Republic of Türkiye

Tamer Başkan

Tanınmış Üye
Üyelik
7 Haz 2005
Mesajlar
2,170
Konum
İstanbul
Merhaba,


REPUBLIC OF TÜRKİYE

Turkey kelimesi Osmanlı imparatorluğunun son zamanlarında ilk defa İngiliz kaynaklarında, biraz da alay ifade ederek kullanılmıştır. Bazı ülkeler kendilerini GREAT=BÜYÜK, ÖNEMLİ - olarak nitelerken Ülkemizin bir kümes hayvanının ismi ile anılması kabul edilemez. Kelimenin iticiliği ve ülkemizi ne şekilde ifade edeceği düşünülmeden adete ülkemizin isminin İngilizce ifadesi imiş gibi Türkler tarafından da kullanılmış ve kullanılmaktadır. Özel isimler bir başka dilde de aynı şekildedir. Bir zamanlar Habeşistan olarak bilinen ülke tüm Dünyaya adının Etiyopya olduğunu ve bundan böyle Habeşistan olarak gönderilen hiç bir postanın alınmayacağını açıklamış ve tüm dünya Etiyopya adını kullanmaya başlamıştır.

Ya Türkiye !, Bir kümes hayvanının adı ile anılıyor. Uluslararası toplantılarda ülkemizi temsil eden başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm görevlilerin önünde "HİNDİ" anlamında "TURKEY" yazıyor. Bundan rahatsız olmamak mümkün mü ?

Örneğin Mısır. Bu ülkeye Mısır adını biz veriyoruz. Kendileri Mısır adını kullanıyorlar mı ? Uluslararası alanda adı Mısır olarak mı geçiyor. O ülkenin adı "Mısır Arap Cumhuriyetidir. " ikinci adı yoktur. Arapça yazılışı ile mim , sad ve r harflerinden oluşur ve "şehir, ülke" anlamındadır. Bizim kullandığımız mısır ile ilgilisi yoktur. Benzerlik nedeniyle ve Türk dilinin fonetiği nedeniyle Mısr yerine kullanılıyor. Ama sadece biz kullanıyoruz. İngilizler Egypt diyor. Ülkelerden bir tanesi kendi dilinde bize hindi dese dikkate almayabiliriz.

Bir başka örnek ise Hindistan. Siz hiç uluslararası bir toplantıda Hindistan diye bir kelime gördünüz mü? Aynı hata. Hindistan bu ülkeye sadece Türklerin verdiği bir isimdir.Uluslararası isim değildir. Malezya mal mı oluyor diyenler de aynı şekilde.Bizim ismimiz Türkiye kelimesi bir ülkenin dilinde başka anlama gelebilir.Bu önemli değil. Bütün dillerde tek tek ülkemizin adının iyi anlama gelmesi gerekmez. Ancak bir de uluslararası ülke isimleri vardır.

Uluslararası toplantılarda bu isim kullanılır. Türkiye’nin uluslar arası toplantılarda adı İngilizlerin söylediği Turkey olarak geçiyor. Varsın İngilizler Turkey demeye devam etsin. Ancak bize Turcia, Turkia gibi değişik şekillerde söyleyenler de var. Onlar da devam etsinler. Ancak uluslararası bir toplantıda ülkemizin adı bizim söylediğimiz şekilde Türkiye olarak geçmelidir.

Diyorlar ki Türkiye kelimesinde bulunan ü harfi Avrupa dillerinde yokmuş. Bu nedenle sorun oluyormuş. Avrupa Birliği toplantısında Türkiye delegesinin önünde Turkey=Hindi yazarken Yunanistan delegesinin önünde bırakın Latin harflerini Yunan alfabesi ile ELLAS yazıyor. Yunanlıların hiç bir harfi batı alfabesinde yok. Ülkesini ve dilini seven Yunan delegesini kutluyorum.

