Yurtiçinde Dövizli Mal Alım ve Satımlarda KUR FARKLARI

skara

Katkı Sunan Üye
Üyelik
31 May 2005
Mesajlar
127
Konum
İSTANBUL
Merhaba

Şirket olarak hammadde alımlarımız ve satışlarınız döviz karşılığı olarak belirlenmekte ve ona göre faturalaşmaktadır.Fatura üzerinde YTL miktarları dışında alt bölünde döviz karşılığı ve kuru da belirtilmektedir.

Dolayısıyle ödeme ve tahsilatlarda bu şekilde. Ancak son dönemlerde sıkça karşılaşmış olduğum bir sıkıntımı paylaşmak ve hangisnin doğru kabul edildiğini değerli görüşlerinizden faydalanmak istiyorum.

Ay sonlarında C/H lar bakiye döviz üzerinden değerlenmekte ve ilgili firmalara gönderilmektedir.

Ancak bazı meslekteşlarım bu uygulamayı C/H yansıtmadan yapmam gerektiği konusunda faturaların iadesini yapmaktadırlar.

Bu konuda değerli görüşleriniz bekliyorum.

Saygılarımla[/b]
 
Merhaba,
Benim kişisel görüşüm, fatura kesildikten sonra oluşacak kur farklarına fatura kesmemek gerekir. Çünkü KDV teslim ile doğmuş ve teslim esnasında faturası kesilerek işlem tamamlanmıştır, artık ortada bir mal yada hizmet teslimi değil finansal olay vardır.

Ama Maliye benimle aynı görüşte değildir. Oluşacak kur farklarının KDV konusuna girdiğini ve fatura kesilmesi gerektiğini belirten bir çok özelge var.

Benim görüşümün dayanağı;
Kod:
Vergiyi Doğuran Olay
             Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi: 
             Madde 10 - Vergiyi Doğuran Olay:
             a) Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması,
             j) .........
             Anında meydana gelir.
maddesi iken, Maliyenin görüşünün dayanağı aşağıya alıntı yaptığım madde.
Kod:
             Madde 24 - Aşağıda yazılı unsurlar matraha dahildir:
             a) ......
             b) ......
             c) Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler.
Maliye oluşan kur farkını vade farkı gibi düşünmektedir.

Bu konuda henüz bir düşünce birliği oluşmadığından birçok değişik görüş gelecektir. Kısacası değişik fikirler arasında son kararı vermek yine sana kalacak.
 
Sn. Tamer bey,


Cevabınız için teşekkür ediyorum. Bende bu konudaki Özelgeleri okudum. Ve geçmişten bu yana uygulamam bu şekilde.

Ancak özellikle satıcı firmalar tarafından sorunlar yaşamakta olduğumdan tekrar bir görüş almak istemiştim.

Değerli görüşünüz için tekrar teşekkür ediyorum.


Saygılarımla
 
Sayın Tamer Bey,

Bende sizin gibi düşünüyorum.
Yurtdışı alış ve satışlarda böyle birşey yok.Kur farkı karı veya zararı oluyor.Müşteriye intikal ettirilmiyor.
Yurtiçi satışlarda ise durum sizin bahsettiğiniz gibi nedenini anlamaya çalışıyorum da anlam veremiyorum.

Alttaki yazıyı okuyun daha da ilginçtir.Türkiyede kanunlar yapılır ama uygumaya gelince .....

Dövizle satışın suç olduğunu biliyor musunuz?
HÜRRİYET
02.04.2003, ÇARŞAMBA

Şükrü KIZILOT
BİLMİYORSANIZ, bu yazıyı dikkatle okuyun. Çünkü, çok kişi işin farkında bile değil. Özellikle son yıllarda, sadece mal satışı değil, kira ve ücretler de, TL'ye olan güvenin azalması nedeniyle, döviz olarak ödenir oldu. Hatta kamu kurumları bile dövizle satış ya da kiralama yapıyorlar. Oysa bunların hepsi de suç!..
Nitekim, T.C. Merkez Bankası'da, 16 Mart 2001 tarihinde, bu durumu iki sayfalık bir genelge ile açıkladı.

Vitrinlere bakıyorsunuz, etiketlerde mal bedeli Dolar ya da Euro olarak yazılı. Örneğin saat, gözlük, kalem fiyatları Euro ya da Dolar olarak, ithal otomobillerin bedeli Euro olarak, gayrimenkuller, müşavirlik hizmetleri, ihaleler, kiralar, ücretler Dolar olarak ifade ediliyor. Mobilya, ayakkabı, gömlek, elbise, pırlanta daha neler neler... Futbolcular, sanatçılar ve daha birçok kişi, ücret görüşmelerini Dolar üzerinden yapıyorlar.

