Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

Üyelik
9 Ara 2010
Mesajlar
2
merhaba;
benim bi sorunum var yardımcı olursanız sevinirim.
08.03.2003 tarihinde başladığım işimden 31.01.2011 itibariyle işten çıkarılıyorum.
1. yıllık izinlerimi gecen süreler içinde her yıl düzenli olarak kullandım ama işten çıkarılacağım yılın izin parasını 36 gün daha çalışıp ayrılsaydım alabileceğimi yılın dolmadığı gerekçesiyle alamayacağımı söylediler.alabilirmiyim verilmelimidir??
2. yol, yemek ve ayrıca şirket içinde (sosyal tesiste) kullanılmak üzere verilen 55 liralık bi düzenli harcama limitim var ama bunlar bordroda hiçbir şekilde gösterilmiyor ayrıca yol ve yemek şirkette taşeron bir şirket aracılığıyla verildiği ve bağlı olduğum işyeri bunları başka bir şirkete fatura ettiği için bi hak iddaa edemeyeceğimi ve alamayacağımı söylüyor ne yapabilrim?
Beni bu konu hakkında bilgilendirirseniz size çok teşekkür ederim.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

yol, yemek ve işyerinde aqrtık düzenlilik kazanarak çalışma koşulu haline gelmiş yardımlar ve müşterilerce verilen tipler(bahşişler) dahil tüm ödemelerin toplamını 12 aya bölü öyle hesaplayın . vermezse ödemeyi kabul edip ibraname altına fazlaya ilişkin haklarım saklıdır diye yazın.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

çalışırken iyi de , işveren çıkış verdiği zaman neden kötü olur. bu zamana kadar çalışmış , şimdi kalkmış haktan hukuktan bahsediliyor. ben kimseyi savunmuyorum ama , bence işverenlere bu kadar da yüklenmemek gerek. gün gelir yine birlikte çalışma durumu olabilir. aralık kalan kapılara kilit vurmaya ne gerek var anlamıyorum. yeri geliyor benimde çok hakkım yeniyor. ama allah işverenimden razı olsun onun sayesinde ekmeğimi kazanıyorum ben. iyi ya da kötü sonuçta kazanıyorum çoook şükür. şikayet etmektense birazda şükredelim bence ;)
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

Mehmet TOPRAK ' Alıntı:
yol, yemek ve işyerinde aqrtık düzenlilik kazanarak çalışma koşulu haline gelmiş yardımlar ve müşterilerce verilen tipler(bahşişler) dahil tüm ödemelerin toplamını 12 aya bölü öyle hesaplayın . vermezse ödemeyi kabul edip ibraname altına fazlaya ilişkin haklarım saklıdır diye yazın.


Düzenli hale gelmiş sosyal yardımlar tamam da bahşişleri nasıl bordro yaptınız bunu anlayamadım? :)
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

Yemek ve yol başka bir işyerine yaptırılıyor ve faturalanıyorsa eklenemez benim bildiğim.
ihbar süreniz 31/01 de bitiyor ve izne hak kazanamıyorsanız iznide alamazsınız.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

HAZELSU ' Alıntı:
çalışırken iyi de , işveren çıkış verdiği zaman neden kötü olur. bu zamana kadar çalışmış , şimdi kalkmış haktan hukuktan bahsediliyor. ben kimseyi savunmuyorum ama , bence işverenlere bu kadar da yüklenmemek gerek. gün gelir yine birlikte çalışma durumu olabilir. aralık kalan kapılara kilit vurmaya ne gerek var anlamıyorum. yeri geliyor benimde çok hakkım yeniyor. ama allah işverenimden razı olsun onun sayesinde ekmeğimi kazanıyorum ben. iyi ya da kötü sonuçta kazanıyorum çoook şükür. şikayet etmektense birazda şükredelim bence ;)

Bu tür çalışma anlaşması işçiler tarafından değil işveren tarafından teklif ediliyor. Hatta teklif edilmiyor dikte ediliyor. İşsiz bir insanın çaresizlik anında onun bu ihtiyacından faydalanarak yapılan sözleşmeyi haklı hukuklu bulmanıza anlam veremedim.