Türk delegesine söyleyecek söz bulamıyorum.

ASLINDA YAPILACAK TEK ŞEY HÜKÜMETİN BİR AÇIKLAMA YAPARAK 1 YILLIK GEÇİŞ SÜRESİ SONUNDA TURKEY YAZILI HİÇ BİR POSTA'NIN KABUL EDİLMEYECEĞİNİ DÜNYAYA AÇIKLAMASIDIR. HABEŞİŞTAN BÖYLE YAPTI. ETİYOPYA OLDU. BİZ BÜTÜN LOGOLARIMIZI TÜRKİYE DİYE YAZSAK DA TURKEY DİYENE ENGEL OLMAYACAKTIR. BU NEDENLE RESMEN BELİRTTİĞİMİZ YOL İZLENMELİ.

Medya ve Hükümeti göreve davet edelim.

"Republic of Turkey = Hindi Cumhuriyeti" Bu ismi istemiyoruz.

"Republic of Türkiye" olmalı.

Bu kampanya sonuç alınıncaya kadar sürecektir. Elbet bir gün bu ülkenin adının Türkiye olduğu ve Turkey olarak gönderilen postaların alınmayacağı dünyaya ilan edilecektir. Uluslararası toplantılarda Cumhurbaşkanımızın önünde Turkey (Hindi) değil Türkiye yazdığı günler gelecektir. Sadece eski fotoğraflara bakarken Turkey yazısını görüp "Ne kadar duyarsız" olduğumuza şaşıracağımız günler gelecektir...

siz de katılıyorsanız bu mesajı olabildiğince çok dağıtın....

Melih AKGÜNGÖR

İstanbul Valiliği

Protokol Müdürü

(212) 455 55 00
 
Sayın Tamer Başkan

Bizi bu konuda da bilgilendirip bilinçlendirdiğiniz için çok teşkkür ederim.
 
Merhaba,
Sayın Başkan, teşekkürler...

Doğruyu söylemek gerekirse, F1 in Türkiye de -İstanbul'da- yapılacak olması nedeniyle yapılacak organizasyonlarda ve tanıtımlarda keşke TÜRKİYE adını kullansalar diye düşünmüştüm birkaç gün önce...

Bilinçli olmak gerekiyor tabii de, bizim ulus bu konuda çok çabasız, yetkililer de çok duyarsız...
Yetkili ağızlar tarafından açıklanırsa; Organizasyon Firmaları tarafından da uygulanırsa olur...
Hatırlayın; 12 DEV ADAM , müthiş bir organizyon ve sponsor firmayı da düşünürseniz.... İşlerini iyi yaptılar... Halkı da arkalarından sürüklediler...
Aynen ona benzer birşey yapılırsa olur...
Bir de Türkiye nin uluslararası tanıtım filmi, TV de gördüğüm kadarıyla, simgesel bir kırmızı karanfil ve Turkey yazısı değil miydi? eğer öyleyse birey olarak yapmamız gerekeni yapalım şimdilik...Ama asıl işi Sponsor-organizatörler yaparsa çok başarılı oluruz... en azından resmi anlamda...
 
Merhaba;

Sanırım bu konuda epey bir geç kaldık.Daha doğrusu bu uğraşa girmek gerçekten de ülkemizin diğer ülke vatandaşları üzerindeki görüşleri açısından önemli, ancak halletmemiz gereken daha önemli konular varken....diye düşünüyorum.

Böyle bir olayı dünyaya taşımak duymayanlar varsa bile duyması anlamına gelmez mi?

Gençlik öyle bir yaşantının içine sinsice sokuluyor ki!! vay halimize dedirtiyor insana.

Düşünün belki küçük birşey ama marka bağımlılığı, yabancı dile duyulan aşırı sempati vs. vs.
İnanın dışarı çıkıyorum, kafamı ne tarafa çevirsem garip garip anlamını bile bilmediğim tabelalar, işyeri isimleri.

