uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SESSİZ DÜŞÜNCELER

Kimseyi aramıyorum kapandım kendime
Kimse de artık beni aramasın
Koşa koşa gelen yazı denizi
Her duyguyu her düşünceyi
Tek başıma yaşarım

Birilerini aradım kapılarını çaldım
Yıllarca belki de yüzyıllarca
Anlatmak istedim kendimi birilerine
Neye yaradı bunca yakınlığım

Sandılar ki onlar olmadan
Taşıyamam kendimi bir yerden bir yere
Oysa benim tek amacım şuydu
Birlikte gidelim güzelliklere

Yüreğim uyuyan dalgalar gibi durgun
Kafam tam anlamında bir kaçak
Ben kimselerin anmadığı adam
Yüzyıl yaşamış gibi yorgun
Daha dün doğmuş gibi çocuk

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SEVİNMEYİ BİLENLERİN ŞİİRİ

Sevinç bizim güneşte üzümlerden
Sabah işe giderken
Düş diye süzdüğümüz güzelliktir
Başını döndürür bekletirsen

Ortanca çiçeğinin gölgesine
Bize görünmeden sığınıveren
Küçücük bir böceğin çıtırtılı sessizliği
Simgesidir bitmez çabamızın
Seni sevmek gibidir

Çınar sanki mektubunu getiren
o güleç ve dalgacı arkadaştır
Naneler üstünde yatacağımız halı
Derenin sesi tren sesidir.

Aşk bizim her dokunuşta
Ölür gibi sarsıldığımız şeydir.

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SEZGİLİ ŞİİR

Önce bir sancı olur sonra bir duyumsama
Sonra günler kaygılı duruşlarla
İnce yağmurlardan seni alır getirir

Birlikte özlemek bekleyişlerin
Sevinçlerle duyurduğu sezgidir
Güçlü bir direnme biçimidir biraz da
Süzülür geceden damıtılan ışıkta
Aşklar işte bu özlemden oluşur
Gerçek ve haklı savaşlar da

Önce bir seziş olur sonra bir duyumsama
Sonra bir esinti ta deniz içlerinden
Bir akşamda beklenmedik bir yazla
Bir boşluğu sevdaya dönüştürür

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

UÇURTMANIN TÜRKÜSÜ

Uçurtmam geceye takıldı kaldı
Gece onu kapkara etmiş midir
Ya da götürmüş müdür uzaklarda
Sinsi sinsi parlayan bataklığa
Uçurtmamı gece yitirmiş midir

Gece uçurtmamı pisletmiş midir
Bırakmış mıdır tankların altına
Çirkin uçaklara vermiş midir
Götürün demiş midir onlara
Çocukların sevincini yaşatan
Hiçbir şey kalmasın buralarda

Baba gece uçurtmamı ne yaptı
Buraya koymuştum götürdü mü
Yoksa rüzgârlara verdi de
Onlar da olmadık bir yere mi bıraktı

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

UNUTULMUŞ BİR AKŞAMIN TÜRKÜSÜ

Yalnızlığın üstüne incecik bir beyazlık
Örtüsü örttü karlar
Şimdi kar tanelerini kocaman rüzgarlarda
Eğiriyor kemanlar

Aramasan da olur bozuldu büyü
Aramasan iyi olur kar başladı
Uzun günlere çok var
Az önce doğan gün aydınlanmadan
Kararmaya başladı.

Ben bu karlarda sessizce eskidim
Kemanlar arka çıkınca sessizliğime
Göz gözü görmez kemanlar
Yokluğunu adınla çalmaya başladı

Yalnızlığın üstüne koyu bir korkusuzluk
Örtüsü örttü camlar
Ölümümü sıcacık yünler gibi
Eğiriyor kemanlar

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

UT AMERİS AMA

Aşkı kimi açık açık yaşadı
Kimi de düşündü sessiz sessiz
Birileri de kitaplar yazdı
Yazmasa daha iyiydi çünkü bir yüzü
Canavarlar kadar korkunçtur aşkın
Onu rahat odalarda çay içerken
Ona buna anlatanlara bakma
Aşk her zaman üçüncü kişilere kapalı

Aşk her zaman yedi kat yerin altı
Cehennemin dibinde kor çeşmesi
Değdiği yeri yakması o yüzden
Gücü bitti mi soğur buz keser
Sokağa atsan kimse almaz
Aşktan başka ne beklenir ki aşktan

Bazı çok güzel aşklar da var
Dersin bunu benim için biçmişler
Benim kapım öyle şeye kapalı
Ben kanımdan canımdan veririm
Kimi aşkın koltuğuna kurulur
Leblebi çekirdek yer
Kimi de benim gibi
Gece gündüz dolaşır sokakları

