T
T U R K O
Ziyaretçi
Yahya Arıkan
Ülkemizde karşılıksız servet intikali vergiye tabidir. İntikal iki yoldan olmaktadır. Birincisi ölen bir kimseden miras ve vasiyet yoluyla başkalarına geçen servet olup, Veraset Vergisi?ne tabi tutulur. İkincisi; hayatta olan kişiler arasında bağış yoluyla geçen servet intikali olup, İntikal Vergisi?ne tabi tutulur.
Malları nerede olursa olsun mirası elde eden veya tasarrufu yapan kişi TC uyruğunda ise miras bırakan kim olursa olsun (Türk veya yabancı) malları Türkiye?de ise vergiye tabidir. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu?nun 1. maddesine göre; aşağıdaki mal intikalleri Veraset ve İntikal Vergisi?ne tabidir:
* TC vatandaşı bir kişiden TC vatandaşı bir kişiye karşılıksız mal intikali (mallar ister Türkiye? de olsun, ister yurtdışında olsun
* TC vatandaşı bir kişiden yabancı uyruklu bir kişiye karşılıksız mal intikali (malın Türkiye?de olması veya yabancı tebaanın Türkiye?de ikamesi halinde)
* Yabancı uyruklu kişiden, yabancı uyruklu kişiye karşılıksız mal intikali (malların Türkiye?de olması halinde)
* Yabancı uyruklu kişilerden TC vatandaşı kişiye karşılıksız mal intikali (nerde ve kimden olursa olsun intikal eden mallar.)
İstisna hangi durumda uygulanır?
Ev eşyası ile murise ait kişisel eşya ve aile hatırası olarak muhafaza edilen tablo, kılıç, madalya gibi eşyalar vergide istisna tutulur. Ayrıca değerleri Veraset İntikal Vergisi Kanunu?nun 10?uncu maddesine göre belirlenen menkul ve gayrimenkul mallardan evlatlıklar da dahil olmak üzere füruğ ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinin (2009 yılı için) 107.604.-TL?sı (füruğ bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinin 215.336.-TL; karşılıksız olması kaydıyla meydana gelen intikallerde 2.481.-TL, para ve mal üzerine düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyelerin 2.481.-TL?si istisna olarak dikkate alınıyor.
Verasette ölen kişinin ikametgâhı, çekiliş gibi diğer intikallerde düzenleyen kurumun adresi önemli. Bağış yapıldığı zaman, bağışı kabul eden kişinin ikametgâhı dikkate alınarak beyanname verilir. Türkiye?de ikamet adresi olmayanlar için Maliye Bakanlığı?nın tespit edeceği vergi dairesine verilir.
Beyanname nasıl hazırlanır?
Beyannamenin her mükellef için ayrı ayrı veya müştereken verilmesi mümkün bulunmaktadır. Beyannameler taahhütlü olmak şartı ile posta ile de gönderilebilir.
Ölüm Türkiye?de gerçekleşmişse mükelleflerin Türkiye?de bulunmaları halinde ölüm tarihini takip eden dört ay içinde, mükelleflerin yabancı bir memlekette bulunmaları halinde ölüm tarihini takip eden altı ay içinde beyanname verilmesi gerekir.
Ölüm yurtdışında gerçekleşmişse mükelleflerin Türkiye?de bulunmaları halinde ölüm tarihini takip eden altı ay içinde, mükellefler vefat edenin bulunduğu yerin dışında başka bir yabancı memlekette oldukları takdirde ölüm tarihini takip eden sekiz ay içinde vermek durumundalar.
Eklenecek belgeler ve ödeme
1. Veraset ilamı, ölüm ve mirasçı bildirimi,
2. Murisin son ikametgâhının bulunduğu muhtarlıktan alınacak olan ikametgâh senedi,
3. Mirasçılara intikal eden taşınmazların tapularının ve bu taşınmazlara ait emlak beyannamesinin bir örneği,
4. Muristen kalan ve beyannamede indirim olarak dikkate alınan borçlara ait belgeler,
5. Muristen bankada mevduat hesabı kalmış ise bu hesabın durumunu varsa faizini gösteren ilgili banka şubesinden alınacak yazı,
6. Muristen otomobil veya diğer herhangi bir motorlu taşıt, deniz aracı, gemi, yat vs. kalmış ise bu araçlara ilişkin iki adet sicil örneği veya ruhsat fotokopisi.
