fonradar

İntifa Bedellerinin Muhasebe Kayıtları Hk.(Akaryakıt İstasyonları)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan taner..
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

taner..

Katkı Sunan Üye
Üyelik
19 Tem 2010
Mesajlar
122
Merhaba arkadaşlar.Konu hakkında bilgisi olmayanlar için durumu kabaca anlattıktan sonra olayın muhasebesel tartışmasını yapalım isterseniz.

EPDK Mevzuatı gereği Kurumdan Dağıtıcı Lisansı alan akaryakıt dağıtım şirketleri akaryakıt bayilikleri edinmekte.Bu bayilikleri edinmeleri içinde malum rekabetin olduğu bir piyasa ve yanılmıyorsam 52 adet dağıtım lisansı sahibi dağıtım şirketi var, bayi olacak gerçek veya tüzel kişiye bir bedel verilmekte.Bu bedel ilgili bayinin satış hacmine bağlı olarak değişmekle beraber yakıt olarak veya nakit olarak verilebilmekte.Bu işlemede İntifa Bedeli denilmekte.Bu arada intifa kelimesi; ilgili taşınmazın kullanım hakkının ilgili dağıtım şirketine bırakılmasıdır.Diğer bir deyişle tapu bayi adına olsa bile, dağıtım şirketinin izni olmadan kendi tapulu yerine bir çivi bile çakamayacağı anlamındadır.İntifa bedelini ödeyecek dağıtıcı haliyle bayiden fatura düzenlemesini talep etmekte,dağıtcı şirkette bu fatura mukabili intifa ödemesi yapmaktadır.İşte tam bu noktada dağıtıcı tarafından bayiye ödenen bu bedeli intifa süresine göre bölerek hem dağıtıcı hemde bayi açısından incelemek gerektiğinde,diyelim ki intifa süresi 5 yıllık intifa gelirini elde eden bayinin bunu şu şekilde muhasebeleştirmesi doğru olurmu?

01.01.2012 tarihinde 5 yıllık infita bedeli olarak dağıtıcı kdv hariç 50.000 lt.motorin teslim etmiş olsun (2 tl/lt fiyattan kdv hariç).karşılığında da bayimiz lt.si 2 tl den 100.000 tl + kdv 118.000 tl fatura düzenleyip açıklama kısmına 5 yıllık intifa bedelidir.demiş olsun.

bayinin yapacağı muhasebe kaydı:

alış kaydı:

------------------01.01.2012---------------------

153 tic.mallar 100.000.-
191 ind.kdv 18.000.-

320 dağ.şirketi 118.000.-

----------------------/-------------------------------


satış/ver.hizmet kaydı

------------------01.01.2012----------------------

320 dağ.şirketi 118.000.-

380 gel.ayl.ait gel. 20.000.-
480 gel.yıl.ait gel. 80.000.-
391 hes.kdv. 18.000.-

----------------------/------------------------------


gelir hesabına alma kaydı

------------------31.01.2012----------------------

380 gel.ayl.ait gel. 1.666,67.-

649 faal.ilg.diğ.gel 1.666,67.-

(bu kayıt 31.12.2012 e kadar her ay sonu yapılacak)

----------------------/---------------------------------


dönemsel kayıtlar

------------------01.01.2013-----------------------

380 gel.ayl.ait gel. 20.000.-

480 gel.yıl.ait gel. 20.000.-

(bu kayıtta 5 yıl bitene dek yapılacak)

---------------------/-----------------------------------


dağıtım şirketinin yapacağı kayıtlar:

satış/intifa gereği teslim edilen yakıt ft.nın kaydı:

-------------------01.01.2012----------------------

120 bayi 118.000.-

600 y.içi sat. 100.000.-
391 hes.kdv. 18.000.-

---------------------/----------------------------------


alınan hizmet/intifa bedelinin kaydı:

----------------01.01.2012-----------------------

180 gel.ayl.ait gid. 20.000.-
280 gel.yıl. ait gid. 80.000.-
191 ind.kdv 18.000 -

120 bayi hs. 118.000.-

--------------------/---------------------------------


gider hesabına alma kaydı

--------------------/--------------------------------
760 paz.sat.dağ.gideri 20.000.-

180 gel.ayl.ait gid. 20.000.-

((bu kayıt 31.12.2012 e kadar her ay sonu yapılacak)

-------------------/----------------------------------


dönemsel kayıtlar

------------------01.01.2013-----------------------

180 gel.ayl.ait gid. 20.000.-

280 gel.yıl. ait gid. 20.000.-

(bu kayıtta 5 yıl bitene dek yapılacak)

---------------------/-----------------------------------
 
Ynt: İntifa Bedellerinin Muhasebe Kayıtları Hk.(Akaryakıt İstasyonları)

1-2 noktada siz katılmadığımı belirtmek isterim.

