bu sefer;

Vah daha 17 yaşındaydı, çocuk ekmek parası uğruna öldü mü diyeceğiz.

Evet arkadaşlar inanın bu iğrençliğe dayanamıyorum.
Sizlerden ricam, lütfen kanmayın artık...Bu oyunlara ortak olmayın.Özümüzü unutmayalım...

heerdeem' Alıntı:
haklıydık ve bayrağın hakkını savunmuştuk. ama o genci yargılayıp bayrağın hakkını savunan bizler haftalar önce o bayrağa hakaret edenlere bu kadar cesur değildik.

Siz olmayabilirsiniz.Ama inanın biz cesurduk.....

Saygı ve sevgiyle,
Kolay gelsin...
 
Sayın Human Resources,

Ben TV nin insanı esir aldığını, insan beynini uyuşturduğunu düşünen biri olarak bana hitap eden TV programları haricinde TV izlemem. Konu olayda beni kişilerin isimleri ilgilendirmiyor.... Ben Toplumsal ve psikolojik açıdan düşündüğümü yazdım. Dolayısıyla tanımadığım, iç dünyasını bilmediğim insanlar hakkında kesin hükümler vermedim-vermem de.

Bayrak, şehitlik ve özümüzle ilgili kavramların ne olduğunu da biliyorum merak etmeyin siz...

Düşmez kalkmaz bir Allah. Bu toplum içinde yaşayan bizlerin, hepimizin yakının başına gelebilir. Hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir. Gitgide kirlenen bir dünya ve toplum içerisinde çocuklar yetiştiriyoruz. Ne kadar soyutlayabilirsiniz toplumdan canınızın bir diğer parçasını... bir fanus hayatı da sağlasanız onlara.... Çocuğunuzu, kardeşinizi, yeğeninizi, kuzeninizi, torununuzu......Bu kadar büyük konuşmamak gerekir....

Hayatta en kızdığım şeylerden biri de birilerinin benim adına düşünüp konuşması.... Siz de bunu yaptınız.... “Ey Nur Hanım” diye hitabınızla süsleyerek, birden o kalabalık yığının içinde varsayarak beni de...Söylediğiniz gibi bahsettiğiniz olaylara kanacak kadar ne safım, ne de oyuncuların oyunlarına ortağım.....
Benim ne düşündüğümü, sizin için bir kitapta toplasam, kendi pencerenizden baktığınız sürece,”Ben Haklıyım” diye düşündüğünüz sürece, hayatta birşeyleri anlamanız, anlam yüklemeniz mümkün gözükmüyor.....Üzülerek.....
TV Kumandasını kırmışsınız ya işte o noktada beyniniz de “Düşünce Gücü”nü yitirmiş oluyor.... Aman dikkat...
Kendinize iyi bakın ..... Çünkü bu forumun sizin gibi “haklılara,cesurlara...” ihtiyacı var....
 
merhabalar.
24 yasında olmama ragmen hayattan bı beklentım yok.
herkesın bencıl oldugu donemde ne ısteyebılırız kı bu hayattan.
herkesın bırbırını kandırdıgı bı donemde ne ısteyebılırz kı bu hayattan.
tek ıstedıgım sey yıllardan berı aynı.
dunyayı gezmek....
kazandıgım parayla tek yapcagım sey bu.
dostluk sevgı ask bence 1980 lerde kaldı.
hangı komsunuzla gorusuyorsunuz?
yada kacınız gercek askı gercekten yasıyorsunuz?
bu sorular uzar gıder...
kısacası ben 1980 lerı cok ozluyorum.
2000 lerde teknolojı ılerledı fakat bızler gerıledık.ılıskılerımız de sanal oldu.tv en yakın dostumuz oldu.cep telefonu askımız oldu.ınternet ıse herseyımız.
sevgı ve saygılarımla...
 
Merhabalar,

Ata olayı alomaliyenin forumunda bile reyting yaptıysa ve iki başlık altında anlatılıyorsa diyecek hiç bir şey yok arkadaşlar !


Saygılar,

SMMM
Dilek KARACA
 
Herkese selamlar,

Hayatın içinde olan her olayı her olguyu olduğu gibi kabul edince, herkesi ve herşeye olumlu bakıp sevince, kafanızdan önyargıyı atınca HAYAT çok güzel.
İş hayatı dışında da iş stresinizi hobi, eğlence vs ile atabiliyorsanız daha da güzel.
Aşıksanız sevgiliye ya da eşe hayatınız daha da anlamlı. Çocuğunuzla katlanan daha başka bir anlam taşır hayat.
Hiçbirşeyi üstlenmekten gocunmuyorsanız ya da üstünüze almıyorsanız da güzel.
İçinizdeki kötü duygulardan, kıskançlıklardan arının....
Sevin.herşeyi sevin, aşık olun. eşe, sevgiliye, çiçeğe, böceğe, doğaya, insana.

Herkese dostça selam ve sevgiler.
 
destekliyorum

merhabalar,
soğuk havanın estiği içimizin dostlullarla, sevgiyle ısındığı,
bu güzel günün güzel değerli arkadaşlarıma bir görüşüm olacak. :anons
ben sayın oskar a katılıyorum.alomaliyede de ata olayı vs konular da konuşulur mu :?:



saygı ve sevgilerle ekin hanım
iyi çalışmalar
 
Üst