Hes Projesi Satışında Kdv

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan NESİL99
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Üyelik
27 Ocak 2009
Mesajlar
38
Konum
ankara
arkadaşlar,

günlerdir kaynak tarıyorum ama maalesef bulamadım. hes projesi satışında kdv var mıdır?
varsa indirim konusu yapılabilir mi? tesis hesabına mı alınmalıdır? amortisman uygulaması nasıl olmalıdır.
kaynak tavsiye edebilir misiniz?
yardımcı olursanız memnun olurum.
 
Sayın NESİL99

Bu kayanağa bir göz atın yaramazsa formda tekrar görüşürüz

Yenilenebilir Bir Enerji Tesisinin Kuruluşu
Bu bölümde, çalışma amacından kopmamak ve konuyu dağıtmamak gerekçesiyle yukarıda dile getirilen bütün enerji kaynakları yerine tek bir enerji kaynağından söz edilecek, bu enerji kaynağından yaralanarak elekt*rik üretecek olan bir tesisin hangi aşamalardan geçerek kurulduğu belirti*lecek ve çalışmanın sonraki bölümünde ise ilgili aşamalarda karşılaşılacak muhasebe sorunlarına değinilecektir. Böylece diğer enerji kaynakları ile enerji üreten tesisler için de genelleme yapılabilecek bir durum ortaya ko*nulacaktır.
Bu noktada bu çalışmada seçilen enerji kaynağı, rüzgâr enerjisi ol*muştur. Bunun gerekçesi de Türkiye’nin rüzgâr enerjisi yönünden çok zengin olması ve bu sektörün hızla gelişebilme olasılığıdır (Güler, 2005)
Bir rüzgâr enerjisi santralinin kuruluş aşamaları basitçe şu şekilde ifa*de edilmektedir (Solea Enerji, 2011).

Yer Seçimi:

Bu aşamada, rüzgâr enerji santralinin kurulacağı yerin seçimi yapılır. Yer seçimini belirlerken ise özenle düşünülmesi ve araştırılması gereken hususlar vardır. Bunlar: rüzgâr verilerinin temini, arazi yapısının değerlen*dirilmesi, enerjinin ulusal şebekeye aktarılması için gerekli olan yüksek gerilim hatlarının incelenmesi, yol durumu ve arazi mülkiyetinin araştırıl*ması gibi hususlar olarak sıralanabilir.

Rüzgârın Ölçülmesi:

Bu aşamada, rüzgâr hızının yüksek olduğu alanlarda kurulan santral*lerden daha fazla enerji üretileceğinden dolayı ilk olarak hesaplanması ge*reken unsur rüzgâr hızıdır (Akova, 2008). Rüzgâr hızlarının yanında rüzgâr türbinlerinin konumunu belirleyecek olan, rüzgâr yönlerinin de çizilmesi (rüzgârgülü) gerekmektedir (Akova, 2008). Son olarak rüzgâr türbinlerinin tasarımını etkileyecek olan rüzgâr hızının değişiminin de ölçülmesi gerek*mektedir (Akova, 2008).

Rüzgâr Türbinlerinin Seçimi:

Rüzgârın sahip olduğu kinetik enerjiyi, elektrik enerjisine çeviren un*sur rüzgâr türbinleridir. Rüzgâr türbinleri; santralin kurulacağı mevkiinin özelliğine, rüzgârın hızına ve yönüne ve rüzgârın hızındaki değişmeler gibi bir çok faktöre bağlı olarak seçilmektedir.

Lisans Alımı:

Bu aşamada ise yurt genelinde ya da belli bir bölgede satış ve dağıtım faaliyeti için, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan (EPDK) 4628 Sayılı Kanun’a göre izin alınması gerekmektedir. Lisanlar en az 10 en fazla 49 yıllığına alınabilmektedir.

Lisans Sonrası İşlemler:

Lisans alma tarihinden tesis tamamlanma tarihine kadar geçen süre zarfında yapılan işlemlerdir. Bu aşama proje onayı, mühendislik işleri, hazine arazilerinin kiralanması işlemleri, inşaatın başlaması ve gerekli olan araç-gereçlerin temini ile inşaatın bitirilerek faaliyete geçirilmesi sürecini kapsamaktadır.
Diğer enerji tesislerinin kurulumunda da bu aşamalara benzer bir sü*reç izlendiği düşünüldüğünde; yenilenebilir bir enerji santralinin yukarıda sıralanmış olan kuruluş aşamaları göstermiştir ki yenilenebilir bir enerji santralinin kurulumu için katlanılacak önemli maliyet unsurlarından biri de araştırma ve geliştirme (AR-GE) maliyetleridir. Bu durumun gerek global rekabet ortamının varlığı gerekse enerjinin tüm dünya için çok önemli bir unsur olması nedeniyle doğal karşılanması gerekmektedir.
Cansın ve Softaoğlu (2009) çalışmasında, son otuz yıllık süreçte yeni*lenebilir enerji sektöründeki AR-GE harcamalarının toplamdaki payında artış gözlenirken, fosil enerji kaynaklarına yönelik AR-GE harcamalarının toplamdaki payında ise bir azalış olduğunu ortaya koyarak, bu sektördeki AR-GE harcamalarının önemini belirtmiştir.
Bu noktada, yenilenebilir enerji sektörünün başlıca muhasebe soru*nunun AR-GE harcamalarına yönelik olacağı açıktır. Çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde de başta AR-GE harcamaları olmak üzere ilgili sek*törde karşılaşılabilecek muhasebe sorunlarına değinilecektir.
 
