Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Tabut Çivisi

İçim duman, dışım duman,
Güzüm,yazım,kışım duman,
Bu gidişle işim duman,
Sigaradan Ah! El-aman.

Tütün kokar her bir yanım,
Dostum değil,can düşmanım,
Tanıdığıma pişmanım,
Sigaradan Ah! El-aman.

Bunca yıllık haşır-neşir,
Sağlık benden uzaklaşır,
Ecel, bir adım yaklaşır,
Sigaradan Ah! El-aman.

Bıyık sarı,dişler çürük,
Nefes kesen bir öksürük,
Başlar hırıltılı körük,
Sigaradan Ah! El-aman.

Ciğer kansere bulaşır,
Nefes yetmez,dil dolaşır,
Kan,beynine zehir taşır,
Sigaradan Ah! El-aman.

Kapanınca üç-beş damar,
Kalp krizi vurur şamar,
Giden para tomar-tomar,
Sigaradan Ah! El-aman.

Düşünce dumanlı derde,
Vücut zayıf düşer bir de,
Soluğu alırsın kabirde,
Sigaradan Ah! El-aman.

En kötüsü, En iyisi,
Ciğerlere dolar isi,
Diyorlar; Tabut Çivisi,
Sigaradan Ah! El-aman.

Parmakların sarısını,
Alır ömrün yarısını,
Anlatmayım gerisini,
Sigaradan Ah! El-aman.

İçim duman, dışım duman,
Güzüm,yazım,kışım duman,
Bu gidişle işim duman,
Sigaradan Ah! El-aman.

Kaya ÇAĞLAR
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ATLAS

Birdenbire mevsim, birdenbire aşk
Yorgun bir akşam kuşu
Gecenin sesine kendini katarak
Hangi dağın ardında
Hüznün kumaşını dokur

Sakla beni kalbim, güneş kanıyor
Sal üzerime merhamet bulutunu
Uzun bir yolun önündeyim
Sen olmazsan eğer içimde
Tüketir beni o hain korku

Çadırımız sökülsün vakit tamam
Göçebe aşkların çocukları
Acının yorgun atlarına binip
Bir kehânetin ardından yürüsün
Bir yusufçuk kuşu konsun yüzlerine

Ne yapsalar biter ihanetin gecesi
İçimize üflenen nefes
Çağırır bizi tûfanlara ve yağmurlara
Ve biz dağlara çekiliriz
Üstümüzde bir hatıra olur ıslak gece

İşte yine önündeyiz burası toprak
Bizi bağışla bozgun bitti
Bakışlarımızda saklı kalan
Ne varsa burada bırakıp
Gün ışımadan yollara düşelim

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları

İlhan Berk.


2.ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz..
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kuş Sesleriyle Kefenlemezler Elbet Cesedimi


Beyaz martılara kan sıçradı yüreğimde.
Durup dururken, dekolte olsun diye giymedim
Asi bir çocuğun davranışlarını üstüme
İçimde diplomatik kaygılar taşıyan kelimelerle,
Geçemiyorum telaşın gümrük kapılarından.

Hangi yana baksam dökülür mavileri pul, pul
Garip hayallerin hammaddesinde gökyüzü,

Karanlık hangar kapılarını açmış,
Vize yok ölü resimleri götürmeme,
Her mavi çığlıkta ben varım,
Her kırlangıç kanadında ben
Adım çarpar duvara, çatlar içimde binlerce at..

Anlaşılan yok bana rahat,
Rehabilitasyona da gerek yok
Saraylar eskitmedim yüreğimde,
Cila vurmayın aynalara,
Issızlığı emzirmesin kuramsal aşklar
Çekip gitmekte var yağmurlu bir günün içinden
Kuş sesleriyle kefenlemezler elbet cesedimi,

Acemi kelimelerin döküldüğü bir ırmağa giriyorum,
İri bir timsah gözüne kestiriyor beni,
Kazma, kürek dişleri arasında salyası akıyor
Epeyce kabarmış iştahı, derin dipten Pirenalar geliyor
Anatomilerine timsah kemikleri gramerliyorlar?

Çiçekler baharda açmış renklerini soruyor,
Duvar diplerinde eski anılarını bulamayan fareler,
Kobay olmaktan kurtulmanın çaresizliğinde
Kemiriyorlar kimsesizliğin boş çuvallarını,

Lütfi Kireçci
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

yokluğun acısıyla bir oldu
gelip geçmeler sensizliğin
elimden tutup
benide çeksen

yardan geçtim
elden ne gelir
geri dönüşlerim..

ellerimi bıraktın..
dermansız gözlerimde
yokluğun bir bıçak
gibi
acıtır sensiz
geçen gecelerimde..

