uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

40. SONE


Hepsini al, sevgilim, ne sevgi varsa bende,
Çoktan senin olmayan ve sevgi sağlarsın ki?
Gerçek der misin ona eline geçirsen de
Sevdiklerimin hepsi sende değil mi sanki?
Sevgilimi alırsan gerçek sevgi uğruna
Ses çıkarmam onunla keyif sürdüğün için;
Sevgilime sırt çevirip el uzatırsan ona,
Kendini aldatırsan suçun büyüğü senin.
Tatlı hırsız, yine de bağışlarım suçunu
Sen varımı yoğumu aşırsan bile benden;
Oysa daha acıdır, sevnler bilir bunu,
Güzel sürtük, kötülük iyi görünür sende;
Biz düşman olmayalım canevini söksen de.



William SHAKESPEARE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

66. SONE
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.

William SHAKESPEARE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

HER ŞEY AYARTABİLİR BENİ


Her şey ayartabilir beni şu şiir uğraşından:
Gün olur bir kadının yüzü, ya da daha kötüsü
Çektiği çile alıklarca yönetilen yurdumun;
Şimdi daha kolayı yok
Elimin alıştığı bu işten. Gençken
Metelik vermezdim türkülere,
Sazını çalmaz mıydı ozan
Kılıç kında beklercesine;
Razıyım, dileğim yerine gelsin de tek,
Balıktan daha soğuk, daha dilsiz, daha sağır olmaya.




William Butler YEATS
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GALWAY AT YARIŞLARINDA


Orada, atların yarıştığı çayırda,
Aramızda birlik yaratıyor duyduğumuz sevinç.
Atlılar dörtnala atlarının sırtında,
Yüreği ağızlarında arkadan bakanların:
Bizim de seyircilerimiz vardı eskiden,
Dinleyen, işimizde bizi yüreklendiren;
Yoldaşlık ederdik binicilerle
Yeryüzü tüccarın, kalem efendisinin
Kesik soluklarıyla buğulanmadan.
Sürdürün türkünüzü: bir yerde doğarken yeni bir ay,
Göreceğiz uyumanın ölmek olmadığını,
Duyarak yeryüzünün yeni bir hava tutturduğunu -
Yeryüzü hep delikanlı çünkü -
Sonra bağıranlar çıkacak yarışlardaki gibi,
Ve insanlar olacak bizi yüreklendiren,
Atını sürüp gidenlerden?



William Butler YEATS
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AH! GÜNEBAKAN

Ah, zaman yorgunu günebakan,
Güneşin adımlarını sayıyorsun.
Gezginlerin yolu bitirdiği yerde
O güzelim altın ülkesini arıyorsun:

Orada, arzuyla tükenmiş Gençler,
Ve solgun Meryem, kardan kefeniyle,
Doğrulup mezardan, can atıyorlar
Gitmek istediğin yere gitmeye.

William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ASLA UĞRAŞMA AŞKINI ANLATMAYA

Asla uğraşma aşkını anlatmaya,
Aşk varolur yalnızca dile gelmeden;
Nasıl hareket ederse soylu rüzgâr
Sessizce, görünmeden.

Anlattım aşkımı, anlattım aşkımı,
Anlattım ona tüm yüreğimdekileri;
Titreyerek dehşetli korkularla, buz gibi,
Ah! yanımdan ayrıldı.

Uzaklaştıktan az sonra benden,
Bir gezgin onu elde etti,
Sessizce, görünmeden:
Ah, bu inkâr edilemezdi.*



(*) Son dörtlüğün bir başka versiyonu:

Uzaklaştıktan az sonra benden,
Bir gezgin çıkageldi,
Sessizce, görünmeden:
İç geçirerek onu elde etti. -çn.

William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BACA TEMİZLEYİCİSİ

Annem öldüğü zaman çok küçüktüm,
Ve babam sattı beni henüz dilim bile
Dönmezken "temizle! temizle! temizle!" demeye
Artık bacalarınızı temizliyorum ve uyuyorum is içinde.

Küçük Tom Dacre var ya, ağladı, kıvırcık saçlarını
Kuzu sırtı gibi kırktıklarında, dedim ki ona
"Sus, Tom! hiç takma kafana, başın çıplak ya
Biliyorsun kurum kirletemez artık olmayan saçlarını."

