uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YANARDAĞLARI SEN BİÇİMLERSİN

Yanardağları sen biçimlersin,
yanardağlar seni.
Leylekleri tutan sen suçlularevinde,
leylekler seni tutuklar.
Adaları avlayan sen,
etçil adalar
sen avlar
o denli uzak ki, sen kendin bile değilsin
Ey sen, karşılıklı etki.

Uygarlaştırırsın
birkaç nesneyi: Pencereyi, gemi günlüğünü,
evini öksüzün.
Umut taşırsın
birkaç ırmağa
denize ulaşamıyan.
Savunursun birkaç meşeyi
savunurcasına dilini
yabancı bir dile karşı.
Elma sence
konuşan elma olur.
Sence uzayıp gider göçü serçelerin.

Nesnesin
düşünce onu güzelleştiren,
kavram onu öldüren.
Bu sarı boyunbağı,
ondan sorumlusun
öldürüm gibi eski bir bahçe eşiğindeki.
Sen adlandırınca
mavi gökyüzünü, denizi, yıldız yellerini,
özgürlüğünden edersin.
Sözcüklerin,
kızarmış demir yokluğun omuzunda.
Bozuyorsun
çok anlamakla.

Olacağı söylersin
öğrenildiği gibi a b c, iki artı iki.
Yeniden yaratırsın
yüreği, şu sin yazıtını güvercinlerin uyuduğu.
Yüzün yok,
çaldın onları çakmak taşından,
kısraktan, kasımpatıdan.
Saltı taşıyorsun
kendinle, bir torbada, bir kilo pirinç gibi.
Egemen olduğunu sanırsın sonsuza
bunca tüyler altında sen
tozlara saldırır toz ancak.

Alain BOSQUET
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YALANCI ÇINAR

sevgili filozofu olacaktı.
Sayısız görevler:
buyruk vermek yağmura göğe dönmek için,
temizlemek eski yanardağı
donuk salyalarından,
yaymak denizi yatay,
öğretmek asfalta
birkaç sevi sözcüğü,
olmayı sonunda bir çakıltaşı
yuvarlanan yuvarlanmayan.
Kül anlam taşır yalnız.

Alain BOSQUET
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

TANIMSIZ ŞİİR

Şiir, boğazın orta yerindeki bu ülser.
Şiir, kafatasını temizleyen bu akbaba.
Şiir, aklını yitirdiğin bu poker.
Şiir, gerçeklikten bu kaçma ödevi.
Şiir, sözcüklerin birbirini öldürdükleri sessizliğin.
Şiir, bu çığırtkan ve etobur çiçek.
Şiir, derinin altında yatan bu kızkardeş.
Şiir, en tatlı şeylere edilen bu küfür.
Şiir, sevecenliğin dibindeki bu isyan.
Şiir, görünür krallığı reddedişin.
Şiir, sana kuşku şırıngalayan bu zehir.
Şiir, ağaçları deli bu bahçe.
Şiir, artık hiçbir şey öğrenmemek için aldığın ders.
Şiir, doğduğun okyanusa dönüşün.
Şiir, senden başkası olma mutluluğun.

Alain BOSQUET
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=10pt]
Sen gülümsün, kırmızı gülüm,
Bir tek sensin sevdiğim.
Sen damarımda kanımsın,
Derdimin yaralarımın dermanısın,

Gel de gör halimi,
Sensiz ciğerim yandı,
Kalbim sensiz kaldı
Kalmadı ışık, karardı,

Gözyaşlarım yağıyor,
Seni göremeyince dert gitmiyor,
Yüzümde gülümseme kalmıyor
Yüreğim sensiz üşüyor.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

RÜZGÂR

Koş, bir burnu tutmaya koş.
Koş, bir omuzu ısırmaya
altı halkalı bir gözü derlemeye koş.
Koş, bir yüze, çeneye
dokunup geçmelisin.
Koş, pazar rüzgârı,
beyaz sayfalar gibi
koyunları toparlamaya koş.
Çıplak kollarımı aldın,
sana dolanan bacaklarımı
ve yitirdin.
Yüz buruşturmalarımı sakla hiç olmazsa.


