uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAM KUŞATMASI

Birlikte bir kıyıyı kuşattık
Bütün tarihçiler eski kuşatmaları
Evlerinde bir bir yanlış yazarken
Gemilerimizi saldık serin sulara
Onun gemileri benim gemilerimden
Sanki biraz daha tedirgindi

O tedirginlik bitti
Gözlerine dalıp gittim
Dalgalara sedef kakmalarını
Yayarken ufkun pembeliği
Açıkça seni seviyorum dedim
Ben de seni seviyorum demedi

Kendini bilmez bir karga
Oh olsun diye bütün kargalara
Yakalanıp mısırdan getirilmiş
Üstünde keklik giysileri
Ayıpladı kendine göre bizi
Ne işiniz var dedi
Bu saatte burada

Ona hiçbir şey söylemedik
O kim ki bizim yanımızda
Biz bir denizi kuşatmışız birlikte
Gözlerine bakarken anladım
O da zaten çocuktu benim gibi
Geçen gemileri timsaha benzettik
Karton filmlerden konuştuk daha sonra

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAM SERÜVENLERİ

Bir seferden döneriz seninle bazı akşamlar
Gün bulutları açık mora boyadıktan az sonra
Bile bile karanlığın bizi kalın örtülerle örteceğini
Son ışıklara dalarız koşa koşa gene de
Sürgününüm, izini sürerim her yerde seve seve
Alacakaranlıkta hem özlemlin hem öksüzün olmak için
Kapanmaya hazırımdır kat kat kendi üstüme

Yağmurdan, güneşten, poyrazdan, uzun yollardan
Biz şimdi gurbetimize çıkıyoruz, vakit tamam
Çanlarla, türkülerle, davullarla ayrılmak uzak bize
Yüzüme vuran sıcaklığınla çocuk dudaklarınla
Sen giderken, ellerimde ellerinden ayrılmanın öfkesi
Varlığında yeniden kurulur eksiksiz bir sıla

Seni her düşünmemde benzersiz bir yurt özlemi
Bana düşen, gelişini aralıksız beklemek
Beklerken bakışında eriyip gitmek yavaşça
Beklerken sonsuz bir ormanı yürümek saçlarında
Benim tutkum, ölümüm, serüvenim bu işte.

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAM SEZGİLERİ

Akşamın binbir rengi
Deli bir tekne olur yüreğimde
Nerede gül beyazı balıklarım

Deli bir tekne olur yüreğimde
Bütün yaşadıklarım
Ve bütün yaşamadıklarım
Alır başını açılır

Kuşlar gibi ne varsa içimde
Yasalarını bile duymadığım
Alır götürür beni
Adını ve yerini bilmediğim
Uzaklara bırakır

Bir akşam vakti sana sarılışım
Deli bir tekne olur yüreğimde
Haydi gidiyoruz der
Derken buluşur dudaklarımız
Birden papatyalar açar içimde

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAM TÜRKÜLERİ

Beyaz bir gün üstüme kapanıyor
Yeşilini süze süze ormanların
Ah deniz dipleri neredesiniz
Derin deniz dipleri
Gözleri kadar güzel sevdalımın
Uzayan gölgelere uzanıyorum
Üstümde hırçın bir mavi
Yeni bir zamana başlar gibiyim
Batan günün ölgün kırmızısında
Usulca koyuluyor akşam türküleri
Gün bir koşuda dağıldı gitti
İnsan, olursa olsun diyemiyor
Dokunduğum ne varsa kayıyor ellerimden
Ben, bir şey olmamış gibi
Ölümsüz bir tutkuya davranıyorum
Nasıl olsa geceye daha çok var
Yasalarına sıkı sıkıya bağlı güneş
Ufka doğru süzülüyor olsa da
Her sevince yeniden başlıyorum.

