Sitede açıklanan soru ve cevaplardır.
SORU 1: Yeni Kanunda Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alındı mı?
Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda, Kanunda; memur ve diğer kamu görevlilerinin diğer sigortalılarla ortak yönleri aynı, statü farklılıklarına ilişkin durumları ise 5434 sayılı Kanundaki hükümlere uygun bir şekilde ayrı maddelerde düzenlenmiştir. Kanunun yürürlük tarihinden sonra göreve başlayan kamu görevlileriyle ilgili hükümler, olmazsa olmaz bazı farklılıklar dışında diğer sigortalılarla paralel bir şekilde tanzim edilmiş böylelikle norm ve standart birliği sağlanmaya çalışılmıştır.
Reformun ana parametrelerinden biri olan ve prime esas kazançların güncellenmesinde kullanılan güncelleme katsayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının (GH) % 30?u dikkate alınmak suretiyle yeniden belirlenmiştir. Buna göre, güncelleme katsayısı TÜFE+%30 GH +1 formülünden oluşmaktadır.
Güncelleme katsayısı belirlenirken, emeğin GH içindeki payının ortalaması olan %26,3 oranının üzerinde refah payı da dikkate alındığından, aylıklarda herhangi bir kayıp meydana gelmeyecektir.
Sigortalılar arasında mevcut uygulamada görülen eşitsizlikler bu Kanun ile önemli ölçüde ortadan kaldırılmaktadır.
SORU 2: Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile ? Sosyal Devlet? ilkesi terk mi ediliyor?
Sosyal güvenlik harcamaları sürdürülebilir olduğu sürece sosyal devlet ilkesine uygun düzenlemelerden bahsedilebilir. Reform ihtiyacını doğuran sıkıntı; sosyal güvenlik sistemimizdeki çarpıklıklar nedeniyle giderek artan ve makro ekonomik denge üzerinde olumsuz etki yapan sosyal güvenlik açıklarının sürdürülebilir olmaktan çıkmasıdır.
Kanunla sosyal devlet ilkesi terk edilmemiş, bilakis sosyal devletin gereği olarak bu Kanun yapılmıştır.
Şöyle ki;
Kanunla ilk defa devletin sosyal güvenlik sistemine doğrudan prim katkısı yapması öngörülmekte,
Kadınların ev hizmetleri sosyal güvenlik kapsamına alındığı gibi isteğe bağlı sigorta şartları da büyük ölçüde kolaylaştırılmakta,
Herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmaktadır.
SORU 3: Kanunla aktif- pasif dengesini sağlamaya yönelik düzenlemeler var mı?
Kanunda Kurumun aktüeryal dengesini olumlu yönde etkileyecek olan kayıt dışı çalışma ve kayıt dışı bildirime ilişkin önemli düzenlemeler bulunmaktadır.
Aktif-pasif dengesinin sağlanmasına yönelik olarak; sigortalıların prime esas kazançlarının büyük bir kısmı prim kesintisine tabi kılınmıştır. Prime tabi tutulmayan kazançlar tek tek sayılmış ve sınırlandırılmıştır. Sigortalılığın kapsamı genişletilmiş, sigortalı sayılmayanların kapsamı daraltılmıştır. Böylelikle prim ödeyecek sigortalıların sayılarının arttırılması yoluna gidilmiştir.
Ücretlerin banka kanalıyla ödenmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile bankalardan bilgi akışı sağlanması, kayıtdışı istihdamı engellemeye yönelik Kanunda öngörülen yaptırımların ağırlaştırılması gibi uygulamalar aktif-pasif dengesini sağlamaya yöneliktir.
Diğer taraftan tasarı sigortalıların daha uzun süre sistemde kalmalarını teşvik etmekte ve prim matrahlarını genişletmesi itibariyle, gelir ve aylıkların azalması gibi bir sonuç da ortaya çıkarmamaktadır.
SORU 4: Sosyal güvenlik sistemimizin kapsamı bu Kanunla daha mı genişlemektedir?
Evet, Kanunla sosyal güvenliğin kapsamı genişletilmektedir.