MKY
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kefenini Giydi Sevgim

Özlemin başucumda ağıt yakarken
Ben, mutluluğun adına senden vazgeçiyorum
Mezarını kazdı yıllarca bu aşk gönlünde
Kefenini giydi sevgim, göç ediyorum...

Ölüm bile hüzünlendi bu sevginin ardından
Anılar isyan ediyor yıllara, yarınlar suskun karşımızda..
Ama nafile artık dönüş yok, bu sefer pes ettim
Kefenini giydi yüreğim, göç ediyorum.

M Işık
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

30 Ağustos'ta Şehitlikte...

(En yüce mertebeye ulaşan aziz şehitlerimize)

Göküyüzü pırıl pırıl,otuz Ağustos bu gün,
Şehitlikte tören var,yürekler dolu hüzün! ..

Her taraf gülistanlık,her yan cennet kokuyor,
Gözyaşları içinde herkes Kur'an okuyor...

Şanlı Türk Zaferini yazan yürekler burda,
Haçlı'nın oyunu bozan bilekler burda...

'Bir boyda dizilmişler,hepsinde ay-yıldız var,
Hizaya girmiş gibi,bu gün de ayaktalar! ..'

Can verenler yan yana,vatan millet uğruna,
Komutanı ile eri,girmiş koyun koyuna! ..

Dua ve şükran bizden,az gelir şanlar size,
Yüce Rab'bim müjdeler,cennetini sizlere! ..

Eri ile erbaşı hepsi birer kahraman,
Size olan borcumuz,ödenmez hiçbir zaman...

Yetimler mermerlere sevgi ile dokunur,
Kitâbelerde tek tek,kahramanlık okunur! ..

Okudukça taşları,yüreğimiz eriyor,
Huzur ile karışık,tatlı hüzün veriyor! ..

Hemen hemen her başta,yazar:'Vatan sağ olsun! '
Binlerce selam dua,ruhlarınız şad olsun! ..

Dursun Elmas

 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İşte Sustum, Beni Kefenlediler

Dediler ki
Suskunluk ölüme çağrıdır
Yanılmadılar
İşte sustum ve beni kefenlediler
Yıldızların hışmı kalmadı üzerimde
İnsanların anılarında bir hayıflanmayım
Sustum çünkü sela okundu kelimelerime
Artık yılgınlığın korkusu yok bende
Geleceğin telaşesi de
Sanrılarla uğuldayan beynime elveda
Çünkü sustum.

Kaç zamandır yerini arayan bir yolcu iken
Tuhaflıklar ikliminin seyyahı
Budalalıkların süvarisi
Eyyamların gülüyken
Buldum işte yerimi en sonunda
Toprakta ceset
Yeri yadırganmayacak biriyim

Aydın Aktay
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

IRMAK



Haritası büyüyor acıların

Kirli bir ırmak

İncitiyor toprağın güzelliğini

Karşıma sen çıkıyorsun

Bir mumun esrik alevinde

Tam bir mavi hülyâ senin yüzün



Sırtımı bir dağa yaslasam

Bir çocuk büyütsem düşlerimde

Oysa kederim yüzümde saklı

Yüz yıllık acılarım

Bunu sen biliyorsun



Tenhâ bir yalnızlık benim türküm

Bitmeyecek hiç bir zaman hikâyesi

Yorgun bir yolcu gibi

Ağır bir yükü taşıyorum

Öyle günler yaşadım ki

Geçmişim sulara gömüldü



Sen tutup bana

Yağmurda ıslanan bir serçeden söz ediyorsun

Gökyüzü bana göre değil

Yıldızımı çoktan unutmuşum

Şimdi gölgem yere yakın

Bir de toprağın altından duyulan sesler

Biliyorsun gidecek başka kapım yok

Bütün yollar sana doğru



Bir parça kiraz bir kaç damla su

Senin düşlerini emzirirken nisan bulutu

Tüfeğini çekiyor ölüm

İşte sûret işte can kuşu

İşte bu benim yeni fotoğrafım

Gözlerimde hayatın son uykusu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

heerdeem ' Alıntı:
SENSİZLİĞİN BU ÇEŞİDİ

Bir kırılmış aynaya döndürdün de beni sen
Artık tanıyamazsın içimdeki seni sen...
"Deli" deme anla da bu derin densizliği
Sen de gideremezsin artık bu sensizliği...

