Değerli Meslektaşlarım,
Üstadlarımın müsaadesi ile bazı kavramları hatırlamakta yarar görüyorum;
GİDER, HARCAMA VE MALİYET KAVRAMLARI
GİDER KAVRAMI VE ÖGELERİ
Bilimsel çalışmalarda gider kavramının tanımı ve işletmelerde yüklendiği işlevlerin açıklanmasında, bu kavramın “harcama” ve “maliyet” kavramları ile ilişkisi ortaya konularak ele alınmaktadır.
Gider (expense); işletmenin ana faaliyetlerini gerçekleştirirken, bir muhasebe dönemi boyunca kullanılan hizmet ve malların maliyetidir. Bir başka görüşe göre ise; işletme faaliyetlerinin yürütülmesi aşamasında sermaye azalması biçiminde ortaya çıkan gider; kâr elde etme sürecinde kullanılan hizmet ya da varlıkların maliyetidir.
Gider kavramını; işletmelerin faaliyetlerini ve varlığını sürdürebilmesi ve bir gelir elde edebilmesi için belirli bir dönemde kullandığı veya tükettiği mal ve hizmetlerin parasal tutarı olarak tanımlayabiliriz. Bu tanımdan görüldüğü üzere, gider kavramı muhasebe literatüründe işletme tarafından mal ve hizmet tüketimini anlatmak için kullanılmaktadır.
Gider tanımının içeriğini oluşturan temel öğeleri ise şu şekilde açıklayabiliriz:
1- Gider; işletme faaliyetlerinin ve varlığının sürdürülmesiyle (idame ettirilmesiyle) doğrudan ilgili olmalıdır. Varlıklardaki azalış, yükümlülüklerdeki artış ve yararı tükenen maliyetlerin işletme faaliyetinin sürdürülmesi ile doğrudan ilgisi bulunmayan mal veya hizmet tüketimleri gider sayılmaz.
2- Bir harcamanın ya da varlık veya hizmet tüketiminin işletmeye ekonomik yarar sağlaması, işletmenin kuruluş amacına doğrudan veya dolaylı bir şekilde katkı sağlaması gerekir. İşletme faaliyetlerinin sürdürülmesi gelir (kâr) elde edilmesi amacına yönelik olduğundan, bir harcamanın gider olarak nitelendirilebilmesi için, o harcamanın gelirin (kârın) elde edilmesine katkı sağlaması gerekir.
3- Gider belirli bir döneme ilişkin olmalıdır. Başka bir deyişle, maliyetlerin yararının belirli bir dönemde tüketilmiş olması gerekmektedir. Yine varlıklardaki azalış ve yükümlülüklerdeki artış (öz sermayedeki azalış) bu döneme ait olmalıdır.
4- İşletme faaliyeti sırasında net aktiflerinde meydana gelmesi beklenen ve ihtimal dahilinde bulunan azalmaları önlemek amacıyla alınan önlemler de gider sayılır. Henüz bir ödeme gerçekleşmemiş olmakla birlikte ileride bu yükümlülük altına girileceğinden, bu yönde yapılan harcamaları veya karşılık ayırmaları gider olarak değerlendirmek olanaklıdır.
Yukarıda sıralanan öğeler dikkate alındığında bir işletmenin mal varlığından gelir (kâr) elde etmek amacıyla sonuç olarak çıkan ve karşılığında bir girdi teşkil edecek mal ve hizmet satın alınmamış olan harcamalar gerçek anlamda gideri oluşturmaktadır.
HARCAMA KAVRAMI
Muhasebe yazınında harcama kavramının tanımında henüz birlik sağlanmış değildir. Harcama (spending) kavramı çeşitli kaynaklarda farklı biçimlerde tanımlanmış olup, bunlardan bir kaçı aşağıdaki gibidir:
1- Harcama, herhangi bir amaçla işletme tarafından ödenen nakdin, transfer edilen varlığın, katlanılan borcun veya sunulan hizmetin para cinsinden ölçülmüş tutarıdır.
2- Harcama, gereksinimlerin karşılanması amacı ile faaliyette bulunan her ekonomik birimin (işletme) para ve her türlü ödeme araçlarının kasadan veya işletme mal varlığından çıkmasıdır.
3- Harcama kavramında temel öğe ödemedir. İşletme tarafından hangi amaçla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler harcama kavramı içerisinde değerlendirilmektedir.