Ve o ağlamayı kesti, ve o gecenin derinliğinde
Tom uyuduğunda, neler gördü düşünde!
Binlerce baca temizleyicisi,Dick,Joe,Ned &Jack,
Onların hepsi kara tabutlara kilitlenmişti

Ve bir Melek geldi ışık saçarak anahtarıyla,
Ve açtı tabutları&azat etti onları;
Sonra çayırda zıpladılar güldüler koştular
Ve ırmakta yıkandılar, ve Güneşte parladılar.

Sonra çıplak ve pak, bütün yüklerini artlarında bıraktılar,
Bulutlara ağdılar ve rüzgârla dans ettiler;
Ve o Melek Tom'a dedi ki, iyi bir çocuk olursan
Tanrı baban olsun, neşe de hiç gerekmez artık.

Ve Tom uyandığında; ve biz karanlıkta kalktık,
Ve çantalarımızı fırçalarımızı alıp çalışmaya koyulduk,
Sabahın ayazı boyunca, Tom mutluydu&şevkliydi,
Herkes işini yaparsa gerek kalmaz ki kötülükten korkmaya.

[Masumiyet Şarkıları]
William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BACA TEMİZLİKÇİSİ

Küçük kara bir şey karlar arasından,
Haykırıyor "temizle! temizle!" kederli bir sesle!
"Nerededir senin annen&baban? söyle?"
"Onların ikisi de gittiler kiliseye dua etmeye.

"Çünkü mutluydum çalılıklar üzerinde,
Ve gülüyordum kışın yağan karlar arasında,
Onlar giydirdi bana ölümün giysisini,
Ve öğrettiler bana kederin ezgileriyle şarkı söylemeyi.

"Ve çünkü mutluydum&oynuyordum&şakıyordum,
Onlar sandılar ki bir haksızlık yok yaptıklarında,
Ve dua etmeye gittiler Tanrıya&Papaza&Krala,
Yani sefaletimiz üstüne cenneti kuranlara."

[Deneyim Şarkıları]
William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GİRİŞ
Yaban vadilerin suskunluğunda,
Neşeli coşkulu ezgiler çalıyordum,
Bir çocuk gördüm bir bulutun üzerinde,
Ve gülerek dedi ki bana:

"Bir şarkı çal Kuzu' yu anlatan!"
Sevinçle çaldım ona bir şarkı.
"Kavalcı, bunu yeniden çalar mısın;"
Çalınca da: gözünden yaşlar boşandı.

"Bırak kavalını, mutlu kavalını;
Söyle neşeli şarkılarını keyifle!
Ben de aynı şarkıyı şakıdım yeniden,
O işitmenin sevinciyle hazla ağlarken.

"Kavalcı, otur ve yaz
Bir kitap, hepimizin okuyacağı."
Gözümden yitiverdi,
Ve kopardım bir dal kamıştan,

Ve yonttum bir divit kalem yaptım,
Ve daldırdım ucunu duru sulara,
Ve yazdım mutlu şarkılarımı
Her çocuk sevinsin diye duyunca.

[Masumiyet Şarkıları]
William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GİRİŞ
Kulak ver sesine Ozanın!
Şimdiyi, Geçmişi ve Geleceği görür;
Kulakları işitir
Kutsal Kelâmı
Yaşlı ağaçların arasında dolaşan,

Düşkün Ruha seslenir,
Ve gözyaşlarıyla akşamın çiyinin;
Hükmedebilir
Yıldızlı kutuplara
Ve düşen, düşen ışık yenilenir!

Ey yeryüzü, ey Yeryüzü dön geri!
Yüksel çiy düşmüş çimenlerin içinden;
Gece bitkin,
Ve gün
Doğar uykulu bir kütleden.

Gitme bir daha
Niçin gideceksin ki?
Bu yıldızlı zemin
Bu ıslak kıyı
Gün bitene dek senin.


[Deneyim Şarkıları]
William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

HASTA GÜL

Ah Gül, sen hastasın!
Uğuldayan fırtınada
Geceleyin uçan
Görünmez böcek

Al basmış neşeden
Bulmuştu yatağını;
Ve onun karanlık gizli aşkı
Kemiriyor senin yaşamını.