Ev hizmetlerinde çalışanlara ilişkin hüküm 506 sayılı Kanunda olduğu gibi muhafaza edilmektedir. Daha önce herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan jokeyler ve antrenörler 4/b kapsamında sigortalı sayılmışlardır.
Ayrıca, sigortalı sayılmayanlardan niteliği itibariyle bir kişinin bir günde yapacağı işlerde çalışanlar 5510 sayılı Kanunun eski halinde sigortalı sayılmazken yeni düzenleme ile tasarıda bu hüküm çıkarılmıştır.
Aynı zamanda tarımsal faaliyette bulunanların 15 gün üzerinden prim ödemeleri sağlanmak suretiyle 5510 sayılı Kanunun ilk haline göre bu kesimin de sosyal güvenlik kapsamında olması sağlanmaktadır.
İsteğe bağlı sigorta kolaylaştırılmakta, part- time çalışanların eksik günlerini tamamlama imkanı getirilmekte ve genel sağlık sigortası ile tüm nüfus sağlık güvencesi anlamında sosyal güvenlik kapsamına alınmaktadır.
SORU 5: Malullük ve ölüm aylığını hak etmek için aranan süre uzatılıyor mu?
Mevcut uygulamada Malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK?lılar için 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur?lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
Yeni düzenleme ile malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 1800 gün, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde belli bir sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmıştır.
Ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK?lılar için 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur?lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
Yeni düzenleme ile ölüm sigortasından aylığa hak kazanma en az 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmış ancak 4 (a) sigortalıları için; borçlanma süreleri hariç, 5 yıl sigortalılık süresi ile toplam 900 gün prim ödeme gün sayısı olarak düzenlenmiştir.
SORU 6: Aylık bağlama oranları düşürülüyor mu? Bunun emekli aylıklarımıza etkisi nasıl olacak?
Mevcut uygulamada;
SSK ve Bağ-Kur?luların emekli aylıklarının hesabında, hizmet sürelerinden, ilk 10 yılın her yılı için % 3,5, sonraki 15 yılın her yılı için % 2, daha sonraki her yıl için % 1,5 olarak belirlenen aylık bağlama oranı uygulanmaktadır.
Bu durumda, 25 yıl çalışan bir sigortalıya ortalama yıllık kazancının % 65?i oranında aylık bağlanmaktadır. Yani, her yılı için uygulanan aylık bağlama oranı ortalama % 2,6?dır.
Yeni düzenlemeyle aylık bağlama oranı her yıl için % 2 olarak sabitlendiğinden, 25 yıl çalışan sigortalıların aylık bağlama oranında her yıl için ortalama 0,6 puan bir azalma görülmekte ise de, aylığın hesabında dikkate alınan prime esas kazanç matrahları yükseltildiğinden, aylık miktarlarında herhangi bir düşme olmamaktadır.
Diğer taraftan, eski sistemde 25 yıldan fazla süreler % 1,5 oranında değerlendirilirken, yeni sistemde % 2 olarak dikkate alınacağından, sistemde kalınan süre uzadıkça her yılın bağlanacak aylıklara etkisi daha fazla olacak ve daha yüksek tutarda aylık bağlanacaktır.
Ayrıca, geçiş döneminde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelere ilişkin kısmi aylık hesaplanırken, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır.
SORU 7: Prim ödeme gün sayılarının düşük olması malullük veya ölüm aylığında aylık bağlama oranını nasıl etkileyecektir?
Malullük ve ölüm sigortasında, sigortalıların prim ödeme gün sayısının 9000 günden az olması halinde aylık bağlama oranları 9000 gün (4/a sigortalıları için 7200 gün) üzerinden hesaplanacaktır. Ayrıca, malul sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde aylık bağlama oranı 10 puan artırılacaktır.
SORU 8: Emekli aylıklarının hesaplanmasında gelişme hızı niçin dikkate alınmamaktadır?
Reformun ana parametrelerinden biri olan ve prime esas kazançların güncellenmesinde kullanılan güncelleme katsayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının (GH) % 30?u dikkate alınmak suretiyle yeniden belirlenmiştir. Buna göre, güncelleme katsayısı TÜFE+%30 GH +1 formülünden oluşmaktadır.
