Kdv'den Çıkarılan Faturalar
[h=1]Türk vergi sisteminde elde edilen gelir yada kazancın vergilendirilmesinde beyan esası geçerlidir. Bu durum mükellef beyanlarının doğruluğunun araştırılmasını ve denetiminin gerekliliğini beraberinde getirmektedir. Vergi Usul Kanununda vergi incelemesi adı altında tanımlanan bu denetimler sonucunda, vergi kanunları açısından eleştiriyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde vergi inceleme raporları yazılmakta ve bu raporlara istinaden vergi ve ceza tarhiyatı yapılmaktadır. Diğer yandan muhasebenin temel kavramları gereğince işletmeyi ilgilendiren bütün mali olayların muhasebe kayıtları üzerinde gösterilmesi ve karar alıcıların bu işlemleri görmeleri gerekmektedir. Bu hususlar 1 sıra no' lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde detayları ile açıklanmıştır. Gerek cari döneme ait gerekse kapanmış hesap dönemlerine ait hesap ve işlemler üzerinde yapılan bu vergi incelemeleri neticesinde tarh edilen vergi ve cezaların muhasebeleştirilmesi ve bu konu ile ilgili uygulama örnekleri bu yazımızın konusunu teşkil etmektedir.[/h][h=1]2.GENEL OLARAK VERGİ İNCELEMESİ:[/h][h=1]213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134’üncü maddesinde, “Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme, işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin fiili envanterinin yapılmasına ve beyannamelerde gösterilmesi gereken unsurların tetkikine de teşmil edilebilir. Fiili envanterin yapılmasının gerektirdiği ve incelemeyi yapan tarafından tasdik edilen giderler Hazinece mükellefe ödenir.” denilmektedir. [/h][h=1]Buna göre vergi incelemesi, mükellefin ödediği verginin defter, hesap, kayıt ve belgeler ile gerekli olduğunda yapılacak fiili envanter ve araştırmalardan elde edilecek bulguların uygunluğunun incelenmesi ve doğruluğunun saptanmasıdır.[/h][h=1]3.VERGİ İNCELEMESİNE YETKİLİ OLANLAR:[/h][h=1]Vergi Usul Kanunu’nun 135. maddesinde sayılan aşağıdaki kişiler vergi incelemesine yetkilidir.[/h][h=1]1- Maliye Müfettişleri ve Maliye Müfettiş Yardımcıları,[/h][h=1]2- Hesap Uzmanları ve Hesap Uzman Yardımcıları,[/h][h=1]3- Gelirler Kontrolörleri ve Stajer Gelirler Kontrolörleri,[/h][h=1]4- Vergi Denetmenleri ve Vergi Denetmen Yardımcıları,[/h][h=1]5- Vergi Dairesi Başkanları,[/h][h=1]6- Defterdarlar,[/h][h=1]7- Gelir İdaresi Başkanlığı Merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar,[/h][h=1]8- Vergi Dairesi Müdürleri,[/h][h=1] [/h][h=1]4.VERGİ İNCELEMELERİ NETİCESİNDE YAZILAN RAPORLARDA TARHI ÖNERİLEN VERGİ VE CEZALAR:[/h][h=1]Vergi incelemelerinde, mükellefin hesap ve işlemlerinin vergi kanunlarına uyumluluğu incelemek neticesinde olumlu veya olumsuz tespitleri içeren tutanaklara istinaden vergi inceleme raporları tanzim edilmektedir. Bu raporlarda vergi kanunları gereğince tenkiti gerektirecek hususların bulunması halinde vergi ve cezalar önerilmektedir.[/h][h=1]Önerilen bu vergi ve cezalara karşı şartların bulunması halinde mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunabileceği gibi, tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmayıp söz konusu raporlar vergi dairesi tarafından işleme konulup vergi varsa cezalar tarh edildikten sonra mükellefle tebliğ edilmektedir. Mükellefler de istemelerine halinde bu tarhiyatları dava konusu edilebilmektedir.[/h][h=1]Vergi inceleme elemanı inceleme sırasında vergi kanunlarına göre eleştiriyi gerektiren ve/veya vergi ziyaına sebebiyet veren bir işlemi ve/veya usulsüzlükleri tespit ettiğinde vergi mükellefi ve/veya vergi sorumlusuna vergi aslından başka aşağıda sayılan cezaların ve bunlara bağlı feri amme alacaklarının tarhını önerebilir.