SSKlı mı Bağ-kurlu mu?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan asiye
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

asiye

Katkı Sunan Üye
Üyelik
26 Mar 2007
Mesajlar
157
merhabalar 2ortaklı şirket mükellefimiz var.ekonomik sıkıntılardan dolayı şirket yılbaşından gayrifaal durumda ve birkaç ay sonrada tasfiyeye girecek.ama bu arada şirket kapanmadığı için bağkur devam ediyor(yatırılmasa da)ama 2ortak da başka işlere girdiler ve ssk lı olarak işe başladılar.bunların şu anda işleyen sosyal güvencesi nedir ve çakışma durumu var sonuçları nelerdir yatan ssk boşamı yatıyor?emekliliği nasıl etkiler?geniş bilgisi olan arkadaşlardan paylaşmalarını rica ediyorum.iyi çalışmalar
 
Ynt: ssk lımı bağkurlumu

sn asiye;

şuanda başka yerde ssk lı olarak çalışmalarından dolayı yatırılmış olan ssk primleri boşa gidicektir.Şirket tasfiye işlemlerini halletmeden başka yerde ssk lı olarak çalışsalar bile yatırmış oldukları primler boşa gidicektir.
 
Ynt: ssk lımı bağkurlumu

ek; eğer ssk sağlıktan yararlandı iseler yararlandıkları yardım masrafları boşa ödenen primlerden kesilir.
 
Ynt: ssk lımı bağkurlumu

tamam bende sizin gibi düşünüyorum ve şirket ortaklarında böyle bilgi verdim ancak onlar ssk müdürlüğüne sormuşlar ssk dan onlara ssknız başladığı zaman bağkurunuz sona erer bi kaybınız olmaz demişler.en çok hangisinde gün çoksa o sayılır ssk paranızı geri alırsınız gibi pek çok şey söylemişler.kim doğru biliyor onu halen çözemedim doğrusu?
 
Ynt: ssk lımı bağkurlumu

KANUN DOĞRUYU SÖYLÜYOR


Sigortalı sayılanlar:

Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;

a) Esnaf ve Sanatkârlar, tüccar sanayici ve borsa ajan ve acenteleri, mimar ve mühendisler sigorta prodüktörleri ve eksperleri, eczacılar, tabipler, veterinerler, gümrük komisyoncuları gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
b) Kollektif şirketlerin ortakları,
c) Adi Komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları,
d) Limited şirketlerin ortakları,
e) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,
f) Donatma iştirakleri ortakları,
g) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları,
Bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.

II ? Sigortalı sayılmayanlar:

Bu Kanunun uygulanmasında

a) 18 yaşını doldurmamış olanlar,
b) ( 3396 Sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen şekli) Türk asıllı yabancılar hariç, yabancı uyruklular,
c) Kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına prim veya kesenek ödeyenlerle bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık aylığı ile daimi tam işgöremezlik geliri almakta olanlar, aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunmuş olanlar (Dul ve yetim aylığı veya Sosyal Sigortalar Kurumundan geçici veya sürekli kısmi işgörmezlik geliri alanlar hariç),
d) Tarım işi yapanlar (Tarım sanatlarına ait işleri yapanlar hariç),
Sigortalı sayılmazlar.

SİGORTALILIĞIN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ TARİHİ:

MADDE 25 ? (3165 Sayılı Kanunun 7'nci maddesiyle değişen şekli) 24 üncü maddeye göre sigortalı sayılanlardan gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkâr siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı oldukları tarihten itibaren kendiliğinden bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.

Bu suretle sigortalı olanların hak ve yükümlülükleri sigortalı sayıldıkları tarihte başlar.

24 üncü maddeye göre sigortalı sayılanlardan;

a) Gelir vergisi mükellefi olanların; mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri,

b) Gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar, Esnaf ve Sanatkâr sicilinden veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki üye kayıtlarının silindiği,

c) T.C. Emekli Sandığına tabi olarak çalışmaya başlayanların emekli keseneği kesilmeye başladığı,

d) Şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği,

e) İflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarının, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği,

(3396 Sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle eklenen bentler):

f) 2108 sayılı Kanuna göre 1479 sayılı Kanun kapsamına giren köy ve mahalle muhtarlarından; kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasından dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar hariç, aynı zamanda hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı,

g) Gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan veya gelir vergisinden muaf olan, ancak, esnaf ve sanatkâr sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden Bağ-Kur sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı,

Tarihten itibaren sigortalılıkları sona erer.
 
Ynt: ssk lımı bağkurlumu

sayın forumdaşım diğer forumdaşlarımın bahsettiği gibi bağkurlu olmak zorunda ssk lı olamaz.o yüzdende ssk primleri fazladan yatmış sayılır.
 
