SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

Üyelik
7 Haz 2005
Mesajlar
68
serbest muhasebeci , firma ile aylık 350 ytl ücretle anlaşıp sözleşme yapıyor. firma ödeme yapmadığı için makbuz kesmiyoruz. makbuz kesmememize rağmen sözleşme gereğ 350 ytl nin kdv sini kdv beyannamesinde bildirmemiz gerekiyormu. eğer gerekiyorsa bu işlemi nasıl yapacağım konusunda yardımcı olursanız sevinirim tşk.
 
Ynt: SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

GÜREL YAVUZ ' Alıntı:
kdv kanununa göre hizmet yapıldığında kdv doğar bu sebeplede para almasanız bile kdv tutarını ilgili ayın kdv beyannamesinde bildirmek zorundasınız

O halde kesilen Serbest Meslek Makbuzları ile KDV Beyannameleri arasında bir uyuşmazlık olmaz mı?

Örneğin Ocak/2007 tarihinde tahsil ettiğim para 500 YTL + KDV ancak ilgili aya ait olupta tahsil etmediğim para 2.000 YTL + KDV

Şimdi KDV beyannamesinde teslim ve hizmet bedeli 2.000 YTL, ancak ocak ayında kestiğim serbest meslek makbuzu 500 YTL
 
Ynt: SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

kdv kanunu öyle. tahsil etmesenizde beyan edilecek. tıpkı ay sonunda kesilen irsaliyenin ft sonraki ayda kesilirse, irsaliye kesilen ayın kdv beyanında göstermek zorunda olduğumuz gibi.
 
Ynt: SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

Gelir vergisi kanunu ile KDV Kanunu arasında bir çelişki sözkonusudur.
Gelir vergisi kanununa göre serbest meslek kazancı, tahsil esasına dayalı iken, buna karşılık KDV Kanunu'na göre ise gelirin elde edilmesi tahakkuk esasına dayalıdır.sizce hangisine uymalı?
 
Ynt: SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

Bence yaşça büyük olana uymalıdır. ;D


G.V.K.
Mevzu
Madde No 1
Kapsam
Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.


K.D.V.
Verginin Konusunu Teşkil Eden İşlemler
Madde No 1
Kapsam
Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir:
1. Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler,
..........................


KDV Kanunu, adı üstünde katma değer oluşturmakla ilgili düzenlenen bir vergi kanunudur. Serbest meslek faaliyeti sonucu elde edilen gelire, edilecekleri/edilmesi gerekenleri de ilave ederek hesaplanması istenen bir vergidir.

GV elde edilen/edilecek gelire bağlı olarak ortaya çıkan bir vergi, KDV bu geliri elde etmek için yapılan faaliyetlerin içersindeki işlemlere yönelik bir vergidir.

Serbest meslek faaliyeti sonucu gelir elde edilmesi tahsil esasına dayalı ise, geliri elde etmeden buna ilişkin işlem vergisi/KDV doğmaması gerekir.

Selamlar...
 
Ynt: SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

neden ücreti tahsil ettiğinizde s.m makbuzunu kesmiyorsunuz ki. Sizi zorlayan özellikli bir durum mu var?
Kdv kanunu ile Gv kanunu bu konuda kesinlikle birbirine zıt. Adamlar yıllardır uğraşıyorlar bu konuyu hal edemiyorlar. En mantıklısı tahsil esasını dikkate alıp o zaman sm. makbuzunu kesin. İster aylık olur ister 3 aylık ister 6 aylık... hiç farketmez. Zaten tahsil etmediğim sm nin kdv sini ödemek saçmalık. Biz yıllardır o şekil çalışırız. Adam biriktirir ödeme yapmaz biz de sm kesmeyiz. Zaten usulsüzlük olduğunu söyleselerde açıklama yapılır. Şimdi bir çok kişi tepki verebilir nasıl hizmet ifası yaparda sm. kesmezsiniz falan filan eee ben size soruyorum: Siz nasıl olur da işini aksatmadan yaparsınız ve ücret almazsınız. Ha yoksa ihtiyacınız mı yok? Ücretimi alırım sm. makbuzumu keserim. O kadar. Tabi dönem sonunda mecburen kesiyoruz o da...
 
Ynt: SMMM Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

Arkadaşlar,

Serbest Meslek makbuzuna tutarı kısmını boş bırakıp sadece KDV kısmını dolurarak düzenleyebilir ve KDV beyannamesinde de ilave edilecek KDV satırında göstererek beyan edebilirsiniz.