4- Harcamaya konu olacak değerler para ve benzeri ödeme araçları ile maddi ya da maddi olmayan varlıklar olabileceği gibi; enerji, zaman, yer, emek, makine gücü ve benzeri üretim faktörleri de olabilir. Harcanan bu faktörler, yararları gelecek dönemlere taşıyorsa maliyet, yararları içinde bulunan dönemde tamamlanıyorsa gider olarak ortaya çıkar.
5- Harcamanın işletme amacına uygun olması ya da işletme amacına uygun sonuç vermesi gerekmez. Yapılan harcamanın işletme ile ilgili olması gidere dönüşmesi için yeterlidir. Bu çerçevede işletme tarafından ödenen vergi cezası vergi mevzuatının aksine muhasebe açısından bir giderdir.
Türkçe literatürde “harcama” kavramı ile “ödeme” kavramının aynı anlamda kullanıldığı görülmektedir. Yukarıdaki tanımlardan da görüldüğü üzere; harcama kavramı ödeme kavramından daha geniş bir anlama sahip olup, maliyet ve gider kavramlarını da kapsadığını söylemek olanaklıdır.
MALİYET KAVRAMI
Türkçe literatürde, maliyet kavramı yerine maloluş kavramı da kullanılmaktadır. En genel tanımıyla maliyet (cost); belirli bir amaca ulaşmak için katlanılan, parasal olarak ifade edilebilen ve bir değer birikiminin oluşmasına olanak veren özveriler toplamıdır.
Maliyetlemenin üretilen ürün ya da hizmetlerin tamamlandığı aşama itibariyle yapılması durumunda üretim maliyeti (sınai maliyet), satış faaliyetleri aşamasında yapılması durumunda ticari maliyet (satış maliyeti) kavramlarından söz edilmektedir.
Maliyet, çok değişik görünümlerde ve hemen her konuda ayrımlı yapılar içinde karşımıza çıkabilen son derece esnek bir kavramdır. Bu nedenle, maliyeti tüm yönleriyle kapsayan kesin bir tanım vermek oldukça güçtür. Bu güçlüğe karşın kavrayıcı biçimde aşağıdaki gibi bir tanım yapılabilir.
Maliyet; bir değiştirme fiyatı ya da getiri elde etmek için yapılan özveridir. Bir başka deyişle, maliyet; bir ürünü dağıtmak, bir fonksiyonu yerine getirmek, bir sözleşmeyi uygulamak ya da mal ve hizmetleri almak için gerekli olan para ya da para ile ifade edilebilen değerdir.
Genel tanımıyla maliyet, amaçlanan bir sonuca ulaşmak için katlanılması gereken esirgemezliklerin genellikle parayla ölçülen toplamıdır. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere ulaşılmış olan ya da ulaşılmak istenen her farklı sonuç için ayrı bir maliyet söz konusu olacaktır.
GİDER-MALİYET VE HARCAMA KAVRAMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Günlük yaşamda gider (masraf), maliyet (maloluş) ve harcama kavramları birbirlerinin yerine kullanılmakta ise de; işletme literatüründe bu kavramların ayrı anlamlar kazandığı görülmektedir.
Genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinden, dönemsellik ilkesinin bir sonucu olarak işletmelerin yaşam süreçlerinde maliyet ve gider kavramlarının birbirinden ayrılması gerekmektedir. Her faaliyet dönemi itibariyle, işletmelerin amaçları doğrultusunda katlandıkları özveriler, geçirmiş oldukları aşamalar itibariyle maliyet ya da gider kavramlarını ortaya çıkarmaktadır.
Gider; bir muhasebe döneminde, gelire karşı kullanılan bir maliyettir. Bu çerçevede giderler muhasebe döneminde gelirden çıkarılır. Maliyet ise, bir kaynak kullanımıdır. İşletme tarafından belirli bir dönemde yapılan harcamalar karşılığında elde edilen yararlar aynı dönemde tüketilirse “gidere”, gelecek dönemlerde tüketilir ise “maliyete” dönüşür.
