Kredi Kartı ile yapılan işlemler

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan MERT
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Üyelik
4 Ağu 2005
Mesajlar
24
Bir mükellefime ait Kredi kartı ile yapılan işlemlerin neticesinde fatura ve fiş düzenlemediği Maliye bakanlığı gelir idaresi başkanlığı tarafından ay ve yıl olarak tespit edilmiş olup şu anda yapmamız gereken nedir.Bilgi verirseniz sevinirim
 
Değerli arkadaşım,

Benim dört dört lük bu pos ile yapılan satışları belgelendiren mükellefimede geldi.
Topluyorum, çıkarıyorum,bölüyorum ne yaparsam yapayım gelir idaresinden gelen yazıdaki farkları bir türlü bulamıyorum.

Vergi denetmenlerinede sorduk.

ay ay bakın,
Yıl bazında bakın,
Beyannameye yazdıklarınız ile yazmadıklarınıza bakın
şeklinde cevaplar aldık her türlü denemeyi yaptık fakat fark yok.
Gelir idaresi neye göre bu farkı buldu hala çözebilmiş değilim.

Bu nedenle bu durumdakilere herhangi bir şey yapmak gerekmez diye düşünüyorum.

Bana göre bu olaylar biraz korku verip vergi barışı uygulaması gibi ne çarparsak kar diye düşünüyorlar gelir idaresi.


Yarın ola hayrola

Saygılarımla
 
Sn.Mert,

Yapılan bu tespitten sonra VUK. Md.353' e göre Özel Usulsüzlük cezası kesmeliler (129,00 YTL). Bu ceza kesildikten sonra 376. maddeye göre işlem yaparak 1/3' nü ödemelisiniz.
 
benimde bir mükellefime böyle bir yazı gönderildi, bu farkı kdv beyanındaki kredili satışlar sutunu ile o aya ait bankaya geçen tutarı karşılaştırıp çıkarmışlar, maalesef pos slipleri eksik geldiği için kdv beyanına eksik bildirmişiz, ancak daha sonra ekstreye göre ben düzgün kayıtları girmişim. şimdi yapmayı düşündüğüm, bir dilekçe ile satışlarımızın doğru olduğu sadece kdv beyanındaki kredili satış tutarın yanlış yazılmış olduğunu bildirmek. sanırım kayıtsız kalıp hiç cevap vermemektense, banka kayıtları ve muhasebe kayıtlarını kontrol edip, ona göre bir cevap yazısı vermek daha uygun olur sanırım.
 
!!!

Maliye bakanlığı mükellefin banka hesapları üzerinden işlem yaptığı için pos kayıtlarında tutarsızlık oluşmaktadır. Biz ay içinde düzenlenen kredi kartı slipleri toplamını yazarken iadere hesap kesim tarihi gelerek banka mevduat hesabına o ay içerisinde aktarılan miktarı hesaba katmaktadır. örnekleyecek olursak aralık/2005 de düzenlenen slplerin karşılığı ocak ayında banka hesabına yatırılmış ve idare bazen bu miktar üzerinden hareket etmektedir.
 
merhaba bize de bu şekilde yazı geldi bizde dilekçe yazarak tutarsızlık farkının faturası kesildiğini brüt satış toplamlarının içerisinde yer aldığını kdv 45.sutüna sehven eksik yazıldığını bir vergi kaybının olmadığını falan yazan bir dilekçe ile cevap verdik.kayıtsız kalmaktansa kendimizce savunma yaptık bakalım ne olacak?
 
arkadaşlar ben sorumu bu başlığın altna yazmayı uygun gördüm. Biz müşteriye senetli olarak mal satıyoruz ve faturasını düzenliyoruz daha sonra müşteri senetini viza ile ödemek istiyor bu durumda beyanname ile vizanın tutma ihtimali yok bu durumda ne yapılabilir. teşekkür ederim.
 