[/h][h=1]- Usulsüzlük cezaları[/h][h=1]- Özel usulsüzlük cezaları[/h][h=1]- Vergi Ziyaı Cezası[/h][h=1]- Kaçakçılık suçlarına ilişkin cezalar,[/h][h=1]- Gecikme Faizi,[/h][h=1]Yukarıda sayılan vergi suç ve cezaları ile bunlara bağlı feri amme alacaklarını kısaca tanımlamamız gerekirse;[/h][h=1]Usulsüzlük Cezaları; Vergi kanunlarında belirtilmiş olan şekil ve usullere riayet edilmemesi durumunda uygulanır. Usulsüzlük cezasının had ve tutarları VUK’ ya bağlı cetvellerde gösterilmiş olup bu tutarlar her yıl yeniden belirlenmektedir.[/h][h=1]Özel Usulsüzlük Cezaları: Vergi kanunları uyarınca düzenlenmesi gereken belgelerin düzenlenmemesi, alınıp verilmemesi, günlük işlenmesi gereken defterlere kayıtların yapılmaması, muhasebe standartları ve tek düzen hesap planına uyulmaması, vergi incelemesi sırasında bilgi vermekten çekinilmesi gibi durumlarda uygulanacak olan cezalardır.[/h][h=1]Vergi Ziyaı Cezası: Vergi ziyaı, mükellef veya vergi sorumlusunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini tam olarak zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesini, yada haksız vergi iadesi almasını ifade eder. Vergi ziyaı cezası da mükellefin vergi ziyaına sebebiyet vermesi nedeniyle uygulanacak olan cezadır. [/h][h=1]Kaçakçılık Cezaları: Kaçakçılık suç ve cezaları VUK’ nın 359. maddesinde sıralanmış olup, mükellef veya vergi sorumlusunun kasıtlı olarak vergi kaybı yaratması sonucu uygulanacak cezalardır.[/h][h=1]Gecikme Faizi: VUK’ nın 112. maddesinde belirlenen usul ve esaslarda, ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyatlarda, 6183 sayılı AATUHK kapsamında tespit edilen gecikme zammı oranında tahsili öngörülen verginin geç tahakkuk ettirilmesinden kaynaklanan faiz uygulamasıdır. Gecikme zammından farkı tahakkukun geciktirilmesidir. Oysa ki gecikme zammı tahakkukun değil ödemenin geciktirilmesi karşılığında alınır.[/h][h=1] [/h][h=1]5.VERGİ FARKI VE CEZALARININ GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:[/h][h=1]Vergi inceleme raporlarına istinaden tarh edilen vergi ve bunlara bağlı cezalar ile hiçbir vergiye bağlı olmadan kesilen cezaların gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ticari karın tespiti aşamasında gider yazılması, gider yazılan bu ödemelerin gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirimi kabul edilmeyen gider olarak kabul edileceğine ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Buna göre Gelir Vergisi Kanunu’nun Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler başlıklı 41. maddesinin 6 numaralı bendinde, “Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.)” denilmektedir. Yine aynı kanunun 90. maddesinde, “Gelir Vergisi ile diğer şahsi vergiler ve her ne şekilde olursa olsun vergi cezaları ve para cezaları, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler Gelir Vergisi'nin matrahından ve gelir unsurlarından indirilmez. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri, vergi matrahından ve gelir unsurlarından indirilmez.” hükmü mevcuttur. [/h][h=1]5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkrasının d bendinde, “Bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri.” gider olarak kabul edilmeyeceği hükmü yer almaktadır.[/h][h=1]Söz konusu maddelere göre her türlü vergi cezaları, gecikme zamları ve faizleri kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmakla birlikte gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir. Yani söz konusu cezalar ticari karın tespitinde gider olarak dikkate alınacak olup mali kârın tespitinde “kanunen kabul edilmeyen gider” kabul edilerek dönem kazancına ilave edilecektir.