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

UZAKLARIN ÖZLEMİ

Bulutlarla süzül denizlerde yıkan
Kopar ufuklarda yağmurlardan sonra açan
O görülmemiş çiçeği ellerinle
Rüzgar ol dağlara doğru yaslan

Özlemin seni yanıltmayacak
Sen uzak sevdaların yolcususun
Bırak boşluklara yavaşça kendini
Ne aynalara sığın ne kapı arkalarına

Gez dolaş uzayları
Işıklarla kamaşsın gözlerin
Bulutlar sıcak sıcak sarsın seni
Su kuşlarının uçtuğu yerden bak kocaman dünyaya

Onlar ki delisidir maviliğin
Her sezgilerinde ölümsüzlük vardır
Seni çılgına çevirir
O acayip kuşların güzelliği

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YAĞMUR ARKASI

Yağmurlar yağdı ve hiç dinmedi
Her biri saydam çiçeklenen saçında
Yağmurlar daha çok pencereler içindi
Öksüzdüm gözyaşıydım dudağında
Bir sancıydım boğuk akşamlar gibi
Büyüdükçe büyüdü isli ve yalnız olmak
Kirazını soldurdu ağaçların
Nasıl devrildi taşlar üstümüze
Çoğalan nasıl boydan boya kuşkular
Kar dizboyu ölümü sokakların
Ezgiler sabahlarda eriyecek
Gözlerin uykumda yeşerir durur
Kalsam çağlar boyu yokluğunun kapısında
Yaşamak bunca umuda yeniden varmak olur
Ölmek seni duymamak bir gün daha

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YAŞAMAK NEDİR

Yaşamak bir denizdi önceleri
Şimdi olsa olsa yalnız sevinçtir
Ne acılar ne gözyaşları
Onun güzelliğini silebilir
Kayaları ellerimizde ufalayarak
Kurduğumuz küçük evlerde
Küçücük devler gibi ölesiye seviştik.
Ağaçlar diktik çocuklar büyüttük
Savaşmayı ve paylaşmayı bildik
Doğrudur her zaman bir şey eksik
Doğmadan ölmeye benzer
Bir şey var içimizde
İnancı ve sevdası bize yeter
Ürkek bir gidiş gelişte
Benim sende aralıksız yaşadığım
Bilgelerin kitaplarda tanımladığı
Sonsuzluk budur işte

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YAŞANMAMIŞ ÇOCUKLUĞUN TÜRKÜSÜ

Bir de onlar inancı örer gibi
Kendilerini gererler boşluğa, ölüm gibi

Bir günlük çocukluğa, bin yılını verirdin
Artık çocuk değilsin, büyüdün artık
Yolda yürürken kendine dikkat et
Yemek yerken sakın üstüne dökme
Kömür mü taşıdın, kapkara tırnakların

İyi bir işin olsun, gösterişli bir çantan
Güzel bir ceket, pantolon yaptır
Annenin elini öp, dostlarına telefon et
Bir sözün, bir sözünle çelişmesin
Sokakta türkü söyleme, ayıptır

İçinden gelmese de
Her zaman, bir şeyler yapacakmış gibi dur
Şiir ve aşk üstüne konuşmayı bil
Donla denize girme, çok içme rakıyı
Ne olursun o berbat kasketi değiştir

Bir günlük çocukluğa, bin yılını verirdin
Ama çocuk olmadın bir gün bile
(Büyük insan gibidir benim yavrum)
Sen şimdi sessiz bir deniz kıyısında
Dönüşsüz büyümüşlüğünle durmadan
Panayırlar, balonlar, kayıklar özlüyorsun

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YOL TÜRKÜSÜ

Çiz beyaz haritalara mor kalemle
Hiç görülmedik yepyeni kentleri
Hep oralara götür beni
Seninle olunca sıkılmam giderim
Çocuk yüreğinle sen kurarsın
Köprüleri alanları kuleleri
Panayırları ve çocuk bahçelerini
Çiz haritaların en güzel yerine
En güzel günleri ve geceleri
Seninle olunca çekinmem giderim
O kentlere yolcu diye çiz beni
Biletim pardesüm şemsiyem şapkam
Yüreğimde sevincim kafamda düşüncem
Nasıl da çok karıştık birbirimize
Bu el hangimizin eli bu saçlar hangimizin
Senin gittiğin her yere giderim

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YUSUFCUK

Yaşam güçtür
Hele benim gibi biri için yusufcuk
Acılarda bir ölüp bir dirilen
Sevinçlerde hep yalnız
Biri için yaşam güçtür yusufcuk