Vergi dairesinden Vedop merkezi sorgulamalar bölümünden ilgili mükelleflerin bilgilerini aldık.
Sayın denetmen 2000'in dediği gibi KDv beyanlarına yazmış olduğumuz tutarlar ile bankadan gelir idaresine gelen bilgileri karşılaştırıp fark yazmışlar.

Vergi İdaresi mükellefin KDV beyanındaki matraha hiç bakmamış bu birinci hataları ikincisi ise bazı bankaların günlük brüt tutarlarını esas almaları gerekirken 1 gün sonraki valör tarihlerini esas alıp fark oluşturmuşlar buda ikinci hataları.

Şimdi ne yapalım.Bekle gör taktiği en uygunu.
 
kredi kartı satışları

Merhaba arkadaşlar;
İdare tarafından Kredi Kartı satışları ile ilgili, mükellefimiz adına 2004 yılı 2.9.11. aylara ait toplam 20 000. 00 ytl. fark çıkarılmış. Sözkonusu farkları kontrol ettiğimde kredi kartıyla satış yapıldığı halde faturalarının kesilmediği anlaşılmıştır. Şimdi ek beyanname vermek durumundayız. devreden kdv miz olduğu için kdv açısından problem yok. Ancak vergi dairesi şefleri ile yaptığım görüşme sonucu 2004 yılı Ek Gelir Vergisi beyannamesini düzenlediğimizde 20 000.00 ytl.nin tamamını kar olarak dikkate almamız gerektiği söylendi. Gerekçe olarakta 31.12.2004 tarihi itibarıyla D.S.M.Mevcudunu beyan ettiğimizden dolayı tamamını kar olarak dikkate almamız gerekiyormuş.
Ancak biz bu durumda vereceğimiz Ek Gelir Vergisi Beyannamesinde 20 000.00 ytl. farkın maliyet hesaplamasını yapıp, dönem sonu mal mevcudu miktarınıda düzeltip vermeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla stoklarımız yaklaşık ( smm 15000 ytl. olarak alırsak ) 15000 ytl.azalmış olacak ve 2005 yılı dönem sonu mal mevcudu da değişeceğinden 2005 yılı Gelir Vergisi Beyannamemizide düzeltmek zorunda kalacağız. Bu yolu izlersek hangi durumlarla karşılaşabiliriz. Not: 2004 yılına ek beyanname verdiğimizde geçmişe yönelik fatura kesmek gerekmiyormu? 2004 yılı defterlerinin dökümü yapılmıştır. Bu konudaki görüşleriniz için teşekkür eder hayırlı çalışmalar dilerim.
 
maliye fiilen sayım yapılıp bu sayım sonucu envanter çıkardığınızı kabul ettiğinden ek satışın tamamını kar olarak kabul edecektir.
Not: pos gün sonu raporlarıda (çoğunluğu) yk z raporları gibi günlük no takip etmektedir. mükelleflerden bu sanki z raporu alıyormuş gibi pos raporlarınıda günü gününe almaları istenmelidir.
 
sayın nane katılıyorum ve şunuda yapmak daha faydalı olacaktır
o aya ilişkin pos hesabının banka extresini (dikkat edilecek husus vadesiz hesaba akan miktarlar değil) almak daha garantili..
Çünkü bazı meslek arkadaşlarımız sadece mükellefin vermiş oldugu pos slipleri ile işlem yaptıklarından alınmayan gün sonları veya arada olmayan sliplerden dolayı farklar çıkmakta ..
extre bunu büyük ölçüde önlüyor .Zaten pos hesabına sahip olan mükelleflere banka taraından ilgili ayın extreleri posta ile gönderiliyor ..
 
Arkadaşlar birincisi kredi kartı makinası ekstreleri postadan geç gelmekte.
Benim mükelleflerin % 70'nin ekstresi kdv beyan verme süresi yani her ayın 20'sinden sonra gelmektedir.