[/h][h=1] [/h][h=1]6.MATRAH FARKINA ESAS OLAN UNSURLAR:[/h][h=1]Yapılan vergi incelemeleri neticesinde bulunan matrah farkları birçok sebepten kaynaklanabilir. Bunlar;[/h][h=1]1- Sahte belge kullanma,[/h][h=1]2- Sahte belge düzenleme,[/h][h=1]3- Randıman İncelemesi,[/h][h=1]4- Kaydı envanter,[/h][h=1]5- Fiili envanter,[/h][h=1]6- Gider reddiyatı,[/h][h=1]7- Amortisman ayırma ve değerleme hataları,[/h][h=1]8- İkrazatçılık,[/h][h=1]9- Kayıtdışı hasılat,[/h][h=1]10- Muhasebe hileleri,[/h][h=1]11- Hesap hataları,[/h][h=1]12- Geçmiş yıl zararlarının mahsubu,[/h][h=1]13- İstisna ve indirimlerin yanlış yada fazla uygulanması,[/h][h=1]14- Örtülü sermaye, örtülü kazanç, transfer fiyatlandırması suretiyle örtülü kazanç dağıtımı,[/h][h=1]15- KDV indirim reddi,[/h][h=1]gibi sebeplerdir.[/h][h=1] [/h][h=1]7.MATRAH FARKI UNSURLARI İTİBARİYLE BULUNAN VERGİ VE MATRAH FARKLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ[/h][h=1]7.1.Belgesiz Satış - Kayıtdışı Hasılat:[/h][h=1]Mükellefler genel kural olarak bütün satış ve hasılatları için belge düzenlemekte ve bunları beyanlarına yansıtmaktadır. Ancak genel kural bu olmakla birlikte yapılan vergi incelemeleri sonucunda, mükelleflerin belgesiz ve kayıtdışı satışların bulunduğu görülebilmektedir. Bu durumda vergi incelemesi sonucunda ortaya çıkan ve tarh edilen vergi ve cezaların muhasebeleştirilmesi aşağıdaki gibi olmalıdır. [/h][h=1]Örnek: [/h][h=1]X İşletmesi Aş. ‘nin 2006 t. yılı hesap ve işlemleri üzerinde 15.02.2008 tarihinde yapılan vergi incelemesi neticesinde mükellef kurumun 60.000.-TL lik kayıtdışı hasılatının olduğu ve bunu beyan etmediği tespit edilmiştir. Mükellef kurum yetkilisi sözkonusu kayıtdışı hasılata ilişkin tahsilatın kendisi tarafından nakit olarak yapıldığını kabul etmiştir. Vergi inceleme raporunda önerilen kurumlar vergisi ve cezalar ile uzlaşma soncundaki vergi ve cezalar aşağıdaki gibidir. (Diğer vergi ve yasal yükümlülükler ihmal edilmiştir.)[/h][h=1] [/h][h=1]Vergi İnceleme Raporunda Uzlaşma Sonucunda Kesinleşen[/h][h=1]Kurumlar Vergisi 12.000.-TL 12.000.-TL[/h][h=1]Vergi Ziyaı 12.000.-TL 1.200.-TL[/h][h=1]Özel Usulsüzlük Cezası 6.000.-TL 1.000.-TL[/h][h=1][/h][h=1]____________________________________/__________________________________________________[/h][h=1]131. Ortaklardan Alacaklar 60.000 [/h][h=1]689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar 2.200 [/h][h=1]689.02. KKEG [/h][h=1]570. Geçmiş Yıl Karları 48.000[/h][h=1]360.Ödenecek Vergi ve Fonlar 14.200[/h][h=1]KV : 12.000[/h][h=1]Vergi Ziyaı : 1.200[/h][h=1]Özel U : 1.000[/h][h=1]_________________________________/______________________________________________________[/h][h=1]Yukarıdaki örnekte matrah farkının kaynağının mükellef kurumun banka hesaplarının incelenmesi neticesinde bulunan ve defter kayıt ve beyanlarına intikal ettirilmeyen kayıt kayıtdışı hasılata ait 60.000.-TL den kaynaklandığı ve buna istinaden tarhiyat yapıldığı kabul edildiğinde yapılacak muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.[/h][h=1]_____________________________________/__________________________________________________
102. Bankalar Hesabı 60.000 [/h][h=1] 689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar 2.200 [/h][h=1]689.02. KKEG [/h][h=1]570. Geçmiş Yıl Karları 48.000[/h][h=1]360.Ödenecek Vergi ve Fonlar 14.200[/h][h=1]KV : 12.000[/h][h=1]Vergi Ziyaı : 1.200[/h][h=1]Özel U : 1.000[/h][h=1]_______________________________________/__________________________________________________
