Sayın başkan
Burada “bilançoya dahil olmaktan” kastettiğim şüphesiz ki iktisadi işletmeye dahil olmadır.
Bilindiği gibi Gayri menkullerin kiraya verilmesi isleri, ticari, sınai ve zirai faaliyet niteliğinde değildir.
Gelir vergisi kanunu gayrimenkullerin kiraya verilmesinden sağlanan geliri 7 gelir unsurundan biri saymış ve diğer 6 gelirden ayrı olarak değerlendirmiştir.
GVK’nun 70/8. maddesinde:
“ (Değişik: 4.12.1985-3239/55 md.) Tüccarlara ait olsa dahi, işletmeye dahil bulunmayan gayri menkullerle haklar hakkında bu bölümdeki hükümler uygulanır.”
Denilmektedir. İşletmeye dahil olmaktan kasıt işletmenin özsermaye sine dahil olmaktır.
Bilindiği gibi, ticari kazancın konusu dönem başı ve sonu öz sermaye olumlu farkıdır. Buna göre gayrimenkulun değerinde meydana galen azalmalar, mesela amortismanlar da işletme için bir gider unsurudur. Halbuki kiracının böyle bir gider yazma imkanı yoktur. Çünki gayrimenkul bilançosuna dahil değildir.
Özetle; sahibi tacir dahi olsa, eğer gayrimenkul işletme bilançosuna dahil edilmemişse o gayrimenkulun gelirleri ticari kazanç değil, GMSİ olarak değerlendirilip vergilendirilecektir.
Asıl sahibi nezdinde ticari kazanç olarak değerlendirilmeyen bir iradın kiracının işletmesi açısından ticari kazanç olarak değerlendirilmesi söz konusu olamaz. Bu durumda da KDV açısından 17/4-d hükmü cari olur.
Kiracı işyeri için yaptığı harcamaları yani kira veya özel maliyet bedellerini işletmenin gideri olarak defterine işler. Bunun için gayrimenkulun işletmesine dahil olmasına gerek yoktur.
-------------------------------------------