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAMDA ÇOCUK SEZGİLERİ

İyileşmez çocukluğum yüzündendir
Bu dalgalar arasında gidip gelişim
Bilge ve güngörmüş martılarla
Benim işim sevinç, aşk bana göre
Hele gün başladı mı sancılanmaya
Başıma gelenlerin hemen hepsi
İyileşmez çocukluğum yüzündendir

İyileşmez çocukluğum yüzündendir
Ölü resimleri gibi solgun yüzler karşısında
Duyarsız kalışım, hatta inatla susuşum
Boş tutkuların, anlamsız korkuların
Kirli yağmur suları gibi biriktiği
Akşamlardan güle oynaya geçişim
İyileşmez çocukluğum yüzündendir

İyileşmez çocukluğum yüzündendir
Dağların ve denizlerin durmadan devinişi
Beni çağırması bütün uzakların
Birdenbire rüzgârlarla uzaylara açılışım
Herşeyimin birden maviye kesmesi
İyileşmez çocukluğum yüzündendir

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAMIN ANISI

Yorgun bir günden kalan
Avuçların uyudu avucumda
Saçların yüzümde, omuzumda
Bana neler anlattı

Yüreğinin atışlarını duydum
İçimde, içimin derininde
Yol bitmesin istedim, uzasın
Alabildiğine dalsın karanlığa

Beklediğimiz oldu, çatıldı
İki cana bir beden
Ya da bir başka deyişle varoldu
Bir bedende iki can

Bir iki silkindi deniz uzakta
Ay ikimize el salladı
İrili ufaklı bütün yıldızlar
Işık yolladı sevincimize

Ne olup bittiğini
Bizi görenler anlayamadı
Aşkın benzersiz güzelliğinde
Zaten kimse anlayamaz kimseyi

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAMIN KURGUSU

Gölgem ol ve beni izle
Kimselerin bilmediği yerlere
-Ne güzeldir ıslak kıyılar şimdi-
Gülerek gidelim seninle

Ben senin gölgen olayım
Durarak koşarak hep arkanda
Görülmedik yerlere savrulayım
Her çekip gidişinde
Ben hep senin yanında

Ayaklarının izi
Çorabının alacalı yeşili
Kafandaki düşünce
Yüreğindeki karasevda
Düşlerindeki uzaklar özlemi
Kim derlerse beni göster çekinme

Hırçın uzak denizlere
Açılmak istediğinde
Bilerek isteyerek güvenerek
Her zaman beni bağla yedeğine

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAMIN YANSILARI

Toplarız yansılarımızı sulardan
Akşamlar kilitlerken suları karanlığa

Akşamlar karanlığa kilitleyince suları
Susup kaldıysak bile inanmadık yalnızlığa

Umutsuzluk bile iyidir
Ardından sen gelirsin, umut gelir

Ellerin sessizce uzanır bana
Ovada tomurcuklar patlarken birer birer

Her dokunuşun beni değiştirir
Akşam pembeliğini yayar sulara

Ben seni hep umuda benzetirim
Ben seni benzetemem yalnızlığa...

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ALİNİN TÜRKÜSÜ

Baba kar çok olunca balkonda
Çıkıp kardan adam yapalım mı?
(İyi giyiniriz üşümeyiz)
Ama ya kar tutmazsa

Eskiden yapmıştık
Havuç oturtmuştuk burnuna
Burnuna gene havuç oturtalım mı?
Süpürge verelim mi eline gene?
Bir güzel süpürsün mü karları?

Kardan adamın başına koyalım mı şapkanı?
Baba kar yağıyor
Dağlara çıkıp biz de kayalım mı?
Dağlar uzak, olsun gideriz baba

Neden gülmüyorsun, neden dağlara gitmiyoruz?
Neden kardan adam yapmıyoruz eskisi gibi?
Neden hep düşünüyorsun, neyi, kimi?
Baba çıkıp kartopu oynayalım mı?
(İyi giyiniriz üşümeyiz)

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BARDAKTAN BOŞANIRCASINA

Çocuklar gibi koşmak boydan boya
Ufukları görünmeyen düzlüğü
Soluk soluğa şimdi
Üstümüze söken şafak

Biz böyle ayakta öleceğiz besbelli
Deniz gibi durmadan bir kıyıya çarparak
Her zaman bir yeşili, bir moru arındırarak
Biz böyle yaşayacağız
Sevişerek, savaşarak
Umarak, inanarak