Bu şekilde yapılacak muhasebe kaydı ile banka kayıtlarında yer almakla birlikte mükellefin muhasebe kayıtlarında yer almayan tutar kayıtlara alınmış olacaktır.[/h][h=1] [/h][h=1]7.2.Bilerek Sahte Belge Kullanma:[/h][h=1]Mükellefler gerek gelir ve kurumlar vergisi matrahını aşındırmak ve düşük göstermek, gerekse Katma Değer Vergisi açısından indirimlerini artırmak ve bu suretle ödenecek katma değer vergisini azaltmak yada hiç ödenecek KDV beyan etmemek için sahte belge (fatura) kullanabilmektedirler. Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde sahte belge; “Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir” şeklinde tanımlanmıştır. [/h][h=1]Buna göre mükellefler gerçek bir mal yada hizmet alımına istinat etmeyen, vergi kaçırma yada ticari ilişkiler açısından şirket karını gizleme saikiyle kullanmış olduğu sahte belgeleri muhasebe kayıtlarına almakta, bu belgeleri gider yada maliyet olarak kaydetmektedirler. Vergi incelemeleri sırasında tespit edilen bu durumlarda söz konusu gider yada maliyetler gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından eleştiri konusu yapılmasının yanında bu sahte belgelere dayanılarak yapılan KDV indirimi de ret edilmektedir. Bu durumda ilave gelir veya kurumlar vergisi tarhiyatı yapılmasının yanında duruma göre devreden KDV nin azaltılması yada ilave KDV tarhiyatı sonucuna da gidilmektedir.[/h][h=1]Örnek:[/h][h=1]X İşletmesi Aş. ‘nin 2006 t. yılı hesap ve işlemleri üzerinde 15.02.2008 tarihinde yapılan vergi incelemesi neticesinde mükellef kurumun Aralık/2006 döneminde KDV dahil 64.800 TL lik gerçek mal yada hizmet alımına istinat etmeyen sahte faturayı bilerek yasal defter ve kayıtlarına gider olarak kaydetmiş ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate almıştır. Ayrıca mükellefin Aralık/2006 dönemine ait sonraki döneme devreden katma değer vergisi tutarı 5.000.-TL dir. Vergi inceleme raporunda önerilen kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve vergi ziyaı cezaları aşağıdaki gibidir. (Diğer vergi ve yasal yükümlülükler ihmal edilmiştir.)[/h][h=1]Vergi İnceleme Raporunda[/h][h=1]Kurumlar Vergisi 12.000.-TL[/h][h=1]Vergi Ziyaı (KV) 36.000.-TL[/h][h=1]Katma Değer Vergisi 4.800.-TL [/h][h=1]Devreden KDV azaltılması[/h][h=1]Bu işlemlere göre mükellefin yapması gereken muhasebe kayıtları aşağıdaki gibidir. [/h][h=1]_____________________________________/__________________________________________________[/h][h=1]131. Ortaklardan Alacaklar 64.800 [/h][h=1]689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar 36.000 [/h][h=1]689.02. KKEG [/h][h=1]570. Geçmiş Yıl Karları 48.000[/h][h=1]360.Ödenecek Vergi ve Fonlar 48.000[/h][h=1]KV : 12.000[/h][h=1]Vergi Ziyaı : 36.000[/h][h=1]190.Dev.KDV Hs. 4.800[/h][h=1]____________________________________/____________________________________________[/h][h=1]Muhasebe kaydında da görüleceği üzere sahte fatura bilerek kullanılarak şirket dışına aktarılan varlıklar ortaklar cari hesabı borçlandırılarak şirket varlıkları arasına alınmış, diğer yandan daha önce Katma Değer Vergisi açısından daha önce indirimler arasında alınan 4.800.-TL lik KDV indirimler arasından çıkarılmış devreden KDV azaltılmıştır. Hesaplanan Kurumlar Vergisi tahakkuk ettirilmiş, üç kat Vergi Ziyaı Cezası Kanunen Kabul Edilmeyen gider olarak muhasebeleştirilmiştir. [/h][h=1]Diğer yandan Ocak/2007 den itibaren devreden KDV nin düzeltilmiş durumunun dikkate alınarak ilgili dönem (ay) sonu KDV Tahakkuk-Mahsup kayıtlarının yeniden düzenlenmesi gerekir.