Hibe işlemlerinde ise vergi dairesinde aranan beyanname dışındaki belgeler şunlar: Hibe eden ve hibe alanın nüfus cüzdanı örneği ve ikametgâh ilmühaberi, tapu sureti, emlak vergisi beyannamesinin sureti.
Veraset yoluyla intikalde vergi tahakkukundan itibaren (3) yılda ve her yıl mayıs ve kasım aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir.
Çekiliş, talih oyunları ve diğer intikallerde 1 ay içinde tamamı ödenir.
SORU-CEVAP
İstifa eden kıdem tazminatı alamaz
Daha önce emekli olmuştum. Emeklilik sonrası ekonomik nedenlerle tekrar ayrı bir işyerinde işe başladım ve 3 yıldır çalışmaktayım. Yaşım 58. İşveren vekili (genel müdür) ile gergin ilişkiler nedeni ile kendi isteğim ile ayrılmak istiyorum. Kıdem tazminatı hak ediyor muyum? Nasıl haklarımı alarak ayrılabilirim?
Raporlu hipertansiyon hastasıyım. Bu durum emeklilik sonrası girdiğim işyerinden önce de vardı. Ancak işyerinde gelişen gergin diyaloglar tansiyonumu etkiliyor. Daha önce sabah ve akşam olmak üzere 2 ayrı ilaç alırken yaklaşık bir yıldır (bu firmaya girdikten sonraki dönemde) sabah-öğlen-akşam 3 ayrı ilaç alıyorum.
Yaşadığım veya etkilendiğim bu gergin ortam İş Kanunu 24/I kapsamında düşünülerek, ?Sağlığım olumsuz etkileniyor vb.? yazılı bir istifa ile 24/I göre kıdem tazminatı hak edebilir miyim? Şeref Kondakçı
Kendi isteğiyle istifa ederek ayrılanlara kıdem tazminatı verilmez. 4857 sayılı İş Kanunu?nun ?işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı?nı düzenleyen 24. maddesinin I. fıkrasında, (a) ve (b) bentlerinde;
* İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa (4857/24-I-a) ya da,
*İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa (4857/24-I-b),
hallerinde, işçi iş sözleşmesini herhangi bir fesih bildirimi süresi beklemeksizin derhal feshedebilir.
Sağlık sebepleri ile yapılacak fesihlerde (4857/24-I-a), işin yapılmasının işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması yeterli görülmüş; bu durumun sözleşme sırasında bilinmemesi koşulu kaldırılmıştır. Sözleşme yapılırken bilinsin ya da bilinmesin, işçinin yaptığı iş, işin niteliğinden kaynaklanan bir nedenle, işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa, işçi bildirim sürelerini beklemeksizin veya belirli süreli sözleşmelerde, süre dolmadan önce sözleşmeyi haklı nedenle feshedebilecektir.
SORU - CEVAP
Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.
SGK denetimini engelleyene para cezası
Sosyal güvenlik denetimi yapmakla görevli SGK Müfettiş ve Kontrol memurlarının bazı işyerlerinde denetim yapılırken sorun yaşaması üzerine para cezası uygulaması getirilmiştir.
Buna göre, SGK?nin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının;
l) 5510 sayılı kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler görevlerini yapmasına engel olamazlar; engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, asgari ücretin beş katı tutarında (5 x 666=) 3.330.-TL) idari para cezası uygulanır.
2) Görevlerini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde Türk Ceza Kanunu?nun 265. maddesinin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır. Bu suçu işleyenler hakkında ayrıca asgari ücretin on katı tutarında (10 x 666=) 6.660.-TL) idari para cezası uygulanacak.