uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKDENİZ..

Cebimde ucu ucuna yetecek bir para
Ve içimde bir umutla
Bir çanta ve anılar koyuldum yola
Akdeniz MERHABA...!

Tarlada patikada dağlarda
Başka bir tad var yollarda
Çok yorulmuş bir haldeydim
Kendimi buldum aşkında.

Bekler sahilde meltem içimde fırtına
Yeniden de, sevebiliriz............AKDENİZ.



ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ANLATSALAR GÜLERDİM

Dolanıp sokaklarda, arıyordum kendimi.
Tılsımın ne bilmedim, bana sen öğrettin sevmeyi.
Acılardan geçerken ne hissederse insan.
En fazla öyle bildim, ağlamaklı gülmeyi.

En uzak derinlikler dizlerimi geçmezmiş.
Anlatsalar gülerdim.
Aynı denizden yine geçsem,
yine aynı yolu seçerdim.

En uzak yıldızlar, gözlerinden geçermiş.
Anlatsalar gülerdim.
Bir daha gelsem bu dünyaya,
ben yine seni isterdim.

Her şeyim sensin,
her şeyim seni sevmemden geçer benim.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ARASICAK

Ateş gibi bir öğle vakti.
denize üç kilometre.
ensemden döküldü aşk.
önümden, dizlerime...
oradan sandaletlere
ve toprağa...

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AŞK OF THE ONE NIGHT STAND

Omuzumda diş izlerin var,
acısını şimdi hissetmek istediğim.
Bir anıt,
bir kanıt,
bir yanıt.
Ben de sevmiştim.
Düz ve pahalı bir yalandı bizimkisi.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AŞKINDAN ÖLMEDİM YA

Ben bir nazlı sandalda
Aklım fikrim yağmurlarda
Bir o eski bulut bir sen
Dönmediniz, dönmediniz, dönmediniz.
Ağıtlardan dağlarım oldu
Sabırdan denizlerim
Ben bir nazlı sandaldayken nerelerdeydin
Lodosum sendin belki ben farketmedim.

Ooooo aşkından ölmedim ya!
Ooooo aşkından ölmedim
Hala bir şansım var bu dünyada aşktan yana

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AVUCUMDA SEVDA VAR

Rüzgar dudaklarıma
iki damla yağmur vurdu.
Bir çocuk aşkı ki,
koca insanlar böyle sevmemiştir.
Akşamüstü Arnavutköy'deydim.

''Sevda'' diyorum,
''Sevda'' dedin mi gizli olacak
ve çulsuz olacaksın ki
değerini bileceksin,
hissedeceksin.
O zaman acısına da saygın olur.

İki damla yağmur,
ardını bilmediğim karanlıktan
dudaklarıma
rüzgarın hediyesi.
Cebimde yumruk elim.
Yanıyor avucumda,
yanıyor
verdiğin mektup.
Bütün bulutları seviyorum.
Bütün insanları seviyorum.
Yaşamayı seviyorum.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BAHÇENİN ÜRÜNLERİ

O bahçede büyüyenlerden...
Ne olurdu ki...
Akasyayı belediye kesti,
incir zaten uğursuzdu
kurudu gitti.
Atilla, çocuk felcinden,
Gülseren veremden öldü.
Şarkılarını söylemek bize kaldı.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BANA NE?

Ben burada büyümeseydim,
bu gölde tutmasaydım ilk kaya balığını
ve bu denizde yüzmeseydim ilk defa.
İlk aşkımı burada yaşamasaydım ilkokul üçte...
Soğuk kış günlerinde üşümeseydim kumsalında.
İlk yumruğu vurmasaydım
okul önünde
ve yokluğu öğrenmeseydim
yazlıkçılar gidince.
Kürdü, Lazı, Çingeneyi, Göçmeni
burada tanımasaydım.
İlk darbukayı çalmasaydım
o sünnet düğününde.
İlk sigara, ilk bira, ilk sevda, ilk, ilk, ilk, ilk...
İlk burada ağlamasaydım
bana neydi Çekmece'den.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEKÇİ

Sen doğrularını alıp gittiğinde
bir sönük soba gibi sırıttı hayatım.
Sorgularını alıp gittiğinde
cevaplar yarım kaldı.
Bende isterdim alıp başımı gitmek.
İlk kaçan kurtuldu bu savaş yerinden.
Şimdi saatlere bakamayan bir bekçiyim.
Hiçbir şeyi beklerken...
Belki de
gerçek bir kahkaha için
sinirlerim bozulmalı artık.
Hiçbir deli, delirmekten korkmaz.
Öyle değil mi?

