Mali Tatil Demek, ?TATİL? Demek Değildir!...

kalisper_a

Tanınmış Üye
Üyelik
20 Haz 2005
Mesajlar
1,497
Konum
DİYARBAKIR
Çalışmamızı kaleme aldığımız tarih itibariyle henüz taslak halinde olan (1) sıra numaralı Mali Tatil Uygulaması Hakkında Genel Tebliğ Taslağı?nda; mali tatilin uygulanacağı tarihler, mali tatil kapsamında olmayan süreler, mali tatil nedeniyle uzayan beyan ve ödeme süreleri, mali tatil nedeniyle işlemeyen süreler, mali tatil süresince defter ve belgelerin ibrazı ve vergi incelemesine başlama, mali tatil süresince bilgi isteme ve tebligat işlemleri, mali tatilin sona erdiği günü izleyen yedi gün içinde biten kanuni ve idari süreler, beyanname verme süresi mali tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi ve diğer hususlara ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

28.03.2007 tarih ve 26476 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarih itibariyle yürürlüğe girmiş bulunan 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun (1).?inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, ?Her yıl temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) mali tatil uygulanır. Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, malî tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar.? hükmü yer almaktadır.

Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun metni ve ilk açıklamalarımız, 30.03.2007 tarih ve 2007/37 numaralı sirkülerimiz ise tarafınıza duyurulmuştu.

Söz konusu fıkra hükmüne göre mali tatil, her yıl temmuz ayının birinci gününden (haziran ayının son gününün resmi tatil olması halinde ise temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden) başlayarak aynı ayın yirminci günü sona erecektir.

Buna göre mali tatilin ilk defa uygulanacağı 2007 yılında, 30 Haziran 2007 günü resmi tatil olan Cumartesiye rastladığından ve temmuz ayının ilk iş günü de 2 Temmuz 2007 olduğundan; 2007 yılında mali tatil, 3 Temmuz 2007 tarihinde başlayacak ve 20 Temmuz 2007 tarihine kadar (bu tarih dahil) devam edecektir.

Kanunun (1).?nci maddesinin (2/a) bendine göre, beyanname verme süresinin son günü mali tatil süresi içerisinde kalan (banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi, şans oyunları vergisi, her ayın 15?inde beyan edilen özel tüketim vergisi gibi) vergi, resim ve harçlara ilişkin beyannamelerin verilme süreleri, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzayacaktır.

Buna göre 2007 yılı için, mali tatil 3 Temmuz 2007 tarihinde başlayıp 20 Temmuz 2007 tarihinde sona ereceğinden, söz konusu beyannamelerin verilme sürelerinin son günü 27 Temmuz 2007 - Cuma tarihi olacaktır.

Diğer taraftan, mükelleflerin mali tatil süresinin sonunu beklemeden beyannamelerini vermeleri de mümkündür.

Haziran 2007 dönemine ait olup beyanname verme süreleri açısından son günleri mali tatil süresi içine denk gelmeyen ve en son 23 temmuz 2007 - pazartesi günü verilecek aylık muhtasar beyanname, 24 temmuz 2007 - salı günü verilecek KDV beyannamesi, sürekli mükellefiyette 23 temmuz 2007 ? salı günü verilecek damga vergisi beyannamesi açısından beyan süreleri 27 temmuz 2007 ? Cuma gününe uzamıştır. Aynı zamanda bu vergilerin ödeme süreleri de Kanunun (1).?nci maddesinin (8) numaralı fıkrasına göre ve genel tebliğ taslağının (9) numaralı bölümünde de açıklandığı üzere 30 temmuz ? pazartesi tarihine adar uzamış sayılacaktır. 31 temmuz 2007 - salı günü verilecek SSK bildirgeleri açısından ise herhangi bir süre uzaması söz konusu değildir.

5604 sayılı Mali Tatil Kanunun (1).?nci maddesinin (8) numaralı fıkrasına göre, beyana dayanan ve beyanname verme süresi mali tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay - temmuz - içerisinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününden itibaren üçüncü günün mesai saati bitimine kadar uzamış sayılır.

Mali Tatil Kanunu ile sadece beyana dayalı tarhiyatta beyanname verme süreleri değil,

- İkmalen, re?sen veya idarece yapılan tarhiyatta, vadesi mali tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödeme süresi,

- Tarh edilen vergilere ve/veya kesilen cezalara karşı uzlaşma talep etme veya cezada indirim hükümlerinden yararlanmak amacıyla yapılacak başvurulara ilişkin süreler ve,

- Devamlı bilgi verme hükümleri kapsamında verilmesi gereken bilgilerin verilmesine ilişkin süreler de, 2007 yılında 27 temmuz 2007 Cuma gününe kadar uzamaktadır.

Mali Tatil Kanunu ile süresi uzatılan işlemler haricinde, bazı işlemler açısından sürelerin işlemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu işlemler;

- Muhasebe kayıt süreleri

- Bildirme süreleri

- Dava açma süreleri

Mali tatil süresince mükelleflerin iş yerlerinde incelemeye başlanmayacak ve inceleme amacıyla defter, kayıt ve belgelerin ibrazı istenmeyecektir. Mali tatil süresinden önce başlanılmış olan bir incelemeye bu süreden önce ibraz edilen defter-belge üzerinde devam edilebilecek; ancak, bu süre zarfında mükelleften ilave defter, belge ve bilgi talep edilemeyecek, mükellef veya vergi sorumlusu, inceleme sonucunda yapılacak tespitlerin yer aldığı tutanağı imzalamaya davet edilemeyecektir.