İşverenleri bu konuda anlamak da ayrıca mümkün değil. Bir kural varsa uymak zorundalar. Eğer mevcut şartlara göre işçi çalıştıramayacaklarsa çalıştırmasınlar. Herkes basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumundadır. İşveren olmanın şartlarını vergi ssk oranlarını bir işçinin maliyetini bırakın bir mali müşavire danışarak öğrenmeyi internetten bile araştırsanız çok rahatlıkla bulabilirsiniz.

İşverenler işçilerin sonradan hak taleplerinde haktan hukuktan bahsedeceklerine öncelikle iş kurarken benim sermayem bu işe yetiyor mu? sgk ve vergi konumuna göre nasıl personel çalıştırırım gibi konularda öncelikle karar vermeliler eğer yapamayacaklarsa işe girmemelidirler.

Ayrıca bir personelle yapılan bak sgk nı düşük göstericez haaa şeklindeki bir anlaşmaya güvenerek işçi ile iş ilişkisi kurmak da basiretli iş adamı olmakla uzaktan yakından bağdaşmıyor. Bu nasıl bir mantıktır? Bir işadamı kendisini işçinin açacağı davalara apaçık bir halde bırakarak böyle bir iş ilişkisine nasıl girer?

Mevcut sistemde hakkıyla sgk primi ödeyip, bildirimde bulunanlara karşı dünyanın haksız kazancını sağla, 10 yıl 10 binlerce lira sgk primini düşük göster. Sonrada işçi bana dava açıyor bu haksızlıktır de. Bu olur mu?

Daha sonrasında değineceğim konu ise, işverenlerin işçi ile bu tip ilişkilere girerek işçileri gereken disiplinde çalıştıramamaları, 3 4 yılı dolmuş personel hemen kıdem kazanıyor ve her türlü haklarını alacağından emin olduğu için iş yeri disiplininde bir çok problemler yaşanıyor. 15 yıldır sgk ücretini düşük gösterdiğiniz bir işçi işe saatinde gelmezse fırça atmaktan imtina ediorsunuz çünkü haklarını anında alabileceğini biliyorsunuz.

Kaldı ki arkadaşın durumunda işveren ile yapılmış muvazaalı bir sözleşme de yok. Giyidirilmiş brüt ücret meselesi tartışma konusu. Bunu işveren uygulamamışsa bu uygulamadan işverenin haberi olmaması çoğu zaman doğal karşılanıyorken işçinin anında itiraz etmesi nasıl talep edilebilir?

İşçi elbette iş akdi sona erme aşamasında bir bilene danışacaktır. Çoğu işçinin bir bilene bile ulaşma şansı yok. Görüldüğü üzere arkadaşımız buradan görüş talep etmiş. "Çalışırken iyi de" dediğiniz meselede işçi haklarının tamamını bilmiyor bile olabilir. İşverenin bunu ona eksiksiz ödemesi şarttır. Yoksa örnekte olduğu gibi işçi sonradan öğrenip talep eder.

neyse bu mesele uzun.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

BlueRainbow ' Alıntı:
merhaba;
benim bi sorunum var yardımcı olursanız sevinirim.
08.03.2003 tarihinde başladığım işimden 31.01.2011 itibariyle işten çıkarılıyorum.
1. yıllık izinlerimi gecen süreler içinde her yıl düzenli olarak kullandım ama işten çıkarılacağım yılın izin parasını 36 gün daha çalışıp ayrılsaydım alabileceğimi yılın dolmadığı gerekçesiyle alamayacağımı söylediler.alabilirmiyim verilmelimidir??
2. yol, yemek ve ayrıca şirket içinde (sosyal tesiste) kullanılmak üzere verilen 55 liralık bi düzenli harcama limitim var ama bunlar bordroda hiçbir şekilde gösterilmiyor ayrıca yol ve yemek şirkette taşeron bir şirket aracılığıyla verildiği ve bağlı olduğum işyeri bunları başka bir şirkete fatura ettiği için bi hak iddaa edemeyeceğimi ve alamayacağımı söylüyor ne yapabilrim?
Beni bu konu hakkında bilgilendirirseniz size çok teşekkür ederim.