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEN SEVGİLİYDİM

Oda leş gibiydi.
Yerde bir minder.
Kesik alkol kokuyordu
yattığımız yer.

Kolunu boynuma sarmış,
bebek gibiydin.
Çekindim uyandırmaktan.
Ben sevgiliydim.
Yüzünü seyrederken
bir melek geldi.
Ölümü anlattı bana
belli deliydi.
Onbeş yılın korkusu
o sabah bitti.
Nefesini kokladım,
büyü gibiydi.

Ben o sabahtan sonra
ölümden hiç korkmadım.
Sen yanımda uyurken
irkilip uyanmadım.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEŞ PARASIZ

Beş parasız okul yılları
Toy bir sıcak gurbet sokakları
Otogarda çaresiz gururlu bir sefalet
Baştan kaybedilmiş fakülte aşkları
Gözümde bir çocuk, ruhum bin yaşında
Yıl sonunda okuldan kovulma telaşları

Yıllar yılları kovaladı
Dostlar kalbimi yaraladı
Ya gittiklerinden ya vakitsizlikten
Bir çarem olmadı sevdiklerimden
Ayrılmış yollarda hayattan geçerken
Bir çarem olmadı sevdiklerimden

Buldum bulmasına parayı
Ne yazık ki kapatamadım ben bu arayı
Ne çocuk ne yaşlıyım ama
Gençliğimde olmadı

Ah nerdeler
Çok acaip günlerdi
Öyle esip geçtiler

Ah nerdeler
Gitti gelmez diyorlar ama
Beni terketmediler.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİLİRLER

Çok bıkarsan hayattan
bir mezarlığa git.
Ölüler iyi bilir,
yaşamak güzeldir.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİRÇOK ŞEY TÜKENDİ

Yasladım sırtımı
Gürpınar çayırına.
Yükledim hayalleri
yıldızlara.

Bir çok şey tükendi
zamanın elinde.
Sana ne kaldı anlat şimdi?
Bana ne kaldı sorma.

Akan yılların pınarında
hüzünlü gözlerim.
Çocukluğumdan kalma
bir güzel gün özlemim.



ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BOSTANCI DURAĞI

Sensiz biçare ruhum
Bomboş sokaklar
Issız duraklar
Derdimi duymazlar

Az önce yağmur yağdı
Islandı ruhum
Sızlandı ruhum
Her halin aklımda

Artık param olsun yeter
Artık bir görseydim seni
Yarın seni görsem yeter
Azcık bir öpseydim seni

Bostancı durağında
İsmin dudağımda
Aklımda bi tek sen varsın
Bostancı durağında

Bostancı durağında
İsmin dudağımda
Aşkından avare oldum
Yandım yaz sıcağında

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BU KADAR MI BÜYÜKSÜN AŞK?

İçimi kemiriyor, bir uyurken mutluyum.
Yalan da olsa, bir umut bırakmıştım
acil durumlar için minicik bir avuntu.
Belkide beni sevmişti gerçekten.
Hastir çekecek zaman değil.
En tutarlı olan ben olmalıyım.
Çünkü bütün suç sadece ve sadece benim.

Ne geçmiş ne gelecek,
şu an bile hiç yok gibi.
Bu kadar mı büyüksün ey aşk!
Gerçekten bu kadar mı güçlüsün!
Her şeyin üstünde,
her acının önüne geçecek kadar mı?

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BULANA KADAR

Bir nehirden geçti ruhum.
Hamdı yürek, aşkta yoğruldum.
Nice yoldan akıp geldim.
Çok hırçındım, şimdi duruldum.

Denizi bulana kadar akar sular.
Geçer yürek duraklardan.
Özünü bulana kadar akar yaşlar.
Geçer yürek korkulardan...