Suçlu duydum kendimi
Benden uzak birşeyleri özlerken
Bir düşün neydi bana ayrılan
Yalnızca dar çizilmiş yollarda
Sağına soluna bakmadan yürümek

Ben ki taşardım hep
Çılgın seller gibi kendi dışıma
Güç dönemeçleri döndüm soluk soluğa
Aşksa aşk sevgiyse sevgi
Ömür boyu kınandım

Hep korku hep tedirginlik
Önümde hep kurallar
Yazık başkaları gibi olamadım
Çok hırpalandım dağıldım yusufcuk
Yusufcuk yusufcuk yusufcuk

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ANAYASO

Gul, gurban olduğum Hökümet Baba!
Baa bir alfabe veremez miydin?
Gara dağlar gar altında galanda
Ben gülmezem
Dil bilmezem
Şavata'dan Hakkari'ye yol bilmezem
Gurban olam, çaresi ne, hooy babooov ?

Bebek yanir, bebek hasda, bebek ataş içinde
Ben fakiro,
Ben hakiro
Dohdor ilaç, çarşı bazar tam - takiro
Gurban olam bu ne işdir hooy babooov !

Çoçiğ ağliir, çoçiğ öliir, geçit vermiy Zap suyu
Parasizo,
Çaresizo
Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo
Bu ne haldır, bu ne iştir hooy babooov !

Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler
Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler
Hökümata arz eylesem azarlar
Ben ketimo
Ben hetimo
Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov ?

Şavata'tan Angara'ya ses getmiir
Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir
Malımız yoh
Yolumuz yoh
Angara'ya ses verecek dilimiz yoh
Ganadımız, golumuz yoh
Bu ne biçim memlekettir hooy babooov ?

Yerin, yurdun adresesin bilmirem
Angara'da: Anayasso !
Ellerinden öpiy Hasso
Yap bize de iltimaso
Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov ?

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEBEKLİ KIZ

Beyaz yalısı denize karşıydı
Bebekli bir kız vardı
Pembe güllerle dolu bahçede
Üzerinde siyah okul önlüğü
Ağzında sakız vardı
Gözleri badem yeşili
Saçları bal sarısıydı...
Peteğimin tadı-tuzu
Peteğimin arısıydı...
Yalısı denize karşı
Körpe dudaklarında okul marşı
Bebekli bir kız vardı...
Aradan seneler geçti
Siyah okul önlüğü çıkardı Bebekli kız
İpek elbiselerle dolaştı
Pembe güllerle dolu bahçede...
Körpe dudaklarına ruj sürdü
Gözlerini rimelledi
Saçı kızıla boyadı
Gözleri badem yeşili saçları bal sarısıydı...
Beyaz yalının çardak altında
Kızıl saçları gül koktu... deniz koktu...
Yalısı denize karşıydı ama:
Dudaklarında artık okul marşı yoktu
"Benim güzel manolyam..."
Şarkısını söyledi Bebekli Kız
Okul marşını unuttu...
Dün tebeşir tutan elleri
Kadeh tuttu... Vale tuttu... As tuttu...
Şimdi Bebek'teki beyaz yalı
Yine masmavi denize karşı
Pembe güllerle dolu bahçesinde
Ne manolyam şarkısı, ne okul marşı,
Gelin oldu, anne oldu, kadın oldu Bebekli Kız

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİLMECE

Bir güzel kız çocuğu var uzakta
Siyah gözlerinde nem
İsmi benim defterlerimde sık sık geçer
Ama size söyleyemem.
Bazen düşünürüm de geçen günleri.
Bir hoş olur ürperirim
"Ben çok kadın tanıdım ama
Onu fazla sevmiştim" derim.

O güzel kız çocuğu şimdi kadındır
Günleri hem aşksız, hem tasasız
Kocası, evi çocukları vardır.
Biri oğlan, biri kız

Kim olduğunu sormayın... Söyler miyim hiç
Dallar kuruyunca eğilmez
Defterlerim, şiirlerim bilir onu sevdiğimi
Kendisi bile bilmez

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BU ŞEHRİN IŞIKLARI

Şehrin bütün pencereleri yandı
Sofralar kurulmuştur her evde şimdi.
Sofralar ki,insanlar oturur yığın yığın
Sofralar ki, çatal-kaşık sesleri dolu...

Şehrin bütün pencereleri yandı
Herkes kendi kaderini yaşar yeniden.
Ben de kendi kaderimi yazarım...
Işığı sönük küçük odamda...

Anne diyebilen insanlar vardır.
Yavrum diyebilen kadınlar dolaşır bu odalarda.
Karanlıklar annem benim...
Yavrusuyum gecelerin...

