uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YAĞMURLU

Uzağı ne zaman düşünsem aydınlık
Burda geceler kaldı sen gittin
Geceyle uyku suyla yosun
Benimle olduğun bilmez misin

Uzak ve beyaz şehirlerden
Bir ince yağmurla gelirsin
Gece bekçisini sokağından
Garibi yatağından çeker alırsın

Bir hikaye bilir söylerim
Dost yıldızlara karşı ve sabaha doğru
Bu hikayenin bir ucu sendedir
Kurtarmak isterim kurtarmak isterim
Bütün uçurtmaların ipi elindedir.

GÜLTEN AKIN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YAPI

ötekini yıkarlar, eskiden gecelerdi
şimdi açık açığa gündüzün
sağ eller silahta, ele güne karşı yasa
çatılıyor yenisi

kimi yapılar bizimdi kaldık içinde
bir baktık var bir baktık hayal
yıkılsa yıkılsa dediydik ömrümüzce
öteki
kimi yapılardı, uzun sürdü uzun sürdü

GÜLTEN AKIN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YENİDEN

Karanlık bastı mı gelirsin
Pencerem dibinde durursun
Oyuncaklar kabartma harfler gibi
Elle tutulur garipliğin

Elişi kağıtlardan çicekler yaparsın
Yeni şekiller görülmedik renkler ışıklar yaparsın
Dünya güzelse daha güzel olur
Bir şarkı sıcak yayılır ansızın
Uzanır ellerin gözlerimi örter
Bütün düzenim bozulur

Karanlık bastımı seninle gelir
Nasıl döner durur ortalarda
Çağrışımlardan kopmuş bir sürü
Tedirgin kuşlar gibi kelime

Elinde aynaların binbir yanlısı
Ne yandan baksan ölüm
Kurtul dersin kurtul kendinden
Unut yitiklerini
Seni yargılayacak kim

Karanlık bastı mı gelirsin
Penceremin dibinde durursun
Oyuncaklar kabartma harfler gibi
Elle tutulur garipliğin

GÜLTEN AKIN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YILDIZLAR VE BOŞLUKTAKİ ADAM

Hep ondan çoğalır kâğıtlarda
Hep o Meryemsi duruşundan
Döker el kadar Avrupalı yüzünü
Paylaşır milyonla aç adam

Masal ister milyonla aç adam
Soylu ister kral ister -Değildir kendi-
Ve gelsin bir kral kral pazarından
Ve gelsin üç prens kral pazarından
-İlginç olur masalları soylu kişilerin-

Bir ergen odanın kolay köşesinde
Acıkmaz usanmaz umutsuzlanmaz
Yoncasının dört yaprağı vardır
Binlerce gözüyle boşluktaki adam
Uzanır düşsel bir incelikten
Onu kendi gecesine alır

GÜLTEN AKIN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YORGUN SEVİ

Susarak,iki komşu gibi güne değerek
Asıl söyleneceklerin üstünden aşarak
Sevdiğim
Ayrı ayrı uzakta,yanyana

Birbirimizi derinden gözlediğimiz yazlarda
Ve üstün körü baktığımız kentlerde
Güllerin güllerimiz
Hüzünlerimse hüzünlerimiz değil

Bir deli kuzgun gibiyim yaşlı teleğimle
Göğü siliyorum duraksamadan
Yorgunluktan değil,öyle sanıyorum
Yalnızlıktandır
Hızla dökülüyor tüyüm teleğim

Orda öyle aramızda soluyor işte
Ayrı ayrı uzakta,yan yana
Hangi yangın hangi deprem becerebilir?

GÜLTEN AKIN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GİT BAHAR

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.
Yanilip gönlüme misafir inme.
Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane değil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda açtı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..

Gerçekten güzelsin, efsane değil:

Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın
Git bahar...Gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,

Kalbime girme, o kaşane değil!..

Git bahar, git bahar ! Uzaklarda gül,
Denize renginden bırak hediye,
Ufuklarda gezin, semaya süzül...
Kalbime sokulma "Peymane!" diye,

Gördüklerin kandil, peymane değil!

Halide Nusret Zorlutuna
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SEVMEK

Sevmek...Delicesine, deliler gibi sevmek!
Kuş uçar gibi sevmek, gök gürler gibi sevmek.

Bir çocuk inancıyla inanarak, kanarak
Ve bir günahkar fani azabıyla yanarak,

Hep onu arayarak baharda, yazda, kışta;
Nihayet "Büyük Sır"ra ulaşmak bir bakışta.

O bakışta okumak aşkın büyük adını,
Hep o büyük bakışta bulmak var olmanın tadını.