1-İntifa hakkının devrini kira akdi gibi düşünüyorsunuz,oysa bu sınırlı bir ayni hakkın teslimidir. Dolayısıyla dağıtım şirketi adına intifa hakkı kurulduğu anda alınan motorinin tamamı gelir yazılmalı,380 veya 480 gibi pasif geçici hesaplarla ilişkilendirilmemeli.

______________/_____________
153 TİC.MAL 100.000
191 İND KDV 18.000
602 DİĞER GELİRLER 118.000
_________________________________

2-Özellikle KDV açısından baktığımızda bir trampa var (intifa hakkı-motorin). Bu durumda KDVK md.2/5'e göre iki ayrı teslim var. Birinci teslimin KDV'sini yukarda gösterdik,gelelim ikinci teslim olan intifa hakkının teslimine. Bu durumda bayi intifa hakkının emsal bedeli üzerinden KDV hesaplayacak. Emsal bedel ise VUK md.267/3'ye göre takdir komisyonunca belirlenen bedel olmalı. Diyelim ki takdir komsiyonu 100.000.-TL diye karar verdi;

_____________/________________
760 PAZ.SAT.GİD 18.000
391 HES KDV 18.000

3-Dağıtım şirketi intifa hakkını gayri maddi bir hak olarak aktifine alacak ve ne yazık ki 5 yılda değil,15 yılda itfa edecek(365 nolu VUK Genel Tebliği ile belirlenen amortisman oranı)
 
Ynt: İntifa Bedellerinin Muhasebe Kayıtları Hk.(Akaryakıt İstasyonları)

koraykarakaya ' Alıntı:
1-2 noktada siz katılmadığımı belirtmek isterim.

1-İntifa hakkının devrini kira akdi gibi düşünüyorsunuz,oysa bu sınırlı bir ayni hakkın teslimidir. Dolayısıyla dağıtım şirketi adına intifa hakkı kurulduğu anda alınan motorinin tamamı gelir yazılmalı,380 veya 480 gibi pasif geçici hesaplarla ilişkilendirilmemeli.

______________/_____________
153 TİC.MAL 100.000
191 İND KDV 18.000
602 DİĞER GELİRLER 118.000
_________________________________

2-Özellikle KDV açısından baktığımızda bir trampa var (intifa hakkı-motorin). Bu durumda KDVK md.2/5'e göre iki ayrı teslim var. Birinci teslimin KDV'sini yukarda gösterdik,gelelim ikinci teslim olan intifa hakkının teslimine. Bu durumda bayi intifa hakkının emsal bedeli üzerinden KDV hesaplayacak. Emsal bedel ise VUK md.267/3'ye göre takdir komisyonunca belirlenen bedel olmalı. Diyelim ki takdir komsiyonu 100.000.-TL diye karar verdi;

_____________/________________
760 PAZ.SAT.GİD 18.000
391 HES KDV 18.000

3-Dağıtım şirketi intifa hakkını gayri maddi bir hak olarak aktifine alacak ve ne yazık ki 5 yılda değil,15 yılda itfa edecek(365 nolu VUK Genel Tebliği ile belirlenen amortisman oranı)

Başta teşekkür ederim ilginiz ve yazınız için.

