fonradar

Huzur Hakkı Bordrosu

Üyelik
12 Kas 2007
Mesajlar
7
Huzur hakkında bilgisi olan arkadaşlar bana biraz mantığını anlatır mısınız. muhtasar beyannamede nasıl gösteriliyor.
kolay gelsin herkese
 
Ynt: Huzur Hakkı Bordrosu

Huzur hakkı bordrosunu düzenleyeceksin ve aynı normal çalışan bordrosunda olduğu gibi gelir vergisini ve damga vergisini muhtasar beyannamede göstereceksin.(İşçi+huzur hakkı)
 
Ynt: Huzur Hakkı Bordrosu

Konu: Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri ile Denetçilerin Hukuki
Statüleri ve Bunlara Yapılan Ödemelerin Vergi ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Açısından Durumu
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin hukuki statüleri ve bu
kişilere yapılan ödemelerin vergi ve sosyal güvenlik hukuku açısından durumu bu
sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
1. Hukuki Statüler
Türk Ticaret Kanunu?nun (TTK) 317. maddesine göre, anonim şirketin idaresi ve
temsili idare meclisine (yönetim kuruluna) aittir. Yönetim kurulu, pay sahibi aza
ortaklardan teşekkül etmekte ancak pay sahibi olmayan kimseler aza seçildikleri
takdirde bunlar, pay sahibi sıfatını kazandıktan sonra işe başlayabilmektedirler. Bu
durumda şirketin tüzel kişiliği ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişki
hizmet akdine değil vekalet ve şirket akdine dayanmaktadır. Bu nedenle kanundan
doğan görevlerini yerine getirmekte olan yönetim kurulu üyeleri, hizmet erbabı
olmadıkları için sigortalı sayılmazlar. Bu görevler nedeniyle huzur hakkı veya sair
şekilde ücret alınmış olması vekalet akdi ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır.
Denetçiler (murakıplar) için de aynı durum geçerlidir. Şirket ortağı olan
denetçilerin yanı sıra ortak olmayanlar arasından seçilen denetçiler ve denetçilik
görevini yerine getirecek olan tüzel kişileri temsilen denetçi seçilenler şirkete
vekalet sözleşmesi ile bağlı bulundukları için sigortalı sayılmamaktadırlar. Anonim
şirketlerde, beşten fazla olmamak üzere bir veya daha çok denetçi seçilebilir.
Denetçi bir kişi ise, onun, birden çok ise, yarısından bir fazlasının Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olması lazımdır. Denetçiler aynı zamanda yönetim kurulu
üyeliğine seçilemeyecekleri gibi şirketin memuru da olamazlar.
- 2 -
2. Yönetim Kurulu Üyelerine ve Denetçilere Hizmetleri Karşılığında Yapılan
Ödemeler
Yönetim kurulu üyelerine ve denetçilere hizmetleri karşılığında yapılabilecek
ödemeler şu şekildedir:
? Huzur Hakkı: TTK?nın 333. maddesinde tanımı yapılmıştır. Buna göre
aksi ana sözleşmede öngörülmedikçe, her toplantı günü için yönetim
kurulu üyelerine verilen ücrettir. Ücret miktarı ana sözleşmede tespit
edilmemişse genel kurulca tespit edilir.
? Zaman Esasına Göre (Günlük, aylık, yıllık) Ücret: TTK?nın 369 / 3.
maddesi, ana sözleşmede bir hüküm yoksa, yönetim kurulu üyelerine ve
denetçilere verilecek ücretlerin genel kurul tarafından belirleneceğini
hükme bağlamıştır. Ancak TTK?nın 333. maddesinden hareketle yönetim
kurulu üyelerine ve denetçilere zaman esasına göre ücret verilebilmesi için
mutlaka ana sözleşmede buna izin veren bir hükmün gerekli olduğunu
savunan görüşler çoğunluktadır. Başka bir deyişle yönetim kurulu
üyelerine ve denetçilere zaman esasına göre ücret ödenebilmesi için ana
sözleşmede buna ilişkin bir hüküm bulunması ve ödenecek miktarın ana
sözleşmede belirtilmemiş olması halinde, ödenecek ücretin genel kurul
tarafından belirlenmesi şeklinde yorumlanmaktadır.
? Kazanç Payı: Yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere ana
sözleşmede buna olanak tanıyan bir hüküm bulunmak şartı ile kazanç payı
verilebilmektedir. (TTK Md. 279 / 5) Kazanç payı oranı ana sözleşme ile
belirlenmemişse, genel kurul tarafından kararlaştırılır.
? Prim ve İkramiye: Ana sözleşmede aksine bir hüküm olmadıkça genel
kurul kararı ile yönetim kurulu üyelerine prim ve ikramiye adı altında