Size işten çıkarılacağınızı ne zaman ihbar ettiler? yazılı bildirim ne zaman yapıldı?
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

Battıbalıkyangider'e katılıyorum.
Neden işveren yönünden bakacağım olaya.
Hakları yenen benim.
Ayrıca kimse kimseye ekmek vermiyor. Bedavadan almıyor işçi aylığını.
Çalışarak hak ederek kazanıyor.
Ekmek veriyor dediğinizde havadan alıyor izlenimi doğuyor.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

Ayrıca Alelade Bahşiş ile çalışıyor olsa bile bir işçinin sgk ya bildirilmesi ve primlerinin ödenmesi gerekmektedir. Bir işçinin sadece bahşişle çalışıyor olduğunda bile nasıl bildirilmesi gerektiğini aşağıdaki yazısı ile bir iş müfettişi gayet güzel izah etmiş.


Bahşiş Usulüyle Çalışanların SGK?ya Bildirilmesi
28 Eylül 2010


Bahşiş, Farsça kökenli bir kelime olup 'yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para' anlamında kullanılmaktadır.

Bahşiş dünyada ve ülkemizde yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. ABD'de ödenen ücretin yüzde 15-20'si oranında bahşiş beklenirken, Fransa'da yüzde 12-15 oranında servis ücreti, genellikle otel ve restoran faturalarına eklenirken, küçük bir bahşiş daha beklenmektedir. Türkiye'de ise otoparktan vestiyere, bardan restorana, otelden kuaföre kadar her yerde, her zaman bahşiş beklenmektedir. Son zamanlarda, önceki uygulamalardan farklı olarak servis öncesi yüklü bir bahşiş ödenmekte, böylece gidilen restoran, otel, bar gibi yerlerde daha iyi hizmet alınması amaçlanmaktadır(1).



Sosyal güvenlik mevzuatı açısından bahşişin ücret niteliğinde olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Daha sonra bu duruma 4857 sayılı İş Kanunu ile açılık getirilerek konu yasal zemine oturtulmuştur. Diğer taraftan bahşişin verildiği işyerinde ücret karşılığı çalışan işçilerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildirimi yapılacak olan Sigorta Primine Esas Kazancın (SPEK) tespitinin nasıl yapılacağı, işverenin işyerinde herhangi bir ücret ödemeksizin sadece müşterilerden alınan bahşişler kapsamında çalıştırdığı kişilerin SPEK miktarının tespitinin nasıl olacağı merak edilen konuların başında gelmektedir.



II- BAHŞİŞ USULÜYLE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIĞI



Hizmet akdi bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder(2). Buna göre, hizmet akdi iki taraflı akitlerden olup, tarafları bir­ birine taahhütle bağlamakta, dolayısıyla hizmet akdinde bağımlılık şartı olmaktadır. Bunun yanında işçinin işverenin işyerin­de veya onun göstereceği yerde çalışması, buna karşı bir ücret alması gerekmektedir.



Hizmet akdinin tanımında da belirtildiği üzere akdin oluşmasında ücret önemli bir yere sahiptir. Bahşiş usulüyle çalışanların müşterilerden aldıkları bahşişlerin ücret niteliğinde sayılıp sayılmayacağı merak edilen bir husus olsa da konu İş Kanunu'nda açıkça belirtilmiştir. Buna göre işyerlerinde, işverenden ücret almayıp müşterilerden bahşiş şeklinde aldıkları paralarla hizmet gören sinema, tiyatro, konser salonu gibi eğlence yerlerinde program dağıtan ve yer gösterenler, otel, pansiyon, lokanta, gazino, kahvehane gibi işyerlerinde servis mukabil bahşiş usulüyle çalışan garson ve benzeri işçiler bu işyerlerinin işverenleri ile zımni de olsa bir akit yapmış olacaklarının kabulü ve bunun bir hizmet akdi niteliğinde görülmesi gerekmektedir. Yapılan hizmet kar­şılığının üçüncü şahıslar tarafından ödenmesi, akdin mahiyetini de değiştirmeyeceğine göre, alınan bahşiş ücret sayılacak­tır. Bu itibarla, hizmet akdine müsteniden çalıştıkları kabul edilen bu kimselerin 5510 sayılı Kanun'un 4-a kapsamında sigortalı sayılması gerekmektedir.



