Ynt: Yap-İşlet-Devret muhasebe uygulamaları.?
vedder25 ' Alıntı:
merhaba arkadaşlar yap işlet devret işletmelerinde maliyet ve her yıl yenileme maliyeti nasıl muhasebeleştirilir.
yardım ederseniz sevinirim.
YAP İŞLET DEVRET MODELLERİ VE VERGİSEL PROBLEMLERİ
Tahir ÖZCAN
I. Giriş
Kollektif ihtiyaçların düzenli ve sürekli bir şeklide karşılanarak kamu menfaatlerinin sağlanmasını amaçlayan Yap-İşlet-Devret (YİD) modelleri aslında özel hukuk sermaye şirketleri tarafından yerine getirilen kamu hizmetinden başka birşey değildir.
II. Yap-İşlet-Devret Modelinin Esası ve Özellikleri
Yazımızın ilerleyen bölümlerinde daha da ayrıntılı açıklayacağımız gibi; yüksek teknoloji ve büyük mali kaynak gerektiren kamu hizmetlerinin özel hukuk sermaye şirketleri tarafından gerçekleştirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz yeni bir özel finansman modelidir.
Bu sistemde idare sermaye şirketi olan bir tüzel kişiyle bir kamu hizmetinin uzun süreli olarak kurulması ve işletilmesi için hizmetten yararlananlardan alınacak bir bedel karşılığında ve giderleriyle kar zarar özel girişimciye ait olmak üzere, idari imtiyaz sözleşmesi olarak adlandırılan bir sözleşme yapar.
Bu model daha çok elektrik üretimi, otoyol yapımı gibi ileri teknoloji ve büyük sermaye gerektiren yatırımları gerçekleştirirken bir yandan da kamunun yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla YİD modellerinde başlıca,
? İleri teknoloji transferi sağlamak
? Yabancı sermaye girişini artırmak
? Alt yapı kamu yatırımlarındaki kamu payını azaltmak
? Yatırımlar arasında seçimi kolaylaştırmak
? Bazı alanlara ilgiliyi artırmak
? Bölgeler arasındaki kalkınmışlık farklılığını mümkün olan ölçüde gidermek,
gibi amaçların gözetildiğini belirtmek yerinde olacaktır.
Modelin özelliklerine gelince ;
? Tüm Riski Özel Hukuk Kişisi Yüklenmiştir;
? Tesis Her Türlü Borç ve Taahhütten ari Olarak Teslim Edilmektedir,
? Kamunun Denetim Hakkı Vardır;
? Uyuşmazlıklarda İdari Yargı Yetkilidir;
? Yüksek Maddi Kaynak ve İleri Teknoloji Gerektiren İşler İçindir;
? Kamunun Yatırımlara Ayıracağı Kaynak Azalacaktır;
? Yerli ve Yabancı Özel Kesimin Yatırımlara Katılımı sağlanmaktadır,
Yap-İşlet-Devret modelinin ilk hukuksal ve yasal temeli 19 Aralık 1984 tarih ve 3096 sayılı ?TEK Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, iletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun? düzenlemesiyle atılmıştır. Ardından 28 Mayıs 1988 tarih ve 3465 sayılı ? Yapılmış veya Yapılacak Otoyollar Üzerindeki Yolculukla İlgili Hizmet Tesislerinin Yapımı, Bakımı ve İşletilmesinin Özel Hukuk Hususlarına Tabi Sermaye Şirketlerine Verilmesi?, düzenlenmesi şeklinde devam etmiştir.
Bu düzenlemeyi 08 Haziran 1994 günü 3996 sayılı ? Bazı Yatırım ve Hizmetlerin YİD Modeli Çerçevesinde Özel Sermaye Şirketlerine Yaptırılması ? yolunda hükümler getiren yasal düzenlemeyle sürmüştür.
Yap-İşlet ve Yap-İşlet-Devret modellerinde gerek ? Yatırımlarda Devlet Yardımları? çerçevesinde, gerekse ? Diğer Yasal Düzenlemelerde Sağlanan Teşvik ve İstisnaları? aşağıdaki genel başlıklar altında toplayabiliriz.
? YİD modelleri kapsamında verilen Hazine garantileri:
? Bütçe kanununda yer alan teşvikler:
? Damga vergisi ve harçlarla ilgili teşvikler:
? Banka sigorta muamelesi vergisi ile ilgili istisnalar:
? Sermayeden doğan kur artışlarının istisna edilmesi:
? Akaryakıt fiyat istikrar fonu (AFİF) muafiyeti:
? Serbest bölge uygulaması:
? Bölgesel teşvikler:
Vergi Usul Kanunu 298. maddesinin 1. fıkrası ve aynı kanunun 151 no?lu Genel Tebliğ?i gereği imtiyazlı şirketlerin yeniden değerleme uygulaması kapsamından çıkarıldığını belirtmek yerinde olacaktır.