Güncelleme katsayısı belirlenirken, emeğin GH içindeki payının ortalaması olan %26,3 oranının üzerinde refah payı da dikkate alındığından, aylıklarda herhangi bir kayıp meydana gelmeyecektir.
SORU 9: Mevcut sistemdeki aylık bağlama oranları niçin değiştirilmektedir?
Mevcut uygulamada aylık bağlama oranları yönünden giderek azalan bir yapı söz konusudur. Bu durum sigortalıların sistemde uzun süre kalmalarını teşvik etmemekte aksine alt sınır uygulamaları ile birlikte kısa sürede sistemden çıkmalarına neden olmaktadır.
Kanun ile sigortalıların prim ödeme gün sayılarının artması karşılığında bağlanacak aylıkları da artıran, dolayısıyla sistemde daha uzun süre kalmalarını teşvik eden düzenlemeler bulunmaktadır.
Diğer taraftan mevcut sigortalılarımızın Kanunun yürürlük tarihinden önceki hizmetleri eski hükümlere göre değerlendirilmektedir.
SORU 10: Bu Kanun SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından halen gelir ve aylık almakta olan emeklilerin aylıklarını herhangi bir şekilde etkileyecek mi?
Kanunun yürürlük tarihinden önce SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından emekli aylığı almakta olanların mevcut gelir ve aylıklarının aynen ödenmesine devam edilecektir. Aylıklarda herhangi bir azalma söz konusu değildir. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları, Kanun yürürlüğe girdikten sonra altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflâsyon oranında artırılacak, memur emeklilerinin aylıkları ise eskiden olduğu şekilde artırılmaya devam edilecektir.
SORU 11: Bu Kanuna göre ilk defa sigortalı olanlardan, değişik statülere tabi çalışanların hizmetleri nasıl birleştirilecek?
Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlardan birden fazla statüye tabi olarak çalışanların hizmetleri, yaşlılık sigortası bakımından; toplam çalışma süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği statü hükümleri esas alınmak, ölüm ve malullük hallerinde ise, son statü hükümleri uygulanmak suretiyle birleştirilecektir.
SORU 12: Emekli Sandığından Emekli aylığı almakta iken sigortalı çalışmaya başlayanlardan destek primi kesilecek mi?Evet, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli aylığı almakta olanlardan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir.
SORU 13: Bu Kanunla kıdem tazminatının kaldırılacağı ya da toplu olarak ödenmeyeceği söyleniyor doğru mu?
Bu Kanun içerisinde kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
SORU 14: Emekli Sandığı emeklisiyim. Bu kanundan sonra aylıklarım sigortalılar gibi TÜFE oranlarına göre mi yükseltilecek?
Hayır, 5434 sayılı Kanuna göre bağlanmış aylıklar ile bu Kanundan önce bir süre devlet memurluğunda bulunmuş olanlara bu Kanundan sonra bağlanacak aylıklar eskiden olduğu gibi Emekli Sandığı Kanunundaki hükümlere göre yükseltilecektir.
SORU 15: Emekli aylıkları yükseltilirken emekli, dul ve yetimlere refah payı verilmeyecek mi?
Kamuoyunda refah payı olarak bilinen gelişme hızı aylık hesaplanması esnasında dikkate alınmakta, bu şekilde bağlanan aylıkların artırılmasında ise TÜFE oranları ya da ilgili kanunlarla belirlenen yüzdesel oranlar esas alınmaktadır.
Yapılan düzenleme ile, mevcut uygulama korunduğundan, refah payının aylıklara yansıtılmadığından bahsedilemez.
SORU 16: Sigorta emeklisiyim ve sosyal güvenlik destek primine tabi çalışıyorum. yeni kanun çıktığı zaman aylıklarım kesilecek mi?
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında mevcut uygulamada olduğu gibi tercihleri doğrultusuna aylıkları kesilmeksizin sosyal güvenlik destek primine tabi tutulacaklardır. Bunların prime esas kazançları üzerinden % 31 ila %36,5 oranında SGDP kesilecektir.
SORU 17: Yaşlılık aylığı bağlananlardan çalışmaya devam edenlerin durumlarında değişiklik olmakta mıdır?