Yalnız Serbest Meslek Makbuzuna not olarak esas olan ücretin tutarının (KDV Matrahını) tahsil edilmediğinden sadece KDV tahakkuku yapıldığını belirtmeniz gerekir.

Aksi halde, beyannamelerini imzaladığınız mükelleflerin serbest meslek makbuzlarını ücret almadım diye kesmedim derseniz idarece Ücret tarifesi üzerinden KDV Tarh edilir, tabi Vergi ziyaı da.
 
Ynt: Smmm Sözleşmelerinde Kdv Bildirimi

Dünya.06.11.2006, Pazartesi Serbest meslek erbabınca tahsil edilmeyen bedele KDV

Dr. A. Bumin Doğrusöz
Serbest meslek kazancı, serbest meslek faaliyetlerinden elde olunan kazançtır. Serbest meslek faaliyeti ise, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır (GVK. md. 65). Bu faaliyet, vekâlet, eser veya danışmanlık sözleşmesine yahut elverişli bir sözleşmeye (ki bu sözleşme karma veya atipik bir sözleşme de olabilir) dayalı olarak, belli bir edim şeklinde yapılabileceği gibi, süreklilik de arz edebilir. Serbest çalışan bir cerrahın bir ameliyatı üstlenmesi, bir mimarın bir proje çizme taahhüdü, bir avukatın bir davayı üstlenmesi veya bir serbest yahut yeminli mali müşavirin bir şirketin sermayesinin ödendiğinin tespitine ilişkin rapor hazırlamayı üstlenmesi birinci türe örnektir. Buna karşılık bir müşteriye süreli veya süresiz olarak mali danışmanlık veya hukuk danışmanlığı verilmesinde, faaliyetin sürekliliği söz konusudur.
Bilindiği gibi serbest meslek hizmetinin verilmesi karşılığında elde edilen kazanç Gelir Vergisi Kanunu'na tabi olmaktan başka, bu hizmet karşılığında alınan bedeller de Katma Değer Vergisi Kanunu'na tabidir. Gelir Vergisi Kanunu kazancın vergilendirilmesini "elde edilmiş olma" koşuluna bağlamıştır. Buna karşılık Katma Değer Vergisi Kanunu serbest meslek için özel bir düzenleme öngörmeksizin hizmet sunumlarında verginin doğumu, hizmetin ifa edilmiş olmasına bağlanmıştır.
İki kanunun vergiyi doğuran olayı, aynı hizmette aynı kişi için farklı esaslara bağlaması uygulamada zaman zaman duraksamalara ve ihtilaflara yol açmaktadır. Şöyle ki; özellikle yıllık sözleşme ile defter tutmayı ve mali tablolar ile döneme ait beyannameleri hazırlamayı belli bir bedelle (aylık taksitler halinde on iki taksitte) üstlenen serbest meslek erbabının bazı aylar ücretini tahsil edememesine rağmen, o aylarda da hizmetin verildiği gerekçesi ile KDV ödemeleri istenilmekte, ödemeyenler hakkında da cezalı tarhiyatlar yapılmaktadır.
Bugünkü yazımızda bu konuyu kısaca irdelemek istiyoruz. Bir başka deyişle konumuz, hizmet ifa edilmiş olmasına rağmen, hizmet bedeli tahsil edilmemişse, katma değer vergisinin yine doğup doğmayacağıdır.
İki kanun arasında elde etme noktasında farklılık bulunduğuna göre, bu uyumsuzluğu giderecek hareket noktasının, kanunlardan birine gör belirlenmesi gerekir. Bizce burada hareket noktasının Gelir Vergisi Kanunu olması gerekir. Zira Katma Değer Vergisi Kanunu serbest meslek hizmetinin ifasını konusuna almakla birlikte, serbest mesleğin, serbest meslek erbabının ve serbest meslek hizmetinin tanımını yapmamış, bu konularda gelir vergisine atıf yapmıştır. Dolayısıyla hareket noktasının gelir vergisi olması gerekir.
Öte yandan Katma Değer Vergisi Kanunu, öz ve ekonomik gerçeklik kadar, şekle de önem veren bir kanundur. Nitekim üstlenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması sağlıklı belgede gösterilmesi (hatta bu da yeterli değildir. Belgenin de deftere kaydedilmiş olması gerekir) koşuluna bağlanmıştır (KDV Kanunu md. 29, 34). Katma değer vergisinin hesaplanması da, belgenin varlığına bağlıdır (KDV Kanunu md. 8/2, 57/2). Zaten belge yoksa veya bir hukuki ilişkinin tarafları arasında belge düzeni kurulmamışsa, katma değer vergisinin yayılılık özelliği ve indirim mekanizması çalışmaz.