Son düzenleme:
. Yenilenebilir Enerji Sektörünün Muhasebe Sorunları
2.1. TFRS Açısından Genel Bir Değerlendirme.
Örneğimizde ele alınan rüzgâr enerji santralinin kurulması aşamasında karşılaşılacak ilk sorun, AR-GE maliyetleriyle ilgili olarak bu maliyetlerin ne zaman aktifleştirilip ne zaman aktifleştirilmeyeceği ile ilgilidir. Bu konu ile ilgili açıklamalar TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklarda ele alın*mıştır. TMS 38, öncelikle araştırma ve geliştirme kavramlarını şu şekilde tanımlamıştır. Araştırma; yeni bir bilimsel ya da teknik bir bilgi ve anlayış kazanma amacıyla üstlenilen özgün ve planlı incelemedir. Geliştirme ise; ticari üretim ya da kullanıma başlamadan önce, yeni veya önemli ölçüde geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem ya da hizmetlerin üretim planı veya tasarımında araştırma sonuçları ya da diğer bilgilerin uygulanmasıdır. İlgili Standartta araştırma ve geliştirme giderlerinin birbirlerinden
ayrıştırılabiliyor olması durumunda araştırma giderlerinin aktifleştiril*memesi gerektiği, buna karşın geliştirme giderlerinin ise aktifleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bunun gerekçesi ise araştırma giderlerinin yeni bir bilgi edinilmesi, daha önceki bilgi ve bulguların başka bir ürün ya da hizmet üretimi için değerlemesi, üretim sistem ve araçlarının alternatif*lerinin araştırılması, yeni alet, edevat, ürün, süreç, sistem ve hizmetlerin değerlendirilmesi gibi faaliyetleri kapsaması ve bu nedenle de sonuçların henüz belirsiz olmasıdır (Örten, Kaval ve Karapınar, 2010). Geliştirme giderlerinde ise sonuç belirlenmiş, artık bu bilginin nasıl kullanılacağı üzerinde veya bir proje adaptasyonunda çalışılıyordur (Kaval, 2008). Eğer bir projede araştırma faaliyetleri ile geliştirme faaliyetleri birbirinden ayrıştı*rılamıyorsa, araştırma gideri yapılmış sayılır ve aktifleştirilemez (Kaval, 2008). Zaten, sonuçları belirsiz bir faaliyetin aktifleştirilmesi amortisman süresi sorununa yol açacaktır. Örneğin; araştırma faaliyetlerinin çok uzun sürdüğü ve araştırma giderlerin de sürekli olarak aktifleştirildiği bir muha*sebe sisteminde, bu giderlere ait amortisman süresini belirlemenin imkanı olmayacaktır.
Yukarıdaki ifadelerden yola çıkıldığında; bir rüzgâr enerjisi santrali*nin kurulum aşamalarından olan yer seçimi ve rüzgârın ölçülmesi faaliyetlerindeki bilgilenme sürecinin, TMS 38’e göre büyük ölçüde araştırma safhasını oluşturduğu söylenebilir. Bununla birlikte; bu aşamalardaki araş*tırmalar sonucu elde edilen bilgiler kullanılarak hangi rüzgâr türbinlerinin veya hangi kuruluş yerinin seçileceğine karar verilmesi süreci ise TMS 38’e göre büyük ölçüde geliştirme gideri olarak düşünülecektir2.
Bu sektörde, TMS 38’e göre incelenmesi gereken diğer bir husus da 4628 sayılı kanun gereği EPDK’dan alınan lisans belgesidir. Lisans belgesi üretilen enerjinin satılması ve dağıtılması için ilgili firmaya izin vermektedir. Bu noktada ilgili muhasebe standardına göre bu lisanslar aktifleşti*rilmelidir.


Yine örneğimiz kapsamında, bir rüzgâr enerjisi santralinin kurulumu için lisans sahibine verilen, kamuya ait arazilerin kiralanması hakkı ile ilgili olan ve kiralanan taşınmazın değerini artırıcı harcamalar da muhasebe*
2 Buradaki yargı, tamamen yazarlara aittir. Aslında bu husus ile ilgili daha kesin karar*ların, bu iş ile sıkı ilişki içerisinde olan ve bu sektörde uzmanlaşmış kişilerce verilmesi gerekmektedir.



leştirme açısından sorun teşkil edebilmektedir. Tek Düzen Hesap Planı’nda Maddi Olmayan Varlıklar içerisinde yer alan özel maliyetler, TFRS’lere göre Maddi Duran Varlıklar grubu içerisinde yer almalıdır.
Bu Çalışma ile ilgili diğer bir husus, TMS 16 Maddi Duran Varlıklar kapsamında; rüzgâr enerjisi santralinin inşaat sürecinin tamamlanması ile santral dâhilindeki tüm maddi duran varlıkların özellikle de rüzgâr türbin*lerinin ilgili standart gereği aktifleştirilmesi gerekmektedir. Çünkü TMS 16’ya göre maddi duran varlık; mal ve hizmet üretimi veya arzında kul*lanılacak ve bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen fiziki kalemler olarak tanımlanmıştır. Bu noktada rüzgâr türbinleri ile tesisin maddi duran varlık olarak nitelendirilmesi hususunda daha fazla açıklamaya gerek ol*madığı düşünülmektedir.
Burada açıklanması önem arz eden husus, enerji santralinin kurulma*sı aşamasında borçlanılan fonlarla ilgili olarak ortaya çıkan faiz ve diğer maliyetlerin aktifleştirilip aktifleştirilmeyeceğidir. TMS 23 Borçlanma Maliyetleri’ne göre; bir varlık özellikli varlık, yani istendiği şekilde kul*lanıma veya satışa hazır hale gelmesi önemli bir süre alan varlık ise borçlanma maliyetleri aktifleştirilir. Bu nedenle de çalışma konusunu oluşturan enerji santralinin kuruluş aşamasındaki borçlanma maliyetleri, santralin özellikli bir varlık olmasından dolayı aktifleştirilmelidir. Ancak enerji santralindeki rüzgâr türbinleri gibi, hazır bir şekilde alınan ve bu alım işle*mi için de bir finansman gideri söz konusu olan, varlıklarda harcama tuta*rının finansman maliyetinden arındırılması, ilgili tutarın finansman gideri olarak muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.