Bence internetten meslek mensuplarına e-beyan için nasıl yetki şifre verildi ise bı vedop uygulamsındaki mükellef kredi kartı satış bilgilerinede ulaşırsak bu işi çözeriz diye düşünüyorum.

Ayrıca bir mükellefim tüm eşin dostun kredi kartlarını toplamış kendine kredi sağlamak amacı ile kullanmış ve bizede bu durumu bildirmeyip saklamış.

Ne yapacağız şaşırdık!! Fark 500 milyar
 
sayın CANBOLAT, mükellef 500 milyar matrah farkının vergi ve cezasına katlanmak zorunda. bu konuda maliyenin bir görüşü vardı, yanlış hatırlamıyorsam özetle pos makinası alma şartları içinde "kendine kredi sağlamak amacıyla yapılan işlemler yasaktır." olduğundan belgesiz satış olarak değerlendiriyor.

ek: bankadan gelmeyen yada geç gelen raporlar için şubeye diretince bilgisayarından o dökümleri çıkartıyorlar. tavsiyem beyandan önce bu dökümleri tamalayıp kontrolden sonra kdv beyanının verilmesi.
 
!!!

İşyeri sahiplerince veya şirket ortaklarınca finansman sağlamak amacı ile kullanılan kredi kartlarının belge düzeni hakkında maliye bakanlığının özelgesi aşağıya kopyalanmıştır. meslektaşlar arasında farklı uygulamalar mevcuttur ancak özelgeye göre yapılacak işlemin aşağıdaki örnekte ki gibi olacağı kanaatindeyim ve benim uygulamam bu yöndedir yanlışım varsa üstadlarımdan düzeltmesini rica ederim.

Şirket ortağının finansman sağlamak amacı ile 01/05/2006 tarihinde 5000.YTL pos çektiğini ,kredi kartının hesap kesim tarihinin 31/05/2006 olduğunu varsayımı ile bir aylık süre için %3 olarak hesaplıyoruz

150 YTL+%1 kdv. uygulayarak fatura düzenliyoruz.


T.C.

ANKARA VALİLİĞİ

İl Defterdarlığı

Usul Gelir Müdürlüğü

SAYI : B.07.4.DEF.0.06.14/32003-

KONU : Pos ve İmpermet cihazları ile yapılan tahsilatların belge düzeni ve muhasebe kaydı hk.



İLGİ: gün ve sayılı dilekçeniz.



İlgi dilekçenizde, Müdürlüğünün vergi numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, nakit ihtiyacınızı karşılama amacıyla şirket ortaklarının şahsi kredi kartlarını firmanın pos makinelerinden geçirerek, bankadaki hesaba geçen paranın şirket tarafından kullanıldığı, söz konusu paranın ortaklara borçlar hesabında takip edilmek istendiği, katma değer vergisi beyannamelerinizin 65 no.lu satırına yazılan miktarla pos makinesinden çekilen miktar arasındaki uyumsuzluğun ortakların kredi kartlarından çekildiğinin bir dilekçe ile izah edilmek istendiği ve ortakların şahsi kredi kartı borçlarının da bizzat bankaya ödendiği belirtilmiş olup, uygulamanın tekdüzen muhasebe usul ve esaslarına uygunluğu ile ne şekilde kayıt yapılacağı hususunda görüş talep edilmektedir.