O halde serbest meslek erbabında KDV hesaplanabilmesi, buna karşılık müşterisinde de bu verginin indirim mekanizması içerisinde değerlendirilebilmesi, belgenin düzenlenmiş olması veya düzenleme gereğinin ortaya çıkmış olması gerekir. Bu durumda cevabı aranması gereken soru, serbest meslek erbabının ifa ettiği hizmet için ne zaman belge düzenleme zorunluluğunda olduğudur.
Serbest meslek erbabının belgesi, serbest meslek makbuzudur. Bu belge, tahakkuk ilkesinin bir eseri olan faturadan farklı bir niteliğe sahiptir ve adı gibi sadece bir makbuzdur. Makbuz ise, bedel tahsil edildiğinde düzenlenir. Bir başka anlatımla serbest meslek erbabı, bu makbuzu, gelir vergisi açısından vergiyi doğuran olay gerçekleştiğinde, tahsil esasında geliri elde ettiğinde düzenlemek durumundadır. Dolayısıyla serbest meslek erbabı, hizmetini ifa etmiş olmasına rağmen, gelirini (hizmetinin bedelini) elde etmedi ise, makbuz düzenlemek zorunluluğu yoktur.
Netice olarak, serbest meslek makbuzunun yokluğu ve düzenleme zorunluluğunun bulunmadığı hallerde, katma değer vergisi de doğmaz.
Nitekim geçmişte Danıştay 11. Dairesinde yerleşik içtihadında soruna görüşümüze paralel yönde yaklaşmış ve serbest meslek erbabınca hizmetin bedeli tahsil edilmedikçe katma değer vergisinin doğmayacağına karar vermiştir. [Bu konudaki örnek kararlar için bkz. Dayanışma Dergisi (İzmir SMMMO yayını) s: 92 (Ağustos 2006) sf: 124-127].
Bu görüş, sağlıklı bir belge düzeninin kurulması açısından da yerindedir. Zira bedel tahsil edilmeden KDV'nin doğacağı kabul edilirse, KDV belgesiz beyan edilecek, ancak müşteri tarafından indirim konusu yapılamayacaktır. Bu noktada serbest meslek erbabı belge düzenleyip müşterisinin defterine de işleyemez. Çünkü böyle bir durumda alacağı için icrai takip ve tahsil yeteneğini kaybeder. İleride tahsilat yapıldığında belgenin KDV'siz düzenleneceği görüşü de savunulamaz. Çünkü bu durumda da müşteri söz konusu vergiyi indirim konusu yapamaz. Bu nedenle Daire'nin yerleşik içtihadına konu görüşümüzün, belge düzeninin ve indirim mekanizmasının işleyebilmesini sağlaması yönünden de doğru olduğu inancındayız.
Buna karşılık geçtiğimiz günlerde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nda, hem de oy birliği ile verilen bir kararla (E.2006/19 K.2006/92 T.14.4.2006) aksi görüş benimsenmiştir [Karar için bkz. Mali Pusula Dergisi s: 23 (Kasım 2006) sf: 150-152]. Yine görüşümüz doğrultusundaki bir yerel mahkeme kararını bozan genel kurul, bozma gerekçesinde özetle; "KDV Kanunu'nda hizmetin ifası vergiyi doğuran olay olarak belirlenmiş olup, serbest meslekle ilgili özel bir düzenleme yer almamıştır. Gelir Vergisi Kanunu'nda serbest meslek gelirinin tahsil esasına bağlanması, bu hukuki durumu değiştirmez. KDV açısından vergiyi doğuran olay, hizmetin yapılması ile oluşur. Bu nedenle mahkemece, serbest muhasebecilik faaliyetinde hizmetin yapıldığı tarihin araştırılması ve vergiyi doğuran olayın hizmetin yapıldığı tarihte -bedel tahsil edilmese de- meydana geldiği nazara alınmalıdır" demiştir.
Danıştay'ın bir Daire'sinin yerleşik içtihadının tamamen zıddı olan, bu görüşü dahi hiç tartışmayarak ve görüş değişikliğinin gerekçesini de içermeyerek verilen bu karara katılma olanağı bulamamaktayız.
Daha önce de defalarca dile getirdiğimiz ve en az 10 yıldır pek çok ihtilafa yol açan, ancak meslek odalarınca da pek sahiplenilmese de belki binlerce serbest meslek erbabını ilgilendiren bu konunun, artık kanuna eklenecek bir cümle ile çözülmesi zorunludur.
 

Benzer konular

Üst