Bardaktan boşanırcasına
Bir yağmurdur bizim için yaşamak

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEKLERKEN

Sevdiğimin kulaklarımda sesi
Bembeyaz bir gül demeti
Kim bilir kaç yüzyılın gülşeninden

Duvar gibi kalınlaşırken bekleyişler
Birden bütün katılığın dağılması
Ve sesini duyuşum bir yerlerden
Kim bilir kaç yüzyılın gülşeninden

Ağır bir duyguyla birarada
Onsuz da olunur gibi gelirken bana
Gittikçe basan sis artan duman
Ve kilitlenmesi zaman zaman
İçimde bir ağırlığın aşk adına

Nasılsın nereden çıktın
Gerçekten bana mı geldin
Sen miydin o olmasa da olur gibi görünen
Şimdi yosun gözlerin gözlerimde
Binbir türlü rüzgarla rüzgarlanır
Kim bilir kaç dünyanın denizinden.

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEN KİMİM

Ben kimim yaramaz bir çocuk
Sessizliğiyle kendine gizlenen
Bugün bile simyacılar iyi kötü
Bir şeyler bulup çıkarmak isterken
Ben kimim zamanın kıyısında direnen

Uçaklar uzaklara kanat vururken
Ben kimim kırılıp kalmış
Eski bir tekne gibi
Ben kimim çocuk düşlerinden
Anlaşılmaz ülkülere uzanmış

Ben kimim bilemiyorum
Açlığıyla olmadık sevgilerin
Bir küçücük bakışta oyalanan
Ben kimim olur olmaz zamanlarda
Kendine ve her şeye ağlayan

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BENİ RÜZGARA VERME

Öfkeli bir deniz gibi
Üstünden atma beni
Yazdığın gibi silme

Yumlama parçalama
Ne yapsam kırılmaz diye
İtme koca dağlardan
Gidip gelip ağlatma

Bu bensiz yapamaz de
İçinin derinlerine sakla
Gösterme kimseye beni
Gönlünde tut bırakma

Kuşlara parçalatma
Çöllere koyup dönme
Gözden çıkarma beni
Tam her şeyimi aydınlatırken
Yeter bu kadar deyip sönme

Bir gidip bir gelip
Çocuk gibi oyalama
Korkutma yıldırma beni
Beni sakın bırakma

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİLDİRİ

Bir mavide birden değişmek olur
Bakışın bakışıma vurunca

Ölüp denizlere karışmak olur
Bakışın bakışımdan yorulunca

Daha beyaz sabahlar var
Alıp gitme bütün gülüşlerimi

Götürme düşlerimi
Sardunyalar güllere dokununca

(Sinsi zehirler tatlı
Senin her şeyin güneş)

Gelip ışığında ısınıyorum
Yaşamak ölüm gibi koyulunca

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

filistin.jpg




MÜSLÜMANLIK NERDE ?


?Kim Müslümanların derdini kendine mâl
etmezse onlardan değildir? (Hadîs-i Şerif)



Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile?
Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile!
Kaç hakikî Müslüman gördümse: Hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!
İstemem dursun o pâyansız mefâhir bir yana?
Gösterin ecdâda az çok benzeyen bir kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yâdigâr!
Çok değil ancak! Necip evlâda lâyık tek şiâr.
Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insâfınız:
Böyle kansız mıydı ? Hâşâ ? kahraman eslâfınız ?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdâsına?
Benzeyip şîrâzesiz bir mushafın eczâsına,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet târumâr?
Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi, bî-pervâ, yemek insan leşi?


Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan!
Hey sıkılmaz! Ağlamazsan, bâri gülmekten utan!?
?His? denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Pâyitahtından bugün taşmazdı sarhoş nâ?rası!
Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi,
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.
Lâkin aşk olsun ki, aldırmaz da otlarmış eşek,
Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek!
Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı?
Hasmı, derken, çullanmışlar yutmadan son lokmayı!..


Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üslûba sok:
Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız!
Bir bakın: Hâlâ mı hâlâ ihtiras ardındayız!
Saygısızlık elverir? Bir parça olsun arlanın:
Vakit çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın!
Davranın haykırmadan nâkûs-ı izmihlâliniz?
Öyle bir buhrâna sapmıştır ki, zirâ haliniz:
Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mâteme!
Davranın, zîra gülünç olduk bütün bir âleme,
Bekleşirken gökte yüz binlerce ervâh, intikam;
Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram!
Kahraman ecdâdımızdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa: İstikbâlinizden korkulur, pek korkulur!



13 Haziran 1329 (1913)
Mehmed Akif Ersoy(r.a)

 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
TURGUT UYAR
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİLGELERİN ÖLÜM TÜRKÜSÜ

Ölümün üstüne sünger çekin
Yaşayandan başkası bilmez yaşadığını
Ölümü zambaklarla süslemeyin
Giden aldı götürdü yanlışını

Geriye umut kalmış gibi
Acıyı anılarla beslemeyin
Vazoya dün koyduğunuz çiçeği
Kısaca herşeyiyle astığınız gerçeği
Ölü resimleriyle süslemeyin

Yalnızlığa o kadar gücenmeyin
Saplanmayın bilgi kitaplarına
Çaresiz kalanı da anlayın
Sıradan sevinçleri küçük duyarlıkları
Akşamcılıkları hoş karşılayın

Sakın ölüme geç kalmayın
Kızmayın çanları erken çalana
Ölü evlerinde toplanmayın
Hele yaşadıysanız hiç korkmayın
Ölüm el sürmez yaşayana

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİR AKŞAMDA ÇOCUKLARIN TÜRKÜSÜ

Baba, nisan yağmurları bir panayır türküsüdür
Birazdan güneş açınca verecekler oyuncaklarımızı
Baba, savaş olmasın; savaş çıkarsa
Kirletirler göklerimizi, yırtarlar uçurtmalarımızı
Baba, savaş patlarsa en çok bize kızacaklar
Ağabeylerimiz kıracak, çelimsiz bacaklarımızı
Bilyalarımızı ezecek tanklar, düşlerimizi dövecek toplar
Çamurlara bulayacaklar nisan yağmurlarımızı
Güneşlerimizi ve aylarımızı söndürecekler
Kendi çocuklarına götürecekler belki de portakallarımızı
Baba onlar da çocuktur, onlar da kuş dili bilir
Kuş, dalı gözünden anlar; dal, kuşu tüyünden tanır
Rüzgârlardan rüzgârlara yıkım gelmez hiçbir zaman
O çocuklar o portakalları ölür de yemez.

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİR ÇOCUKLUK TÜRKÜSÜ

Çocuk olmak sana iyi gidiyor
Hep bu sularda, bu bulutlarla oyna
Hep üstünü ıslat, hep kirlet ellerini
Ayakkabın iki günde delinsin
Bir rüzgâr kesinliği gibi geç sokaklardan
Eskidikçe eskiyor sevinç de, kaygı da
Gözünden sakın sevincini
Kaygılarını iyi koru
Sakla şimdi oyuncak sandığında
Dağda kümelenen karı, güne sızan acıyı
Beni unuturken sakın öldürme
Yüreğime işlediğin yedi renk sancıyı
Hep böyle çocuk ol incecik saçlarınla
Gözlerin hep denizlere benzesin
Çaresizliğin bile güzel olsun
Güzel olmak çok yaraşıyor sana

AFŞAR TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİR İNANÇ TUTKUNUNUN TÜRKÜSÜ

Onlar savaşçıdırlar içlerinde
Gökleri yeni baştan kurarlar

Böyle çıkma gece vakti balkona
Havalar soğudu üşümesin ayakların
Acıya salıverme kendini bir çırpıda

Sonumuz nasıl olacak diye yorma kafanı
Umutsuzluğa kapılma, gelip geçenlere bak
Umutsuzluk suçunu işlemek bize yasak

AFŞAR TİMUÇİN
 
Üst