1 nolu paragrafınızda haklısınız bayinin ilgili bedeli tümüyle gelir hesabına alması mantıklı.fakat 2 nolu paragraftaki yevmiye maddesini tam olarak algılayamadım,ayrıca emsal bedel hususuna ilişkin; piyasada genellikle intifa bedeli tapuda çok düşük bedeller şeklinde olmakla beraber ilgili bayii ye bayi olabilmesi için teslim edilen motorinin dağıtım şirketi tarafından düzenlenen faturası var.zaten dağıtıcı bayii ye düzenlemiş olduğu satış faturasındaki kdv nin karşılığını tamamen indirebilmek için bayisine fatura ettiği tutar kadar fatura düzenlemesini talep etmekte.vergi denetçisi mantığıyla da bakıldığında dağıtım şirketine neden tapudaki intifa bedeli kadar olan kısmı gider kaydetmediği içinde bence eleştiri konusu yapılabilmekte.3 nolu paragrafınız içinde; tarihini tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 2010 da yargıtay intifa sürelerini en fazla 5 yıla indirdi şuan yargıtay kararı ile en uzun intifa süresi 5 yıl ile sınırlı.dolayısı ile yargıtay kararını esas alarak dağıtım şirketinin bu gideri 5 yılda amorti etmesi mantıklı değil mi.(365 nolu VUK Genel Tebliği ile belirlenen amortisman oranı dediğiniz gibi apaçık ortada ama diğer taraftan tapudaki intifa şerhide yargıtay kararı ile belirlenmiş durumda)
 
Ynt: İntifa Bedellerinin Muhasebe Kayıtları Hk.(Akaryakıt İstasyonları)

1- Dağıtıcı şirket kendi kafasına göre benim sana verdiğim motorinin emsal bedeli kadar fatura kesmeye zorlayamaz. İntifa hakkının bir sınırlı ayni hak olarak emsal bedelinin ayrıca VUK md.267'ye göre belirlenmesi ve bu emsal bedel ne tutarda çıkarsa o matrah üzeriden fatura kesmesi gereklidir. Ben emsal bedeli takdir komisyonu 100.000-Tl olarak belirlemiştir örneğini kolaylık olsun diye verdim,yoksa intifa hakkının emsal bedeli 50.000-TL de olabilir,500.000-TL de,bunu şu anda bilemeyiz,takdir komisyonun takdir etmesi lazım.

2-İntifa hakkının emsal bedelinin belirlenmesinde sizin ibarenizle tapu değerinin, doğru ifadeyle emlak vergi değerinin (VUK md.268 ve Emlak Vergisi Kanunu md.29) bir önemi yoktur. Bizim bahsettiğimiz emsal bedel VUK md.267'ye göre belirlenecek,ikisini karıştırmayalım lütfen.

2-2'nci madde de belirttiğim yevmiye kaydı, bayinin intifa hakkının emsal bedeli üzerinden hesapladığı KDV'yi pazarlama satış dağıtım gideri olarak muhasebeleştirmesi. Hatırlatmak gerekirse intifa hakkının emsal bedeli üzerinden bir fatura kesmesi gerekecek.

3-Yargıtayın içtihadı her ne olursa olsun bu Medeni Hukuku ilgilendiren bir yargı kararıdır,doğal olarak vergi hukukunu bağlamaz. Biz mecburen VUK Genel Tebliği No 365'teki 15 yıl/%6,66 oranını uygulamak zorundayız.
 
Ynt: İntifa Bedellerinin Muhasebe Kayıtları Hk.(Akaryakıt İstasyonları)

intifa bir üst kullanım, bir çeşit kiralamadır.Amortisman oranı şöyle yada böyle denilemez, bağlayıcı olan sözleşmesinin süresidir.Sözleşme süresine göre hesaplama yapılır.
 
Ynt: İntifa Bedellerinin Muhasebe Kayıtları Hk.(Akaryakıt İstasyonları)

Meri mevzuatımıza göre intifa hakkının teslimi kiralama değil,sınırlı bir ayni hakkın satış suretiyle teslimidir."

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı?nın 17.10.2005 Tarih ve 2600 Sayılı Özelgesi?nde; ??şirketinizin aktifine kayıtlı olan gayrimenkulün intifa hakkının 15 yıllığına bedel karşılığı verilmesi, başka bir ifadeyle intifa hakkının ivazlı olarak devri satış hükmünde olduğundan??

Mesken olarak kullanılan gayrimenkul üzerindeki intifa hakkının devri işlemine uygulanacak KDV oranı hakkında İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 02.06.2010 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.1-151 Sayılı Özelge; ??Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/3-d maddesiyle, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların vergiye tabi olacağı hüküm altına alınmıştır? Kararname eki listelerde yer almayan intifa hakkının satışı %18 oranında KDV ye tabi olacaktır...?