Şehrin bütün pencereleri yandı...
Kimi örgü örer, kimi fal bakar
Benim fakir evimin penceresinden
Tanımadığım bir hayal bakar...

Anneler! okşamayın çocuğunuzu...
Benim annem çok uzaklarda.
İçimde bir damar koptu sanırım.
Kapayın pencerelerinizi kardeş insanlar
Neş'enizi kıskanırım...

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

HEYBEMİN GÖZÜNDEKİ TUTKULAR

Sana alafranga şiirler değil
Sana türküler yazmalıyım
Mendil mendil
Nakış nakış deyişler söylemeliydim sana
Dağların doruğunda
Nevruzdan karçiçeğinden söz açmalıydım

Heybemin bir gözünde tutkularım
Bir gözünde sen varsın
Tezek yaparsın doğan güne karşı her sabah
Kilim dokursun ağlarsın

Sana sevgiden çok önce
Okuma-yazma öğretmeliydim dağkuşum
Ellere okutmamalıydın betiklerimi
Sana alafranga şiirler değil
Fistanındaki çiçekler gibi türküler demeliydim

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İLK ÖPÜŞ

Bir yaz gecesiydi, bizim sokakta
Güzel bir ayışığı vardı...
Dört oğlan, yedi kız
Onbir kişiydi...

Saklambaç oynadınız mı siz de çocukken?
Bu da soru mu, elbet oynadınız.

Onbir kişi, onüç-ondört yaşlarında
Kimimiz kısa pantalonlu, kimimiz çocuk
Ağaç arkalarında, köşe başlarında
Saklanıverirdik teker teker...
Kırmızı entarisi beyaz puvanlı
Bir kız vardı içimizde
İnanın ki ismini bile unuttum!
Şeker mi şeker...
İlk öpüşmem o kızla oldu benim
Saklambaç oynadığımız bir gece
Herkes bir köşeye sinince,
Onunla aynı yere saklanmıştık...

Görülmemek, duyulmamak tatlı şey
Hele korku... gizliliğin lezzeti...
Nefesimiz birbirine karışıyordu
Etime dokunuyordu eti...

Hiç de öpüşmek niyetimiz yoktu
Yoktu ama, ya o tatlı gizlenme.
Bir ateşi körüklüyordu içerden
Ne oldu, ne olmadı... bilmiyorum
İçimde bir gıdıklanma oldu birden

Önce elini tuttum... sonra omuzlarını
Aaah!... o fısıltı halindeki gizli itiraz.
-Yapma ne olursun bir gören olur.
-Hayır! kimse görmez... beri gel biraz!

Bimezdim sevgilinin dudaktan öpüldüğünü
Dudaklarım hafifçe yanaklarına değdi.
Parmaklarım göğüslerine.
Bu bir öpüş değil, başka bir şeydi...

Saklambaç oynadınız mı siz de çocukken
Sizin de ilk öpüşünüz böyle mi oldu?
Nere gitti o ışıklı geceler?
Kırmızı entarisi beyaz puvanlı kız
Ne oldu?

Kırmızı entarili kızın
Şimdi başka elbiseleri vardır.
Evlenmiştir, hanım hanımcık olmuştur.
Çocukları vardır:
Anneleri kadar şirin... tatlı... yaramaz...
Çocuklarını sever, kocasını sever...
Saklambaç oynadığımız günleri hatırlamaz

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SÜRMELİ SULTAN

Bir uçak süzüldü gökyüzünden
Dallarda kuşlar sevindi.
Gökyüzünden yeryüzüne bu akşam
Sürmeli Sultan indi.

Bir uçak süzüldü gökyüzünden
Yıllarca öteden gelen bir uçak.
Bıraksam kalbimi göğsümden çıkıp
Pervanesinde parçalanacak.

Ellerim el değil, dilim dil değil
Öyle bir duygu ki söylemesi güç
'Salı' günlerin en güzeli
Rakamların en uğurlusu '13'.

Bir uçak süzüldü gökyüzünden
Bir insan delice sevindi
Gökyüzünden yeryüzüne bu akşam
Sürmeli Sultan indi...

Şemsi Belli
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

UNUTTUM

Seni sevdiğim zamanlarda
Sevda gönlümde hevenk hevenkti
Güzel bir kadındın amma
Gözlerin ne renkti?
Unuttum...
Başını göğsüme dayadığın an
Saçların ne kokardı?
Ve ilk defa karşılaştığımız akşam,
Üstünde hangi elbisen vardı?
Unuttum...
Hiçbirşeyi unutmayacağımı sanırdım.
Aşk ne tatlı
Ne yalan şeydi
İsmin neydi?

Şemsi Belli
 
Üst