[/h][h=1] [/h][h=1]7.3.Bilmeyerek Sahte Belge Kullanma:[/h][h=1]Mükellefler gerek gelir ve kurumlar vergisi matrahını aşındırma amacı gütmeden bazen günlük ticari hayatın gereği olarak mal ve hizmet satın almakta, ancak alınan bu mal ve hizmetin belgesi olarak satıcı firma sahte belge düzenlemektedirler. Bu kapsamda mal ya da hizmeti satın alan firma, satıcı firmanın mükellefiyetini yada vermiş olduğu belgenin niteliğini araştırma imkanı ve zamanı çoğunlukla olmamakta, ödemeler de nakit olarak yapılmaktadır. Bu durumda yapılan incelemelerde kullanılan belgenin kullanıcı şirket açısından gider yada maliyet yönüyle kabulü, ancak Katma Değer Vergisi açısından indirim reddi sonucuyla karşılaşmaktadır. [/h][h=1] [/h][h=1]Örnek:[/h][h=1]X İşletmesi Aş.’nin 2006 t. yılı hesap ve işlemleri üzerinde 15.02.2008 tarihinde yapılan vergi incelemesi neticesinde mükellef kurumun Aralık/2006 döneminde KDV dahil 64.800 TL sahte faturayı yasal defter ve kayıtlarına gider olarak kaydetmiş ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate almıştır. Ancak yapılan incelemede mükellefin sözkonusu fatura ile gider kaydettiği hizmeti gerçekte aldığı, bilmeden sahte fatura ile belgelediği kabul edilmiştir. Ayrıca mükellefin Aralık/2006 dönemine ait sonraki döneme devreden katma değer vergisi tutarı 5.000.-TL dir. Vergi inceleme raporunda gider reddiyatı yapılmadığından kurumlar vergisi tarhı önerilmemiş, sadece Katma Değer Vergisi açısından indirim reddi yapılmıştır. [/h][h=1]Buna göre yapılması gereken muhasebe kaydı aşağıdaki gibidir. [/h][h=1]______________________________________/_________________________________________________[/h][h=1]689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar 4.200 [/h][h=1]689.02. KKEG [/h][h=1]190.Devreden KDV Hs. 4.800[/h][h=1]_________________________________________/_______________________________________________[/h][h=1]Muhasebe kaydında da görüleceği üzere sahte fatura kullanılarak şirket dışına aktarılan varlıklar ortaklar cari hesabı borçlandırılarak şirket varlıkları arasına alınmış, [/h][h=1] [/h][h=1]7.4.Muhasebe Hataları:[/h][h=1]Muhasebe hataları unutkanlık, dikkatsizlik veya bilgisizlik yüzünden muhasebe ile ilgili işlem, kayıt ve hesaplarda yapılan yanlışlıklardır. Genelde kasıt unsuru taşımayan yanlışlıklardır. Kasıt unsurunun olması halinde hatadan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Bu durumda muhasebe hilesinin varlığı sözkonusu olacaktır. İşletmelerde yapılan muhasebe hatalarına ait örnekler ve muhasebe kayıtları aşağıdaki gibidir.[/h][h=1]Örnek:[/h][h=1]X İşletmesi Aş. ‘nin 2006 t. yılı hesap ve işlemleri üzerinde 15.02.2008 tarihinde yapılan vergi incelemesi neticesinde mükellef kurumun Aralık/2006 döneminde KDV dahil 5.900.-TL tutarındaki bir gider faturasını yasal defterlerine hataen aşağıdaki gibi kaydettiği tespit edilmiştir. [/h][h=1]__________________________________________/_______________________________________________[/h][h=1]191. İndirilecek KDV 5.000 [/h][h=1]770. Genel Yönetim Giderleri 900 [/h][h=1]320 Satıcılar Hs. 5.900[/h][h=1]_________________________________________/________________________________________________
Bu durumda fazladan (5.000 – 900 ) 4.100.-TL lik fazladan indirim konusu yapılan Katma Değer Vergisi mevcuttur. Bu kaydın düzeltilmesi gerekir. Yine diğer yandan da 4.100.-TL lik eksik gider yazma nedeniyle Kurumlar Vergisi Matrahı olması gereken tutardan fazla beyan edilmiştir.[/h][h=1]Sözkonusu yanlışlık vergi incelemesi yapılmadan doğrudan doğruya mükellefin kendisi tarafından aynı dönem içerisinde tespit edilmiş olsaydı yapılacak düzeltme kaydı aşağıdaki gibi olmalıydı.[/h][h=1]_______________________________________/________________________________________________[/h][h=1]770. Genel Yönetim Giderleri 4.100 [/h][h=1] [/h][h=1]191. İndirilecek KDV 4.100[/h][h=1]_______________________________________/_______________________________________________[/h][h=1]Yukarıdaki şekilde düzeltilen bu işlem Ocak/2008 tarihinde düzeltilmiş olsaydı, mükellefin devreden KDV tutarının 10.000.-TL olduğu varsayımı altında yapılacak düzeltme ise aşağıdaki şekilde olmalıydı.[/h][h=1]________________________________________/_______________________________________________[/h][h=1]681. Önceki Dönem Gider ve Zararları Hs. 4.100 [/h][h=1] [/h][h=1]190. Devreden KDV 4.100[/h][h=1]________________________________________/________________________________________________
