uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DARGINLIK

Ve susmak
Bir denizin çekildiği
Bir rüzgarın kesildiği
Anlaşılınca

Boştur konuşmak
İlk iskele
Kurtuluş
Yanaşılınca

Ne selam, ne veda
Felaket bir vapur
Çık hemen
Bir yağmur serin, ince.

BEHÇET NECATİGİL
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DÜNYA ÇOCUK YILINDA -1

Bütün çocuklar
Yokluk bilmesinler
Et, şeker, süt bulsunlar
Giyimli, tok ve rahat
Gitsinler okullara
Sınıflarını geçsinler.

Büyükler biraz daha yorulsun
Onlar da büyüsünler
Onlar da mesut olsunlar
Geçti, kaç savaş ezikliği
Çocukları düşünsünler
Çocuklar iyi gün görsünler.

BEHÇET NECATİGİL
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DER BİRİ SİZİN İÇİN

Ben onu tanıdım, çok günler yanındaydım
O daha yaşlanmıştır, ben yaşlandım.

Bir yağmur yağardı, ılırdı çiçekler
Sesti yakınlığı, sessizlik yakındığım.

BEHÇET NECATİGİL
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

MED CEZİR

Şair olmak isteyen bir gezgin
Yaşama hevesi kalmamış bir bezgin
Bezirganın önde gideni zengin
Dengi kalmamış ki kiminin
engin denizde lodosa yakalanan bir gemicinin
yaşamı hep çetin , metanetin de sınırı var beyim
kimisinin mutluluğu bir resim , kimisinin ki 4 mevsim
kelebeğin ömrüne bedel bir geleceğin
getirecek hediyesi nedir ki ? bilemedim ...
Vay haline elekte elenenin
Hayata ağlamaklı başlayan bu insanoğlu gördü geleceği
1 dilim Ekmeğin sonunda bedelininde alınacak olması gibi,
düşünenin,düşeninde dostu olmamış ki batanın olsun ..
müttefik de belli değil ittifak da
mutlak mücadele,kazanmak,zafere koşmak ..
yenilince ağlamak - yenmek için hile yapmak
her sonuçta pay kapmak dünya kuralı olmuş,
tastan bozma kalplerse hep kanla dolmuş ...

kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım,
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
gökkuşağındaki bir rengim ben

kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım,
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
yağmur sonrası güneşim ben..


zamanda yolculuk beyinde meşgul edebilir
fakat objektif olmaz,
zararı yoktur yararı olmadığı gibi
benliğinde kaybedilen her şey
benliğinde kaybedilen her şey
hesap Masasında olabilir yalnızken
utanma aç kalbini gir topluma
göster haydi kendini ve 'buradayım' de !
savası kaybetme yürüme geriye dönme
bak ve ileriye ilerle,
hisset deliğe düşme , dönme deliye
karaya boyanan adamın boynuna ilme gide geçiren de cellada
bi çare lanet - hayalet olana dek
beklemek mi gerek acep ?
çarkı dönmemiş ki feleğin gözünün yaşına baksın
gözümün yasini alsın ,
kanımı canımı alsın ancak canimi yakmasın
azap çeken gönüllere,kül olan tüm kalplere yağmur yağsın
kalp dağlayan tüm eller kalpleriyle dağlansın
kalp karalayanlar yansın

kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım,
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
gökkuşağındaki bir rengim ben

kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım,
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
yağmur sonrası güneşim ben..


koşturmak boş durmaktan iyidir
boş durmak boş koşmaktan yararlı
hoş tutmak , gönlü yas tutmaktan çok zormuş
yaşlanmak her dökülen yaprağın arkasından ağlamak gibidir
hayattan erken emeklilik seçim değildir
kadere bağlıdır yazgıdır
hayat ince bir çizgi , narin bir çalgıdır
yüzlerce yıl emek veren insanin
hasat zamanı ölü torunlarımıdır?
her Güne yeni umutlarla açılan gözler
yalanlarla ağlatılan gözler
dolanlarla aldatılan gözler
bir güzel sözle güler
akıtılan her damla ter yok oluşu engeller
negatif değillerse art niyetli değillerse
eğer bu böyle devam eder ...
dilediğim her şey olmuyor,
çabalar bazen çok nafile
nargilenin dumanına benzer hayallerim
sadece beni zehirler ve uçup gider
kafileler gibidir insanlar
bazen seni seyreder giderler
herkes kendine paha biçmiş
bende karşılıksız bir çek
emeklerim dostluktan yana ,
ama olmuyor !
anneme sordum niçin böyle?
ama baktım o da ağlıyor ...


kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkezin aklina
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım,
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
gökkuşağındaki bir rengim ben

kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım,
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
yağmur sonrası güneşim ben..


