Gelir Vergisi Kanunu na göre, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderler hem safi ticari kazanç ve hem de safi kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınıyor. Yani giderle kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet ilişkisi varsa; gider, kazancın elde edilmesi için yapılmışsa; yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemişse; harcamanın yapıldığı gelir doğurucu olay vergiye tabiyse; giderler vergi kanunlarına göre maliyete girmeyecek giderlerden oluşuyorsa, kazanç tespit edilirken bu tür gider matrahın tespitinde dikkate alınabiliyor. Vergi uygulamasında bu tür giderlere genel gider deniliyor. Reklam gelirleri de bu cümledendir. Ayrıca bu reklam giderlerini yurt içi veya yurt dışındaki kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla yapılmasının da gider olma niteliği açısından bir önemi yoktur.
Ancak bundan sonra yurt içi ve yurt dışı ayırımın önemi var. Çünkü 4676 sayılı Kanun un 13. maddesiyle değişen RTÜK Kanunu nun 29. maddesinin m bendine göre, yurt dışından Türkiye ye yönelik yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarına kanal, frekans ve kablo kapasitesi tahsis edilemeyecek ayrıca, bunlara Türkiye de vergi mükellefi olanlar tarafından verilen reklam ve ilÉn bedelleri vergi matrahlarından düşülemeyecek. Yani ticari kazanç ve diğer kazanç sahipleri ile kurumlar vergisi mükelleflerinin (dar veya tam mükellef olmaları fark etmeyecek) yurt dışından Türkiye ye yönelik yapan yayın yapan radyo ve TV lere ödedikleri ilan ve reklam giderleri gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde kanunen kabul edilmeyen giderler olarak dikkate alınacak. Öte yandan bu tür ilan ve reklam için ödenen KDV ise yine indirim konusu yapılamayacak.
umarım sorunuza yanıt almışsınızdır.iyi çalışmalar