Sevmek: Hasta anneyi, altın başlı yavruyu,
Baharı, yıldızları, göğü, güneşi, suyu...

Yürekten kopan ince bir ahı, sever gibi,
Sevmek...Toprağı sever, Allah'ı sever gibi!

Halide Nusret Zorlutuna
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ANADOLU AKŞAMI

Bir mektup parçası
Sevgilim, ne kadar hüzünlü bilsen
Bu ölgün akşamın ölgün bestesi,
Uzak tepelerden, dağlardan esen
Aşina olduğum rüzgarın sesi.

Gölgeler içinde ağaçlar yorgun,
Her tarafta yetim bir tevekkül var.
Sanki fısıldıyor Anadolu'nun
Uyuyan ruhuna ninniler rüzgar.

Sürüler iniyor karşı bayırdan,
Günün son ışığı vurmuş dereye.
Bir Muğla türküsü yükseldi kırdan:
"Ayşem, aygın baygın Ayşem, nereye?"

Halit Fahri Ozansoy
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

MARMARA GECELERİ

Solgun parıltılarla Marmara'ya dair
Serpildiği geceler, suların billûr
Müsikîsi dağılır tenhâ sâhile.
Hıçkırıklar duyulur uzaktan bile.

Vücüduna beyaz bir maşlah bürülü,
Elinde bir sararmış menekşe gülü,
Gezer çamlar altında hasta bir kadın;
Baş örtüsü, göğsünde bir tül kanadın
Bir damla ay süzülür kirpiklerine.

Haber sorar yavru bir bülbül eşinden,
Bir ud sesi yükselir bir şehnişinden:
Sonra bütün yalılar rüyâya dalar.
Açıklarda beliren sessiz adalar.

Hizasını geçerek biraz ilerde
Ziyâlarla öpüşen yelkenlilerde
Bu rüyânın firâri, çılgın kuşları!
Ziyâların sularla der-âguşları
Uzayarak bîr müddet geçer aradan.

En nihayet çekilirdi ay Marmara'dan:
Eser karşı ufuktan hafif bir meltem;
Bahçelerde çekerken güvercinler dem,
Tekrar eder sahilin şâir suları
Billûr müsikisiyle bu hû hûları...

Halit Fahri Ozansoy
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BALKONDA SAATLER

III.
Arka mahallelerde kızgın bir yaz öğlesi!
Tabak tıkırtıları duyuluyor evlerden...
Uzakta bir satıcı, yahut çocuk sesi...

Susuzluktan bunalmış uçamazken serçeler,
Tozlu sokaklar gibi tutuşup alevlerden
Bodur ağaçlar ile bomboş kalmış bahçeler!

İşte karşıkini de güneş çerçeveledi:
Demin duvar dibinde uyuklayan bir kedi
Sıyrılıyor yavaşça mutfağın loşluğuna...

Bayıltıyor hararet otu, taşı, böceği;
Fazla güneş içmiş de ortada ayçiçeği
Ayaküstü uğramış ışık sarhoşluğuna!


XII.
Ay bir lotüs, kocaman...düşmüş bir berraklığa...
Gök parlıyor durgun bir göl gibi saf ve şeffaf.
Işık dalgalarıyla yıkanıyor her taraf.

Ay, balkonda başını dayadı parmaklığa
Uyuyor...Uzakta bir saat çaldı: Bir...iki!...
Billûr bir hıçkırıktır bu sesin içindeki.

Ay, ışıkla süsleyip örümcek ağını
Minyatür bir cibinlik astı dışardaki cama.
Ses yok...yalnız yukarda, damda bir miyavlama!

Ay, odaya düşürdü solgun bir yaprağını:
Lambasız bir masanın üzerinde şimdi süs
Bir vazonun içinden parıldayan bu lotüs.

Halit Fahri Ozansoy
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DENİZDE AY

İndi solgun ve ılık
Ay ışığı denize
Bal rengi bir tatlılık
Çöktü gözlerinize.

Baktınız uzun uzun
Bu sulara baktınız,
Sulara ruhunuzun
Tadını bıraktınız!

Bu tatla aydınlanan enginlere aktınız!

Halit Fahri Ozansoy
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DEDİKODU

Zaman bir böcek gibi sinsi, kenarda
Koltukların didikler durur kadifesini,
Hain bir kedi gözü parıldar lambalarda.

Şom ağızlar buz gibi üflerken nefesini,
Bir beddua halinde uzatarak sesini
Saat hırıltılarla can çekişir duvarda.

