T
T U R K O
Ziyaretçi
SAMİ USLU
Hükümetler, giderek daha iyi anlıyor ki; küreselleşmenin tamamen mobil hale getirdiği para, kendisine en iyi muameleyi yapan ülkeye doğru akıyor. Hatta, parayla birlikte, paranın sahipleri de aynı ülkeye yerleşiyor.
Parayı ve zengin sahiplerini gurbete çıkartan bir numaralı faktör ise anavatandaki aşırı baskıcı vergi yasaları. Yani, bir ülkenin vergi mevzuatı, o ülkenin uluslararası kaynak paylaşımında başlıca rolü oynuyor. Yeni vergi yasa taslağını bir de bu açıdan yorumlamamız gerekiyor.
Yeni kanun taslağına göre, mükellefin yıl içindeki harcamalarıyla beyan ettiği gelir arasında uyum aranacak. Gelir olarak beyan edilen rakam ile harcamalar çok farklı olursa mükellef uyarılacak; mükellef haklı bir gerekçe ortaya koymaz veya çelişkili durumu düzeltmezse incelemeye tabi tutulacak. Taslak, bazılarınca eski "Nereden buldun?" yasasına benzetildi. Doğrusunu söylemek gerekirse, şimdiki taslak eski yasadan önemli ölçüde farklı ve kağıt üzerinde makul görülüyor. Şöyle ki; soruşturma konusu vatandaşın serveti değil, harcamaları, inceleme süresi ise geriye doğru bir yıl ile sınırlandırılmış. Ancak yasa taslağı, uygulama bakımından dikkat edilmesi gereken bazı noktalar ihtiva ediyor. Mesela, vatandaş aslında geliri kadar harcama yapıyor, fakat gelirlerinin bir bölümü kayıt dışı çalışmalarından ileri geliyorsa ne olacak?
Yarı yarıya kayıt dışı işleyen bu ekonomide, nispeten en düzgün çalışan firmalarda bile, aşırı oranlardaki vergi ve sosyal güvenlik kesintilerinden kaçınmak için ücret ve maaşlar düşük gösteriliyor. Çalışanların ise işverenin bu uygulamasına müdahale etmeleri veya itirazda bulunması sadece işsiz kalmalarına sebep olur. Ticari, zirai geliriyle geçinenlerin de durumu bundan farksız. Hepimiz biliyoruz ki; Türkiye'de her aldığı mal veya hizmet için fatura diye tutturan ticari hayattan silinir.
Köyden şehre göç edenlere, ailenin köyde yaşamaya devam eden üyeleri düzenli olarak kendi bahçe, tarla ve hayvanından elde ettiği tereyağı, peynir, bakliyat, meyve ve sebzeyi gönderir. Kırsaldan gelen ve bugünkü şartlarda belgelenmesi imkansız olan bu katkı, gıda masrafını sıfıra yakın dereceye getirdiğinden, kentteki aile azası, gelirini başka gider kalemlerine yöneltme imkanı bulur. Bu yüzden de gelir ve harcama miktarları tutarsızmış gibi görünebilir.
Çok harcama yapanlar, aynı zamanda büyük servet sahibi insanlardır. Örneğin, deniz yatıyla ilgili harcamalarından dolayı sorgulanan bir mükellef, otomatikman sahip olduğu yatından (servetinden) dolayı sorgulanmış olacaktır. 1990'lı yıllarda gazete ilanıyla BMW arabamı satışa çıkartmıştım. Bir vergi elemanı beni hiç tanımadan, çalışma hayatım hakkında hiçbir fikir edinmeden nerede ne kazandığımı, hatta o sırada ne iş yaptığımı sormadan "Böyle bir arabayı hangi parayla aldın?" sorusunu yöneltmişti. Bu tür uygulamalara, Cumhuriyet tarihinin en başarılı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan zamanında son verildi.
Yeni vergi yasası taslağının başarısı, Maliye elemanlarının ülkemizin kendine has sosyoekonomik gerçeklerini nazara almasına, akıl, mantık ve vicdan ölçüleri dahilinde davranmasına bağlı olacaktır. Aksi takdirde, diğer ülkelerden Türkiye'ye kaynak aktarayım derken, elimizdeki kaynağı kaybederiz.