Sosyal güvenlik sistemimizin önemli bir eksik yönü olan erken emekliliğin bir sonucu olarak emekli olduktan sonra çalışmaya devam edilmesi istihdam veya işsizlikle doğrudan ilgili bulunmaktadır. Halen kayıt dışı çalışan emekli sayımızın işsiz sayımıza yakın bir düzeyde olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle mevcut sigortalılarımızın destek primine tabi olarak emeklilik sonrası çalışma hakları muhafaza edilmek suretiyle Kanunda yalnızca emeklilik sonrası 4 (b) kapsamında destek primine tabi olarak çalışma düzenlemesi bulunmaktadır.
SORU 18: Emekli aylığı almakta iken yeniden çalışmaya başlayanların aylıkları nasıl hesaplanacak ?
Emekli aylığı almakta iken çalışmaya başlanması nedeniyle aylığı kesilenlerin aylıklarının yeniden hesabında, ilk aylık hesabı yapıldığı şekilde işlem yapılmasının emekliler arasında aylık farklılıklarına neden olduğu dikkate alınarak; emeklilikten sonraki çalışma dönemleri ayrıca değerlendirilmek suretiyle önceki aylıklarına ilave edilmesi şeklinde düzenleme yapılmıştır.
SORU 19: Emekli ikramiyelerinin tahville yada taksitler halinde ödeneceği doğru mu ?
Hayır, emekli ikramiyeleri 5434 sayılı Kanundaki usulle ödenmeye devam edilecektir.
SORU 20: Emekli Sandığından aylık almakta olan terör malulüyüm, Sigorta, Bağ- Kur ya da Emekli Sandığına tabi bir göreve başlamam halinde aylıklarım kesilecek mi?
Hayır, aylıklarınız hiçbir suretle kesilmeyecektir. Ancak hakkınızda devlet memuriyetine başlamanız halinde uzun vadeli sigorta kolları, sigortalı ya da Bağ ?Kur kapsamındaki bir işe başlamanız halinde ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanacaktır. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulananların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, haklarında uzun vadeli sigorta kolları da uygulanacaktır ve tarafınızdan hiçbir şekilde genel sağlık sigortası primi alınmayacaktır.
SORU 1: Yeni Kanunda Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alındı mı?
Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda, Kanunda; memur ve diğer kamu görevlilerinin diğer sigortalılarla ortak yönleri aynı, statü farklılıklarına ilişkin durumları ise 5434 sayılı Kanundaki hükümlere uygun bir şekilde ayrı maddelerde düzenlenmiştir. Kanunun yürürlük tarihinden sonra göreve başlayan kamu görevlileriyle ilgili hükümler, olmazsa olmaz bazı farklılıklar dışında diğer sigortalılarla paralel bir şekilde tanzim edilmiş böylelikle norm ve standart birliği sağlanmaya çalışılmıştır.
Reformun ana parametrelerinden biri olan ve prime esas kazançların güncellenmesinde kullanılan güncelleme katsayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının (GH) % 30?u dikkate alınmak suretiyle yeniden belirlenmiştir. Buna göre, güncelleme katsayısı TÜFE+%30 GH +1 formülünden oluşmaktadır.
Güncelleme katsayısı belirlenirken, emeğin GH içindeki payının ortalaması olan %26,3 oranının üzerinde refah payı da dikkate alındığından, aylıklarda herhangi bir kayıp meydana gelmeyecektir.
Sigortalılar arasında mevcut uygulamada görülen eşitsizlikler bu Kanun ile önemli ölçüde ortadan kaldırılmaktadır.
SORU 2: Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile ? Sosyal Devlet? ilkesi terk mi ediliyor?
Sosyal güvenlik harcamaları sürdürülebilir olduğu sürece sosyal devlet ilkesine uygun düzenlemelerden bahsedilebilir. Reform ihtiyacını doğuran sıkıntı; sosyal güvenlik sistemimizdeki çarpıklıklar nedeniyle giderek artan ve makro ekonomik denge üzerinde olumsuz etki yapan sosyal güvenlik açıklarının sürdürülebilir olmaktan çıkmasıdır.
Kanunla sosyal devlet ilkesi terk edilmemiş, bilakis sosyal devletin gereği olarak bu Kanun yapılmıştır.