Son olarak; gerek maddi duran varlık gerekse de maddi olmayan duran varlıkların işletmeye sağladığı uzun dönemli haklar, avantajlar ve yararlardan dolayı “dönemsellik” ilkesi gereği maliyetlerin giderleştirilerek dağıtılması hususuna değinmek yerinde olacaktır. Bu işlemlere maddi duran varlıklar için “amortisman”, maddi olmayan varlıklar için ise “itfa” denilmektedir. TMS 16 ve TMS 38’e göre; konumuzun kapsamı içinde olan maddi duran varlıkların amortismanı ve aktifleştirilmiş geliştirme giderle*rinin itfası için normal ve azalan bakiyeler yöntemi ile birlikte üretim miktarına göre amortisman/itfa yöntemlerinin kullanılabileceği belirtilmiştir. İlgili standartlarda amortisman ve itfa oranlarının serbest bir şekilde var*

lıklardan beklenen fayda ölçüsüne göre belirlenmesi gerektiğine de vurgu yapılmıştır. TMS 16’da vurgu yapılan bir başka konu ise bir duran varlığın farklı parçalardan oluşması söz konusu olduğu durumlarda (eğer bu par*çaların bedelleri belirlenebiliyor ve bu parçalar birbirlerinden farklı kul*lanım ömürlerine sahip iseler) her parça için farklı oranlarda amortisman ayrılacağıdır. Bu bakımdan enerji santralinde yer alacak rüzgâr türbinin kule, jeneratör, dişli kutusu ve pervane gibi parçalarında bu hususa dikkat edilmesi gerektiği belirtilmelidir.
Aktifleştirilen lisansların ekonomik ömrü baştan bilindiği için yine TMS 38’e göre faydalı ömür üzerinden amortisman ayrılması uygundur. Ancak burada sorun teşkil eden husus, lisans alındıktan sonra hemen fa*aliyete geçilememesidir. Şöyle ki 27434 sayılı Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği’ne göre; lisansları alınarak onaylanan projelerin üç yıl içeri*sinde tesis edilmediği taktirde projelerin onaysız sayılacağı söz konusudur. Diğer bir deyişle, 49 yıllığına alınan bir lisansın kullanıma başlaması 3 sene*yi bulabilmektedir. Keza bu süre Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 10. maddesine göre belli şartlar altında daha da uzayabilmektedir. Şimdi sorun, aktifleştirilen bir lisans belgesinin faydalı ömrünün ne olacağıdır? Standart genel olarak aktifleştirilmeyi, o varlıktan fayda sağlamaya bağla*dığına göre örneğimizdeki itfa süresi de 46 yıl olacaktır.
 
Son düzenleme:
SPK Tebliğleri ile Vergi Mevzuatının, TMS Hükümleri ile Karşılaştırılması
Bir önceki bölümde değinilen ve TFRS’lere göre nasıl muhasebeleşti*rilmesi gerektiği izah edilmeye çalışılan konular, yenilenebilir enerji sektö*ründe karşılaşılabilecek özellikli muhasebe sorunlarıdır. Bu bölümde konu daha da derinleştirilmeye çalışılacak ve ilgili hususların SPK tebliğlerince ve vergi mevzuatınca nasıl düzenlendiği anlatılmaya çalışılacaktır. Ortaya çıkacak çelişkilerde ise nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine sonraki bölüm*lerde değinilecektir.
Yenilenebilir enerji sektörü ile ilgili olarak bir önceki bölümde dile getirilen ve bu bölümde de üzerinde konuşulacak hususlar özetle;
AR-GE harcamalarının aktifleştirilme zamanı ve aktifleştirilen gider*lerin itfası.

Lisans belgelerinin itfası ile tesisin kurulacağı arazi olarak kiralanan taşınmazın değerini arttırıcı harcamalar.
Tesislerin aktifleştirilme zamanı, yatırım dönemindeki borçlanma ma*liyetleri ve duran varlıkların amortismanı olacaktır.

AR-GE harcamalarının aktifleştirilme zamanı ve aktifleştirilen gi*derlerin itfası:


AR-GE harcamaları ile ilgili olarak dile getirilen TFRS’lerde yer alan düzenlemelerden başka SPK’ da Seri 11 No 1 sayılı “Sermaye Piyasasında Mali Tablo ve Raporlara İlişkin İlke ve Kurallar Hakkında Tebliğ” (SPK, 1989) bu konuyla ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Bu tebliğin 35. mad*desinde AR-GE harcamalarının ne zaman aktifleştirileceğine dair hususlar, TFRS ile büyük benzerlikler göstermektedir. Ancak aktifleştirilen geliş*tirme giderlerinin itfa süresi aynı tebliğde 5 yıl olarak belirtilmiştir. Bu durum ise TFRS’den farklıdır. Çünkü bilindiği üzere TFRS’de itfa süresi ile ilgili herhangi bir kısıtlamaya yer verilmemiştir. Ancak bu farklılık da SPK’nın Seri 11 No 29 sayılı “Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği (SPK, 2008)” ile ortadan kaldırılmıştır. Bu tebliğ ile SPK, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun yayınladığı standartları kendi standardı olarak kabul etmiştir3.
AR-GE harcamalarına ilişkin hususa vergi mevzuatı açısından bakıldı*ğında; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/a. maddesine göre kurum kazan*cının ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/9. maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır. Ayrıca bu harcamalar, aktifleştirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir, bir iktisadi kıymet oluşmama*sı halinde ise doğrudan gider yazılır. Kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar, takip eden yıllarda yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır(Yıldız, 2010). Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere AR-GE harcamalarının indirim konusu yapılması ile aktifleştirilerek amortisman yoluyla giderleştirilmesi uygu*ndur Bu nedenledir ki her ne kadar bu bölümün başlığı “SPK Tebliğleri ile Vergi Mevzua*tının, TMS Hükümleri ile Karşılaştırılması” olarak belirlenmiş olsa da çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde SPK düzenlemelerine değinilmeyecektir.

laması birbirine alternatif iki uygulama olmayıp, her iki uygulamanın aynı anda olmasını gerekli kılmaktadır.
Bu uygulamanın TFRS’den farkı araştırma giderlerinin de aktifleştir*mesine izin vermesidir. Yine TFRS’den farklı olan husus, mevzuat gereği aktifleştirilmiş AR-GE harcamaları 5 yıl içinde itfa edilmek zorunda ol*masıdır.

Lisans belgelerinin itfası ile kiralanan taşınmazın değerini arttırıcı har*camalar.