Alain BOSQUET
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=10pt]
O eşsiz gözlerin revnak veriyor
Sanki karanlığa yanan bir çakmak
Alev alev oldum, içim eriyor
Kim ister gözlerin narından çıkmak

Bir ateş ki tuttun kalbime doğru
Ne bir sancı verir ne de bir ağrı
Sadece okşuyor vurduğu bağrı
Ömrümce istemem hazzından bıkmak

Heyecan dorukta ellerim titrek
Bunca tevazuya dayanmaz yürek
Mahçup kalple derim neyime gerek
Zor gelir ar gelir ellerin sıkmak

Aşkım göç eylerken kalbinden yana
Canan oluverdin düştüğün cana
Yaldızlı dünyayı değişmem sana
Ne güzel duyguymuş abayı yakmak

Bu son satırlar, son dizeler sana.
Ne umutlar bitermiş meğer aşktan yana.
Sensiz bu yürek atmayacak olsa da,
Son bir sözüm var sana;
O da; ' Elveda '...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ebru şener ' Alıntı:
Açık Adres

Sorma bu ara şu halimi
Bu acıların hepsi mi daimi
Yazık oldu her iki tarafa da
Şimdi sence daha iyi mi

Bir gün oldu iki gün oldu
Ay oldu yıl oldu ümitlere
Unutmuyor gönlüm seni
Seviyor her gün her gece

Yoruldu duruldu kırıldı vuruldu bir kaç kere
Yazılıdır hepsi hikayede

Yok mu bir haber alan, yok mu gören
Bu mudur adetin bu mudur tören
Yaz ya da söyle bulamadım böyle
Neresi açık adresin neresi yören
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ADA
Anne, sen uykudayken,
rüzgârla kırbaçlanmış,
türkü söylerken bizi kuşatan sular
ezgisini yitirmiş şarkıların sesinde
yaşarsın
çıplak ve unutulmuş ve kıraç.

Ada:
Senin tepelerin ve vadilerin
zamanın geçtiğinin farkında değil.
Onlar düşlerinde kaldı
-çocuklarının düşlerinde-
esmekte olan rüzgârların
ve uçmakta olan tasasız kuşların.

Ada:
Kızıl dünya biçimlendirdi bir tepe gibi sonsuzluğu!
-taş kalpli yeryüzü-
bütün gücüyle bağlarken rüzgârları
engebeli uçurumlar önünü kesmekte tüm ufukların!


Amilcar CABRAL
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bedenlerimizi Laflarla Sakatlıyoruz

Sex, yalanlarla dolmuş,
Beden, gerçeği görmeye çalışsada,
Kurallarla bastırılmış olduğundan,
Beceremiyor! !

Bedenlerimizi, laflarla sakatlıyoruz,
Toplum, gerçekten hissettiğimizi,
SÖYLEYEMEMENİN, başarı olduğunu,
öğretmiş bize.

Jim Morrison
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Buraya Kadar

Buraya kadar güzel dostum
buraya kadar tek dostum
ayrıntılı planlarımız buraya kadar
başka ne varsa buraya kadar
ne güvenlik, ne sürpriz buraya kadar
gözlerine bakmayacağım bir daha
neler olacağını tahmin edebiliyor musun
böylesine sınırsız ve özgürce
umutsuz bir ülkede
umutsuzca bir yabancının eline muhtaç
buraya kadar güzel dostum
buraya kadar eski dostum
buraya kadar ilgisiz dostum
buraya kadar tek dostum
buraya kadar
acı veriyor seni bırakmak
ama beni izlemeyeceksin artık
gülüşler ve tatlı yalanlar buraya kadar
ölmeye çalıştığımız geceler buraya kadar
buraya kadar

Jim Morrison
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kristal Gemi

Bilinçaltına kaymadan önce
Sevindir beni bir öpücükle.
Sonsuzda parlayan bir şans
Bir öpücük, bir başka öpücükle.

Günler parıldayan, acıyla dolu
Zarif yağmuruna iliştir beni.
Çok çılgın peşinde koştuğun zaman
Karşılaşacağız, karşılaşacağız gene.

Ah, Özgürlük yalanların nerde söyle
Caddeler ki hiç ölmeyen alanlardır.
Nedenlerden yana ulaştır beni.
Sen ağladıkça, çırpınırdım ben de.

Binlerce genç kızla dolu kristal gemi,
Binlerce titreme. Milyonlarca yol zamanı
harcamak için. Döndüğümüzde,
Bir satır yazarım ben de.

