İşçi Giriş Çıkışında Kümülatif Vergi Matrahının Durumu

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan miller57
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

miller57

Katkı Sunan Üye
Üyelik
5 Şub 2011
Mesajlar
343
Konum
İstanbul
Arkadaşlar sorum şu:

X Kişisi ABC LTD. ŞTİ'nin 2 ortağından biri.
Aynı zamanda X Kişisinin kendi adına şahıs firmasından dolayı mükellefiyeti var.


ABC Ltd. Şti'den 6 Şubat 2013'te Y isimli işçi işten çıkarıldı,
Y İsimli işçi 7 Şubat ta X Kişisinin şahıs firmasında işe başladı.

Y isimli işçinin kümülatif vergi matrahını 7 Şubatta iş başı yaptığı yere taşımamız gerekir mi?

Not: Her iki firmanında adresleri aynı...
 
Aynı işverene bağlı yerlerde giriş çıkışlarda vergi matrahı sıfırlanmaz kümüle devam eder. Kişi bir işten ayrılıp başka bir işe giriyorsa matrah sıfırlanır diye biliyorum. Bunla ilgili bir özelge vardı bulursam yayınlarım.
 
T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü



Sayı : B.07.1.GİB.4.34.l6.01/GVK-103
Konu : İşveren değiştiren personelin ücret gelirinin vergilendirilmesi hk.

….

Bağcılar-İSTANBUL

İLGİ : … tarihli dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde 2007 yılının 10.ayına kadar bir işyerinde çalıştığınızı, 01/11/2007 tarihinde bu işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde işe başladığınızı, bu iki işyerinin birbiriyle ilişkisinin olmadığını, ancak yeni işyeriniz tarafından eski işyerinizden toplam gelir vergisi matrahını içeren yazı istendiğini belirterek farklı sektörde, tamamen bağımsız olarak faaliyet gösteren yeni işyerinizce ücretinizin vergilendirme aşamasında vergilendirmeye esas olacak toplam matrahın nasıl belirlenmesi gerektiği konusunda görüşümüz sorulmaktadır.

Bilindiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirle bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.............” denilmiş 62. maddede ise “İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.” hükmü yer almıştır.

Diğer taraftan aynı Kanunun 86. maddesinde ise, “(4842 sayılı Kanunun 9. maddesiyle 24/04/2003 tarihinden geçerli olmak üzere değişen şekli) (2003 yılı gelirleri dahil) Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

1- Tam mükellefiyette

………….

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (4962 sayılı Kanunun 17/D maddesiyle değişen parantez içi hüküm 07/08/2003 tarihinden geçerli olmak üzere) (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)…” hükmü yer almaktadır.

c) Vergiye tabi gelir toplamının (a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla, Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları…..hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, konuyla ilgili olarak 160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, “…Buna göre, bir hizmet erbabının birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği ücretler, ayrı ayrı vergilendirilmektedir. Dolayısıyla vergi tarifesi, her bir işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır. Ancak, söz konusu ücretlerin gayrisafi tutarları toplamının, Gelir Vergisi Kanununun 86. maddesinde belirtilen haddi aşması halinde, bu ücretlerin yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, yeni başladığınız işyerinde çalışacağınız süre içerisinde elde edeceği ücret gelirinin Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103. maddeleri uyarınca vergilendirilmesi aşamasında daha önce çalışmış olduğunuz işyerinizden elde ettiğiniz kümülatif ücret matrahının yeni çalışacağınız işyerindeki süre içerisinde elde edeceğiniz ücret matrahı ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla elde edeceğiniz ücretlerin tevkif suretiyle vergilendirilmesine esas olarak başlangıçta “0” matrahın dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan, yıl içerisinde birinci işverenden almış olduğunuz ücretin hangisi olacağı tarafınızdan serbestçe belirlenecek olup, başkaca bir geliriniz olmaması şartıyla 2007 yılı içinde birinci işverenden sonraki ücretlerinizin toplamının 19.000YTL.’yi aşmaması halinde beyanname vermenize gerek bulunmamaktadır. Ancak, birinci işverenden sonraki ücret gelirlerinizin toplamının 19.000 YTL’yi aşması halinde ise birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirinizin tamamının tarafınızdan yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmeniz gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Yıl içinde işe başlayan personele ücretlerinin vergilenmesinde oldukça yaygın, bize göre yanlış olan ve çalışan aleyhine bir uygulama var.