Daha önce de belirtildiği gibi TMS 38’e göre lisans bedellerinin itfa süresi, lisansın EPDK’ dan kaç yıllığına alındığına bağlıdır. Ancak çalış*manın sonunda verilen EK 1’e göre Maliye Bakanlığı’nın lisanslar için belirlediği ekonomik ömür 15 yıldır, yani vergi yasalarına göre mali tab*lolarda 15 yılda itfa edilmelidir. Ancak buradaki süre; işletmenin faaliye*te başladıktan sonraki süre değil, lisansın alındığı tarihten itibaren geçerli olan süredir.
Bu başlık altında incelenecek bir diğer konu da tek düzen hesap planına göre özel maliyetler niteliğindeki harcamalardır. VUK’ un 272. maddesine göre; gayrimenkuller kira ile tutulmuş ise veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının işletme hakkı verilmiş ise, kiracı veya işletme hakkına sahip tüzel kişi tarafından yapılan; normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını geniş*letmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapı*lan giderler, bunların özel maliyet bedeli olarak değerlenir. Yine VUK’ un 327. maddesine göre; gayrimenkullerin, elektrik üretim ve dağıtım varlık*larının ve gemilerin iktisadî kıymetlerini artıran ve 272 nci maddede yazılı özel maliyet bedelleri, kira veya işletme hakkı süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilir. Kira veya işletme hakkı süresi dolmadan, kiralanan veya işletme hakkı alınan şeyin boşaltılması veya işletme hakkının herhangi bir sebep*ten sona ermesi halinde henüz itfa edilmemiş olan giderler, boşaltma veya hakkın sona erdiği yılda bir defada gider yazılır.
Sonuç olarak mevzuat açısından bakıldığında kiralanan taşınmaza ait değer arttırıcı harcamalar özel maliyet olarak aktifleştirilmeli ve kirala*ma süresi boyunca da itfa edilmelidir. TFRS’de buna benzer hususları dile getirmekle birlikte aralarındaki fark, TFRS’nin özel maliyetler kalemini maddi varlık olarak dikkate almasıdır.

Tesislerin aktifleştirilme zamanı, yatırım dönemindeki borçlanma ma*liyetleri ve duran varlıkların amortismanı:

TMS 16 Maddi Duran Varlıklar’a göre; aktife alınma, duran varlığın kullanılabilir ve üretime başlayabilir hale gelmesi ile gerçekleşmektedir. Ancak Maliye Bakanlığı ise duran varlığın aktifleştirilmesini, üzerinden amortisman ayrılmasına bağlamakta ve üzerinden amortisman ayrılmadığı sürece de varlığın aktife alındığını kabul etmemektedir (Kaval, 2008).
Ayrıca, VUK’ un 270. maddesinin yorumlarına göre; duran varlığın aktifleştirilme sürecindeki faiz ve kur farklarının ilgili duran varlığın ma*liyetine verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, vergi mevzuatı gereğince ilgili duran varlığın satın alındığı yılın sonuna kadar (amortisman ayrılana kadar) oluşan kur farkının ve faiz giderinin duran varlığın maliyetine dahil edilmesi gerektiği söz konusu olmaktadır (Kaval, 2008). Ancak TMS 23 Borçlanma Maliyetleri’nde borçlanma maliyetlerinin, ilgili varlığın aktif*leştirilmesi ile varlığın maliyetine dâhil edilmesine son verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu noktada, TFRS ve vergi mevzuatının, varlığın aktif*leştirilmesini farklı tanımlaması borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesi hususunda bir karışıklığa yol açmıştır. Zaten vergi mevzuatının TFRS’den bir farkı da duran varlığın aktife alınmasından sonra ortaya çıkan finans*man giderlerinin istendiği takdirde varlığın maliyetine yine istendiği tak*dirde de dönem gideri olarak yazılmasına izin vermesidir.
TFRS ile vergi mevzuatı açısından karşılaşılabilecek bir diğer sorun da çalışma konumuzu oluşturan rüzgâr enerjisi santralinin, aktifleştirilen du*ran varlıklara ilişkin ayıracağı amortismanlarla ilgilidir. Öncelikle TFRS, amortismana tabi değerleri varlığın maliyetinden hurda değerin çıkarılması yolu ile hesaplanması gerektiğini belirtirken; vergi yasalarında bu kavrama yer verilmemiştir. Bu hususun dışında, yine TFRS’nin aksine vergi yasala*rı, kullanılacak amortisman oranlarının Maliye Bakanlığı tarafından belir*lenen oranlar olacağını belirtmektedir (T.C. Yasalar, 1961).
TFRS’lerde özel maliyet kavramı kullanılmamaktadır. Bahsi geçen durum, işlem ve olayların niteliği bu kavramı anımsatmaktadır.

Bu noktada var olan bir başka farklılık da amortismanın hesaplanma yöntemi ve amortismanın ayrılacağı dönemle ilgilidir. Şöyle ki VUK (T.C. Yasalar, 1961); “İktisadi ve teknik bakımdan bir bütün teşkil eden değer*ler için normal veya azalan bakiyeler usulü ile amortisman usullerinden yalnız birisi uygulanabilir” ifadesiyle amortisman hesaplama yöntemini ikiye ayırmıştır. Yine VUK, amortismanın ayrılacağı dönem olarak bi*nek otomobiller hariç tüm duran varlıkların alındığı dönemin tümü için amortisman ayrılmasını belirtmektedir. Oysa TMS 16, duran varlığın alın*dığı tarihten dönem sonuna kadar olan kısım için amortisman ayrılması gerektiğini belirtmiştir. Son olarak; rüzgâr enerjisi santrali örneğimizdeki farklı parçalardan oluşan bir rüzgâr türbinin, yukarıda ifade edilen vergi mevzuatı gereğince bir bütün olarak düşünülüp amortismana tabi tutulması hususu, yine TFRS’den farklılaşmaktadır. Bu hususun TFRS’de nasıl dü*zenlendiğine daha önce değinilmişti.
2.3. Vergi Mevzuatı ile TMS Hükümlerinin Farklılaşmasının Bir Sonucu: “Ertelenmiş Vergi 5”
Bundan önceki bölümlerde, yenilenebilir bir enerji sektöründe faaliyet gösterecek olan ve çalışmamızın örnek konusunu oluşturan rüzgâr enerjisi santralinde, TFRS ile mevzuat arasında farklılık arz edebilecek muhasebe konularının bir kısmına değinilmiştir.
Bu durumun şüphe götürmeyen bir sonucu, Türkiye Finansal Raporla*ma Standartlarına göre hesaplanan muhasebe kârı (ticari kâr) ile devletin oluşturduğu vergi mevzuatına göre hesaplanan vergiye tabi kârı (mali kâr) farklılaşmasıdır. Bilindiği gibi bu farklılıklar, geçici ve sürekli farklılıklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Kabaca gelecek dönemlerde kendiliğinden orta*dan kalkacak farklara geçici farklar, kapsam farklılığı sonucu oluşan ve or*tadan kalkmayacak farklara ise sürekli farklar denir. Geçici farkların yasal vergi oranıyla çarpılması sonucu bulunan tutara ise ertelenmiş vergi denir.
Bu bölüm ağırlıklı olarak;“T.F.Raporlama Standartları Uygulama ve Yorumları” ından yararlanılarak oluşturulmuştur.
 