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BULANIK SULARIN BALIĞI

Madem ki farkına varmakta geciktin
Şimdi tutmalısın yasını.
Bundan alınacak dersin var mı bilmiyorum.
Bende senin gibi derslerden kaçıyorum.

Her yaranın her durumun ve
her olmaz olsunun ilacı,
ilaçların babası.
ZAMAN!

Kaçma ne dersten ne aşktan ne işten.
Hayat kolay mı yavrum?
Dünyada bir kaya parçası olmak bile bir sorumluluk.
Sen insan olmayı ne sandın?

Hayatı hüzünlü bir şarkı gibi yaşıyorum ben;
ölümü, acıyı, yalnızlığı...
Karlı sabahlar İstanbul'da bile,
bir şiir gibi.
Benim işim bu, böyle görüyorum.
Sen bakma yorgun, solucan gözlerime,
ben şimdi böyleyim.
Bu günler bittiğinde,
herşeyin gözle görünür güzelliğini
ve yaşamın ne kadar asil bir hediye olduğunu
algılamaya başlar ruhum.

Ben bulanık suların balığıyım.
Şimdilik beni hakir gör, sıkılmam

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BUZDAN SAATLER

Buzdan saatler,
Takvimlerde göremediğin
zamanlarda saklıdır.
Hiç yaşanmamış gibi,
sadece ruhum üşür.
Buzdan saatlerde,
söyleyecek kelimesi yoktur
dilin.

Acı bir kabulleniş
bu benim için.
Vaktin geldiğini
hisseder beklerim.
Buzdan saatlerde
gitarım sarhoş
Ben
yine deli,
ben
yine aşık.
Bir martı
dağlarda başıboş.

Gitarım sarhoş
Kapkara bir fırtına bu
acısı bir hoş.

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

CANKUŞ

Efendi soğuklar geldi!
Kuşlar da gittiler.
Yar kalır mı
bu kış kıyamette?

Bu kar kokusu İstanbul sokaklarında,
alır götürür beni eski şarkılara...

Sen de bilirsin Cankuş!
Yaşamak
güzel ve zor.

İş,
para,
aşk
vb., vb. şikayetler...
Birikir sıkıntılar yüreğinde.
sorular cevap bekler.
Elbet bir gün farkedip,
yardım eder melekler.

Bu kar kokusu
İstanbul sokaklarında...

ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

CELAL İLE BEHİYE

Tarlayı ekti Celal.Bahar geldi.Çiçek oldu
badem, sevindi.Atı öldü.Ana avrat küfretti şansına.
Yılanları yaktı bir gece, bütün çayır kavruldu.Çok
Rakı içti yalnızlık öldü.Altmış yedi yılın hesabı
masalarda sızdı.O güzelim hatıraları leş gibi
taşımaya çalıştı.
O gece yaktı Birinci'yi...Uzandı.Döşek, saman
hayata perde oldu tavan.
Seyretti seyretti, iki gıdım oynadı dudağı.Güldü.
Ne devlet ne dünya, bir tek o vardı evde ve
Behiye'nin on sekiz yaşındaki gülüşü...
Elini uzattı, okşadı yanaklarını.
*Kızdın mı seninle gelmedim diye?
*Amaann Celal, sanki gel desem gelecektin.
*Gelirdim be! Gelirdim deyyusun kızı, gelirdim
tabii.Bak ne halde ev.Çiçekler hep kurudu her taraf
toz duman.
*Oralar nasıl? Soba yakmaya halim yok, üşüyorum.
Behiye çocuksu bir gülümseyişiyle elini uzattı.
*Celal, gelsen artık diyorum.Sen sıkılırsın, bak
çocuklar, çoluğa çocuğa karıştı.Evde yalnız başına
olur mu hiç? Gel be Celal'im
Celal güldü.Biraz yorgun, biraz kararsız.
*Ben kalkamıyorum, tut elimden.Vakit geldi.
Yavaş! sırtım ağrıyor.
Sarıldılar, gün doğdu, günler geçti, mahalle koktu
buldular onu.



ERHAN GÜLERYÜZ
 
Üst