Esas sözleşme ile bazı hallerde devrin güçleştirilmesi öngörülmüş, yani nama yazılı hisse senetlerinin devrinin pay defterine kaydedilmeyebileceği koşullar gösterilmiş (TK m. 418/1), örneğin, yönetim kurulunun sebep göstermeksizin de pay defterine yazımdan kaçınmak yetkisini haiz olduğu açıklanmış bulunabilir. (TK m. 418/2) Bağlı nama yazılı hisse senetleri diye de adlandırılan bu durumda, esas sözleşmede örneğin, hisse senetlerinin sadece belirli bir meslekten ya da belirli bir yöreden olan kişilere devredilebileceği öngörülebilir. Bunlar dışındaki kişilere yapılan devirleri ise, yönetim kurulu pay defterine kaydetmez. Aynı şekilde yönetim kurulu, hisse senedinin karşılığının tamamen ödenmemiş olması halinde de, devralan kişiden güvence vermesini isteyebilir ve verilmediği takdirde kayıttan kaçınabilir. (TK m. 418/3)
Bağlı nama yazılı hisse senetleri miras, karı-koca mallarının yönetimine ilişkin hükümler ya da cebri icra yolu ile edinilmişse, güvence istenemeyeceği gibi, kayıttan da kaçınılamaz. Ne var ki, yönetim kurulu üyeleri ya da pay sahipleri, sözü geçen pay senetlerini borsa rayici üzerinden, borsa rayici bulunmadığı takdirde, kayıt için başvuru tarihindeki gerçek değeri üzerinden satın almaya talip oldukları takdirde, yönetim kurulu yine kayıttan kaçınabilir. (TK m. 418/4)
Bağlı nama yazılı hisse senedi, esas sözleşmedeki açık hükme rağmen, gerekli koşulları bünyesinde toplamayan bir kişiye devredilmişse, şirkete karşı hala eski pay sahibi ortak durumunu sürdüreceğinden, haklar da ancak onun tarafından kullanılabilir. Gerçekten, bu durumda başta oy hakkı olmak üzere, genel kurula katılma, bilgi alma ve iptal davası açmak hakkı, artık malik olmamakla beraber, şirkete karşı pay sahibi sıfatını taşıyan eski malik tarafından kullanılır. Buna karşılık, adı pay defterine yazılmayan ve mülkiyeti kazanan kişi, eski malikten mal varlıksal hakların, örneğin, dağıtılan karın kendisine devredilmesini isteyebilir.
Bedeli tümü ile ödenmemiş nama yazılı bir hisse senedini iktisabeden bir kişi, pay defterine kaydedilmekle ortaklığa karşı geri kalan bedeli ödemek ve varsa ikincil (tali) borçları yerine getirmekle yükümlüdür. (TK m. 419/1)
Ortaklığın kurulması ya da esas sermayenin artırılmasında iştirak taahhüdünde bulunan kimse, hisse senedini başkasına devrettiği takdirde, bedelin henüz ödenmemiş olan kısmı kendisinden istenemez; fakat, kuruluş ya da sermaye artırımından itibaren iki yıl içinde şirket iflas durumuna düşmüş ve hisse senetlerini iktisabeden kimse, paydan doğan haklardan mahrum edilmiş olursa, geri kalan bedel yine ilk katılandan talep edilebilir. (TK m. 419/2)
Hisse senedini devreden kimse, ikinci fıkra hükmüne tabi değil ise, iktisap edenin pay defterine kaydedilmesiyle borçlarından kurtulmuş olur. (TK m. 419/3)