Ertelenmiş Vergi Varlığı (İndirilebilir Geçici Fark):
İndirilebilir geçici farklar, farklılığı yaratan unsurların hem gelir tablosu
hem de bilanço yaklaşımından hareketle araştırılması gereken ve iş-
letmede muhasebe değeri vergi değerinden düşük varlıklar ve defter değeri
vergi değerinden büyük borçların bulunması durumunda ortaya çıkan farklardır.


Konumuz gereği çok kısa bir örneğin verilmesi gerekirse;
Diyelim ki A rüzgâr enerjisi santrali 1 Ocak 2010 tarihinde 200.000
TL’lik bir rüzgâr türbini satın almıştır. İşletme bu türbin için doğrusal
amortisman yöntemini kullanmayı seçmiştir. İşletmenin tahminine göre
türbinin yararlı ömrü 10 yıl; Maliye Bakanlığı’na göre ise 20 yıldır. Bu
durumda TFRS’ ye göre yıllık amortisman gideri 20.000 TL; vergi kurallarına
göre ise 10.000 TL olacaktır. Dolayısıyla, muhasebeye göre vergi
öncesi kâr, vergi kurallarına göre vergi öncesi kârdan 10.000 TL daha dü-
şük olacaktır. İşletmenin, amortisman gideri ve vergi gideri öncesi kârının
100.000 TL ve vergi oranının %20 olduğunu varsayarsak bu durum aşağı-
daki tabloda özetlenebilir:
TFRS’ ye Göre Vergi Kurallarına Göre
Vergi Öncesi Kâr 80.000 90.000
Vergi (%20) (16.000) (18.000)
Vergi Sonrası Kâr 64.000 72.000
Ertelenmiş Vergi Varlığı tutarı, TFRS ve vergi mevzuatına göre hesaplanan
amortisman tutarları arasındaki farkın vergi oranı ile çarpılmasıyla
aşağıdaki gibi bulunur.
(20.000–10.000)* %20 = 2.000 TL
Ertelenmiş Vergi Varlığı
Dön Karı V. ve D.Y.Y.K.
2.000
2.000


Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü (Vergilendirilebilir Geçici Fark):
Vergilendirilebilir geçici fark, muhasebe defterlerine kaydedilen tutarlardan
daha yüksek gider rakamının vergi matrahından düşülmesine izin
verilmesi ya da muhasebe defterlerine kaydedilen tutarlardan daha düşük
gelir rakamının vergi matrahına ilave edilmesi durumlarında ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan, varlıkların muhasebe kayıtlarındaki değeri vergiye
esas değerinden yüksek ya da borçların muhasebe kayıtlarındaki değeri
vergiye esas değerinden düşük olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Yine konumuz gereği çok kısa bir örnek vermek gerekirse;
Örneğin; bir rüzgâr enerjisi santralinin kuruluşunda 500 TL ödeyerek
yaptığı geliştirme faaliyetleri önce aktifleştirilmiş ve yıl sonunda %20
amortismana tabi tutulmuştur. Vergiye tabi kâr belirlenirken 500 TL’nin
tamamı gider olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, net değerler dikkate
alındığında TFRS’ ye göre tutulan kayıtta muhasebe değeri (500 TL – 100
TL = 400 TL) 400 TL iken, vergi değeri (500 TL – 500 TL ) = 0 TL çıkmaktadır.
Muhasebe değeri ile vergi değeri arasındaki fark olan 400 TL
ise vergilendirilebilir geçici farktır. 400 TL’lik bu vergilendirilebilir ge-
çici fark önceki örneklerde olduğu gibi yine cari vergi oranıyla çarpılarak
ertelenmiş vergi yükümlülüğü hesaplanacaktır. Hesaplanan bu ertelenmiş
vergi borcu daha önceki örneğe benzer bir şekilde muhasebeleştirilecek ve
TFRS’ ye uygun olarak raporlanacaktır.
(500 – 100)* %20 = 80 TL
Dön Karı V. ve D.Y.Y.K.
Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü
80
80

4. İlgili Hususların KOBİ TFRS Açısından Değerlendirilmesi.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının tanımına göre “KOBİ, iki yüz elli kişiden az
yıllık çalışan istihdam eden, yıllık net satış hâsılatı ya da mali bilançosu yirmi beş
milyon Türk lirasını aşmayan ekonomik birimler” olarak tanımlanmıştır.6
6 Bu tanım, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 08/07/2005 tarihli 5674 sayılı yazısına göre,
Bakanlar Kurulu’nca 19/10/2005 tarihinde yürürlüğe konulan Yönetmeliğin 4. Maddesinde
yer almaktadır.
Ekonomilerin güçlenmesi ve istikrarlı bir büyüme sağlaması açısından
KOBİ’lerin ne kadar önemli bir unsur olduğunu ortaya koyan birçok
istatistikî veri ile çalışma mevcuttur (Saraç ve Bozkurt, 2011). Bu kadar
önemli bir unsurun hayatta kalabilmesi ise gerçekçi, anlaşılabilir, önemli
ve ihtiyaca uygun birçok veri ile ilgili kişileri bilgilendirmesine ve yöneticilerin
de kaynakları etkili bir şekilde kullanıp kullanmadığını görmesine
bağlıdır. Bu noktada KOBİ TFRS, KOBİ’leri bu özelliklerle donatmak için
çıkarılmış bir standarttır. KOBİ TFRS’de KOBİ’ler; (a) kamuya hesap
verme yükümlülüğü bulunmayan ve (b) dış kullanıcılar için genel amaçlı
finansal tablo yayımlayan işletmeler olarak tanımlanmıştır.
Çalışmanın bu bölümünde, bundan önceki bölümlerde değinilen hususların,
KOBİ TFRS’de nasıl düzenlendiği ortaya koyulmaya çalışılacaktır.
Ancak ilgili hususlar bu standartta da TFRS’ye yakın bir şekilde ele
alındığından, çok kısa bir şekilde TFRS’den farkları dile getirilecektir.
Konumuzla ilgili olarak KOBİ TFRS, hem araştırma hem de geliştirme
giderlerinin doğrudan gider yazılmasını öngörerek, tamamımın (belirli
şartları taşıyanlar hariç) aktifleştirilmesini yasaklamıştır. Ayrıca aktifleştirilen
lisans gibi maddi olmayan varlıkların itfa süresini de TFRS’ye benzer
bir şekilde, beklenen fayda ölçüsüne göre, belirlenmesi gerektiğini ifade
etmesine karşılık, TFRS’den farklı olarak “eğer faydalı ömür hakkında gü-
venilir bir bilgiye ulaşılamıyorsa faydalı ömrün 10 yıl olarak kabul edilmesi
gerektiği” belirtilmektedir

Maddi duran varlıkların aktifleştirilmesi aşamasıyla ilgili olarak da
KOBİ TFRS, TFRS’nin aksine borçlanma maliyetlerinin oluştuğu dönemde
tamamen gider olarak yazılması hususunu gündeme getirmektedir.
 