Konuyla ilgili Yargıtay kararları da mevcuttur. Bir örnek vermek gerekirse; 'İş sözleşmesini karakterize eden unsurlar, 'zaman', 'bağımlılık' ve 'ücret' olarak sıralanmaktadır. Ücret unsurunun yokluğu durumunda çalışma ya vekâlet sözleşmesine ya da bir sözleşme ilişkisi bulunmaksızın hatır, yardım, dayanışma, arkadaşlık gibi bir nedene dayanmaktadır. Dosya içeriğinden; davacının davalıya ait işyerinde tuvalet bekçiliği ve temizliği işi yanında masa örtülerinin yıkanması işini yaptığı, karşılığında ücret olarak müşterilerden bahşiş aldığı anlaşılmaktadır. İş sözleşmesinin unsurları olan 'zaman, bağımlılık ve ücret' koşulları gerçekleşmiştir'(3).



III- BAHŞİŞ USULÜYLE ÇALIŞANLARIN SGK'YA BİLDİRİLMESİ



Uygulamada sadece üçüncü kişilerden (müşterilerden) aldıkları bahşişlerle çalışanlar, belirli bir ücret ve bahşişin toplamı üzerinden ücret ödemesi ile çalışanlar karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda işyerinde yalnızca bahşiş veya ücret-bahşiş toplamı kazanca sahip sigortalıların Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildiriminde Sigorta Primine Esas Kazancın (SPEK) tespitinin nasıl yapılacağı sorusu akla gelmektedir.



A- SADECE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEN ALDIKLARI BAHŞİŞLERLE ÇALIŞANLARIN SGK'YA BİLDİRİLMESİ



Çalışma hayatında, işveren ile sigortalı arasında -ücret unsuru işverence herhangi bir ücret ödemeksizin sadece müşterilerden alınan bahşiş olmak üzere- hizmet akdi yazılı veya sözlü olarak yapıldığı görülmektedir. Bahşişin, yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para anlamına geldiğini belirtmiştik. Başka bir ifade ile bahşiş, hizmetten yararlananların yani müşterilerin takdirine göre miktarı belirlenmiş bulunan bir ödeme niteliğindedir. Bu yüzden sadece bahşiş ile çalışan sigortalıların elde ettikleri bahşişlerin miktarının tespiti oldukça zordur. Bu doğrultuda işyerlerinde işverenden ücret almayıp müşterilerden bahşiş şeklinde aldıkları paralarla hizmet gören kişilere ait sigorta priminin, sigorta primine esas kazancın alt sınırı(4) üzerinden bildirilmesi gerekmektedir.



B- BELİRLİ BİR ÜCRET VE BAHŞİŞİN TOPLAMI KAZANCA SAHİP SİGORTALILARIN SGK'YA BİLDİRİMİ



Yine çalışma hayatında sadece bahşiş ile çalışan sigortalıların yanında belirli bir ücret ve alınan bahşişlerin toplamı ile çalışanlar karşımıza çıkabilmektedir. Bu durum işveren sigortalı arasında yazlı veya sözlü yapılan hizmet akdi ile olabileceği gibi sözleşmede bahşiş hususundan bahsedilmediği durumlar da olabilmektedir. Ne var ki uygulamada otel, pansiyon, lokanta, gazino, kahvehane gibi işyerlerinde bahşiş sıkça verilmektedir.