Gündeme geldiği dönemlerde çok tartışılan ve önce mevzuatımızca kabul edilmemesine rağmen daha sonra yasalarımızda yerini alan ? Uluslararası Tahkim ? konusuna da kısaca değinecek olursak;
Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak bu uyuşmazlığın çözümü özel kişilere bırakması olarak tanımlayabileceğimiz tahkim uygulaması, devlet yargısı dışında bir uyuşmazlık çözüm prosedürüdür.
Anayasa?nın 125. maddesinin 1. fıkrasında 4446 sayılı kanunun 2. Maddesiyle yapılan ilave ile ?kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlarına ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir? şeklinde bir ilave ile YİD modellerde yapılan imtiyaz niteliği taşıyan tahkim uygulanabilir duruma gelmiştir.
III. İşletme Hakkı Devri
İşletme hakkı; herhangi bir tesisin mülkiyet hakkı devreden tarafta saklı kalmak üzere belirli bir süre ve bedel karşılığında sözleşmede belirlenen usul ve esaslar dahilinde kar/zarar işletme hakkı devralan tarafa ait olmak üzere gerçek ve/veya tüzel kişiler tarafından işletilmesidir.
1- VUK Açısından:
Borçlar Kanunu çerçevesinde işletme hakkı devirleri hasılat kirası özelliği taşımaktadır.
İşletme hakkı devir bedeli belli bir süre için ödendiğinden ilgili yıla isabet eden işletme hakkı devir bedelinin gider yazılması ancak izleyen yıllara isabet eden bedelin aktifleştirilmesi gerekir. VUK?un 283. Maddesi uyarınca ?gelecek bir hesap dönemine ait peşin ödenen giderler ? mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerlenir.? GVK?nın 40/1 maddesi uyarınca ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderler yapılan kazancın safi tutarının hesaplanmasında indirilir. Bu yüzden peşin ödenen işletme hakkı devir bedellerinde sadece ilgili yıla düşen kısmın sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği?nde 28- Gelecek Yıllara Ait Giderler ve Gelir Taahhukları Hesabı?nda VUK?un 283. Maddesine paralel bir düzenleme yapılmıştır. Hesap açıklaması aynen şu şekildedir; ?bu hesap peşin ödenen ve cari dönem içinde ilgili gider hesaplarına kaydedilmemesi gereken, gelecek yıllara ait giderleri izlemek için kullanılır. Gelecek yıllarla ilgili gider ve maliyet hesaplarına borç kaydedilecek olan peşin ödenen giderler bu hesabın borcuna kaydedilir. İlgili hesap dönemlerinde bu hesabın alacağı karşılığında dönen varlıklardaki Gelecek Aylara Ait Giderler Hesabı?na gerekli aktarmalar yapılır.?
İşletme hakkının konusunu tesis oluşturduğunda değerlendirmenin yukarıda açıklanan şekilde yapılması gerekmektedir. aynı şekilde ticaret unvanı veya patent gibi gayri maddi hakkın kiralanması söz konusu olduğunda hak bedelinin kira (yararlanma ) süresine göre itfa edilmesi gerekir. Gayri maddi haklar VUK?un 269 ve 262.maddelerine göre maliyet bedeli ile değerlenir. Gayrimenkullerin değerlemesine ilişkin VUK?un 269, 270, 271 ve 272. Maddeleri ile gayrimenkullere ilişkin amortisman hükümleri gayrimaddi haklar için de geçerlidir. 01.01.1983 tarihinden önce iktisap edilen kıymetlerle ilgili genel amortisman tablosunda haklarla ilgili düzenlemeye de yer verilmiştir. Buna göre haklar amortismanlara ilişkin genel tablonun XI-a bölümü uyarınca kendilerinden faydalanılacak sürelere göre amorti edilir. Bu sürelerin sözleşmelerle tespit veya resmi bir makam tarafından tescil edilmiş olması gerekir. 01.01.1983 tarihinden sonra iktisap edilen haklarla ilgili genel hükümler geçerlidir. Bu durum uygulama farklılığı yaratmamaktadır. Haklar yine kendilerinden faydalanılacak sürede itfa edilmekte veya hak bedellerinden ilgili yıla isabet eden kısmı sonuç hesaplarına intikal ettirilmektedir. Muhasebe Uygulama Genel Tebliği?nde de benzer düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre imtiyaz, patent, lisans, ticari marka ve ünvan gibi bir bedel ödenerek elde edilen bazı hukuki tasarruflar ile kamu otoritelerinin işletmeye belirli alanlarda tanıdığı kullanma yararlanma gibi yetkiler dolayısıyla yapılan harcamalar 260-Haklar Hesabı?nda izlenecektir. Edinilen haklar maliyet bedelleri ile bu hesaba borç kaydedilecek ve yararlanma süresi belli ise yararlanma süresinde, belli değilse beş yıllık sürede eşit taksitlerle itfa olunarak yok edilir.
İşletme hakkı olarak tabir edilen hasılat kirasına ilişkin kiracılık hakkı medeni hukukta gayri maddi hak olarak değil maddi bir hak olarak yer aldığından ödenen işletme hakkı devir (kira) bedellerinin VUK?un 283. Maddesine göre değerlenip 280 nolu hesapta muhasebeleştirilmesi gerekir.