Jim Morrison
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=10pt]
Güzelim yürekten bağlıyım sana, Eziyet edermi seven sevene.
Güzelim yürekten bağlıyım sana, Eziyet edermi seven sevene.

Yandırdın Kalbimi aman, ey kaşları keman, bu derdime inan yar.
Sensiz yaşamak imkansız, ey sevgili Canan bu derdime inan.

Seni görmeyince fenadır halim, intizarda koymadanda be alim.
Seni görmeyince fenadır halim, intizarda koymadanda be alim.

Yandırdın Kalbimi aman, ey kaşları keman, bu derdime inan yar.
Sensiz yaşamak imkansız, ey sevgili Canan bu derdime inan.

Yandırdın Kalbimi aman, ey kaşları keman, bu derdime inan yar.
Sensiz yaşamak imkansız, ey sevgili Canan bu derdime inan.

Haluk Levent
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

--Aşkı Unutmalıydım önce--


Aşkı unutmalıydım önce
Ve sonra seninle tekrar yazmalıydım.

Birbir anlam katmalıyım içine,
Kendi anlamlarım olmalı,
Kendi bildiğim, düşüncem, felsefem.
Ben bilmeliydim sevgimi,
Ve sonra emin olmalıydım.

Birkaç umut serpiştirmeliydim içine
Sürekli olan,
Aşkı sürekli tazeleyecek,
Özlem ile yıkamalıydım.
Sürekli teninde hissetmeli,
Kokusunu almalı,
Ve yalnız kalmamalı.
Kapandığında gözler; hep O çıkmalı.

Aşkı unutmalıydım önce,
ve sonra seninle tekrar yazmalıydım.

Bu sabah karanlığında,
Sessizlik son hareket değil,
Beklerken doğacak güneş
Farkında olur muyum? Bilmem.

Ama göreceğim birgün,
Gözlerim kamaşacak,
Kör olacağım bir süre
Yanacak vücudum
Ve sonra
Sonra aşkı yazacağım.

Sanki
Ölümün sessizliği içimdeki;
Çığlıklar,
Haykırışlar,
Duymuyorum.
Sessizlik var, karanlık gibi ürkütücü.
Yazmalıydım aşkı,
Ve sonra okumalıyım bağırarak,
Sessizliği bozmalıydım.

Aşkı unutmalıydım önce,
ve sonra seninle tekrar yazmalıydım.

Bu sefer farklı olmalı
Karanlık olmamalı
Sessizlik olmamalı
Ateş olmamalı
Artık aşk
Eskisi gibi olmalı...

M.K.Y.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Tatanka

"tatanka olayım senin için
vur beni ta böğrümden
kıyamadınsa eğer
öp beni ta küçük dilimden..."

Muharrem İnce
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

----Sensizliği Solumak----

Kabul ediyorum, sana karşı yaptığım hatalarımı.
Sana ihanet ettiğimi de kabul ediyorum
Kabul de bir özürdür; affet hatalarımı
Ama sende papatya toplarken kırlarda, kırmızı gülleri
Hiç Koparmadın mı?
Yağmur damlaları vururken camlara güneşi aramadın mı?
Önünden geçen benekli kelebeğe bakarken
Eline konan uğur böceği ile oynamadın mı?
Uçan kuşlara gözün takılınca, özgürlüğü aramadın mı?
Bende başka gözlere baktım
Ama anladımki, her gözde seni aramışım.

Hataymış bütün yaptıklarım çünkü her yerde sen varmışsın
Beni artık anla
Yeter çektiklerim
Daha fazla dayanmaya gücüm kalmadı
Gözlerimin içine bakıp "Seni Seviyorum" demeyi özledim.
Kaç gecem sensiz geçti; hesaplasana
Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti
Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene,
Seni istiyorum.. Ey yar!
Canıma bir can daha katmak için,
Ruhumun yalnızlığına,
Yüreğimin acısına son vermek için
Seni istiyorum
Yarın, öbür gün, öbür hafta, öbür ay, öbür yıl değil!
Şimdi.!