Eğer yıl içinde işe başlayan birisi olursa, bu yeni işyerinin personel ya da muhasebe birimi, o kişiden daha önceki işyerlerinden o aya kadar gerçekleşmiş olan kümüle vergi matrahını gösteren bir belge istiyor
.
Böylece o kişinin hangi vergi diliminde olduğu görülüyor ve ödenecek ücretlerde bu dilimden vergilendiriliyor.

Örneğin kişi önceki işyerinde yüzde yirmi oranına giren gelir dilimine girmişse, yeni işyeri de bu kişinin ücretinden yüzde yirmi oranında vergi kesmeye başlıyor.

Bu uygulama özellikle grup şirketleri arasında devir olan personel ücretlerinin vergilenmesinde daha yaygın.
Oysa ne başka bir işyerinden devir yoluyla gelen kişiler için, ne de yıl içerisinde işe başlayan kişiler için doğru bir uygulama değil bu.
Bu yanlışlık kimi zaman eksik bilgi nedeniyle, kimi zaman da personelci ya da muhasebecilerin fazla titizliğinden kaynaklanıyor. Sözüm ona devlet hakkı korunuyor ama farkında olunmadan bazen kul hakkı yenilmesine neden olunuyor.

İşin doğrusu, yeni işverenin bu kişinin geldiği vergi dilimi ile ilgilenmeksizin vergi tarifesini yeni baştan uygulaması.

Yani önceki gelir düzeyi ne olursa olsun, yeni işe başlayan bir kişinin ücretinden gelirine göre yüzde on beşten başlayan oranda, yani tarifede tanımlandığı şekilde vergi kesilmesi gerekiyor.
Eğer bu kişinin yıl içerisinde aldığı toplam ücretler beyanname vermesini gerektirir tutara ulaşıyorsa izleyen yılın Mart ayı içerisinde beyanname vermesi gerekir.

Ama eğer beyanname vermesini gerektirmeyen bir durum varsa yeni işverenin bu uygulaması çalışanın fazla vergi ödemesine neden oluyor.
Beyanname verip vermemek te bu kişinin kendi sorumluluğunda olan bir şey. Ne önceki işyerini, ne de yeni işyerini ilgilendiriyor.

Peki çalışan açısından beyanname hangi durumda söz konusu oluyor?
Eğer bir kişi birden fazla işverenden ücret alıyorsa belli koşularda beyanname verilmesi şart.

Hangi işverenden alınırsa alınsın en yüksek ücret bir kenara ayrılır.
Eğer diğer ücretlerin yıllık brüt tutarları toplamı gelir vergisi tarifesinin ikinci dilimindeki tutarı aşıyorsa (örneğin 2011 yılı için bu tutar 23 bin liradır) en yüksek ücret dahil bütün ücretler toplanır ve beyanname verilir.

Kaç işverenden alınırsa alınsın en yüksek olan ücret dışındakilerin toplamı bu tutarı aşmıyorsa beyanname verilmez.
Beyanname verilmesi gereken bir durum oluşursa, bu kez en yükseğinden en düşüğüne tüm ücretler toplanır ve beyan edilir. Ancak yıl içinde işverenler tarafından kesilmiş olan vergiler hesaplanan bu vergiden düşülür.

Böylece, idare açısından ücretlerde düşük tarife uygulamasından kaynaklanan eksik vergileme giderilmiş olur.

Eskiden ücretlilerde vergi iadesi denilen bir sistem vardı. Bu sistem kişinin kümüle vergi matrahı üzerinden yürüyordu.

Sanırız dikkat çektiğimiz bu yanlış uygulama da işte bu eski alışkanlıktan kaynaklanıyor.
 
Eski sistemin amacı eğer ücretli birinci dilimi aşıyorsa oranın artmasını temin etmekti. Vergi iadesi ile ilgisi yoktu.
Şimdiki sistemde ise ücretli lehine bir yorum getirildi.
 
merhabalar ben bu sitede yeniyim...
benim sorum sgk kümülatif vergi olaya nedir? İş değişiminde bunu isteyen firmalar var.Ayrılınan iş yeri bunu vermeyi kabul etmemesi durumunda neler yapabiliriz ? Bu konuda yardımcı olanlara şimdiden teşekkür ederim..:)
 
SGK değil. O ayrı bir iş. İstenilen şey o yıl içindeki kümülatif vergi matrahı idi. Artık bu istenmiyor. gerek yok. Yukarda bu konuda çok yazıldı. araştırma yaparsanız detayları görürsünüz.
SGK matrahı taşımak diye bir kavram ise yoktur.
 
Üst