William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KAPLAN

Kaplan! Kaplan! yanmakta ışıl ışıl
Karanlığın ormanlarında:
Hangi ölümsüz el ya da hangi ölümsüz göz
Yaratabilirdi senin heybetli simetrini?

Hangi uzak yarlarda ya da hangi uzak göklerde
Kurban edildi gözlerindeki ateş?
Hangi kanatlar erişebilir ona?
Hangi el kavrayabilir ateşi?

Ve hangi güç ve hangi beceri
Bükebilirdi kaslarını yüreğinin?
Ve, yüreğin çarpmaya başladığında,
Hangi dehşetli el ve hangi dehşetli ayaklar?

Neydi çekiç? ya zincir neydi?
Nasıl bir azaphanedeydi beynin?
Neydi örs? ve hangi dehşetli kabza
Ölümcül korkularını kavrayabilir?

Yıldızlar savurunca aşağıya mızraklarını,
Ve sulayınca cenneti gözyaşlarıyla,
Güldü mü O yaptığını görünce?
Kuzu' yu yaratan mı yarattı seni de?

Kaplan! Kaplan! yanmakta ışıl ışıl
Karanlığın ormanlarında,
Hangi ölümsüz el ya da hangi ölümsüz göz
Yaratabilir senin heybetli simetrini?

William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KUTSAL GÖRÜNTÜ

İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk için
Dua eder insan başı dardayken,
Verdiği bu güzel nimetler için
Tanrıya teşekkürlerini sunar.

İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk
Tanrımızın, babamızın adıdır.
İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk
İnsandır, O'nun çocuğu, tasasıdır.

İnsaf insanın yüreğindedir,
Merhamet ise kişinin yüzüdür,
Aşk insanın kutsal suretidir,
Barış ise giydiği giysidir.

Yani insan nerde olursa olsun,
Dua eder başı derde girince,
Dua eder kutsal suretine insanın
İnsafa, Merhamete, Barışa ve Aşka.

Bu kutsal sureti sevmeli herkes,
Dinsiz de olsa, Yahudi de, Türk de
İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk vardır
Tanrının olduğu her yerde.

William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YERYÜZÜNÜN YANITI

Yeryüzü kaldırdı başını
Kasvetli ve korkutucu karanlıktan.
Işığı yitmiş,
Korkudan taş kesilmiş!
Ve zincirleri boz bir kederle kaplanmış.

"Tutsak düştüm kıyısında denizin
Yıldızlı Kıskançlık bekler sığınağımı:
Üşümüş ve ağarmış,
Gözyaşlarına boğulmuş,
İşitiyorum eskil insanların babasını.

"İnsanların bencil babası!
Zalim, kıskanç, bencil korku!
Doğurabilir mi,
Zincirlenmiş geceden,
Gençliğin bakireliğini ve sabahın tâkatini?

"Bahar gizler mi sevincini?
Tomurcuklar ve goncalar açtığında?
Çiftçi
Gece mi serper tohumu,
Ya da karanlıkta mı sürer sabanı?

"Kır bu ağır zinciri
Kemiklerimi donduran.
Bencil! kibirli!
Sonsuz ölüm!
Sensin Özgür Aşkı tutsak kılan."

William BLAKE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AMERİKA'NIN ŞARKISINI DUYUYORUM

Amerika'nın şarkısını duyuyorum, çeşit çeşit şarkılar duyuyorum.
Ustaların şarkıları, herkes kendi şarkısını söylüyor, sevinçli, güçlü,
Doğramacı kendi şarkısını söylüyor, önündeki tahtayı ya da direği ölçerken,
Duvarcı kendi şarkısını söylüyor, işe başlarken ya da paydos ederken,
Kayıkçı kayığını anlatıyor, tayfa güvertede söylüyor şarkısını,
Kunduracı örsün başında oturmuş söylüyor,şapkacı ayakta söylüyor,
Oduncunun şarkısı, çiftçi çocuğun şarkısı sabah tarlaya giderken
ya da öğle paydosunda ya da gün batarken,
Ananın tadına doyulmaz şarkısı ya da iş gören genç kadının
ya da dikiş diken, çamaşır yıkayan kızın,
Herkes kendi şarkısını söylüyor, başkasınınkini değil.
Gün günün olanı söylüyor - gece genç arkadaşlar, sağlıklı, sevecen,
Ağız dolusu, uyumlu, gür şarkılarını söylüyorlar.