Son düzenleme:
Rüzgâr Enerjisi Santrali İle İlgili Özellikli Hususların TFRS
(IFRS)’ ye Göre Muhasebeleştirilmesi
Çalışmanın bu bölümünde, belli başlı konulara ait örnekler verilerek
yukarıda anlatılan hususlar uygulamalı olarak gösterilecektir. (KDV’ler
dikkate alınmayacaktır)
Örnek 1:
01.01.2010 tarihinde kurulan Mert Rüzgâr Enerji Santrali 250.000 TL
kuruluş gideri yapmış ve vergi yasaları gereği de bu gideri aktifleştirmiştir.
İtfa süresi 5 yıl olan bu gidere ait 50.000 TL de amortisman ayrılmıştır.
Mert Enerji Santrali’nin; rüzgâr ölçümü, rüzgâr yönünün çizilmesi,
en uygun yer seçimi ve yine en uygun rüzgâr türbinlerinin tasarlanması
faaliyetleri karşılığında ödediği para 500.000 TL’dir. Bu giderin 200.000
TL’lik kısmının araştırma, 300.000 TL’lik kısmının ise geliştirme gideri
olduğu net bir şekilde ayrıştırılabilmesine karşın vergi yasaları gereği


tamamı, 5 yılda amorti edilmek üzere aktifleştirilmiştir. Mert Enerji Santrali,
defterlerini vergi yasalarına göre tutmakta, TFRS/IFRS’ye uygun da
mali tablo düzenlemektedir. Bu durumda yapılacak muhasebe kayıtları ve
TFRS’ye uygun mali tablo şu şekilde düzenlenecektir.
İlk olarak, örnek ile ilgili oluşan hesapların vergi yasalarına göre nasıl
yapıldığını ve bu durumun sonunda mizan bakiyelerinin nasıl olacağına
bakalım:
262. Kur ve Örg. Gid.
100. KASA 250.000 250.000
632. GYG
268. Birikmiş Amort
- Kuruluş Gid.


50.000 50.000
263. AR-GE. Gid.
751. Arge Yns. HS* 500.000 500.000
*AR-GE faaliyetleri kapsamında dönem içinde oluşan giderler 750
ARAŞTIRMA GELİŞTİRME HESABI altında ilgili grup hesapta toplanır.
Bu hesapta toplanan tutarlar gelir tablosuna aktarılmayarak 263 nolu hesaba aktarılır


630. ARGE
268. Birikmiş Amort
- Kuruluş Gid.
100.000 100.000
946 Yararlanılacak
ARGE İndirimi
**
948 ARGE İnd.
Alacaklı
500.000
500.000
947 Yararlanılmış
ARGE
946 Yararlanılacak
ARGE
500.000
500.000
948 ARGE İnd.
Alacaklı 947 Yararlanılmış
ARGE
500.000
500.000
**263 hesaba aktararak aktifleştirdiğimiz tutar ilgili yıl Gelir/Kurumlar
vergisi matrahından beyanname üzerinde indirilecektir. Vergi matrahının
yetersiz olması durumunda kalan tutar yeniden değerleme oranında
arttırılarak bir sonraki yıla taşınacaktır. Yapılacak bu işlemler, Nazım hesaplar
kullanarak takip edilmelidir. Bizim örneğimizde de vergi matrahının
yeterli olduğunu varsayarsak:
31.12.2010 KALAN
Borç Alacak
262. Kuruluş Gid. 250.000 -
268. Birikmiş Amort - 50.000
263. ARGE 500.000
268. Birikmiş Amort - 100.000
630. AR-GE Gid. 100.000 -
632. GYG 50.000 -
TFRS/IFRS kapsamında yapılacak düzeltme kayıtları şöyle olacaktır:

6.. Kuruluş Gid.
268. Bir. Amort
262. Kuruluş Gid
632. GYG
250.000
50.000 250.000
50.000
2... Ert. Vergi Varlığı
Vergi Değeri: 200.000
Muhasebe Değeri: 0
691. Vergi Gid. /
Gel. 40.000
40.000
630. AR-GE GİD
268. Birikmiş A.
(Ar-ge için olan) 263. Ar-ge Gid
- Araştırma Gid
100.000
100.000
200.000
691. Vergi Gid./Gel
GELİŞTİRME
GİDERİ İÇİN;
Vergi Değeri: 0
Muh. Değeri: 300.000
4... Ert. Vergi Yük 60.000
60.000
Bu düzeltmeler sonrası TFRS/IFRS uyumlu mizan ise şu hali almış
olacaktır:
31.12.2010 (000 TL) Mizan Düzeltme TFRS/IFRS
B A B A B A
262.Kur. G. 250 - - 250 - -
268. Amrt. - 50 50 - - .
268 Amrt - 100 100 - - -
630. Ar-ge 100 - 100 - 200 -
632. GYG 50. - - 50 - -
263. ARGE. 500 - - 200 300 -
6.. Kruluş - - 250 - 250 -
2.. E.V.V. - - 40 - 40 -
4.. E.V.Y. - - - 60 - 60
691. Vergi - - 60 40 20 -