Bahşiş verilebilecek herhangi bir ortamda, bahşişin kişiye özel değil de genel olarak verilme amacı güdülerek üretilmiş, daha çok ücreti ödediğiniz yerdeki masanın üzerinde duran, bahşiş saklama kutusu bulunmaktadır. Bu uygulamada verilen bahşişler tüm çalışanlar tarafından kasada ayrı bir yerde toplanmaktadır. İsteğe göre toplanan bahşişler günlük, haftalık veya aylık olarak çalışanlara işyerindeki pozisyonlarına göre dağıtılmaktadır. Dağıtılan bahşişlerin kayıt altına alınması ve işyerinde çalışan kişinin aylık ücretine eklenerek SGK'ya bildirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Örneğin, Bay (A) çalıştığı (X) Lokantasında aylık net 700,00 TL ücretle çalışmaktadır. Bay (A) cari ayda net 200,00 TL bahşiş geliri elde ettiğinde, işveren tarafından SGK'ya bildirimi net 900,00 TL üzerinden yapmasının hakkaniyete ve sosyal güvenlik mevzuatına uygun olacağı düşüncesindeyiz. Hemen belirtelim sigortalının normal ücretine eklenen bahşiş gelirlerinden sigorta primleri işçi paylarının ve gelir vergisinin 200,00 TL'den mahsup edilmesi gerekmektedir.



Bilindiği üzere SGK tarafından yapılan yeni düzenleme ile işverenler bundan böyle sigortalılık bildirimlerini yaparken çalışanlarına ait ücret ve primleri Aylık Prim ve Hizmet Belgesinde ayrı ayrı gösterecektir. Bu halde çalışanlara ücret harici ödenen bahşişin asıl ücret niteliğinde olmadığı, prim, ikramiye ve benzeri nitelikte bir ödeme olduğu, böylece ücret ödemesinin ve bahşiş ödemesinin işyeri yasal defter ve dayanağı belgelerinde ayrıntılı olarak tutulması ve SGK'ya yapılacak bildirim sırasında Aylık Prim ve Hizmet Belgesinde ayrı ayrı gösterilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyiz.



IV- SONUÇ



Bahşiş usulü ile çalışmalarda; bahşişin ücret niteliğinde olduğu ve işçi-işveren arasında hizmet akdinin oluştuğu 4857 sayılı İş Kanunu'nda belirtilmektedir. Dolayısıyla söz konusu çalışanlar 5510 sayılı Kanun'un 4-a kapsamında sigortalı oldukları açıktır.



Sinema, tiyatro, konser salonu gibi eğlence yerleri ile otel, pansiyon, lokanta, gazino, kahvehane gibi işyerlerinde bahşiş uygulaması sıkça karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu işyerlerinde sadece bahşiş usulüyle çalışanların SGK'ya bildirimlerinin SPEK alt sınır üzerinden yapılması gerekmektedir. Belirli bir ücret ile bahşişlerin toplamı üzerinden veya belirli bir ücret üzerinde hizmet akdi imzalanmakla birlikte bahşişin sıkça uygulandığı işyerlerinde aylık kazanca, bahşiş kutusunda toplanan ve çalışanların pozisyonlarına göre dağıtılan bahşişlerin de eklenerek SGK'ya bildirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Günlük çalışma hayatında toplanan bahşişlerin çalışanlara paylaştırıldığı ancak SGK'ya bildirilmediği sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak çalışanların aylık ücretlerinin yanında dağıtılan bahşişlerin de SGK'ya bildirilmesinin hakkaniyete ve sosyal güvenlik mevzuatına uygun olacağı kanaatindeyiz.



Mehmet KARA*

Yaklaşım



* Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi



(1) http://www.aktob.org (Akdeniz Otelciler Birliği'nin yayın organı Resort Dergisi'nde yer alan araştırma)

(2) 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 313. maddesi

(3) Yrg. 9. HD.'nin, E. 2008/17096, K. 2008/12749 sayılı Kararı.

(4) 01.07.2010 ' 31.12.2010 döneminde SPEK alt sınırı 760,50 TL'dir.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

Resul Kurt Hocanın da bir yazısını paylaşmak isterim.
Bütün bu yaklaşımların hepsinden de anlaşılacağı üzere Bahşiş varsa onlarında tutarları brüt ücrete elbetteki dahil edilecektir.


14 Ocak 2009


Bahşiş Karşılığı Çalışanlar Sigortalı Olur mu?


Resul KURT

[email protected]

www.resulkurt.com

Bahşiş Karşılığı Çalışanlar Sigortalı Olur mu?