Walt WHITMAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BENİ BİR KADIN BEKLİYOR


Beni bekleyen biri var, alabildiğine hazır, alabildiğine tamam,
kusursuz bir kadın.
Bir eksiklik olacaktı dünyamızda, eğer erkeğin erkekliği,
cinsiyet olmasaydı.

Cinsiyette her şey var, bedenler, canlar,
Anlamlar, sonuçlar, saflıklar, incelikler, ispatlar, söylentiler,
Türküler, emirler, sağlık, gurur, kadınlık sırrı, döl bereketi,
Bütün ümitler, iyilikler, hediyeler, ihtirasların her türlüsü,
Aşklar, güzellikler, yeryüzü nimetleri,
Bütün hükümetler, yargılar, tanrılar, dünyanın ünlü kişileri,
Bütün bunlar, daha niceleri, tohumun içindedir.

Sevişmenin tadını bilen ve çekinmeden söyleyen erkeği severim,
Sevişmeyi bilen ve çekinmeden söyleyen kadını severim.

Dişiliği olmayan kadını ne yapayım?
Beni doyuran, sıcak kanlı kadına, kadınlara gideceğim,
Beni anlıyorlar, beni istiyorlar,benim değerimi biliyorlar,
Ben de onların azgın kocası olacağım.

Onlar benden daha aşağı değil,
Yüzleri güneşlerle, rüzgârla yanmış,
Tenleri eski kutsal uysallığa, kuvvete sahip,
Yüzmeyi bilirler, kürek çekmeyi, ata binmeyi, güreşmeyi, ateş etmeyi, koşuşmayı,
vurmayı,kaçmayı, ilerlemeyi, dayanmayı da bilirler onlar,
Haklarını sonuna kadar bilirler - sükûnet içinde, açıktırlar,
kendilerini iyi tanırlar.

Sizi çağırıyorum,yaklaşın bana kadınlar,
Sizi bırakamam, ıslah edeceğim sizi,
Siz benimsiniz, ben de sizinim,bu işte hatır gönül yok,
insanları düşüneceğiz,
Uykularımızda, saz sairleri, kahramanlar yatar,
Başkaları değil, onları yalnız ben uyandırabilirim.
İşte ben ey kadınlar kendi yolumdayım,
Kimse durduramaz beni, büyüğüm, haşinim, sertim, ama sizi
seviyorum,
Gerektiğinden öte canınızı yakmam, korkmayın,
Devletlere gerekli oğullar, kızlar yaratacak erkekliğimi
boşaltıyorum size,
Alabildiğine zorluyorum kendimi,yalvarmalara aldırmadan ben,
Uzun zamandır içimde birikeni size doldurmadan geri çekilmeye niyetim yok.

İçimin coşkun ırmaklarını boşaltıyorum size,
Gelecek binlerce yılı içinizde kucaklıyorum,
Size Amerika'nın ve kendimin en değerli aşılarını katıyorum,
Sizden ateşli, güzel vücutlu kızlar, yeni sanatçılar, müzisyenler doğacak,
Size ektiğim çocuklar, bir gün kendi geleceklerinin çocuklarının ekecekler,
Tükenen aşkıma karşılık olgun kadınlar ve erkekler isteyeceğim,
Onların da başkalarıyla, bizim gibi kaynaşmalarını bekleyeceğim,
Onların da meyvalarınıza boşaltacağı coşkun sağanağa, benim
şimdi size boşalttığım kadar güveneceğim,
Doğumdan, hayattan, ölümden, ölmezlikten, sevdalı ürünler bekleyeceğim,
İşte bunun için şimdi size aşk ekliyorum.