Sinovoli Butik, Tivoli Cafe, Regina Camcılık, Halt çay bahçesi vs.vs.
Bu ne yaa.Allah aşkına.
Pantolonda şu marka giyerim, Sigarayı şu markadan başka içmem, Ceketim en az bu marka olmalı.
Lütfen yaa sömürülmek bu kadar kolay olmamalı!!!
Özümüzden ayrıldıktan sonra neyin önemi var arkadaşlar.

Bir televizyon kanalını açıyorsunuz, değişik amaçları olan bir sürü diziler, yarışma programları..
Ya kanalda dizi vardı çocuk babasına BABOLİ diye hitap ediyor.

İki kelimeyi biraraya getiremeyen insanları bizim bu çocuklarımız gençlerimiz izliyor.Biz bunlara karşı bir önlem alamıyorsak.....

Ama yukarıda Sayın Başkan'ın ilettiği mesaja sonuna kadar destek veriyorum.
+1

Kolay gelsin.
 
Merhaba,
Bu yazının bir protokol müdürü tarafından ele alınması bence çok önemli. Bir vatandaşın dile getirmesinden çok bir devlet yetkilisinin gündem oluşturması kamuoyunu harekete geçirir. Önemsiz saydığımız bu ve bunun gibi bir çok mesele aslında yönetim mekanizmasının hantallığını gösteriyor. Devletler de aynı şahıslar gibi yaşarlar. Doğarlar, büyürler, hatta ölürler. Bu gerçeği değiştirebilecek hiç bir devlet teşkilatı günümüze ulaşamamıştır. Bir insanın ismi, dışarıya karşı giyimi kuşamı ne kadar önemliyse, devletin dışarıda temsili ve ismi de o kadar önemlidir. Bir devletin beyni anayasalar ve yasalar değil onları uygulayacak olan kişilerdir. Bu açıdan yetkili olan kurumların ivedilikle bu gibi olumsuzlukların düzeltilmesini sağlaması gerekiyor.

Süleyman SEMİZ
 
HResources' Alıntı:
Merhaba;

Sanırım bu konuda epey bir geç kaldık.Daha doğrusu bu uğraşa girmek gerçekten de ülkemizin diğer ülke vatandaşları üzerindeki görüşleri açısından önemli, ancak halletmemiz gereken daha önemli konular varken....diye düşünüyorum.

Böyle bir olayı dünyaya taşımak duymayanlar varsa bile duyması anlamına gelmez mi?

Gençlik öyle bir yaşantının içine sinsice sokuluyor ki!! vay halimize dedirtiyor insana.

Düşünün belki küçük birşey ama marka bağımlılığı, yabancı dile duyulan aşırı sempati vs. vs.
İnanın dışarı çıkıyorum, kafamı ne tarafa çevirsem garip garip anlamını bile bilmediğim tabelalar, işyeri isimleri.

Sinovoli Butik, Tivoli Cafe, Regina Camcılık, Halt çay bahçesi vs.vs.
Bu ne yaa.Allah aşkına.
Pantolonda şu marka giyerim, Sigarayı şu markadan başka içmem, Ceketim en az bu marka olmalı.
Lütfen yaa sömürülmek bu kadar kolay olmamalı!!!
Özümüzden ayrıldıktan sonra neyin önemi var arkadaşlar.

Bir televizyon kanalını açıyorsunuz, değişik amaçları olan bir sürü diziler, yarışma programları..
Ya kanalda dizi vardı çocuk babasına BABOLİ diye hitap ediyor.

İki kelimeyi biraraya getiremeyen insanları bizim bu çocuklarımız gençlerimiz izliyor.Biz bunlara karşı bir önlem alamıyorsak.....

Ama yukarıda Sayın Başkan'ın ilettiği mesaja sonuna kadar destek veriyorum.
+1

Kolay gelsin.