Vergi/ceza ihbarnameleri mali tatil süresi içinde mükellefler ile vergi ve ceza sorumlularına bildirilmeyecek; tatil süresi içinde gerçekleşen tebligat işlemlerinde ise süre mali tatil süresince işlemeyecektir.

İkmalen, re'sen veya idarece yapılmış olan tarhiyatlara karşı mükelleflerin kendilerine tanınan yasal haklardan (dava açma, cezada indirim ve uzlaşma talep etme) herhangi birini kullanma süresi bu tarhiyatlara ilişkin vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün olup, tebligatın mali tatil süresi içinde yapılması halinde süre, mali tatilin son gününden itibaren işlemeye başlayacaktır.

Mali tatilin sona erdiği günü izleyen yedi gün içinde biten kanuni ve idari süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedinci günün mesai saati bitiminde sona erecektir.

Gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlarla ilgili olarak mali tatil uygulanmaz.

Yukarıda yer verilen açıklamalardan da görüleceği üzere, mali tatil, meslek mensuplarının tâbiri câiz ise ?kalem oynatmayacağı? bir dönem değildir. Sonuçta, işletmeler yaşayan organizmalardır. Bu yaşayan organizmanın en önemli fonksiyonlarından birisi olan, ?işletmenin dili? olarak adlandırılan muhasebe departmanındaki çalışanların ya da işletmenin muhasebesel işlemlerinin kaydını işletme dışından takip eden muhasebecisinin ve mali işlemlerini takip eden mali müşavirinin, temmuz ayında (20) gün boyunca ?mutlak? olarak çalışmayacakları, tatile gidecekleri anlamına gelmemektedir, Mali Tatil Kanunu.

Mali Tatil Kanunu metninden, işletmelerin bünyesinde bağımlı olarak çalışan meslek mensuplarının ?mutlak? olarak izinli olacakları, tatile çıkmaları gerektiği anlamı çıkarılmamalıdır. Yıllık ücretli izin kullanımı açısından esas olan, 4857 sayılı İş Kanunu ve bu Kanuna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerdir. Mali Tatil Kanunu?nda yer verilen süreler içerisinde elbette meslek mensuplarının izin kullanmaları mümkündür. Ancak bu izin kullanımları elbette 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilecektir.

Mali Tatil Kanunu, esas itibariyle klasik anlamda bir tatil değil, bazı vergi yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ile ilgili süreleri uzatan, yine bazı hakların kullanılması ile ilgili süreleri durduran bir Kanundur.

Ayrıca, özellikle muhasebe kayıt sürelerinin mali tatil süresinde işlemeyeceği hükmü, yani 03 -20 temmuz süreleri arasında muhasebe kaydı yapılmayabileceği, VUK Madde 219?da yer alan 10 gün ve 45 günlük sürelerin mali tatil süresi kadar uzayacağı hükmü dikkate alınırsa, buradan şu sonuç çıkarılabilir: 03 temmuz tarihli bir evrakın muhasebe programına işlenmesi için 30 temmuz tarihine kadar vakit vardır. Düşünün ki, ortalama iş yüküne sahip bir muhasebeci (ister büroda ister bir şirkette) muhasebe kayıtlarını 20-25 gün boyunca etelesin. Bu biriken iş yığınının altından nasıl kalkacaktır? Mali tatil sonunda hem geriye dönük 20 küsur günlük işlemi bir an önce günü gününe yetiştirmek zorunda kalacak ve hem de bir yandan günlük işlemleri aksatmadan sürdürecektir. Gayet iyi biliriz ki, eğer arkamızda sağlam bir kadro yoksa, biz yokken işleri asgari düzeyde dahi olsa yürütecek yardımcılarımız yoksa, bırakın mali tatili bir haftalık normal bir tatilden dönüldükten sonra bile kendimizi toparlamamız (akşam ve hafta sonu fazla mesaileri ile) tatilde biriktirdiğimiz bütün enerjiyi silip süpürmektedir. Cennet tatilimiz sonrası cehennem mekanı bir iş yığını altında kalınmaktadır!... Buradan tabii şu sonuçta çıkarılmalıdır. Meslek mensupları (SM, SMMM,YMM) ya da şirketlerin muhasebe yöneticileri, rahat rahat tatil yapmak istiyorlarsa, kendileri yokken işleri idare edecek, nitelikli bir kadro kurmak, eğitmek ve yetki ve görev devri yapmak zorundadırlar. Yoksa, bize tatil haram!...
 
Ynt: Mali Tatil Demek, ?TATİL? Demek Değildir!...

zaten beklentimizde buydu.maalesef tatil hakkımız gene yok.nolcak bizim bu halimiz?
hiçmi yılın belli dönemlerinde fazladan tatil hakkımız olamıyor?ne acı ama mesleğin cilvesi.
 

Benzer konular

Üst