İşyerlerinde işverenden ücret almayıp müşterilerden yüzde usulüyle veya bahşiş şeklinde aldıkları paralarla hizmet gören kişiler (Örneğin : sinema, tiyatro, konser salonu gibi eğlence yerlerinde program dağıtan ve yer gösterenler, otel, pansiyon, lokanta, gazino, kahvehane gibi işyerlerinde servis karşılığı bahşiş ve yüzde usulüyle çalışan garson ve benzeri işçiler) bu işyerlerinin işverenleri ile zımni de olsa bir akit yapmış olacaklarının kabulü ve bunun bir hizmet akdi niteliğinde görülmesi gerekmektedir.

Yapılan hizmet karşılığının üçüncü şahıslar tarafından ödenmesi, akdin mahiyetini de değiştirmeyeceğine göre, alınan bahşiş ve yüzdeler de ücret sayılmaktadır.

Bu itibarla, hizmet sözleşmesine istinaden çalıştıkları kabul edilen bu kimselerin 5510 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca sigortalı olmaları gerekmektedir.

İşyerlerinde işverenden ücret almayıp müşterilerden yüzde usulüyle veya bahşiş şeklinde aldıkları paralarla hizmet gören kişilere ait sigorta priminin, sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden bildirilmesi gerekmektedir.

Oteller, lokantalar, eğlence yerleri ve benzeri yerler ile içki verilen ve hemen orada yenilip içilmesi için çeşitli yiyecek satan yerlerden "yüzde" usulünün uygulandığı müesseseler, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine tabidir. Bu işyerlerinde, işveren tarafından servis karşılığı veya başka isimlerle müşterilerin hesap pusulalarına "yüzde" eklenerek veya ayrı şekillerde alınan paralarla, kendi isteği ile müşteri tarafından işverene bırakılan veya işverenin kontrolü altında bir araya toplanan paraları, işveren, işyerinde çalışan tüm işçilere eksiksiz olarak ödemek zorundadır.

Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde, işveren, her hesap pusulasının genel toplamını gösteren belgeyi, toplu iş sözleşmesinin uygulandığı işyerlerinde sendika temsilcisine, diğer işyerlerinde seçilmiş işçi temsilcisine vermekle yükümlüdür. Bu belgenin şekil ve uygulama usulleri, iş sözleşmelerinde veya toplu iş sözleşmelerinde gösterilmektedir.

Bu belgeler ve belgelerin esas alındığı kayıtlar, beş yıl süreyle saklanacaktır. Servis dışında çalışan işçilerin hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücretleri karşılığı olarak işveren tarafından ödenecek paraların hesabında, bu işçilere yüzdelerden düşen paylar da dikkate alınmalıdır. Bu hesaplama yüzde ile çalışan işçiler için İş Kanununda öngörülen esaslara göre yapılır.

T.C. YARGITAY

10. Hukuk Dairesi

02.05.1983,2104/2251

ÖZET: Avukat yazıhanesinde part-time usulüyle çalışan kimse velev ki ücret yerine bahşiş dahi almış bulunsa, sigortalı sayılmalıdır. Zira bahşiş iş ve sosyal sigorta hukukları açısından ücret kavramına dahildir.
 
Ynt: Tazminat ve izin yol yemek paraları hakkında

battibalikyangider ' Alıntı:
HAZELSU ' Alıntı:
çalışırken iyi de , işveren çıkış verdiği zaman neden kötü olur. bu zamana kadar çalışmış , şimdi kalkmış haktan hukuktan bahsediliyor. ben kimseyi savunmuyorum ama , bence işverenlere bu kadar da yüklenmemek gerek. gün gelir yine birlikte çalışma durumu olabilir. aralık kalan kapılara kilit vurmaya ne gerek var anlamıyorum. yeri geliyor benimde çok hakkım yeniyor. ama allah işverenimden razı olsun onun sayesinde ekmeğimi kazanıyorum ben. iyi ya da kötü sonuçta kazanıyorum çoook şükür. şikayet etmektense birazda şükredelim bence ;)

Bu tür çalışma anlaşması işçiler tarafından değil işveren tarafından teklif ediliyor. Hatta teklif edilmiyor dikte ediliyor. İşsiz bir insanın çaresizlik anında onun bu ihtiyacından faydalanarak yapılan sözleşmeyi haklı hukuklu bulmanıza anlam veremedim.