CEZA
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ankara?dan uzakta

Uzaklardasın bugünde
Dün olmadığın gibi
Önceki günde
Gözüm yollarda
Beklemekte
Ruhum sıkılmakta
Ellerim bağlı
Ayaklarım prangalarda
Havada oksijen azalmış gibi
Ciğerlerim
Nefes alamamakta
Yollara kar yağmış
Kapanmış gibi
Sana ulaşamamakta
Sıcaklığın yok ya
Yemeklerde pişmiyor burada
Karnım acıkmakta
Açlığın bahanesi olacak ya
Belki de açlığım sana
Hasretim sana
Özlemim sana
Dar buralar bana
Bu şehir
Bu hava
Bu sokaklar dar bana
İsyanım sana Ankara
Alınma ama
Nasıl diyeyim isyanımı ona
Kızma bana Ankara
Kapılarını kapatma
Yüzüme çarpma
Yollarını aç ki
Kavuşayım ona
Bitsin hasretim özlemim
Sarılayım Ankara
O gelmezse biliyorsun
Küsüm ben sana
Aç lütfen aç kapılarını
Sarılayım Ankara
Bir gün daha
Nasıl beklerim
Kızılcık şerbeti
İçmiş gibiyim
Doktorlar nafile bana
Aç kapılarını Ankara
Farkındayım sitemdeyim sana
Seninde elinden gelmez getirmek
Onu buraya
Haykırıyorum sana
Geelll geeell lütfen
Gönlümün sarayına
Canım Ankara?ya

Cem ÇAKMAK
20.10.2008 14:30
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Küs

Nasıl saklamışım
Bu heyecanımı yıllarca
Gömmüşüm toprağa
Senden habersiz
Sen bir dağ
Ve bende tavşan olsam eteklerinde
Yinede bilemezmiydin
Tahmin bile edemezmiydin
Bu tavşan bana küstü mü? Ne.
Hadi bilemedin
Tahmin bile edemedin
Bakmadın mı hiç göğe
Egenin maviliğine
Papatyanın sarısına
Toros dağlarına
Akdenizin kumsalına bakmadın mı?
Yazmıştım oysa adını
Memleketimin en güzel
En temiz
En bakir köşelerine
Bitkilerine
Güzelim kemerin kumsalına
Ve yine hissetmedin mi?
Güllerin yaprağını
Kanatmadı mı? elini dikeni
Oysa ne çok seversin diye
Sana kucak dolusu çiçekler
Göndermedim mi?
Hadi diyelim ki bildin
Bu tavşan bana küstü dedin
Peki niye çağırmadın
Bahane değil ?seni bulamadım?
Bir bağırsaydın
Kilometrelerce öteden duyardım sesini
Koşardım coşardım uçardım
Hadi bağıramadın
Sesin kısıktı
Söyleseydin kalbine
Çağır onu diye
Bilirdim duyardım o sesi
Sen duymasan bile
Küs kalamazdım sana
Değil on sene
Bir gün bile...

Cem ÇAKMAK
16.10.2008 15:45
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İlkbahar mı? sonbahar mı?

Senelerden ergenlik ilkbaharı
Mevsim sonbahardı
Düşünceliydim
Öyle bir dalmışım ki
Geçmiş içim içimden
Hava kararmaya çok yakındı
İçimde birden bir şimşek
Bir de yıldırım çaktı
Karşımda o vardı
Birde elektriği bir güneş gibi
Sakınmadan çekinmeden yayan
Gözleri vardı
Dalmışken içime
Baktığım yeri görmezken
Eski aşkımı düşünürken
Tam karşımda o vardı
Birde gözleri
Önce bir titreme hissettim
Sonra toparlanma gereği
O saf çocuk daha saflaştı
Elim ayağıma dolaştı
Bilmiyordum o an
İçimde çakan şimşek belkide yıldırım
Eski aşkımın öylesine bir silgisimiydi
Yoksa hayatıma damgasını vuracak
Yaşamaktan pişman olmayacağım
Gerçek aşkım mı?
Sonra o yanıma oturdu
Bende yine utangaçlık
Kızarmıştım bozarmıştım
Ama hissetmiştim
Hissetmiştim çünkü
Bedenim koltukta oturuyor
Ruhum ise kanatlanıp uçuyordu
O sorular soruyor
Ben önüme eğilmiş
Bir ellerimle oynuyor
Birde kruvaze ceketimin alt kenar köşesiyle
Kravatımın ucunu birleştiriyordum
Bir ellerimden birde ceketimden başka birşey göremiyordum
Göremiyordum çünkü başımı kaldırsam
Yüzüne gözlerinin içine baksam
Elektrik çarpacağını biliyordum