ödeme yapılabilir.
? Yerine Getirilen Başka Görevler Nedeniyle Ücret: Yönetim kurulu
üyelerine üyelikten ayrı olarak yaptıkları hizmetler karşılığında ayrıca
ücret ödenmesi mümkündür.
Bu ücretlere ek olarak yönetim kurulu üyelerinin toplantılara katılmak için
yaptıkları ulaşım, konaklama, vb. harcamaları ile ilgili gerçek giderlerini ya da
bunlara ilişkin gider karşılıklarını alma hakları da vardır.
Hukuki statüsü yönetim kurulu üyeleriyle aynı olan denetçilere de yukarıda sayılan
ödemeler yapılabilir. Ancak yönetim kurulu üyelerinin aksine denetçilerin, huzur
hakkı ücreti ve denetçisi oldukları şirkette başka bir görev alarak şirketten ücret
almaları söz konusu değildir.
- 3 -
3. Yapılan Ödemelerin Vergilendirilmesi
Murakıplara ödenen denetçi ücretleri ve yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur
hakları, kazanç payları, prim, ikramiye ve benzeri diğer ödemeler GVK uyarınca
ücret sayılan ödemeler olduğundan gelir vergisi ve damga vergisi kesintilerine
tabidir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerine ödenen kar payları diğer hissedarlara
ödenen kar paylarında olduğu gibi vergi hukuku açısından menkul sermaye iradı
sayılır. Bu paylar GVK?nın 94 / 6 b hükmüne göre % 10 oranında gelir vergisi
tevkifatına tabi tutulur. Tevkif suretiyle vergilenen bu kazançlar, GVK?nın 103.
maddesinde yer alan yıllık gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan
tutarı (2006 yılında 18.000 YTL) aşmadığı takdirde, yıllık beyan esasında vergiye
tabi değildir.
4. Yönetim Kurulu Üyelerinin ve Denetçilerin Sosyal Güvenlik Açısından
Durumu
Şirket ortağı olsun ya da olmasın bütün yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasındaki
ilişki, şirket ve / veya vekalet sözleşmesine dayandığı için bu kişilerin tamamının
Bağ-Kur?a bağlı sigortalı sayılmaları gerekmektedir. Yargı kararları ve 16 - 60
sayılı SSK ek genelgesi de bu yöndedir.
Bilindiği üzere bir kimsenin aynı anda iki sosyal güvenlik kuruluşu kapsamında
bulunması sosyal güvenlik sistemimiz tarafından yasaklanmıştır. Bu nedenle
önceden başlayıp devam eden sigortalılık döneminde başka sigortalılık geçerli
değildir. Bu nedenle yönetim kurulu üyesi sıfatıyla Bağ-Kur sigortalısı olanlar bu
statüleri devam ettiği sürece aynı şirkette veya başka bir kuruluşta hizmet
sözleşmesine dayalı olarak çalışmaya başlasalar bile bu durumları kesintiye
uğrayıncaya kadar Bağ-Kur dışında bir sigortaya tabi olamazlar.
Bazı hallerde yukarıda bahsedilen durumun tersi de söz konusu olabilmektedir.
Başka bir deyişle yönetim kurulu üyesi sıfatını kazanmadan önce SSK?lı olanlar bu
sigortalılıkları devam ettiği sürece yönetim kurulu üyesi olsalar dahi bu durumları
kesintiye uğrayıncaya kadar SSK dışında bir sigortaya tabi olamazlar.
TTK?nın 347. maddesinin 2. fıkrasına göre şirket ortakları arasından seçilen
denetçilerin şirketle ilişkilerinin akdi bir nitelik taşımayıp TTK?ya dayalı olduğu
kabul edilerek bu kişiler sigortalı sayılmıyorlardı. Ortak olmayan denetçilerin ise
şirketle aralarındaki ilişkinin hizmet sözleşmesine dayandığı kabul edilerek bu
kişiler sosyal sigortaya tabi tutuluyorlardı. Ancak Yargıtay 10. Hukuk Dairesi E.
1973/654 K. 1973/882 tarafından verilen kararla denetçilerin işlerini işverenin
sürekli denetim ve gözetimi altında yapmamaları nedeniyle şirket ile denetçiler
arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesi niteliği taşıdığı ve bu nedenle SSK?ya tabi
sigortalı sayılmamaları gerektiği belirtilmiştir. Bu karar üzerine SSK tarafından
yayınlanan bir genelge ile denetçilerin, şirket ile olan hukuki ilişkilerinin vekalet
- 4 -
akdine dayanması sebebiyle, şirket ortağı olup olmamalarına bakılmaksızın, Sosyal
Sigortalar Kanuna tabi sigortaları sayılmamaları gerektiği açıklanmıştır.
Bilgi edinilmesini rica ederiz.
Saygılarımızla,
 

Benzer konular

Üst