Sayın HResources, haklısın..... Ancak, senin de kullanıcı adını değiştirmen gerekecek hal böyle olunca..... :D
Human Resources=İnsan Kaynakları

Sayın Tolona ve Sayın Atakan İrken,

Yasalar konacak, en önemlisi uygulanacak ki anlamı olsun, sonuç alınabilsin....

Kaldırımda yürümesini bilmeyen insanlardan ne bekleyebilirsiniz? Onların yetiştirdiği çocuklar aynı eğitim yolundan geçiyor.
Çevreyi kirleten insanları düşünün.... Her taraf çok kirli. Oysa yurtdışında yaşayan, örneğin Avrupalı dan aslında bu anlamda hiçbir farkımız yok. Onlar yasalarını uygulamasını biliyorlar. Eli sopalı, sırtı abalı birileri ya da üniformalı birileri kontrol edip, "al sana ceza" demediği sürece, "eğitim"ve "yaptırım" olmadığı sürece herşey havada asılı kalır ve sonuç alınamaz.... Değil Avrupa Birliği ....neyse....
İnsanımızın eğitimli ve bilinçli olması gerekiyor. O bilinç de; aileden başlıyor, okullardaki eğitimde devam edip, çevreyle şekilleniyor....
Ama çevreme baktığımda, bu konuda bir adım bile yol alınamayacakmış gibi geliyor bana....
Yine söylüyorum, "önce insan olmak"sonra "eğitim"ve "yaptırım" şart.....


Hoşçakalın,
_________________
Nur Arslan
SMMM


Sayın HResources'in görüşlerine katılıyorum, ve bunun anahtarı, İNSAN da, BİLİNÇ-EĞİTİM ve EĞİTİM SİSTEMİnde gizlidir diyorum....Herkese iyi çalışmalar,
 
Türkiye

bu konudaki hassasiyetinizi tebrik ediyor ve tereddütsüz katılıyorum. Türkiye'yi ve Türkçe'yi yüceltmeliyiz.
 
selamlar

zafer mi hezimet mi tartışmaları yapılan lozan da zorlu pazarlıklar yapılıyordu. sahnede İsmet Paşa ve dünya siyasetinin meşhur aktörlerinden ingilizler.

İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon o pazarlık masasında İsmet paşaya şunları söylüyordu.

şimdi bu bir bir reddettiğiniz maddeleri cebime koyuyorum. ama savaştan yeni ve yıkılmış vaziyette çıktınız. yarın öbürgün sanayileşmek için bize yine para istemek için geleceksiniz ve ben bu cebime koyduklerımı tekrar masaya getirecem.

ya şimdi. ımf en borçlu ülkelerin başında geliyoruz. :?:


kampanyayı elbette destekliyorum ancak olaya hem lafzen hemde ruhen yaklaşmak kayd-u şartıyla

aksi halde bu konu nur hanım değindiği gibi sayın HResources'in üye adını değiştirmekten başka bir işe yaramayacak :twisted:

bu arada dikkatimi çekti. farkettiniz mi bilmiyorum.

şimdi uluslararası usulden, diplomasiden bahsediyoruz ama ortada valilik makamına bağlı bir müdürlüğün merkezi hükümete ne yapılması gerektiği söylüyor. :shock:

Allah selamet versin

saygıyla
 
heerdeem' Alıntı:
......................................................................................bu arada dikkatimi çekti. farkettiniz mi bilmiyorum.