Bir işletmenin gerçek kârlılık durumunun ancak, süreklilik ilkesi gereği sonsuz kabul edilen ömrünün sonunda saptanabileceği büyük ölçüde doğrudur. Başka bir deyişle, işletmenin uzun süreli yaşamı ve geleceğe dönük kararları ele alındığında, tüm maliyetler gidere ya da giderler maliyete dönüşmüş olacaktır. Bir işletmenin tüm yaşam süresi dikkate alındığında, uzun sürede varlık ya da hizmet elde etmek için yapılacak ödemeleri, gelir elde etmek için yapılacak ödemelerden ayırmak mümkün olmayacağından, maliyet-gider ayrımı da ortadan kalkacaktır.
Harcama kavramı ise; gerek maliyet-gider kavramlarından, gerekse ödeme kavramından çok daha geniş bir anlama sahiptir.
Harcamaya konu olacak değerlerin yararları; gelecek dönemlere taşıyor ise “maliyet”, içinde bulunulan dönemde tamamlanıyor ise “gider” olarak ortaya çıkmaktadır. Başka bir deyişle, harcama bir tüketim ise “maliyet” ya da “gider”, harcama bir yükümlülüğünün yerine getirilmesi ise “ödeme” niteliği taşımaktadır.
KANUNEN KABUL EDİLEN - EDİLMEYEN GİDER KAVRAMI
Türk vergi mevzuatında gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabilecek giderler sınırlandırılmıştır. Vergi yasalarının uygulanmasında işletme faaliyetlerinin sürdürülmesi sırasında yapılan harcamaların yasal olarak kabul edilir nitelikte olup olmadığı önem taşımaktadır. Bir bölüm giderin vergi matrahının tespitinde indirim konusu olarak dikkate alınmasına izin verilirken; diğer bir bölüm giderin gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirimi kabul edilmemiştir.
Ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu (GVK)’nun 40 ve Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nun 14. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu yasaların anılan maddeleri ile indirimine olanak sağlanan giderler “Kanunen Kabul Edilen Giderler” olarak adlandırılmaktadır.
Satın alınan ticari emtia, hammadde ve malzeme ile her türlü girdilerin, işletmede üretilen mal ve hizmetin maliyet oluşumuna ilişkin Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun değerleme ve diğer hükümlerine uyan maliyet ve girdi unsurları kanunen kabul edilir gider olarak kabul edilmektedir. İşletme için yapılan harcama ticaret hukuku ve işletmecilik yönünden gerçekten yapılmış bir gider olması ve aynı zamanda bu giderin vergi yasalarına buyurduğu içerikte ve belge düzeni için belirlenmiş hükümlere uygun olması gerekir.
Kanunen kabul edilen giderlerin sınırlandırıldığı GVK’nın 40 ve KVK’nın 14. maddelerinde yer almayan giderler, işletmelerin öz sermayelerinde bir azalma meydana getirse bile gider olarak dikkate alınmayacaktır. Vergi yasalarına göre gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde, indirim konusu yapılmasına izin verilmeyen ödemeler kanunen kabul edilmeyen giderleri oluşturmaktadır . Bu durum, vergi mevzuatının, işletme nakit akımı içinde yer alan ve işletme gideri olarak gerçekleşen bazı harcama ve ödeme kalemlerini vergi matrahının tespitinde gider olarak indirimini kabul etmemesinden kaynaklanmaktadır.
GVK’nın 41. “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” ve KVK’nın 15. “Kabul Edilmeyen İndirimler” maddelerinde sayılan gider türleri kanunen kabul edilmeyen giderleri oluşturmaktadır.
Söz konusu yasa hükümlerine uymayan hesaplama yöntemleri, ölçü ve usuller dışında belirlenen tutarlar işletme ve muhasebe ilkelerine, ticaret hukuku kurallarına uygun olsa da vergi hukuku yönünden kanunen kabul edilen bir gider olmayacaktır. Bu takdirde, mali kârın tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider niteliği kazanacaktır.
Vergi uygulamasındaki gider anlayışı, vergi matrahlarının doğru hesaplanabilmesi amacına yönelik olarak düzenlemeler yasa maddelerinde belirtilmiştir. İşletmecilik ve muhasebe yönünden gider olduğu halde, vergi yasaları açısından gider kabul edilmeyen ödemelerin vergi matrahının tespitinde ilgili dönem kârına eklenmesi gerekmektedir.
İşletme giderlerinin kanunen kabul edilen-kanunen kabul edilmeyen gider şeklindeki ayrımı ticari kârdan mali kâra geçilerek vergi matrahını bulmak için vergi yasalarının uygulamasından doğan bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.