Bu şekilde yapılan muhasebe kaydı ile Devreden KDV tutarı düzeltilmiş, önceki dönemde eksik yazılan gider tutarı Önceki Dönem Gider ve Zararlar Hesabına atılarak muhasebeleştirilmiştir. Ancak bu gider muhasebe ve temel mali tabloların düzenlenmesi ilkelerinden dönemsellik ile belli döneme ait gelir ve karların yine aynı döneme ait gider ve zararlar ile karşılaştırılması ve bu şekilde muhasebeleştirilmesi ilkeleri gereğince Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak muhasebeleştirilmelidir.[/h][h=1]Bu işlemler mükellef tarafından düzeltilmeden önce bir vergi inceleme elemanı tarafından vergi incelemesi yapılıp, bu inceleme sonucunda yazılan rapora göre sonraki döneme devreden KDV tutarının düzelme yapılsaydı yine yapılacak muhasebe kaydı da yukarıdaki gibi olacaktı.[/h][h=1]7.5.Fiili Envanter - Belgesiz Mal Bulundurma:[/h][h=1]Bilindiği gibi, “Fiili Envanter Denetimi” ile mükelleflerin dönem sonunda mevcutlarıyla ilgili olarak çıkarmak zorunda olduğu envanterinin, envanter defterine kaydedilip kaydedilmediği, envanter defterinde kaydedilmiş olan emtia miktarının, işyerinde bulunan emtia miktarıyla uyumlu olup olmadığının kontrolü amacı ile yapılır. Buna göre fiili envanter denetimi dönem sonlarında yapılabileceği gibi mükellef haber verilmeksizin istenilen tarihte de yapılabilir. Ancak uygulamada fiili envanter denetimi daha çok dönem sonlarına çok yakın bir tarihte yada hesap döneminin kapanışını müteakip günler gibi özellikli günlerde yapılmaktadır. [/h][h=1]Mükellefler nezdinde gerek vergi incelemeleri nedeniyle gerekse gelir idaresinin belli zamanlarda düzenli olarak yaptığı fiili envanter sayımları sonucu faturasız mal bulundurulduğu tespit edilebilmektedir. Buna göre, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde göre; fiili yada kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften cezalı olarak aranılmaktadır.[/h][h=1]Faturasız mal bulundurulması veya hizmet satın alınması durumunda bu malı bulunduran veya hizmeti satın alandan bu verginin cezalı olarak alınabilmesi için öncelikle durumun yapılan fiili veya kaydi envanterle ortaya konulması gerekiyor. Faturasız mal bulundurulması veya hizmet satın alınması durumunun tespitinden sonra bu mal ve hizmetlere ilişkin belgelerin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük süre verilecek. Verilen 10 günlük süre içinde alış belgelerinin ibraz edilmemesi halinde tespit tarihindeki emsal bedel üzerinden hesaplanacak katma değer vergisi alışlarını belgeleyemeyenler adına re’sen tarh edilecek, yapılacak bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.[/h][h=1]Mükelleflerin bu şekilde sorumlu tutularak ödemek durumunda kaldıkları KDV onlar açısından “Yüklenilen KDV” niteliğinde olduğundan vergi dairesine ödemeleri ve kanuni defterlerine kaydetmeleri koşuluyla indirim KDV olarak dikkate alabileceklerdir. Ancak kesilen cezanın Katma Değer Vergisi açısından indirim konusu yapılması mümkün olmadığı gibi gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde de gider olarak dikkate alınamayacaktır.