Kredi kartlarının genel işleyiş sisteminde, bankalar tarafından üye işyerlerine sözleşme karşılığı verilen pos ve imprenter cihazları, kredi kartı sahiplerinin üye işyerlerinden nakit kullanmaksızın mal ve hizmet alımını sağlamakta, bunun karşılığı olarak da üye işyerlerince kredi kartı hamillerine imprenter cihazları ile düzenlenen satış belgesi ve ödeme kaydedici cihazlar ile düzenlenen perakende satış vesikaları verilmektedir. İmprenter cihazları ile düzenlenen satış belgelerinde, alıcının (kredi kartı sahibinin) adı, soyadı, kart numarası gibi kredi kartı bilgilerinin yanı sıra alıcının bizzat imzasının yer alması zorunlu olup, bu belgeler, ödeme karşılığında bir mal tesliminin veya hizmet ifasının bulunduğunu tevsik etmektedir. Öte yandan bankalar ile üye işyerleri arasında yapılan sözleşmeler gereği, söz konusu satış belgeleri ibraz edilmeksizin, banka tarafından işyerine herhangi bir ödeme yapılması söz konusu değildir.

Ayrıca, bankalar tarafından kurulan ve ortak kararların uygulanması için yol gösterici mahiyette bir kuruluş olan Kart Merkezi A.Ş tarafından belirlenen ve bu bankaları bağlayıcı nitelikte olan ortak hükümlerde; kart hamiline tahsis edilen kredi kartlarının (bankalar ile aralarında üye işyeri sözleşmesi olan) üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında sadece alış veriş amaçlı olarak kullanılabileceği ve üye işyeri ortak ve çalışanlarının nakit kredi sağlamak amacıyla kredi kartlarını üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullanmalarının kurallara aykırı bir uygulama olduğu ile bankaların bu şekilde amaç dışı bir kullanımı saptamaları durumunda ise, üye işyeri sözleşmelerini iptal etmeleri gerektiği, düzenlemelerine yer verilmiştir. Bankalar ile üye işyerleri arasında yapılan üye işyeri sözleşmeleri ile de "kredi kartlarının,üye işyeri ortak ve çalışanları veya üçüncü kişiler tarafından mal veya hizmet alımı dışındaki amaçlarla, üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullanımı" yasaklanmış bulunmaktadır.

Kredi kartlarının üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullanımı sonucu düzenlenen ve üzerinde "............. Tutarında mal veya hizmeti teslim aldım " ibaresinin yeraldığı satış belgelerinin (slip-alışveriş belgesi) kredi kartı hamilleri tarafından imzalanması, üye işyerlerince bu belgelerde yazılı tutar kadar malın teslim edildiğini veya hizmetin ifa edildiğini gösterdiğinden, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesiyle düzenlenen, Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde ki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabii olacağı, hükmüne istinaden teslim edilen malın veya yapılan hizmetin, katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Eğer üye işyerleri tarafından satış belgelerinde gözüken durumun aksi , yani kredi kartlarının herhangi bir mal/hizmet teslimi/ifası olmadan üye işyerine veya kredi kartı hamillerine nakit temin etmek amacıyla işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullandırıldığı iddia ediliyorsa, bu iddianın; iktisadi,ticari ve teknik icaplara uymaması ve olayın özelliğine göre de normal ve mutat olmayan bir durum olması nedeniyle 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesine göre iddia eden tarafından ispatlanması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen düzenlemelerle yasaklanmış bir durum olan, kredi kartlarının üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında asıl amacı dışında üye işyerine veya kredi kartı hamillerine nakit temini amacıyla kullanıldığının ispat edilmesi durumunda ise bu işlemin üye işyerince sunulan bir" finans sağlama hizmeti" olarak değerlendirilerek, bu hizmetin genel oranda katma değer vergisine tabi tutulması gerekmektedir.


Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 ve müteakip maddelerinde belge düzenine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Buna göre, şirketiniz ortaklarına ait kredi kartlarının herhangi bir mal teslimi ve hizmet ifası olmadan firmanıza veya kredi kartı hamillerine nakit temin etmek amacıyla işyerinizdeki pos/imprinter cihazlarında kullanılması fiili katma değer vergisine tabii olduğundan bunun için Vergi Usul Kanununun 227 ve müteakip maddelerinde sayılan belgeleri düzenlenmeniz ve yapılan işlemin mal teslimi yada hizmet ifası olarak kabul edilmesi nedeniyle de tek düzen muhasebe sistemine göre 331 kod numaralı ortaklara borç hesabını kullanmamanız gerekmektedir.

Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde vergi dairesi müdürlüğünce adınıza yapılan işlemlerde yasal bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
sayın turk_bey, benim hatırladığım sizin yazdığınız görüşe göre benim anladığım; pos makinasından 5000 ytl çekildi ise 5000 ytl (kdv dahil) mal veya hizmet ft kesilmesi gerekir.
 
!!!

nane' Alıntı:
sayın turk_bey, benim hatırladığım sizin yazdığınız görüşe göre benim anladığım; pos makinasından 5000 ytl çekildi ise 5000 ytl (kdv dahil) mal veya hizmet ft kesilmesi gerekir.

Sn.nane

V.U.K'nu sizin belirttiğiniz şekilde fatura düzenlenmesi gerekir diyorsa (131) nolu hesabın bütün hareketlerine fatura kesilmesi gerekir. Bu faturayı düzenleyen bir meslektaşım olduğunu sanmıyorum
 
Kredi Kartı harcamaları ile ilgili bir danıştay kararı: Eş ve dostun kredi kartını kullanarak finasman sağlamasından bahsediliyor.


Kkredi kartı harcamaları ile ilgili Danıştay 4.Daire 11,10,2005 tarih Esas : 2005/432 Karar : 2005/1723 vermiş olduğu kararın detayı aşağıdadır.


Nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla, şirket ortağı anne, baba, kendi, kardeşler ve yakın arkadaşlara ait kredi kartının kullanılması sonucu oluşacak tutarın hasılat kabul edilerek matrah farkı bulunamayacağı.

İstemin Özeti: Davacının 2001 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu kayıt dışı satış hasılatı bulunduğu iddiasıyla re’sen kurumlar vergisi salınıp, fon payı hesaplanmış, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. (….) Vergi Mahkemesi kararıyla; konfeksiyon işiyle uğraşan davacının POS cihazı kullanarak kredi kartı ile yaptığı satışların bir kısmının defterlere hasılat olarak kaydedilmediğinin tespiti üzerine dava konusu tarhiyatın yapıldığı, davacının kendi kredi kartı dışında yakın akrabalarının kredi kartlarını kullanarak nakit ihtiyacını temin ettiğini ileri sürdüğü, ancak inceleme aşamasında ileri sürülmeyen bu iddianın dava aşamasında doğruluğunun tespitine olanak bulunmadığı, bu hususun inceleme yönteminin dışına çıkılarak diğer harici bilgilerle birlikte tespit edilebileceği, bu nedenle yapılan tarhiyatın kanuna uygun olduğu, özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için maddede sayılan belgelerin alınmadığının ve verilmediğinin, almayan ve vermeyenlerle birlikte tespitinin gerektiği, olayda ise böyle bir tespitin mevcut olmadığı, bu durumda kesilen cezada isabet görülmediği gerekçesiyle cezalı kurumlar vergisi ve fon payına yönelik davanın reddine, özel usulsüzlük cezasının ise kaldırılmasına karar vermiştir. Davacı, kredi kartı çekişlerinin nakit ihtiyacını karşılamaya yönelik olduğunu, satış nedeniyle kart kullanılmadığını, davalı İdare kesilen özel usulsüzlük cezasının kanuna uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.

Karar: Davacı şirket adına kredi kartı ile yaptığı satışların bir kısmını yasal defterlerine hasılat olarak kaydetmediği iddiasıyla yapılan tarhiyata karşı açılan davada, vergi mahkemesince cezalı vergi aslına yönelik davanın reddine, özel usulsüzlük cezasının ise kaldırılmasına karar verilmiştir.

Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz dilekçesinde özel usulsüzlük cezasına ilişkin olarak ileri sürülen iddialar mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 30. maddesinde öngörülen re’sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenen amaç ise, ödenmesi gereken vergilerin gerçek veya gerçeğe en yakın hali ile tespit edilmesidir. Yine aynı kanunun 134. maddesine göre vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Türk vergi sisteminde ise gerçek ve safi gelirin vergilendirilmesi esastır.

Olayda, davacı kurumun POS cihazı kullanarak kredi kartı ile yaptığı satışları hasılat olarak defterlerine kaydetmediği iddiasıyla tarhiyat yapılmıştır. Davacı, söz konusu kredi kartı kullanımlarının büyük bölümünün satışlara ilişkin olmadığını, nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla annesi, babası, kendisi ve kardeşinin kredi kartlarını kullandığını ileri sürerek dava açmıştır. Vergi Mahkemesince, inceleme aşamasında öne sürülmeyen bu hususun, dava aşamasında tarhiyata dayanak teşkil eden inceleme yönteminden hareketle doğruluğunun tespit olanağı bulunmadığı gerekçesiyle bu iddia kabul edilmeyerek cezalı vergi aslına yönelik dava reddedilmiştir. Ancak, davacı kurumun kredi kartı ile yaptığı satışların büyük bir bölümünün şirket ortağının annesi, babası, kardeşi gibi çok yakın akrabalarına yapılmış olması, Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, ekonomik ve ticari icaplara uygun görülmemektedir. Söz konusu kişilere ilişkin kredi kartı kullanımlarının satış olarak kabul edilmesi mutad olmadığından, davacı kurumun defter ve belgeleri ile dosyadaki belgeler incelenerek bu kişilerin kullandığı kredi kartı işlemlerine ait, miktarların matrah farkından tenzil edilmesi gerekmektedir. Yine matrah farkı bulunması halinde ise, hasılatın tamamı kazanç olarak nitelendirilemeyeceğinden inceleme elemanınca hiç dikkate alınmayan ve davacı tarafından % 30 olduğu ileri sürülen mal maliyeti dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu durumda, davacının ekonomik ve ticari icaplara uygun görülen bu iddiaları dikkate alınmadan cezalı vergi aslına yönelik davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, belirtilen hususlar araştırılarak yeniden bir karar verilmek üzere (…) Vergi Mahkemesi’nin Kararı’nın bozulmasına esasta ve gerekçede oyçokluğuyla, davalı idare temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi (*) (**).

* KARŞI OY (X): Davacı kurumun kredi kartı kullanarak yaptığı satışlarla ilgili hasılatı defterlerine kaydetmediği ileri sürülerek yapılan tarhiyata karşı açılan davada tarhiyatın cezalı vergi aslına yönelik kısmı reddedilmiştir. Davacı kurum ortağının çok yakın akrabalarına ilişkin kredi kartı kullanımlarından doğan hasılatın davacının beyanı gereken ticari kazancı olduğunun kabulü yerinde değildir. Ancak, bu kişilere ait kredi kartlarından kaynaklanan miktarların toplam matrah farkından indirilmesi sonucu yine bir fark bulunması halinde bu kısmın tamamının matrah farkı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Çünkü, defterlere kayıt dönemi kapandıktan sonra yapılan inceleme sonucu düzenlenen inceleme raporu ile saptanan bir kısım hasılatını kayıt dışı bıraktığı kabul edilen bir işletmenin, kendi iradesiyle muhasebeleştirip, kesin mizanını ve buna dayalı kar-zarar cetveliyle dönem sonu bilançosunu çıkardıktan sonra bu hasılatın elde edilmesi ile ilgili maliyet bedelinin safi kazancın tespitinde, gayrisafi hasılattan indirilmesinin kabulü, bu matrah üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları yolundaki Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesi hükmüne de aykırı düşer.