İşverenleri bu konuda anlamak da ayrıca mümkün değil. Bir kural varsa uymak zorundalar. Eğer mevcut şartlara göre işçi çalıştıramayacaklarsa çalıştırmasınlar. Herkes basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumundadır. İşveren olmanın şartlarını vergi ssk oranlarını bir işçinin maliyetini bırakın bir mali müşavire danışarak öğrenmeyi internetten bile araştırsanız çok rahatlıkla bulabilirsiniz.

İşverenler işçilerin sonradan hak taleplerinde haktan hukuktan bahsedeceklerine öncelikle iş kurarken benim sermayem bu işe yetiyor mu? sgk ve vergi konumuna göre nasıl personel çalıştırırım gibi konularda öncelikle karar vermeliler eğer yapamayacaklarsa işe girmemelidirler.

Ayrıca bir personelle yapılan bak sgk nı düşük göstericez haaa şeklindeki bir anlaşmaya güvenerek işçi ile iş ilişkisi kurmak da basiretli iş adamı olmakla uzaktan yakından bağdaşmıyor. Bu nasıl bir mantıktır? Bir işadamı kendisini işçinin açacağı davalara apaçık bir halde bırakarak böyle bir iş ilişkisine nasıl girer?

Mevcut sistemde hakkıyla sgk primi ödeyip, bildirimde bulunanlara karşı dünyanın haksız kazancını sağla, 10 yıl 10 binlerce lira sgk primini düşük göster. Sonrada işçi bana dava açıyor bu haksızlıktır de. Bu olur mu?

Daha sonrasında değineceğim konu ise, işverenlerin işçi ile bu tip ilişkilere girerek işçileri gereken disiplinde çalıştıramamaları, 3 4 yılı dolmuş personel hemen kıdem kazanıyor ve her türlü haklarını alacağından emin olduğu için iş yeri disiplininde bir çok problemler yaşanıyor. 15 yıldır sgk ücretini düşük gösterdiğiniz bir işçi işe saatinde gelmezse fırça atmaktan imtina ediorsunuz çünkü haklarını anında alabileceğini biliyorsunuz.

Kaldı ki arkadaşın durumunda işveren ile yapılmış muvazaalı bir sözleşme de yok. Giyidirilmiş brüt ücret meselesi tartışma konusu. Bunu işveren uygulamamışsa bu uygulamadan işverenin haberi olmaması çoğu zaman doğal karşılanıyorken işçinin anında itiraz etmesi nasıl talep edilebilir?

İşçi elbette iş akdi sona erme aşamasında bir bilene danışacaktır. Çoğu işçinin bir bilene bile ulaşma şansı yok. Görüldüğü üzere arkadaşımız buradan görüş talep etmiş. "Çalışırken iyi de" dediğiniz meselede işçi haklarının tamamını bilmiyor bile olabilir. İşverenin bunu ona eksiksiz ödemesi şarttır. Yoksa örnekte olduğu gibi işçi sonradan öğrenip talep eder.

neyse bu mesele uzun.

Ben işveren haklıdır demiyorum önce bunun altını çizmek isterim. Keşke bütün işverenler herkesin hakkını verse , ama şöyle bir durum var ki. Balık baştan kokar , bizim devletimizde iş yokki , işverenden ne bekliyorsunuz. Hak demiş başka bir arkadaşta , kim hakettiğini alıyor çok merak ettim. Ben sadece bir gerçekten bahsediyorum. Bizim ülkemizde işsiz o kadar insan var ki , bence yukarıda arkadaşın bahsettiği gibi çok ufak tefek şeyleri olay haline getirmemek gerekir. Hayır şunun için söyledim .ben şuan çalıştığım firmada 7 senedir çalışıyorum. ilk bir seneden sonra 359 günde olmayan bir sözleşme uydurup sözleşmen bitti dediler. aradan 8 ay geçtikten sonra süresiz sözleşmeli olarak işe geri aldılar. ben sadece biraz daha yapıcı olamk gerektiği vurguladım hepsi bu. köprüleri yıkmaya gerek yok , iş tilki hesabına dönerse eğer diye ;)
 
Üst