Cem ÇAKMAK
09.10.2008 ? 17:40
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bu yıl 15?nci yıl, bence asır

Vakit şafak vakti...
Yapraklar sararmış...
Arada yağmur atıştırmakta...
Boynum bükük...
Penceredeyim...
İçeri dolan toprak kokusu
Aklımda sen, içimde sen,
Bütün hücrelerimde sen,
Bilmem ki belkide yaşama sebebim sen,
Belkide ben, ?sen?,
Söylesene Cem,
Söylesene Cem,
Seviyorum desene,
Ölesiye,
Yoook yok söyleme,
Söylemeki büyü bozulmasın,
Yarınlar kararmasın,
İçim kararsın söyleme,
Zaten ne zaman aydınlıktı ki,
Ne zaman,
Evet! Hiçbir zaman
Dünyamdaki tek aydınlık,
Tek güneş,
İlk onbeşyılım boş dünyada,
Son on yılım karanlık,
Gördüm, gördüm aydınlığı, güneşi,
Yeniden keşfettim,
Kaybetmeye niyetim yok bu sefer,
O yanımda yada karşımda farketmez ,
Olsun yeter,
Kimse tanıyamadı beni...
Ama hiç kimse...
Seni tanıyamadıkları gibi...
Önümde engeller olsada...
Kalbim isyanları oynasada...
Her geçen gün kamburum biraz daha artsada...
Hayatı ve nicelerini taşımadım mı ki sırtımda...
Belki de değildir umrunda, ama...
Bir aşkı mı taşıyamayacağım kanımda.
Bir şarkı var, ?Ah seni bekleyeli ondört bahar geçti?...
Şarkılar bile benim kadar bekleyemedi seni...
onbeş sene otuz bahar...
Dile kolay...
Birde içimi açta oraya sor ?ne kadar kolay??...
?Yazmıştım birgün;
Tuttuğum gün ellerini zaten sarhoş olmuştum,
Asırlık yalnızlığımı işte o an unutmuştum,
Laf değil söylenenler çünkü vurulmuştum,
İsmini kalbime kazıyıp sevdanla donmuştum,
Her ne yana baksam seni görür olmuştum,
Ey vefasız sevgili! anlasana, seni bulmuştum.?

İştee bu kadar kolay!!!
Gözlerini mi yazsam...
Yaşamıma sevinç katan gözlerini...
Ellerini mi yazsam...
Yaşadığımı hissettiren, hiç bırakmak istemediğim ellerini...
Ruhunu mu yazsam...
Benliğimi saran, bırakmayan ruhunu...
Necip Fazıl?ın dediği gibi,
Saçlarını mı yazsam...
Bir tütsüdür kalbe yayılır saçın kararan gözlerin buğusu gibi...
Ey gözleri çakmak çakmak olan çakmak...
Elinden bişey gelmez, ya yoluna bak,
Yada kendini sevdiğinin ellerine bırak.
Bu yıl 15?nci yıl, bence asır
Kayıp, yitik,
Zincire vurulmuş 15 yıl,
Bilmemki nasıl olur telafisi,
Birlikte belki 30 yıl belki 45,
Fazlasına zaten ÖMÜR YETMEZ.

Cem ÇAKMAK
Eylül/2008
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Yakınımda?


Gözlerin aktı içime
Aktı canımı yaktı bilmem niye
Duruldu birden içimdeki fırtına
Kopup içimden gelirken sana

Bekleyeceğim bilmiyorum kaç yaşımda
Tekerrür edecek içimdeki fırtına
Biliyorum vardın farkına
Daha da anlayacaksın daha yakınımda

İkimiz bir nefes gibi olunca
Saçların ellerime dolaşınca
Tenimin kokusu tenine bulaşınca
Daha da anlayacaksın daha yakınımda

Sen benim fırtınamsın belki de kasırga
Senin adın saklı içimde Talya
İçim acıyor kanaya kanaya
Daha da anlayacaksın daha yakınımda

Gölcükte buldum kendimi
Tabii birde seni içindeki sevgiyi
Sarıldığın o an yokmu bana
Dünyada göreceğim bitmesin dediğim en güzel rüya

Cem ÇAKMAK
04.10.2008
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İdare et...