Diğer bir ifadeyle bir vergi incelemesi sonucunda ortaya çıkan matrah farklarının, yükümlülerin kendi defter kayıtlarıyla (maddi hesap hataları hariç) vergi hukuku yönünden yarattıkları sonuçları da ortadan kaldıracak ve beyan esasının özü ile bağdaşmayacak iddialarla bertaraf edilmesi mümkün hale gelir ki, bunun hukuken kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.

Bu nedenle, kararın gerekçesinin, matrah farkı bulunması halinde mal maliyetinin de dikkate alınması yolundaki kısmına katılmıyorum.

** KARŞI OY (XX): Davacı kurumun defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu, bir kısım kredi kartı çekişlerinin hasılat olarak kaydedilmediği iddiasıyla tarhiyat yapılmıştır.

İnceleme elemanınca, defterlere kayıtlı olmayan tüm kart çekişleri kayıt dışı kazanç olarak kabul edilmiştir. Ancak bu sonuca varılırken, davacı kurumun defter ve belgelerinde kayıtlı emtia dengesi kurulmamıştır, maliyet dikkate alınmadan defterlerde kayıtlı emtia ile bu satışların yapılabileceği ya da ne tür emtianın kayıt dışı alınıp, hangilerinin kayıt dışı olarak satıldığı hususunda da bir tespit ve iddia yoktur. Dolayısıyla, tarhiyata dayanak alman vergi inceleme raporunun eksik incelemeye dayalı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Eksik incelemeye ve varsayıma dayalı olan bu rapor ise vergi incelemesi ve re’sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenen amaca uygun görülmemektedir.
 
maliyenin, bu işlemi bir finans hareketi olarak görmediğini mal veya hizmet satışı karşılığı yapıldığını kabul ettiğini yazdım.

"... yapılan işlemin mal teslimi yada hizmet ifası olarak kabul edilmesi nedeniyle de tek düzen muhasebe sistemine göre 331 kod numaralı ortaklara borç hesabını kullanmamanız gerekmektedir."
 
Merhaba,
Arkadaşlar Vergi Usul Kanununa göre, vergilemede esas vergiye tabi olaylardır. Eğer kredi kartlarının işletmeye finansman sağlamak amacıyla kullanıldığı kanıtlanabiliyorsa yüksek mahkeme mükellef lehine karar vermektedir. Doğru olanda budur. Vergi idaresi doğal olarak olaya ne kadar fazla vergi alabilirim şeklinde baktığı için her işlem için fatura kes şeklinde görüş bildirmiş. Ayrıca kart ile çekilen tutar kadar finansal hizmet faturası kesilmesi şeklindeki görüşe katılmak mümkün değil. Eğer işlem sonucu bir faiz alınıyorsa (ki olayımızda aksine işletme karşılıyor) bu faiz için bir fatura kesilmesi şeklinde görüş bildirilmiş olsaydı katılırdım.

Aşağıdaki linklerde benzer olaylarda verilmiş kararları okuyabilirsiniz. Danıştay'a ait web sitesinde "kredi kartı" anahtar kelimesini kullanarak bir çok karara ulaşabilirsiniz.

KREDİ KARTI İLE KAYIT DIŞI OLARAK........ MALİYETİNİN İNDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK.

TESPİT EDİLEN KAYIT DIŞI ........BEYAN DIŞI KAZANCA ULAŞILMASI GEREKTİĞİ HK
 
Bu gün bankadan aldığımız extrelerle, banka tarafından önceden mükellefe gönderilen hesap bildirim cetveli/ hesap extrelerini karşılaştırdık ve şöyle bir durumla karşılaştık. örneğin; 31.07.2004 tarihinde çekilen miktar hesap extresinde aynı günde, bankadan aldığımız extrede ise hem işlem hem de valör tarihi olan 01.08.2004'te gözükmektedir. dolayısıyla bu satışı beyannamede 7. ayın geliri olarak dikkate almışız. Gelir İdaresi ise 8. ayda yapılan satış gibi gördüğünden midir acaba farkları bir türlü tutturamıyoruz???
 
Üst