Şöyle ki;
Kanunla ilk defa devletin sosyal güvenlik sistemine doğrudan prim katkısı yapması öngörülmekte,
Kadınların ev hizmetleri sosyal güvenlik kapsamına alındığı gibi isteğe bağlı sigorta şartları da büyük ölçüde kolaylaştırılmakta,
Herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmaktadır.
SORU 3: Kanunla aktif- pasif dengesini sağlamaya yönelik düzenlemeler var mı?
Kanunda Kurumun aktüeryal dengesini olumlu yönde etkileyecek olan kayıt dışı çalışma ve kayıt dışı bildirime ilişkin önemli düzenlemeler bulunmaktadır.
Aktif-pasif dengesinin sağlanmasına yönelik olarak; sigortalıların prime esas kazançlarının büyük bir kısmı prim kesintisine tabi kılınmıştır. Prime tabi tutulmayan kazançlar tek tek sayılmış ve sınırlandırılmıştır. Sigortalılığın kapsamı genişletilmiş, sigortalı sayılmayanların kapsamı daraltılmıştır. Böylelikle prim ödeyecek sigortalıların sayılarının arttırılması yoluna gidilmiştir.
Ücretlerin banka kanalıyla ödenmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile bankalardan bilgi akışı sağlanması, kayıtdışı istihdamı engellemeye yönelik Kanunda öngörülen yaptırımların ağırlaştırılması gibi uygulamalar aktif-pasif dengesini sağlamaya yöneliktir.
Diğer taraftan tasarı sigortalıların daha uzun süre sistemde kalmalarını teşvik etmekte ve prim matrahlarını genişletmesi itibariyle, gelir ve aylıkların azalması gibi bir sonuç da ortaya çıkarmamaktadır.
SORU 4: Sosyal güvenlik sistemimizin kapsamı bu Kanunla daha mı genişlemektedir?
Evet, Kanunla sosyal güvenliğin kapsamı genişletilmektedir.
Ev hizmetlerinde çalışanlara ilişkin hüküm 506 sayılı Kanunda olduğu gibi muhafaza edilmektedir. Daha önce herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan jokeyler ve antrenörler 4/b kapsamında sigortalı sayılmışlardır.
Ayrıca, sigortalı sayılmayanlardan niteliği itibariyle bir kişinin bir günde yapacağı işlerde çalışanlar 5510 sayılı Kanunun eski halinde sigortalı sayılmazken yeni düzenleme ile tasarıda bu hüküm çıkarılmıştır.
Aynı zamanda tarımsal faaliyette bulunanların 15 gün üzerinden prim ödemeleri sağlanmak suretiyle 5510 sayılı Kanunun ilk haline göre bu kesimin de sosyal güvenlik kapsamında olması sağlanmaktadır.
İsteğe bağlı sigorta kolaylaştırılmakta, part- time çalışanların eksik günlerini tamamlama imkanı getirilmekte ve genel sağlık sigortası ile tüm nüfus sağlık güvencesi anlamında sosyal güvenlik kapsamına alınmaktadır.
SORU 5: Malullük ve ölüm aylığını hak etmek için aranan süre uzatılıyor mu?
Mevcut uygulamada Malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK?lılar için 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur?lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
Yeni düzenleme ile malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 1800 gün, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde belli bir sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmıştır.
Ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK?lılar için 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur?lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
Yeni düzenleme ile ölüm sigortasından aylığa hak kazanma en az 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmış ancak 4 (a) sigortalıları için; borçlanma süreleri hariç, 5 yıl sigortalılık süresi ile toplam 900 gün prim ödeme gün sayısı olarak düzenlenmiştir.
SORU 6: Aylık bağlama oranları düşürülüyor mu? Bunun emekli aylıklarımıza etkisi nasıl olacak?
Mevcut uygulamada;
SSK ve Bağ-Kur?luların emekli aylıklarının hesabında, hizmet sürelerinden, ilk 10 yılın her yılı için % 3,5, sonraki 15 yılın her yılı için % 2, daha sonraki her yıl için % 1,5 olarak belirlenen aylık bağlama oranı uygulanmaktadır.