Örnek 2:
Mert Rüzgâr Enerji Santrali, toplam 6.000.000 TL maliyetle kurulmuş-
tur. Bu paranın yarısı peşin yarısı da sadece bu tesisin inşaatı için kullanılmak
üzere çekilen banka kredisi ile ödenmiştir. Bankaya ödenen faiz tutarı,
450.000 TL olmuştur.
Bu durumda TFRS’ye uygun muhasebe kayıtları aşağıdaki gibi olmalıdır
(000 TL).
253. Tesis Mak. Cih 100. Kasa 6.000 6.000
780. Finansman Gid. 300. Banka Kredi.
450
450
253 Tesis Mak. Cih. 781. Fin Gid. Yns. 450 450
Örnek 3:
01.01.2010 Tarihinde tesis için dizayn edilen rüzgâr türbinleri, 500.000
TL ye satın alınmıştır. Bu tutarın; 300.000 TL’si peşin, 200.000 TL’si ise
birer yıl aralıklarla iki eşit taksitte ödenmek üzere çek keşide edilerek
ödenmiştir. Piyasa faiz oranları %10, amortisman süresi de 20 yıldır. Bu
durumda TFRS’ye uygun muhasebe kayıtları aşağıdaki gibi olacaktır.
BD: 300 + (100/1,1) + (100/1,12
)
BD: 473.553,719 TL
322 Reeskont:100–(100/1,1):9.090,91 TL
422 Reeskont:100–(100/1,12
):17.355,371 TL


253.Tes. Mak. Cih
322. Borç Snt. Reesk.
422. Borç Snt. Reesk.
100. Kasa
321. Borç
Snt.
421. Borç
Snt.
473.553,719
9.090.,910
17.355,371
300.000
100.000
100.000
730. GÜG
(473553,719 / 20yıl)
Amortisman Kaydı.
31.12.10
257.
Birikmiş
A
23.667,686
23.667,686
2... Ert. Vergi Varlığı
VD: [500000-(500000/20)]
MD: (473553,719-23677,686)
31.12.10
691. Vergi
Gid/Gel
5.024,793
5.024,793
780. Fin. Gid
(473553,719-300000)*0,1
422. Borç
Snt Rees
17.355,371
17.355,371
2... Ert Vergi Varlığı
MD: 200.000-17.355,371
MD: 182.644,629
VD: 200.000 – Reeskont Gid.
Reeskont : (Ant/(100+(n1
t))
Reeskont: 2.500.000/125
Reeskont: 20.000
VD: 200.000 – 20.000
VD: 180.000TL
691. Vergi
Gid/Gel
528,926
528,926


Örnek 4:
01.01.2011 Tarihinde Mert Rüzgâr Enerji santraline alınan rüzgâr türbinlerinin
toplam maliyeti 1.000.000 TL’dir. Faydalı ömrün, 20 yıl olacağı
tespit edilmiştir. Bu türbine ait jeneratörlerin 5 yılda bir değiştirilmesi gerektiği
de bilinmektedir. Bu değiştirmenin maliyeti 100.000 TL ise; TFRS
ye uygun muhasebe kayıtları şu şekilde olmalıdır.
(Not: Maliye Bakanlığı’na göre amortisman süresi 10 yıldır).Eylül - Ekim 2011
105
MALİ ÇÖZÜM
IFRS/TFRS ye uygun amortisman tutarı:
900.000 / 20 yıl = 45.000 TL
100.000 / 5 yıl = 20.000 TL
TOPLAM = 65.000 TL
Vergi mevzuatın göre ise;
1.000.000 / 10 yıl = 100.000 TL dir.
Dolayısıyla Vergi değeri;
1.000.000 – 100.000 = 900.000 TL iken
Muhasebe Değeri;
1.000.000 – 65.000 = 935.000 TL olacaktır.
730. GÜG 257. Bir. Amort. 65.000 65.000
691. Vergi Gid/Gel 4... Ert. Vergi Y 7.000
7.000
4. Sonuç
Bu çalışma ile yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösterdiği varsayılan
bir rüzgâr enerjisi santralinden hareketle, bu sektörde karşılaşılabilecek
başlıca muhasebe sorunları aşağıdaki hususlar doğrultusunda irdelenmiştir,
bu hususlar:
§ İlgili santralde herhangi bir AR-GE gideri yapılıp yapılmadığı,
§ Eğer AR-GE harcaması mevcutsa bunların ne kadarlık kısmının aktife
alınacağı ne kadarının ise gider yazılacağı,
§ İlgili AR-GE harcamalarının itfa süresi ve yöntemi,
§ Lisans belgesinin itfa süresi ve yöntemi,
§ Hazineye ait ve kiralanan taşınmaza ait harcamalar,
§ Santralin ve santrale ait maddi varlıkların ne zaman aktife alınacağı,§ Özellikli varlık olan bu santral için katlanılan borçlanma maliyetlerinin
aktifleştirilip, aktifleştirilmeyeceği,
§ Amortisman süresi, yöntemi ve hesaplanma şekli,
§ TFRS ile vergi mevzuatının farklılaştığı durumlarda, muhasebe değeri
ile vergi değeri faklılaşması var mı?
§ Vergi değeri ile muhasebe değeri farklılaşan kalemler ve
§ Vergi karı ile ticari karın uyumlaştırılmasıdır.

Bu konular çerçevesinde yapılan çalışmada; TFRS, SPK, vergi mevzuatı
ve KOBİ TFRS hükümleri arasında bazı farklılıkların var olduğu,
bu farklılıkların bir sonucu olarak da ticari kar ile vergi karının uyumlaştı-
rılması gerektiği ve bu uyumlaştırmanın da nasıl yapılacağı ortaya konulmuştur.


Bu çalışmada, yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösterecek olan
tesislerin özellikle hangi muhasebe konularına neden yoğunlaşmaları gerektiği
vurgulanmıştır.

kaynak: İbrahim BOZKURT
Muharrem KARATAŞ
 
Son düzenleme:
[TABLE="width: 670"]
[TR]
[TD="width: 630, colspan: 2"]

[TD="colspan: 5"]
T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIİSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
[/TD]

[TD="colspan: 3"][/TD]
[TD="width: 303, colspan: 2"][/TD]

[TD="width: 44"]Sayı[/TD]
[TD="width: 8"]
:​
[/TD]
[TD="width: 402, colspan: 2"]B.07.1.GİB.4.34.18.01-002.01-827[/TD]
[TD="width: 159"]
25/06/2011​
[/TD]

[TD="width: 44"]Konu[/TD]
[TD="width: 8"]
:​
[/TD]
[TD="width: 258"]Damga Vergisi[/TD]
[TD="width: 303, colspan: 2"][/TD]
İlgide kayıtlı yazınız ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin faaliyet alanının inşaat taahhüt işi olduğu, işveren firma tarafından alınan üretim lisansına istinaden yaptırılacak olan ... Barajı ve HES (hidro elektrik santrali) işinin ana müteahhidi olacak olan şirketinizin bu kapsamda kurumlar vergisi, katma değer vergisi, damga vergisi ve gelir vergisi bakımından bölgesel teşvik ve indirimli kurumlar vergisi teşvikinden yararlanıp yararlanmayacağı hususunda görüş sorulduğu anlaşılmıştır.