[/h][h=1]KDV Kanununun 9/2. maddesindeki bu düzenlemede belgesiz alınan mal ve hizmetleri satanlara bu satışlarla ilgili olarak, vergi inceleme raporuna dayanılarak katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı takdirde, zıyaa uğratılan vergi ve buna ilişkin cezanın ayrıca alıcılardan alınamayacağı hüküm altına alınmıştır.[/h][h=1]Bu düzenlemenin gereği olarak satıcı nezdinde önceden yapılan vergi incelemesi dolayısıyla satıcı adına bir tarhiyat yapılmış olması durumunda bir de alıcı nezdinde tarhiyat yapılmayacaktır. [/h][h=1]Örnek:[/h][h=1]X İşletmesi Aş. ‘nin işyeri adresinde 15.01.2008 tarihinde yapılan fiili envanter sonuçlarına istinaden yapılan vergi incelemesi neticesinde mükellef kurumun 15.01.2008 tarihi itibariyle 10.000.-TL lik belgesiz mal bulunduğu tespit edilmiştir. Mükellef kurum yetkilisi sözkonusu mallara ilişkin belgeyi verilen süre içinde ibraz edemediği için 1.800.-TL Katma Değer Vergisi aslı ile 200.-TL vergi ziyaı cezasının kesinleştiği ve mükellef tarafından da ödendiği varsayımı altında yapılacak muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olmalıdır. (Diğer vergi, ceza, gecikme zammı/faiz ihmal edilmiştir.)[/h][h=1]_______________________________________/_________________________________________________
153. Ticari Mallar 10.000[/h][h=1]191. İndirilecek KDV 1.800 [/h][h=1]689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar 200 [/h][h=1]689.02. KKEG [/h][h=1]360.Ödenecek Vergi ve Fonlar 2.000[/h][h=1]KDV : 1.800
Vergi Ziyaı : 200
331 Ortaklara Borçlar Hs. 10.000[/h][h=1](320 Satıcılar Hs.) [/h][h=1]____________________________________/___________________________________________________
Burada belgesiz bir şekilde fiili olarak mükellefin stoklarında bulunmasına rağmen yasal defter ve belgelerinde görülmeyen stoklar, yukarıdaki muhasebe kaydı ile stoklara alınmasının yanında, KDV Kanununun 9/2 maddesine belgesiz mal bulunduran mükellefe adına tarh edilen KDV tutarı da indirimler arasına alınmaktadır. Diğer yandan vergi ziyaı cezası kanunen kabul edilmeyen gider olarak muhasebeleştirilmektedir.[/h][h=1]SONUÇ:[/h][h=1]Türk Vergi Sisteminde vergileme, pek çok kanunda yer alan tevkifata tabi işlemlerin kapsamı aşırı derecede genişletilmiş olsa da genel olarak beyan esasına dayanmaktadır. Beyan esasına göre vergilemenin zorluklarından biri de mükellef yada vergi sorumlularının gelir idaresine bildirmiş oldukları gelirlerinin doğruluğunun araştırılması ihtiyacıdır. Bu da Vergi Usul Kanunu’nun 134. ve müteakip maddelerinde tanımını bulan Vergi İncelemesi ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Yapılan vergi incelemelerindeki amaç ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmaktır. Yani vergi incelemelerinde mutlaka vergi kanunları açısından eleştirilecek bir hususun bulunması amaç değildir. Aksi bir anlayış bütün mükelleflerin mutlaka yanlış yapacağı sonucuna gider ki bu yanlıştır. [/h][h=1]Ancak yapılan incelemeler neticesinde vergi kanunları açısından tenkit edilecek hususların bulunması halinde vergi inceleme raporları tanzim edilmekte, gerekli vergi ve ceza tarhiyatı önerilmektedir. Mükellefler vergi inceleme raporlarında önerilen bu vergi ve cezalara karşı, şartların bulunması halinde Tarhiyat Öncesi Uzlaşma talebinde bulunmakta ve genellikle de uzlaşma sağlanmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan vergi ve cezalara ait işlemlerin muhasebe kaydı ile işletme kayıtlarına alınması, fiili durum ile muhasebe kayıtlarının birbiri ile uyumlaştırılması gerekmektedir. Bu işlemler yapılırken muhasebenin dönemsellik, özün önceliği, kişilik esası gibi temel kavramları göz önünde bulundurulmalı işlemler gerçek mahiyetleri doğrultusunda muhasebeleştirilmedir.[/h]Kaynak :İlyas Öztürk
[h=1] [/h]