Bu durumda, 25 yıl çalışan bir sigortalıya ortalama yıllık kazancının % 65?i oranında aylık bağlanmaktadır. Yani, her yılı için uygulanan aylık bağlama oranı ortalama % 2,6?dır.
Yeni düzenlemeyle aylık bağlama oranı her yıl için % 2 olarak sabitlendiğinden, 25 yıl çalışan sigortalıların aylık bağlama oranında her yıl için ortalama 0,6 puan bir azalma görülmekte ise de, aylığın hesabında dikkate alınan prime esas kazanç matrahları yükseltildiğinden, aylık miktarlarında herhangi bir düşme olmamaktadır.
Diğer taraftan, eski sistemde 25 yıldan fazla süreler % 1,5 oranında değerlendirilirken, yeni sistemde % 2 olarak dikkate alınacağından, sistemde kalınan süre uzadıkça her yılın bağlanacak aylıklara etkisi daha fazla olacak ve daha yüksek tutarda aylık bağlanacaktır.
Ayrıca, geçiş döneminde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelere ilişkin kısmi aylık hesaplanırken, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır.
SORU 7: Prim ödeme gün sayılarının düşük olması malullük veya ölüm aylığında aylık bağlama oranını nasıl etkileyecektir?
Malullük ve ölüm sigortasında, sigortalıların prim ödeme gün sayısının 9000 günden az olması halinde aylık bağlama oranları 9000 gün (4/a sigortalıları için 7200 gün) üzerinden hesaplanacaktır. Ayrıca, malul sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde aylık bağlama oranı 10 puan artırılacaktır.
SORU 8: Emekli aylıklarının hesaplanmasında gelişme hızı niçin dikkate alınmamaktadır?
Reformun ana parametrelerinden biri olan ve prime esas kazançların güncellenmesinde kullanılan güncelleme katsayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının (GH) % 30?u dikkate alınmak suretiyle yeniden belirlenmiştir. Buna göre, güncelleme katsayısı TÜFE+%30 GH +1 formülünden oluşmaktadır.
Güncelleme katsayısı belirlenirken, emeğin GH içindeki payının ortalaması olan %26,3 oranının üzerinde refah payı da dikkate alındığından, aylıklarda herhangi bir kayıp meydana gelmeyecektir.
SORU 9: Mevcut sistemdeki aylık bağlama oranları niçin değiştirilmektedir?
Mevcut uygulamada aylık bağlama oranları yönünden giderek azalan bir yapı söz konusudur. Bu durum sigortalıların sistemde uzun süre kalmalarını teşvik etmemekte aksine alt sınır uygulamaları ile birlikte kısa sürede sistemden çıkmalarına neden olmaktadır.
Kanun ile sigortalıların prim ödeme gün sayılarının artması karşılığında bağlanacak aylıkları da artıran, dolayısıyla sistemde daha uzun süre kalmalarını teşvik eden düzenlemeler bulunmaktadır.
Diğer taraftan mevcut sigortalılarımızın Kanunun yürürlük tarihinden önceki hizmetleri eski hükümlere göre değerlendirilmektedir.
SORU 10: Bu Kanun SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından halen gelir ve aylık almakta olan emeklilerin aylıklarını herhangi bir şekilde etkileyecek mi?
Kanunun yürürlük tarihinden önce SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından emekli aylığı almakta olanların mevcut gelir ve aylıklarının aynen ödenmesine devam edilecektir. Aylıklarda herhangi bir azalma söz konusu değildir. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları, Kanun yürürlüğe girdikten sonra altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflâsyon oranında artırılacak, memur emeklilerinin aylıkları ise eskiden olduğu şekilde artırılmaya devam edilecektir.
SORU 11: Bu Kanuna göre ilk defa sigortalı olanlardan, değişik statülere tabi çalışanların hizmetleri nasıl birleştirilecek?
Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlardan birden fazla statüye tabi olarak çalışanların hizmetleri, yaşlılık sigortası bakımından; toplam çalışma süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği statü hükümleri esas alınmak, ölüm ve malullük hallerinde ise, son statü hükümleri uygulanmak suretiyle birleştirilecektir.