B.Kemal ÇAĞLAR

sevgiyle....
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

FÂNUS



Yeşil seccadenin üstünde

Kalbini kadim bir saate ekleyip

Bir ışık ol önümde

Bir dilek tut içinden

Yüzümden bir tarih çıkar

Söz hâl olsun yeniden



Bir ak kuş kanadında

Revan bir yolculuğa çıkıp

İşaretler bularak her canda

Şavkınla sırra dönüşerek

Çocuk gözlerinde yürüyelim

Özge bir baharın sularına



Nasılsa biter saatlerin ömrü

Nasılsa gelir akşam

Hangi dalga hangi sudan yaratıldı

Hangi ağaç hangi tohumdan

Ruhumun bir resmini çek

Rüzgârların içinden geçerek



Sır olduğumuz aynada

Şimdi her şey ve herkes bir noktada

Kadim bir kokuya yaslanarak

Kendi varlığını arıyor

Duru bir söz denizinde

Buldukları kendi rengi



Avucuna dünyayı sığdıran gezgin

Bastığın toprak buhurdan

Bir dağ diğerine uzaktan seslenirken

Söyle ne gördün bir rüyâdan başka

İşte gelip geçtin ömründen

Yüzün buğday sarısı sözün efgân

m.özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEN SENİ SULAR GİBİ SEVDİM

Gözlerinde yıldız görüntüleri
Yüzün bir ay olup doğuyor geceme
Yer altı suları seninle daha serin
Göğsüne can yürüyor bitkilerin

Sen şimdi endamlı bir lâle olup
Geçiyorsun kalbimin içinden
Ey bahçemin hercâi menekşesi
Ah hiç yorulmayan dünya ecesi

Vurulduğum serin ırmak sendin
Eksik yanımı sen tamamla
Bir şarkı dökülsün dudaklarından
Kalbimin ateşinde gül topla

Saklandığın bu dağın ardında
Anla ki batan bu kızıllık
Akşamın bu erguvâni rengi
Eklenir karanlığına gecenin

Tükenir hayatın bütün şarkısı
Sen içimde yeniden başlarsın
Toprağımda menekşeler çiçek açar
Ömür biter ama sen bitmezsin

Nice narin ceylanlar vardır ki
Gözlerine vuran ağrılara kanıp
Yüreğindeki o titreyen kuşa
Akşamları sefer eylerler

Aynam ki çoğaltır yıldızlarını
Ben de heybemi alıp
Geceye ve sana sığınarak
Çıkıyorum kırık şarkımla yola

Ey beni kuşatan bakir sabah
İçine kaybolduğum derin kuyu
İlk ışık gönlüme düşerken
En çok da gözlerine güvenirim

Bir yolcuyum ki çölünde
Kum tanelerinde ayak izlerin
Adreslere ihtiyacım yok
Bir kuş kanadında gelirim ülkene

Beni nârin bir ırmak say
Geldim ve kavuştum denizine
Toprağın ve suyun diline bakıp
Seni yeniden yorumladım

Yeni bir gül açıyor şafakta
Atımı dağlarına sürüyorum
Anla içimde acılar birikti
Çoğaldı hasretim aynalarda

Ey yeniden sırra bürünen sevgili
Çadırında akşamın karanlığı
İşte dağlarına yeni bir yolculuk
Sana varan bütün yollarda

Anladım ki suyun sesinde
Başlayan yeni bir kıyâmet var
Beni şimdi bir rüzgâr kıl
Yeniden süslensin rûhum

İçimden âh eden bir kaya
İnleyerek varsın denizin kıyısına
Bir kartalın kanadında
Bir avcının önüne düşeyim

Heybetinle göreyim seni
Merhametinle ve gülümsemenle
Beni gözlerimden anla
Anla ki ben seni sular gibi sevdim

Seninle eski kitaplarda anlatılan
Bir dağ masalına dönüşelim şimdi
Bir gece vakti kör bir lâmba ışığında
Söylensin kalbimizin esrârı

Dinleyip hikâyemizi ihtiyarlardan
Erken büyüsün çocuklar
Bir su yürüsün ırmaklarına
Gülüşüp aynaları sevsinler

O baharın ritmi bozulmasın hiç
Anneleri yeniden yorumlasın
Uyandıklarında düşlerinden kalan
Islak bir menekşe rüyâsını

Sen yüzünü benim için sakla
Zira sabah olacak biraz sonra
Uyut kalbini sevdiğim
Gündüzün rengini siyaha boya

İyi ki sevmiyor seni bu hayat
Akıyorken ırmakların içinden
Çiçekleri selâmla sadece
Ve çocuk yüzlerine görün

Ben de deli gömleğimi giyip
Bir çınar ağacının altında
İçimde seni herkesten gizleyip
Güneşe karşı şarkılar söyleyeceğim

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kefenlere Sor Beni

Yellere talıkdı bu akşam yüzün
Her lahza seni anmak artık sözüm
Hayat hayat nefesinde solusan beni
Bir gün olurda ararsan kefenlere sor beni

Zemheri kanlı zemheri soğuk
Bakan iki gözüm ardından şimdi donuk
İlik ilik kanından akıtsan beni
Bir gün olurda ararsan kefenlere sor beni

Hangi meçhulde son bulur hayat
Kavuşturmaz mesafeler beni sana bana inat
Tel tel saçlarından as beni
Bir gün olurda ararsan kefenlere sor beni

Bir gariplik bir çaresizlik içimde
Bülbül güle hasret kalmış gül bahçesinde
Rüzgar rüzgar savur beni
Bir gün olurda ararsan kefenlere sor beni

Kalkıyor yüreğin son vapuru
Gel ey yar tükendi kardelen sabırı
Bez bez sar beni
Bir gün olurda ararsan kefenlere sor beni

Sezgin Tozlu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Düşleri değerli olduğu için sökülen bir fiildir Seni Sevmek.
Önüne çok takısı getirse de yüreğim , fikrinde geçersiz mazeret..

