işkazaları ve meslek hastalığına yakalanma riskini önleyici tedbirler önceden sıkı bir şekilde alınmalı ve çalışmalar yapılıp bu konuda bir komisyon ve başkan seçilmeli işçinin sağlığına azami dikkat edilmeli ve bu konuda öok çeşitli seminer ve çalışmalar yapılmalıdır.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Yeni İş Kanunu Çıksaydı !!!
- Konbuyu başlatan HResources
- Başlangıç tarihi
işçi merdivenden düştü iş kazası, kendine ait koliyi düşürdü iş kazası,arkadaşlarıyla kavga etti iş kazası,işçi arkadaşlarından herhangi bir tahrik olmadan kalp krizi geçirirse bu iş kazası değil,bunun haricinde herşey iş kazası,iki işçi yumruklaştı bu da iş kazası.Buna bir açıklık getirilmeli.
HResources
Katkı Sunan Üye
eren' Alıntı:1 yıldan sonraki artan izin ücretleri de tıpkı kıdem tazminatında olduğu gibi bakiyeleri ile birlikte ödenmeli.işçi, 1 yıl 10 ay 20 gün çalışıp çıkışa giderse ve izin kullanmadıysa 1 yıllık izin parasını alır gerisini alamaz.Birdaha aynı işverene bağlı çalışırsa,işveren onu kandırmazsa ve kendi bilgiside varsa belki ilerde alır ama gene bakiye verir.Bu sebeptan dolayı nasıl 1 yıl 10 ay 2 gün çalışan işçiye günü gününe kıdem veriliyorsa izin parasıda verilmeli diye düşünüyorum.teşekkürler.
Merhaba,
Parantez içinde ,
Ben yukarıda yazdığım konuyu şu şekilde yorumlamıştım.
Bir çalışanı düşünün, ne bağ var ne bahçe.Evden işe, işten eve...
Bu kişi haftada 6 gün çalışıyor, 1 gün izin yapıyor.İzninde ailesiyle pikniğe gidiyor, eş dost ziyareti yapıyor.6 günün acısını çıkarıyor, bütün yükünü üstünden atıyor.Başlıyor yepyeni, tertemiz bir haftaya.
Bu kişinin 20 işgünü izin hakkı var.Aynı zamanda bu kişi kaynak ustası.
Şimdi bu kişi izin kullanmak istermi Allah aşkına...
İzinde ne yapacak.Gidecek kahvehaneye çay sigara, çay sigara.Hem maddi zarar hem de keseye.Bütün gün evde...
Gelelim işverene...İşverende izine çıkartamıyor.Yapılması gereken bir sürü iş var.
Şimdi sen bu adama 20 günlük parasını versen, sizce nasıl olur.
Hayır ben şunu demiyorum."İşveren isterse, izin hakkını para ile ödeyebilir" ilavesi yapılsın demiyorum.
Ben şunu söylüyorum; :idea:
"İşçi ve İşveren arasında mutabakat sağlanarak izin hakkı her iki tarafında isteği ile para ile takas edilebilir." ibaresi olabilir.
Haksızmıyım.???
Kolay gelsin.
HResources
Katkı Sunan Üye
eren' Alıntı:Evlenen erkekte kıdem tazminatı alarak çıkışını isteyebilmeli zira evlendikten sonra işini,işyerini veya ikametgahını değiştirebilir bu hak sadece kadına tanınmamalıdır.
Kesinlikle katılıyorum.Bu zaten 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 5.Maddesine aykırı bir durum bence (Eşit davranma İlkesi).
HResources
Katkı Sunan Üye
eren' Alıntı:YILLIK İZİN en fazla tarafların anlaşmasıyla 3'e bölünüyor oysa çok fazla izini olup 2-3 gün yıllık izne mahsuben giden işçiler oluyor.Bu 3'e bölünme işinin mantığını pek anlayamadım ve kalkması lazım diye düşünüyoum.
Merhaba,
Mantığı sosyal açıdan bir kişinin tatil yapabilmesi için toplu bir ardı ardına izini olması gerektiğidir.
Kolay gelsin.
K
Kemal
Ziyaretçi
Asgari Ücret
Değerli Forumdaşlar,
Yeni Kanunda çalışanları en çok ilgilendiren asgari ücret konusunda gerekli kanun düzenlemesinin yapılmasını, alın teriyle çalışan emektarların hak ettiği ücreti almasını isterdim. Aşağıdaki Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi temsilcilerinin karşı oy açıklamasında da (28.12.2004 tarih 2004/2 sayılı karar) görüleceği üzere, işçi kesiminin fazla sözü geçerli değildir.Ülkemizde genelde işveren kesimi ön planda tutulmaktadır.
Ayrıca asgari ücret üzerinden kesilen vergiler, ve sosyal güvenlik için kesilen prim asgari ücretli için çok yüksektir.Bunun sonucunda işgücü maliyetindeki artış, kayıtdışı isitihdamın yaygınlaşmasına yol açmaktadır.
Değerli Forumdaşlar,
Yeni Kanunda çalışanları en çok ilgilendiren asgari ücret konusunda gerekli kanun düzenlemesinin yapılmasını, alın teriyle çalışan emektarların hak ettiği ücreti almasını isterdim. Aşağıdaki Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi temsilcilerinin karşı oy açıklamasında da (28.12.2004 tarih 2004/2 sayılı karar) görüleceği üzere, işçi kesiminin fazla sözü geçerli değildir.Ülkemizde genelde işveren kesimi ön planda tutulmaktadır.
Ayrıca asgari ücret üzerinden kesilen vergiler, ve sosyal güvenlik için kesilen prim asgari ücretli için çok yüksektir.Bunun sonucunda işgücü maliyetindeki artış, kayıtdışı isitihdamın yaygınlaşmasına yol açmaktadır.
2005 yılında uygulanacak asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında göz önünde tutulması gereken temel husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, geçim koşullarını hesaplaması için Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)'ye görev vermiş ve DİE tek işçi için bu tutarı Aralık 2004 itibariyle net 422.059.064.- lira olarak tespit etmiştir.
Asgari ücret pazarlık ücreti değildir.
Ancak 2005 yılının başında yürürlüğe girecek asgari ücret - önceki yıllarda olduğu gibi-işveren ve hükümet tarafından yine pazarlık konusu yapılmıştır, daha da aşağıya çekilmiştir. Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından net 422.- YTL olarak hesaplanmasına karşılık asgari ücret net 350.- YTL olarak ilan edilmiştir.