İçime döndüm yine
Nerden çıktı bu cesaret bilmem niye
Ürküyordum elini tutmaktan yıllar önce
Yıllar öncede tutabilseydim keşke

Ömrümdeki en güzel beş dakka
Bir sarıldığım bir elini tutabildiğim beş dakka
Birde doyasıya gözlerine bakabildiğim beş dakka
Yani seninle seviştiğim beş dakka

Öyle yüzüme bakma
Ellerini tuttum ya sana sarıldım ya Birde gözlerinin içine aktım ya
Seviştiğim dediğim işte bu
İlla olması gerekmez yatakta

Aldım karşıma nicelerini
Köyümü kentimi birde gücümü işimi
Çıktı işte çıktı bir yerden bu cesaret
Kurtulmak istiyorum yeter artık bu esaret

Duyar gibi oluyorum sorunu hangi esaret
Şimdilik yetmiyor bu cevaba yüreğim
Kusuruma bakma söyleyemeyeceğim
Lütfen beni idare et

Cem ÇAKMAK
07.10.2008 ? 00.30
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BAĞ BOZUMU

Başımızdan bir şarkıdır yükselir
Belleğimizin yok olduğu an.
Kanımızın şarkısıdır duyulan
Ki uzak bir musiki gibi gelir.

Dinleyin bu kanımızdır ağlayan,
Ruhumuz bizi terkedip gidince,
O ana dek işitilmeyen ince
Bir ses gelir başlar başlamaz susan.

Ey şarap, kan; kızıl üzüm kanının
Kara damar şarabının kardeşi,
Tanrısal iksirleri insanların.

Şarkı söyleyin, ağlayın, belleği
Ruhu atın; karanlıklara değin
Garip bedenimizi sürükleyin

PAUL VERLAİNE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DANS EDELİM GEL

Gözlerini severdim en çok,
Gökteki yıldızlardan parlak;
Bir parça da baştan çıkarak.
Dans edelim gel!

Ne halleri vardı, sahiden,
Bedbaht aşığı berbat eden
onun için hoştu zaten.
Dans edelim gel!

Doldurulamadı hala yeri,
Gülden ağzının öpücükleri
Kalbimde öldüğünden beri.
Dans edelim gel!

Dizi dibinde oturduğum
Zamanları hatırlıyorum;
Bu, işte bütün varım yoğum.
Dans edelim gel!

PAUL VERLAİNE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GÖK ÖYLE MAVİ

Gök öyle mavi,öyle durgun
Damlar üzerinde
Yeşil bir dal sallanadursun
Damlar üzerinde

Ürpertip gökyüzünü birden
Bir çan tin tin eder.
Bir kustur su ağaçta öten;
Türküsünü söyler.


İşte hayat! aç gözünü gör;
Bak ne kadar sade.
Her günkü sakin gürültüdür.
Şehirden gelmekte.


Ey sen ki durmadan ağlarsın,
Döversin dizini;
Gel söyle bakalım ne yaptın,
Nettin gençliğini?


PAUL VERLAİNE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GREEN

İşte yemişler, çiçekler, yapraklar ve dallar
İşte kalbim, çarpıntısı yalnız senin için
O bembeyaz ellerin kalbimi kırmasalar
Bu küçük armağanı dilerim hoş göresin

Ben geldim işte, çiğlerle bezenmiş olarak
Alnımda seher yelinin dondurduğu çiğler
Yorgunluğumu alsam ayakucunda bırak
Hayal etsem o tatlı demleri birer birer

Bırak unutayım başımı taze göğsünde
Hâlâ aklımda lezzeti son öpüşlerinin
Hayırlı fırtınadan sonra sakin, asude
Uyusam biraz, madem uzanmış dinlenirsin

PAUL VERLAİNE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ŞİİR SANATI

Musiki, her şeyden önce musiki;
Onun için tekli mısradan şaşma.
Kıvrak olur, erir havada sanki;
Ağır aksak söylenişe yanaşma.
Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalı.
Dumanlısı güzeldir türkülerin;
Öyle hem seçik olsun hem kapalı.

Güzel gözler tül ardında görünsün
Gün ışığı titremeli şiirinde
Ak yıldızlar maviliğe bürünsün
Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.

Ara rengin peşindeyiz çünkü biz;
Rengin değil, ara rengin sadece.
Ancak öyle sarmaş dolaş ederiz
Kavalı boruyla, rüyayı düşle.

Nükte belâsından kurtulmaya bak;
Acı zekâ, sulu gülüş neyine?
İşe karıştı mı bu cins sarmısak
Maviliğin yaş dolar gözlerine.