Walt WHITMAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GELECEĞİN ŞAİRLERİ


Geleceğin şairleri! geleceğin söylevcileri, şarkıcıları, çalgıcıları!
Bugün doğrulayamaz beni, ne istediğimi, neden yana olduğumu bilemez,
anlatamaz bugün,
Ama siz, yeni bir döl, katışıksız, atletik, bu toprağın yetiştirdiği çocuklar,
gelmiş geçmiş döllerin en büyüğü,
Kalkın! çünkü siz doğrulayacaksınız beni.

Ben gelecek için yalnızca bir iki aydınlatıcı sözcük söylerim,
Karanlıkta bir an ileri atılıp yolu gösterir, gene geri çekilirim.

Ben, yavaş yavaş, salına salına yürüyen, ama hiç durmayan bir insanım,
arada bir size kaçamak bir göz atar, sonra hemen başımı çeviririm,
İnandırmayı, anlatmayı size bırakıyorum,
En önemli şeyleri sizden bekliyorum.






Walt WHITMAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SESSİZ SABIRLI BİR ÖRÜMCEK


Sessiz sabırlı bir örümceği,
İzledim küçük bir çıkıntının üzerinde duruyordu bir başına,
İzledim çevreleyen sonsuz boşluğu keşfederken,
İplikçikler fırlattı dışarıya, iplikçikler, iplikçikler, kendinin dışına,
Hiç dolaştırmadan onları, hiç usanmadan hızlanarak.

Ve sen ey ruhum duruyordun,
Çevrilmiş, çözülmüş, uzayın sonsuz okyanuslarında,
Durmadan düşünerek, tehlikeye atılarak, fırlayarak, çabalıyorsun
dünyaları birleştirmeye,
Gereksindiğin köprü kurulsun, tutsun saldığın yumuşak demir,
Attığın ağın lifleri sarılsın bir yere, ey benim ruhum.



Walt WHITMAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KENDİ ŞARKIM


I

Kendimi övüyorum, kendimi anlatıyorum,
Bende olanlar sizde de olacak,
Çünkü bendeki her atom benim olduğu kadar sizindir de.

Sere serpe ruhumu çağırıyorum,
Eğilip koyveriyorum kendimi yeşeren yaz çimenini gözleyerek.

Dilim, kanımın her atomu, bu topraktan oluşma, bu havadan,
Burada doğmuş ana babalardan doğma, onların da ana babaları
burada doğmuş, onların da, onların da,
Ben, otuz yedi yaşımda bugün, sağlık içinde başlıyorum,
Ölünceye kadar durmama umuduyla.

İnançlar, mezhepler ara verdi,
Geri çekilip öylece kaldılar, ama hiç unutulmayacaklar,
Ben hem iyinin, hem kötünün limanıyım, ne pahasına olursa
olsun izin veriyorum konuşmaya,
Denetlenmeyen doğa, özgün enerjisiyle.






Walt WHITMAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

OY REİS! KOCA REİS!


Oy reis, koca reis, alnımızın akıyla döndük seferden.
Savuşturup onca belâ, onca fırtınayı, sonunda murada erdin.
İşte liman, bak, çanlar çalıyor, bayram ediyor ahali,
Gördüler pupa yelken geliyor, gözüpek, gözü yeşil yelkenli.
Neyleyim, neyleyim ki ama...
Bu kan damlalarını nideyim?
Gayri uzanmış güverteye reis,
Soğumuş ellerini mi öpeyim?

Oy reis, koca reis, kalk da şu çanları dinle bari!
Baksana, senin bayrağın çekilen, senin şarkın söyledikleri!
Senin için bu çiçekler, senin için toplaştılar sahillerde,
Seni çağırıyorlar, bak, senin adın geziyor dillerde!
Gel, reis ağacığım benim,
Kolumun üstüne yatırayım seni.
Çoktan öldüğünü unuttum ama,
Bu kan damlalarını nideyim?


Reis cevap vermiyor sözüme, dudakları söylemez olmuş,
Ağam kolumu duymuyor bile, ne yüreği ne kalbi kalmış.
Sağ salim demir attı gemi, bitti artık sona erdi sefer,
Savuşturup onca belâyı, kazanılan bir güzelim zafer.
Bayram etsin sahil, çalsın davullar!
Yalnız bırakın beni gideyim!...
Reisin yattığı güvertenin üstünde
Böyle dolaşmayıp da nideyim?


1865



Walt WHITMAN
 
Üst