Halit Fahri Ozansoy
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KİMSESİZLİK

Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında
Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi
Muzdaribim bu duvarın dış tarafında
Şefkatine inandığım biri var gibi

Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el
Kıpırdanmak istemiyor gözkapaklarım
Yan odadan bir ince ses diyor gibi "gel"
Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım

Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın
Kulaklarım komşuların ayak sesinde
Varsın gene bir yudum su veren olmasın
Başucumda biri bana "su yok" desin de

Kemalettin Kamu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İRŞAD

Sevgilim güvenme güzelliğine
Senin de saçların tarumar olur
Aldanma talihin pembe rengine
Hayatın uzun bir intizar olur.

Sevgilim her insan doğarken ağlar
Çiçeklerle açar, sularla çağlar
Rehgüzâr olur bahçeler, bağlar
Nihayet isimsiz bir mezar olur.

Sevgilim baksana bir yanda gülen
Bir yanda gözümün yaşını silen
Kimi benim gibi erir derdinden
Kimi senin gibi bahtiyar olur!

Sevgilim senin de geçer zamanın
Ne şöhretin kalır, ne hüsn-ü ânın
Böyledir kanunu kahpe dünyanın
Dört mevsim içinde bir bahar olur!

Kemalettin Kamu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

HAZAN YOLCUSU

Saçların yine solgun
Bağrın elemle dolgun
Nereye yolculuğun
Yeni bir gurbete mi?

Ben de bir kuru yaprak
Gibi seninleyim bak
Zülfüne takılarak
Oldum gönül veremi

Gözlerim dolu melal
Yüzün bir ince hilal
Giderken beni de al
Beraberine e mi?

Kemalettin Kamu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GÜZ

Kurudu artık otlar
Bitmiyor tazeleri
Birikinti sularda
Yaprak cenazeleri

Döndü yayladakiler
Erdi dağlara batı
Ovalar daha geniş
Kayalar daha katı

Başım avuçlarımda
Bir ağır külçe hüzün
Düşüyor gözlerime
Çiğ taneleri güzün..

Kemalettin Kamu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ESİR

Sarhoş olmuş duygular,
Fırtınaya yakalanmış bir yelkenli misali.
Savrulur oradan oraya,
Aşk denizinde köpük köpük.

Gözlerimde,öğle sonrasının mahmurluğu,
Dilimde,yine o şarkı,
Hatıraların esiri olmuşum besbelli

GÖKHAN IĞDIR
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DELİ

sen gidersin,
gözlerin kalır kırmızı koltuğun üzerinde
gözlerin televizyon seyreder
gözlerin elma soyar
gözlerin arada limonlu bir çay ister
gözlerin sanki gün yirmi dört saat benimle
öyle siyah, öyle inatçı gözlerin

beni bıraktığın için kızamam sana
ama çok gülerim size
sana ve o sarışın kadına
gözlerin buradayken seni nasıl sever
nasıl ister
şaşarım doğrusu

gittiğin için kızamam sana
nefret edemem senden, elimde değil
gözlerinle yatar
gözlerinle kalkarım
saçlarımı yolarım sonra
ağlarım
zaman geçer
aklımı kaçırırım

ZEHRA MIZRAK
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİRAZ DAHA

Bir uzun öykü biter
Yorulur kişileri
Girer derede yıkanır

Yollar inatçıdır
Keçiler ağaçlara tırmanır
Döner döner de bir Temmuz günü
Böceklerle bir köşede tükenir

Çalkanır güçlü denizler
Bütün o delilikler üstüne
Devrilir devrilir de
Varır bir çöplükte yorulur
Yurdum benim
Taşım toprağım
Göğüm ağacım
Çiçekli dikine dikine yamacım
Gelir gelir de
Kötü bir güne dayanır

O öykü öyle bitmez
Yorulmaz kişileri
Varır gün ışığına şöyle
Yunar, yenilenir

Yolların inatçılığı nicedir
Ağaçlarda keçilerin başı vurulur
Köşeler dolandığı yerde düzlenir
Alır bir soluğa götürür
Çalkanır güçlü denizler
Bütün o erdemlikler üstüne
Yücelir yücelir de
Varır o köhneyi kurutur

Yurdum benim
Taşım toprağım
Göğüm ağacım
Gelin çiçekli köklü ağacım
Elbet bir gün gelir
o güzel güne uyanır.

Müştak Erenus
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BU GÜNLER

Üstümüzde bu şaşkın bulutlar
Küskün bir telâşın peşinde
Nereye gidiyorlar
Ve de bu günler neyi getiriyor böyle
Ve de niçin götürmüyorlar getirdiklerini
Bıktıramazsınız bizleri günlerimizden
Umutlarımız çocuklarımızın gözlerine emanet
Ve de içimizdeki bu tosun sevgi
Yağma yok
Yedirmeyiz kimseye.

Müştak Erenus
 
Üst