I-KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 5838 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenen ' 'İndirimli Kurumlar Vergisi'' başlıklı 32/A maddesinde;
''(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.'' hükmüne yer verilmiştir. 5838 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen 32/A maddesi ile Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançların; yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren, yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Bu madde kapsamındaki teşvik uygulaması, 14/07/2009 tarihli ve 2009/15199 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile bu Kararın uygulamasına yönelik olarak Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan 2009/1 Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ'de belirlenen esaslar çerçevesinde uygulanmaktadır. Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde, taahhüde bağlı olarak yapılan işler neticesinde elde edilen kazançlar bakımından indirimli kurumlar vergi uygulaması söz konusu değildir. Bu itibarla, şirketiniz tarafından taahhüt işi kapsamında işveren tarafından alınmış enerji lisansına istinaden yaptırılacak ... ve Hidro Elektrik Santrali işi dolayısıyla indirimli kurumlar vergisinden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır

II-KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Öte yandan, aynı Kanunun 19 uncu maddesinde, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, KDV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenebileceği, uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı olduğu hükmüne yer verilmiş ve vergiden istisna edilen işlemler aynı Kanunda açıkça sayılmak suretiyle düzenlenmiştir. Buna göre, ... Barajı ve Hidro Elektrik Santralinin inşasına yönelik olarak barajı inşa ettiren firmaya vereceğiniz inşaat taahhüt işleri genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi bulunmakta olup, KDV Kanununda söz konusu inşaat işi ile ilgili olarak firmanızın doğrudan yararlanabileceği bir istisna düzenlemesine yer verilmemiştir.

III-DAMGA VERGİSİ YÖNÜNDEN

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 1 inci maddesinin 30 numaralı bendinde üretim tesisinin, elektrik enerjisinin üretildiği tesisler olduğu; 5784 sayılı Kanun ile eklenen geçici 14 üncü maddesinin (c) fıkrasının 2 numaralı bendinde, 31/12/2012 tarihine kadar işletmeye girecek üretim ve otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişileresağlanan teşvikler uyarınca, üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan işlemler ve düzenlenen kâğıtların damga vergisi ve harçtan müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından üretim lisansı verilmesinden itibaren başlayıp üretim tesisinin geçici kabulünün yapıldığı tarihe kadar olan süreci ifade eden üretim tesislerinin yatırım döneminde, bizatihi üretim tesisleriyle ilgili düzenlendiğinin tevsiki kaydıyla, Kanunda belirtilen süreyle sınırlı olmak üzere, lisans belgesi sahibi firma ile firmanız arasında düzenlenen kağıtların damga vergisinden müstesna tutulması; söz konusu hidroelektrik santrali inşaatı yapım işine ilişkin şirketiniz ile üretim ve otoprodüktör lisansı bulunmayan diğer firmalar arasında düzenlenecek kağıtların ise, 4628 sayılı Kanunda herhangi bir istisna öngörülmediğinden damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.


(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.[/TD]
[/TR]
[/TABLE]


clear.gif
 
Ferhat bey kaynak için teşekkür ederim. ancak ilgili kaynak benim derdime deva olmuyor maalesef. benim sıkıntım bir a.ş.den hes satın almak istiyoruz. hesi faturalı satacaklar ve kdv uygulayacaktır diye tahmin ediyorum. bu kdvyi ben indirim konusu yapabilecek miyim? hes alımını hangi hesaba kaydetmem gerek ve amortisman oranları hes'in içinde bulunan her türlü şey için farklı(türbin-jeneratör-kanal-regülatör vb.) olduğundan nasıl amorte edebileceğimi bilmiyorum.
 
Sayın NESİL99;

Ferhat bey kaynak için teşekkür ederim. ancak ilgili kaynak benim derdime deva olmuyor maalesef. benim sıkıntım bir a.ş.den hes satın almak istiyoruz. hesi faturalı satacaklar ve kdv uygulayacaktır diye tahmin ediyorum. bu kdvyi ben indirim konusu yapabilecek miyim? hes alımını hangi hesaba kaydetmem gerek ve amortisman oranları hes'in içinde bulunan her türlü şey için farklı(türbin-jeneratör-kanal-regülatör vb.) olduğundan nasıl amorte edebileceğimi bilmiyorum.

Enerji sektörü öncelikli teşvik kapsamında sektörlerdendir tabi yatırım yapacağınız bölgenin bölgesel sektörleri ayrıca incelenmelidir. Enerji yatırımlarına teşvik enerji bakanlığınca hazırlanan prosedür ve ilgili kanuna göre işlem görmektedir. Yatırımcıya biyogaz, güneş enerjisi, rüzgar paneli, elektrik enerjisi v.b gibi konulara yönlenmesi halin de teşvik ve hibe verilmektedir. Dolayısıyla eğer bu işlem teşvik kapsamında değerlendirilirse yani teşviğiniz varsa KDV'den muafsınız.Eğer Kdv uygulanırsa alacağınız santrali işletmenizin bilançosuna kaydedeceğiniz için KDV'yi indirim konusu yapabilirsiniz.HES alımlarınızı 253-Tesis Mak.Cihazlar Hes. kaydedebilirsiniz. Amortisman konusuna gelince bunların her birinin yukarıda bahsettiğin (türbin-jeneratör-kanal-regülatör vb.) faydalı ömürlerini 333,365 vb.tebliğlerde bulabilirsin.Amortisman kayıtların ise

__________________________/_______________________________

740/770-(B)










257-Birikmiş Amort. (A)


____________________________________/___________________________________

şeklinde olmalıdır.


Ayrıca 253 ve 257 hesapları detaylandırarak yapman sana kolaylık sağlar
 
faydalı ömürleri farklı olduğu için faturada ayrı ayrı görmeyi talep etmeliyim bu durumda dimi? yanlış anlamıyorum. sadece x hes bedeli olarak kesilen fatura benim sorunumu çok da çözmeyecek bu durumda...
yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
 
Üst