SORU 12: Emekli Sandığından Emekli aylığı almakta iken sigortalı çalışmaya başlayanlardan destek primi kesilecek mi?Evet, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli aylığı almakta olanlardan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir.
SORU 13: Bu Kanunla kıdem tazminatının kaldırılacağı ya da toplu olarak ödenmeyeceği söyleniyor doğru mu?
Bu Kanun içerisinde kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
SORU 14: Emekli Sandığı emeklisiyim. Bu kanundan sonra aylıklarım sigortalılar gibi TÜFE oranlarına göre mi yükseltilecek?
Hayır, 5434 sayılı Kanuna göre bağlanmış aylıklar ile bu Kanundan önce bir süre devlet memurluğunda bulunmuş olanlara bu Kanundan sonra bağlanacak aylıklar eskiden olduğu gibi Emekli Sandığı Kanunundaki hükümlere göre yükseltilecektir.
SORU 15: Emekli aylıkları yükseltilirken emekli, dul ve yetimlere refah payı verilmeyecek mi?
Kamuoyunda refah payı olarak bilinen gelişme hızı aylık hesaplanması esnasında dikkate alınmakta, bu şekilde bağlanan aylıkların artırılmasında ise TÜFE oranları ya da ilgili kanunlarla belirlenen yüzdesel oranlar esas alınmaktadır.
Yapılan düzenleme ile, mevcut uygulama korunduğundan, refah payının aylıklara yansıtılmadığından bahsedilemez.
SORU 16: Sigorta emeklisiyim ve sosyal güvenlik destek primine tabi çalışıyorum. yeni kanun çıktığı zaman aylıklarım kesilecek mi?
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında mevcut uygulamada olduğu gibi tercihleri doğrultusuna aylıkları kesilmeksizin sosyal güvenlik destek primine tabi tutulacaklardır. Bunların prime esas kazançları üzerinden % 31 ila %36,5 oranında SGDP kesilecektir.
SORU 17: Yaşlılık aylığı bağlananlardan çalışmaya devam edenlerin durumlarında değişiklik olmakta mıdır?
Sosyal güvenlik sistemimizin önemli bir eksik yönü olan erken emekliliğin bir sonucu olarak emekli olduktan sonra çalışmaya devam edilmesi istihdam veya işsizlikle doğrudan ilgili bulunmaktadır. Halen kayıt dışı çalışan emekli sayımızın işsiz sayımıza yakın bir düzeyde olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle mevcut sigortalılarımızın destek primine tabi olarak emeklilik sonrası çalışma hakları muhafaza edilmek suretiyle Kanunda yalnızca emeklilik sonrası 4 (b) kapsamında destek primine tabi olarak çalışma düzenlemesi bulunmaktadır.
SORU 18: Emekli aylığı almakta iken yeniden çalışmaya başlayanların aylıkları nasıl hesaplanacak ?
Emekli aylığı almakta iken çalışmaya başlanması nedeniyle aylığı kesilenlerin aylıklarının yeniden hesabında, ilk aylık hesabı yapıldığı şekilde işlem yapılmasının emekliler arasında aylık farklılıklarına neden olduğu dikkate alınarak; emeklilikten sonraki çalışma dönemleri ayrıca değerlendirilmek suretiyle önceki aylıklarına ilave edilmesi şeklinde düzenleme yapılmıştır.
SORU 19: Emekli ikramiyelerinin tahville yada taksitler halinde ödeneceği doğru mu ?
Hayır, emekli ikramiyeleri 5434 sayılı Kanundaki usulle ödenmeye devam edilecektir.
SORU 20: Emekli Sandığından aylık almakta olan terör malulüyüm, Sigorta, Bağ- Kur ya da Emekli Sandığına tabi bir göreve başlamam halinde aylıklarım kesilecek mi?
Hayır, aylıklarınız hiçbir suretle kesilmeyecektir. Ancak hakkınızda devlet memuriyetine başlamanız halinde uzun vadeli sigorta kolları, sigortalı ya da Bağ ?Kur kapsamındaki bir işe başlamanız halinde ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanacaktır. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulananların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, haklarında uzun vadeli sigorta kolları da uygulanacaktır ve tarafınızdan hiçbir şekilde genel sağlık sigortası primi alınmayacaktır.