Ağaç, yeşermek için nasıl yağmura hasretse,
Çiçek, rengarenk açmak için bahara hasretse,
Güneş, yeniden doğmak için nasıl sabaha hasretse
bende sana hasretim..yaşayabilmek için
Seni bulduğumda soğuk bir kış sabahıydı...
Kaybettiğimde ise bahar
Bahara inat yağmur yağıyordu
Aşkımıza gökler ağlıyordu.
Gittin; yalnızdım
Umutlarım yoktu
En kötüsü; ellerin yoktu içimi yakan
Karlı dağlar sensizdi
Sevda türküleri yoktu.
Varlığını yalnızlığımla paylaşıyorum.
Ama ne çare hala seni seviyorm
Bende esen çöl rüzgarlarını sayende fırtınaya dönüştürdüm.
Yinede vazgeçemedim.

Bendeki seni biliyordum
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam
Seni tarif edemeyeceğimi biliyordum.
Payıma düşen herşeyi erteledim
Ama erteleyemediğim
Kenara atamadığım
Bir şey vardı; sana benziyordu.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun, bozulmayacak birşeydin
Gidilecek bir yer olsan, sonum olurdu
Sonu olmayan birşeydin.
Uykuda görülecek bir rüya olsan, uyanırdım
Beni rüyamda uyandırmayacak birşeydin
Gecenin en karanlık yerinde küçücük bir ışık bile olsan
Yinede istiyorum seni

Nedenini bilmediğim bir arzuyla
Bugün herzamankinden daha çok istedim yanımda olmanı
Kolay değil sensiz olmak
İçimin yarısını boşa tutmak
Kolay değil, her sabah sensiz uyanması bu bedenimin
Sadece, bu ayrılığın bir süreliğine oluşu
Teselli dolduruyor yüreğime
Her nekadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de
Sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı.
Zaten herşey umut edebilmek ile başlamadı mı?

Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin
Anısına yazdım bu satırları sana
Yaşadığım acıları anlatırsa sana,
Gözyaşlarınla yıka yaralarımı
Bizi bekliyor; sessiz, sakin, uçsuz bucaksız sokaklar
Haydi gel! Artık dayanamıyorum hasretine
Seninleyken ışıl ışıldı gökyüzü
Önce, yıldıza senin ismini verdim; yetmedi
Hiçbiri senin gözlerin gibi değildi
Herkes altında sarhoş olacağı yıldızları ararken
Ben senin gözlerinde bitirdim içki kadehlerini
Sonsuz hasret ateşiyim ben; her gece kapında yanan
Sen bile söndüremezdin beni,
Çünkü hasretim, sen varken bile dinleyenindendi.

Kolaydı sevmeler, ben imkansızı seçtim
Ne kadar yakınsan o kadar uzaktın bana
Elimi uzatsam tutabilirdin
Ama o kadarda ulaşılmazdın
Kaçanlardan değildim
Ben kaçmadım
Ne zaman vazgeçmeye kalksam
Yüreğim, o koskocaman haliyle dikildi karşıma
Ben yüreğimin sesini dinledim
Yüreğim, aslında sendin
Her sözcüğü denedim, seni anlatmak için
Her sözcüğün üzerine durup bin kere düşündüm
Ya onlar anlatamadı seni yada;
Sen onlara yetmedin.
Benki konuşmayı seven
Bir tek seni tarif edemedim.

Ne kendimi sakladım ne de sözlerimi
Duygularım içtendi
Seni; kendimi sever gibi sevdim.
Tutkuyla bağlıydım sana
Ama sevdam, senin tutsağın değildi
Ben özgürlüğüme düşkündüm
Ve
Özgürlüğüm de sendin

Sen şarkıların tadıydın
Ben her şarkıda seni dinledim
Dinle ey Sevdiğim!
Sana bağımlı olmadan büyüttüm bu sevgiyi içimde
Sen olsanda olmasanda büyümeye devam edecek
Sevmişim bir kere kurtuluşun yok.

Seni özlemeyi en çok ben bilirim
Hiç yakınmadan
Seni özlerken
Üstelik kavuşmama ihtimali işlenmemiş
Soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken
Sana dokunmamak, yüreğimi böylesine acıtırken
Yine de bil ey Sevdiğim!

Kaç gecem uykusuz geçti
Kaç gece sabah olmayı bilmedi
Gözlerimi tavanda bir noktaya dikip
Pencereden beklediğim aydınlığın girmediği gecelerde,
Yatağıma kapanıp çaresizce ağladığımda
Yine o senin, unutamadığım hayalinle karşılaşmanın
Ne demek olduğunu bilir misin?
Sesini bir kerecik duymak için
Soğuk taş duvarlara yaslanıp öyle bakakalmak
Ne demek bilir misin?