Danıştay 4. Dairesi?nin 10.01.2011 Tarih ve E: 2010/4260, K: 2011/43 Sayılı Kararı;

"
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun gayrimenkul sermaye iradını tanımlayan 70 inci maddesinde; arazi, bina (döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahil) maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları ve bunların mütemmim cüzi ve teferruatının sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğunun belirtildiği, dosya içeriğinden, davacı işlemlerinin gelir (stopaj) vergisi yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen raporda; davacı şirketin bir kısım akaryakıt istasyonlarının faaliyet gösterdiği taşınmazlar üzerinde intifa hakkı kurulmasından dolayı ödeme yapması nedeniyle intifa hakkı bedelinin kiralama bedeli gibi değerlendirilmesi ve bu nedenle gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği belirtilerek dava konusu ikmalen tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, ancak, intifa hakkı mal ve haklar üzerinde sahibine tam yararlanma yetkisi sağlayan ve taşınmazlar üzerinde tesis edilebilmesi için tapu kütüğüne tescili zorunlu ve kurucu nitelikte olan, herkese karşı ileri sürülebilen ve Türk Medeni Kanunu'nda yer alan sınırlı ayni haklardan olmasına karşın kiralamanın ise, kiralayana, ödeyeceği belli bir bedel karşılığında, belirli bir sürede, belirli bir şeyin veya hakkın kullanılmasını sağlayan ve taraflarca birbirine karşı ileri sürülebilen, Borçlar Kanunu'na ya da Gayrimenkul Kiralamaları Hakkında Kanun hükümlerine göre tesis edilen şahsi bir hak olduğu, bu itibarla, intifa hakkı tesisi ile kiralama işleminin kuruluşundan sona ermesine kadar tesisi, taraflara konusu üzerinde tanıdığı haklar ve yüklediği borçlar, sona erme biçim ve şartları, üçüncü kişilerle ilişkisi yönünden doğurduğu sonuçları, akde uygulanacak hükümleri ile birbirinden tamamen farklı olması nedeniyle intifa hakkı tesisi işleminin bir kiralama işlemi olarak değerlendirilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda yer alan düzenlemede sözü edilen mal ve haklar üzerinde sahipleri, zilyedleri, intifa hakkı sahipleri tarafından yapılan kiralama işlemleri denilmek suretiyle esasında intifa hakkı ile kiralama işleminin farklı değerlendirilerek intifa hakkının kiralama olarak nitelendirilmeyip intifa hakkı sahibinin bu hakkın konusu olan şeyi başkasına kiralamasının gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlandığının görüldüğü, bununla birlikte, yasada intifa hakkı bedelinin gayrimenkul sermaye iratları arasında sayılmaması nedeniyle intifa hakkı bedelinin bir nevi kiralama bedeli olarak kabulü gerektiği belirtilerek kıyas yoluyla vergilendirme yapılmasının vergilerin yasallığı ilkesi gereğince hukuka aykırı olduğu, bu durumda; kiralama bedeli olarak kabulüne hukuken imkan bulunmayan ve kanunda gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlanmayan intifa hakkı tesisine ilişkin bedelin tevkifat yapma zorunluluğu bulunan ödemeler arasında yer almaması nedeniyle dava konusu tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar verilmiştir.?



Danıştay 4. Dairesi, 10.12.1982, Esas No: 1982/4060, Karar No: 1982/4519

?Türk Medeni Kanununun 717. maddesiyle "intifa hakkı" ayni bir hak olarak nitelenmiş, sahiplerine üzerine tesis olunduğu şeyden tamamı ile istifade etmek hakkını bahşedeceği belirtilmiştir. Ayrıca 718. maddede "Hilafına bir kayıt bulunmadıkça, mülkiyete dair hükümler menkul ve gayrimenkul intifa haklarının iktisabında ve tescilinde tatbik olunur" denilmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 73. maddesinde "kira" gibi tamamen şahsi bir hakkı ifade amacıyla kullanılan "intifaına bırakılma"nın, bir gayrimenkul üzerinde ayni bir hak olan "intifa hakkı" tesisiyle aynı anlamda kabulü mümkün değildir. Bu nedenle bir gayrimenkul üzerinde tesis edilen "intifa hakkı" karşılığında alınan bedelin, Gelir Vergisi Kanununun 70, 72. maddeleri karşısında gayrimenkul sermaye iradı sayılması ve bedelsiz devirlerde ise ilgilileri 73. madde uyarınca emsal kira bedeli esasına göre vergilendirilmesi söz konusu olamaz.?
 
Üst