şimdi uluslararası usulden, diplomasiden bahsediyoruz ama ortada valilik makamına bağlı bir müdürlüğün merkezi hükümete ne yapılması gerektiği söylüyor. :shock:

Allah selamet versin

saygıyla


Merhaba,

Konunun tartışıldığı diğer forumdan;


Re: TURKEY Mİ? TÜRKİYE Mİ?
Yazan Kişi: İsmet Tekin (81.215.250.---)
Tarih: 08-19-05 15:03

Odtu den tartisma grubu bu konuda calismis; ve bu yazinin adi gecen
kisiye ait olmadigini ogrenmis;
----------------------------------------------------------------------------------------------
Metnin altindaki tel numarasini aradim. Melih Bey konunun kendisiyle
bir ilgisi olmadigini, bir suru insanin kendisini arayip olumlu-
olumsuz konustugunu soyledi.
---------------------------------------------------------------------------------------------

İsmet Tekin



Merhaba,

Değerli Halil arkadaşım, işte sana cevap.......
Güler misin-ağlar mısın hali tam.....
Haydi buyur, şimdi yorum yap.......


İyi çalışmalar dileklerimle,
 
NUR ARSLAN' Alıntı:
Merhaba,

Değerli Halil arkadaşım, işte sana cevap.......
Güler misin-ağlar mısın hali tam.....
Haydi buyur, şimdi yorum yap.......


İyi çalışmalar dileklerimle,


değerli Nur hn.

bu bana cevap değil, olsa olsa beni teyittir.bunu ben ilgili yerde gördüm. başka şeyler de gördüm. aynı düşüncemi başka bir zat-ı muhterem de yazmış. (gerçi benden önce dile getirmiş bunu ama olsun :D ne mutlu bizlere)

sevdiğim saydığım iktisatçılardan sayın Deniz GÖKÇE eski bir makalesinde bu işin kökenini ve pek de şu an konuştuğumuz noktayla da alakası olmadığını söylemiş. (bu da işin tuhaf noktalarından)

bakın değindiğim noktaya devam ediyorum. uluslararası areneda bir metin, bir sözleşme imzalayacağınız zamanlar dışişlerinin elemanları metni satır satır harf harf incelerler. aman bu yazılı metin. ilerde doğabilecek noktalarda bizim aleyhimize bir şey olmasın.kendi kendimize sıkıntı yaratmayalım.

şimdi hassasiyet bu olduktan sonra sayın Gökçe de bunu tarihsel sürecini normal bulsa da bizim aklımızda sevr mücadelelerinde hatırlayınız tarih kitaplarında fransızlar, ingiltereliler ve diğerleri uzunca bir bıçak ile hindiyi kesiyorlardı.

bir çok tarihçi dile getirir ki avrupa tarihi osmanlıyla mücadele tarihidir arkadaşlar.

sonra sonra bizden öyle adamlar çıkmıştır ki avrupadan damızlık adamlar getirelim diyelim Abdullah Cevdet gibi............................. lar çıkmıştır. yazılacak çok şey varda bu forumun zerafeti buna uymaz. bize de yakışmaz.

sevgili forumdaşlar. ne nemelazımcılıkla ne de hamasi duygularla hareket etmemeliyiz. biz etsek de devlet denilen aygıtta buna yer yoktur.

yani o protokol müdürü söylemese biz yine söyleriz.

made in Türkiye . bundan sonra böyle yazalım.

nasıl oldumu sayın HResources. oldu oldu.

bu arada sayın nur hn. lütfen birbirimiz ifşa etmeyelim. ben size hiç nur hn. diyormuyum üzgünüm, yorum isteyen sizdiniz :D

saygıyla
 
Bide olaya farklı bi acıdan bakalım;

Fransızlar milli maclara ellerinde horozlarla geliyorlar ve bundan hiç gocunmuyorlar.Hatta horozu kendi simgeleri yapmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Bildiğim kadarıyla horozda bir kümes hayvanı ama adamlar bunu tanıtımlarında kullanıyorlar.Hollandalılar kendilerine portakal denmesinden rahatsız olmuyorlar.Bence bizde bundan bu kadar rahatsız olacagımıza bu durumu nasıl lehimize cevirebiliriz hatta ülke tanıtımında nasıl kullanabiliriz onu düşünmeliyiz...

Saygılarımla;
 
Üst