Çaresizliğin, kalmışlığın acısını çektiğimde
Seni sevmenin ne demek olduğunu anlarsın
İşte o gün, ellerin ne işe yaradığını da anlarsın
Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
İşte o zaman seni sevdiğimi anlarsın
Anlarsın da
İş işten geçmiş
Seni seven yitmiş,
Gitmiş olabilir.

Şimdi gidiyorsan git
Sabahlara kadar benimle bakışan, konuşan
Hayalinde gitsin
Yıldızları da alsana yanına; gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Bana karanlığı bırak
Beni böyle bırak
böyle anlamsız; böyle dağınık
Koy beni sensizliğe
Otursun içime kül gibi; kor yangınım
Şimdi gidiyorsan git,
Ama;
Beni anla da öyle git...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AKŞAM SERÜVENLERİ

Bir seferden döneriz seninle bazı akşamlar
Gün bulutları açık mora boyadıktan az sonra
Bile bile karanlığın bizi kalın örtülerle örteceğini
Son ışıklara dalarız koşa koşa gene de
Sürgününüm izini sürerim her yerde seve seve
Alacakaranlıkta hem özlemlin hem öksüzün olmak için
Kapanmaya hazırımdır kat kat kendi üstüme

Yağmurdan güneşten poyrazdan uzun yollardan
Biz şimdi gurbetimize çıkıyoruz vakit tamam
Çanlarla türkülerle davullarla ayrılmak uzak bize
Yüzüme vuran sıcaklığınla çocuk dudaklarınla
Sen giderken ellerimde ellerinden ayrılmanın öfkesi
Varlığında yeniden kurulur eksiksiz bir sıla

Seni her düşünmemde benzersiz bir yurt özlemi
Bana düşen gelişini aralıksız beklemek
Beklerken bakışında eriyip gitmek yavaşça
Beklerken sonsuz bir ormanı yürümek saçlarında
Benim tutkum ölümüm serüvenim bu işte



Afşar TİMUÇİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

bu başlığı açan ve devam ettiren arkadaşlara teşekkürler
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEKLEYENLER İÇİN

Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir

Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, Nerdesin?

Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlayacağım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YAĞMUR

Yağmuru sevdiğini söylüyorsun
ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun


Güneşi sevdiğini söylüyorsun
ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun


Rüzgarı sevdigini söylüyorsun
Rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun


İşte bundan korkuyorum
Çünkü beni de sevdigini söylüyorsun

W.SHAKESPEARE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

EY SEVGİLİ



Senin kalbinden sürgün oldum ilkin

Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süregi

Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda

Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim

Af dilemeye geldim affa layikolmasam da

Uzatma dünya sürgünümü benim



Aşkın bu en onulmazından koparıp

Bir tuz bulutu gibi

Savuran yüregime

Ah uzatma dünya sürgünümü benim

Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil

Ayaklarimdan belli



Lambalar egri

Aynalar akrep melegi

Zaman çarpilmis atin son hayali

Ev miras degil mirasin hayaleti

Ey gönlümün dogurdugu

Büyüttügü emzirdigi

Kus tüyünden

Ve kus südünden

Geceler ve gündüzlerde

Insanliga anit gibi yükselttigi

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünüm benim



Bütün siirlerde söyledigim sensin

Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin

Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in

Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin

Kuslar uçar senin gönlünü taklit için

Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini

Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini

Ey gönüllerin en yumusagi en derini

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim



Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta

Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda

Çati katlarinda bodrum katlarinda

Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba

Hep Kanlica'da Emirgan'da

Kandilli'nin kursuni safaklarinda

Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda

simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda

Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim

Af dilemeye geldim affa layik olmasam da

Ey çagdas Kudüs (Meryem)

Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha)

Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim



Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda

Köle gibi satildim pazarlar pazarinda

Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda

Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda

Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda

Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda

Verilmemis hesaplarin korkusuyla

Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim

Af dilemeye geldim affa layik olmasam da

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünüm benim



Ülkendeki kuslardan ne haber vardir

Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir

Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir

Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir

Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir

O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir

Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir

Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir

Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir

Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir

Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir

Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili​

Sezai Karakoç
 
Üst