Tut belağati boğazından sustur
El değmişken bir zahmete daha gir.
Kafiyenin ağzına da bir gem vur
Bırakırsan neler yapmaz kim bilir?

Nedir bu kafiyeden çektiğimiz!
Hangi çocuk, hangi deli
Sarmış başımıza bu meymenetsiz,
Bu kof sesler çıkaran kalp inciyi?

Hep musiki, biraz daha musiki;
Havalanan bir şey olmalı mısra
Deli bir gönülden kalkıp gitmeli
Başka göklere, başka sevdalara.

Dağılıp tozu sabah rüzgârına
Mısraların alsın başını gitsin
Kekik, nane kokaraktan, dört yana...
Üst tarafı edebiyat bu işin.

PAUL VERLAİNE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YORGUNLUK

Usluluk, usluluk, usluluk, ah, ne güzeldir!
Bırak biraz dinlensin bu alevli arzular.
En doyumsuz anında bile sevdanın, ey yar
Kadın bizi ablaca terkedebilmelidir.

Öpsün yorgun tenimi uykulu okşayışlar,
Sıcak soluğun, salınan bakışın bence bir
Git, uzun bir öpücüğün tadında değildir
Inatçı titreyişler, çılgın kucaklayışlar!

Ama sen haylaz çocuğum, diyorsun ki bana:
"Yüreğinde tutkunun boruları çalmada!"
Aldırma sen borular bildiği gibi çalsın!

Alnını alnıma koy, ellerini elime
Yarın bozsan bile gel andiçelim seninle,
Ve ağlayalım sabaha dek, ey küçük çapkın!


PAUL VERLAİNE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ACININ BAŞKENTİ

Gözlerinin eğrisi dolanıyor yüreğime
Bir dans, bir dinginlik çemberi
Zamanın aylası, gece beşiği ve güvenli
Ve eğer hiçbir şey kalmadıysa aklımda yaşadığımdan
Gözlerinin her zaman görmediğindendir beni

Yaprakları günün ve pembe şarabın köpüğü
Rüzgarın sazları, kokulu gülücükler
Işık dünyasını saran kanatlar
Gökyüzü ve deniz yüklü gemiler
Gürültü avcıları ve renk kaynakları

Tanların kuluçkaya yattığında doğan kokular
Yıldızların samanı üzerinde yatan
Saflığa bağımlı gün gibi tıpkı
Dünya da bağımlıdır senin tertemiz gözlerine
Ve akar bütün kanım bakışlarında senin

PAUL ELUARD
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ASIL ADALET

insanlarda tek sıcak kanun
üzümden şarap yapmaları
kömürden ateş yapmaları
öpücüklerden insan yapmalarıdır

insanlarda tek zorlu kanun
savaşlarda yoksulluğa karşı
kendilerini ayakta tutmaları
ölüme karşı yaşamalarıdır

insanlarda tek güzel kanun
suyu ışık yapmaları
düşü gerçek yapmaları
düşmanı kardeş yapmalarıdır

hep var olan kanunlardır bunlar
bir çocuğun tâ yüreğinden başlar
yayılır, genişler, uzar gider
tâ akla kadar

PAUL ELUARD
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AYDINLIK

Hiçbir vakit tam karanlık değil gece
Kendimde denemişim ben
Kulak ver dinle
Her acının sonunda
Açık bir pencere vardır.
Aydınlık bir pencere
Hayal edilecek bir şey vardır
Yerine getirilecek istek
Doyurulacak açlık
Cömert bir yürek
Uzanmış açık bir el
Canlı canli bakan gözler vardır
Bir yaşam vardır yaşam
Bölüşülmeye hazır

PAUL ELUARD
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİR KARANLIK AYNA İÇİ

Hıncahınç bir kenar mahalle
Üstünde aylar sultanı ağustos günlerinden
Kıvıl kıvıl bir hale

Namus sözümüzden bu çember
Duramaz olmuş yerinde
Öfkemizden döne döne yanar

Burası Bazilika sokağı
Bu bir okulun sokağa bakan yüzü
Kurşunlardan böyle çiçek bozuğu

Kala kala bunlar kaldı çiçekten yana
Açmış duvarları üstünde felaketin
Bulanıp insan teninin beyazlığına

Bazilika sokağının göbeğinde
Duvarlar bizden yana olmuş
Yediveren bir damga üzerlerinde

Hürriyet aşkıyla oyulmuş

PAUL ELUARD
 
Üst