İçimde ki yangından sigaranı yakacak kadar keyifkar seyret sen beni ,
Elbet taşıyıcılığını zoraki üstlendiğin o kalp Aşk' a acıkacak.

Sen şimdilik O Çakal kalplerden yap His alış-verişini ,
Muhakkak onlar da bir gün sana veresiyeyi kapatacak.

Yüreğimin Hiper Yar' ketinde Sadece sana açık reyonlarda gözlerine sunduğum
Yüz'lerince çeşit Aşk' a bakmaya gel bir gece.

Yirmidört saat aşık tutuyorum kendimi sana
Bir ihtiyaç duygusu kalmıştır içinde diye hala..


M.K.Y
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kefenlere Sarılmış Umutlarla

Mutluluğa özlem,
yarınlara dair hayallere daldığında
Bir elemli şarkı,
hüzünlü bir şiir duyduğunda
Sana yüreğimden
kan kokulu karanfiller sunacağım..
Bir acılı yürek,
bir solgun beden,
kefenlere sarılmış umutlarla
...

Yaşar Aslan
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KUĞUNUN ÖLÜMÜ

Gölün hayalindeki son anı
Kuğunun son şarkısı olmalı.

Öldü kuğu !
Su renginde bir kederle...

Saat durdu.
Biz de sulara aktık güzelliğimizle
Günlerden cuma
Vakit akşamdı

Tûfan rengine büründü her şey.

Dedemle buluştuk
Annemle gül kokladık
Top oynadık kardeşimle
Usandık...

Baktık uzuyor zaman
Gözlerimizde uyku tadı
Ne zaman uyanacağız diye
Meleklere sorduk

Dediler :

Güneşin doğduğu yerdesiniz
Gölgeniz dünyada kaldı...

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Yüreğimi Kefenledim

Ben yüreğimi kefenledim
Senin gölgenin önüne bıraktım
Deryanın alnında ki suyu aldım
Kaldırımların kuruyan diline bıraktım
Şafakların sarı başaklarını sıktım
Ellerimin nasırına bıraktım
Kefenlenen
Yüreğimle
Geçmişin toprağına göçtüm

Sokakların cinayetinde vuruldum
Kaldırımların inayetinde kurudum
Anıların illetinde duruldum
Senin ardından,
umutsuz aşkından
Toprak yükünde kan döktüm

Özkan Karaca
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

mzhr ' Alıntı:
KUĞUNUN ÖLÜMÜ

Gölün hayalindeki son anı
Kuğunun son şarkısı olmalı.

Öldü kuğu !
Su renginde bir kederle...

Saat durdu.
Biz de sulara aktık güzelliğimizle
Günlerden cuma
Vakit akşamdı

Tûfan rengine büründü her şey.

Dedemle buluştuk
Annemle gül kokladık
Top oynadık kardeşimle
Usandık...

Baktık uzuyor zaman
Gözlerimizde uyku tadı
Ne zaman uyanacağız diye
Meleklere sorduk

Dediler :

Güneşin doğduğu yerdesiniz
Gölgeniz dünyada kaldı...

Mustafa Özçelik

+1
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sana Ne Desem Bilmiyorum

Kimi zaman mutsuzluğumun gölgesi
Bir anlık karanlığımın güneşisin

Sana ne desem bilmiyorum
Yoluğunda acı veren ızdırabımsın
Geldiğinde yüzümü güldüren neşesin
Beni zamana mahkum edensin
Tik tak tik tak çalışan bir saatin
Durduğu anda kavuşacağım tek şeysin

Sana ne desem bilmiyorum
Hayattaki varlığımın sebebisin
Beni genç tutan umutlarımsın
Baktığım yıldızlarda beni büyüleyensin
Ay ışığı altında beni gözetleyensin
Çaresiz kaldığımda elimden tutansın

Sana ne desem bilmiyorum
Yalnız olduğumda damlayan gözyaşlarımsın
Pişmanlığımın affedici meleğisin
Korkularımın son bulduğu yüreğimsin
İçimde büyüyen bir sevgi
Ve bitmek bilmeyen aşkımın baharısın

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap,
Bir şapka bir eldiven bir maymun ve inkılap.... N.F.K
 
Üst