Ynt: ssk lımı bağkurlumu

bağkurlu olması gerekirken ssk primi yatıranların primleri bağkura yatrımaları gereken primlere mahsup edilir. eğer yatırılan ssk primleri bağkur primlerini karşılamazsa kalan kısım ödenir. ssk lı olduğunuz dönemde kullandığınız sağlık yardımlarındada aynı şey mevcuttur. konuya ilişkin bir makale ektedir. ;)

Çakışan BAĞ- KUR ve SSK sigortalılığında yeni çözüm(tahsin sınav)

Halen yürürlükte olan Sosyal Güvenlik Sistemimiz'de hizmet çakışması neticesinde ortaya çıkan sorunlar, her zaman önemli olmuştur. Bir kişi, aynı anda iki sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışma hayatının içine girebilmektedir. Bu kişi, Bağ-Kur sigortalısı olmayı gerektiren herhangi bir limited şirket ortağı veya vergi mükellefiyken, öte yandan iş sözleşmesine istinaden Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı da olabilir. Yani aynı süre içerisinde iki kuruma tabi sigortalı olmayı gerektirecek işlerde çalışabilir. Diğer bir deyişle sosyal güvenlik hukukumuz, bir kişinin aynı zaman dilimi içinde iki veya daha fazla sosyal güvenlik kurumu kapsamında çalışmasına müsaade etmekte; fakat bu kişinin sadece bir kuruma prim ödeyerek sosyal güvenliğini sağlaması gerekmektedir. Ancak aynı süre içerisinde iki sosyal güvenlik kurumuna birden sigorta primi ödeyerek hizmet kazanmak mümkün görülmemiştir.

Kısaca, sosyal güvenlik sisteminde teklik, yani tek kurum ilkesi geçerlidir. Vergi mükellefiyeti nedeniyle Bağ-Kur sigortalısı olan bir kişi, daha sonra bir işverenin yanında iş sözleşmesiyle çalışmaya başlarsa, SSK kapsamına girecektir. Ancak, bu kişi hakkında Bağ-Kur'a prim ödendiği için, ayrıca SSK'ya prim ödenmeyecektir. İş sözleşmesiyle çalıştıran işveren, ücret bordrosunda vergi ve diğer kesintileri yaparken SSK prim kesintisi yapmayarak; Bağ-Kur'lu olduğunu bordroda belirtmesi yeterli olacaktır. Anlaşıldığı üzere, bir kişi aynı zamanda iki kuruma birden prim ödeyemeyecektir.

Peki, bu kişi, hangi kuruma sigorta primi ödeyeceğini nasıl belirleyecek? Öncelik, ilk başladığı kuruma prim ödemesidir. Yani, SSK sigortalılığı devam ederken vergi mükellefi olan kişi, SSK sigortalılığı devam ettiği sürece Bağ-Kur'a prim ödemeyecektir. Ancak SSK sigortalılığı bittiği anda, Bağ-Kur'a prim ödemeye başlaması gerekecektir. Öncelik her zaman, sigortalılığın ilk başladığı kurumdadır.

Bilindiği üzere, 5458 sayılı Kanun öncesinde, bir kişinin öncelikli olan kuruma prim ödemeyip, diğer bir kuruma prim ödemesi durumunda hizmet iptali yapılmakta ve asıl tabi olması gereken kurum şartlarına göre tekrar prim alınmaktaydı. Bu uygulama hatası, ekseriyetle, Bağ-Kur'a prim ödemesi yapması gereken sigortalının, bilgi eksikliğinden dolayı, SSK'ya prim ödemesi ile ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda SSK hizmeti de iptal ediliyordu. Kişinin Bağ-Kur'a müracaat ederek yeniden geriye dönük gecikme zammı ile birlikte prim ödemesi isteniyordu. SSK primlerinin sadece sigortalı hissesi de gecikme zammı hesaplanmadan kişiye iadesi yoluna gidiliyordu.

İşte uygulamanın bu çarpıklığını kısmen giderecek yasal düzenleme, 5458 sayılı "Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile yapılmış bulunmaktadır.

5458 sayılı 'Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 16'ncı maddesi gereğince;

5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanunlardan birine tabi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna adına prim ödediği anlaşılan sigortalılardan, yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde, işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere, hizmetlerin çakıştığı süredeki prim borcu aslına mahsup edilmek üzere, en geç 6 ay içinde tabi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilecektir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen prim miktarı, prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcuyla ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tabi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır. Kanunun yürürlük tarihine kadar çakışan hizmet süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş sigortalılar da bu hükümden yararlandırılır.
Anlaşıldığı üzere, kamuoyunda "prim affı" olarak bilinen bu kanun ile hizmet çakışması halinde yeni bir uygulama başlatılmıştır. Buna göre, hizmet çakışması halinde yanlış ödeme yapılan kurumdan sigorta primlerinin doğru kuruma aktarılması sağlanacaktır.

Bu hükümle pek çok sigortalının başına gelmiş mağduriyete son verilmiştir. Sosyal güvenliğin zorunluluğu ve tekliği ilkeleri gereğince, Bağ-Kur'a prim ödemesi gerektiği halde, uzun süre SSK'ya prim ödeyen veya SSK'ya ödemesi gerekirken Bağ-Kur'a prim yatıran kişilere, prim ödediği kurum, bu primleri faizsiz geri verme yoluna gidiyordu. Prim ödenmesi gereken kurum ise faizli olarak primleri istiyordu. Yani, Bağ-Kur'lu olması gerektiği halde SSK'ya bildirilen sigortalı için, SSK ödediği primlerin işçi paylarını faizsiz olarak geri veriyorken, Bağ-Kur ödemesi gereken primleri faizli olarak talep ediyordu. Enflasyonun yüksek olduğu ülkemizde mağduriyetlere yol açan bir yanlış uygulama da sona erdi. Şimdi sigortalıları bu maddenin doğru uygulamasıyla rahatlatma dönemindeyiz. Mağdur sigortalılarımız, bu doğrultuda başvurularını yapmalıdırlar.
 
Üst