Oysa İngiltere'de Euro, Fransa'da Sterlin, Almanya'da Dolar, ABD'de Sterlin ya da diğer yabancı paralar üzerinden belirlenen etiketlere, ücrete ya da kiraya rastlamak mümkün değil...

Bu arada, çok kişi tarafından bilinmeyen bir yasak var. O da satılan mal, yapılan hizmet, ödenen ücret ya da kira karşılığı olarak, döviz kabul edilmeyeceğiyle ilgili.

1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve bu Kanunla ilgili olarak yayımlanan 32 sayılı Kararın 4. maddesinin (c) bendine göre; Türkiye'de yerleşik kişilerin, dışarıda yerleşik kişilerden Türkiye'de yapacakları işlemler nedeniyle, döviz kabul etmeleri serbesttir.

Ancak, Türkiye'de yerleşik kişilerin, yurtdışında yerleşik olmayan kişilerden yani Türkiye'de yerleşik kişilerden, yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmeleri mümkün değil (T.C. Merkez Bankası'nın 16 Mart 2001 Tarih ve 2001/YB-8 sayılı Genelgesi). Kabul edilmesi halinde 'kambiyo suçu' işlenmiş oluyor.

Yargının görüşü de bu yönde. Yargıtay'a intikal eden bir olayda Yargıtay; 'Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 4/c maddesi uyarınca, dışarıda yerleşik olmayan kişilerden hizmet ve mal alım-satımı karşılığı döviz kabul edilmesinin mümkün olmadığına' karar vermiştir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 06.07.1995 gün ve E:1995/5599, K:1995/6330)

Yukarıdaki karardan ve bunun dayanağı olan 1567 Sayılı Yasa ile 32 Sayılı Kararın 4/c maddesinden de farkedileceği gibi, Türkiye'de yerleşik kişilerin; satılan mal, yapılan hizmet, ödenen ücret ya da kira karşılığı olarak, Türkiye'de yerleşik kişilerden döviz kabul etmeleri yasak. Ancak, bedelin döviz cinsinden belirlenmesi ve dövizin ödeme tarihindeki TL. karşılığı olarak mal, hizmet, kira ya da ücret tutarının ödenmesinde yasal bir engel yok.

Burada yasak olan, bedel olarak döviz kabul etmektir. Kambiyo suçu işlemek istemeyenlerin, bundan böyle döviz olarak tahsilat yapmamaları gerekiyor.

Türkiye'de birçok kişi dövizle satış, kira ve ücret almanın suç olduğunu bilmediğinden, dövizle mal satılıyor ya da alınıyor, kira ve ücret ödeniyor. Peki, 'kambiyo suçu' olarak nitelendirilen bu olayın cezası ne?

AĞIR PARA CEZASI!..

Mal bedeli, kira ya da ücret karşılığı döviz kabul edilmesi olayıyla ilgili bir 'hapis cezası' sözkonusu değil. Ancak, 'para cezası' uygulanabiliyor.

Para cezasının tutarı ise çok ilginç.

- 1999 yılına kadar 5 milyon liradan 50 milyon liraya kadar ağır para cezası uygulanıyordu.

- 1999 yılında bu cezalar yeniden düzenlendi. Ceza tutarı, her yılda, yeniden değerleme oranına göre artıyor.

Buna göre, 2003 yılında, dövizle satış, kira ya da ücret kabul etmenin cezası yaklaşık 350 milyon TL. O da olay tespit edilebilirse...

Şu anda, bu yazıyı okuyan çok kişinin 'Ne zamandan beri suç işliyormuşuz da, farkında değilmişiz' dediklerini duyar gibiyim.

İster inanın, ister inanmayın işin doğrusu yukarıda açıkladığımız gibi...
 
selam
Kur farkına KDV Uygulanması konusunda Maliye bakanlığının özelgesinin
özeti aşağıdaki şekildedir.
3065 sayılı KDV Kanununun 26.maddesinde bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki ticari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı kanunun 10/b maddesinde malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde,bu
belgelerde gösterilen miktarlarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi halinde vergiyi doğuran olayın meydana geldiği belirtilmektedir.
İthalatçı şirketçe vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihten sonra
adı geçen şirketin borcunun vade dönemlerine ilişkin olarak hesaplandığı kur farkının katma değer vergisine tabi olacağı tabiidir.Ancak adı geçen şirketin döviz cinsinden belirlenen borcunuyıl sonunda değerlemesi sırasında ortaya çıkan kur farkının katma değer vergisine tabi tutulmaması gerekir.
(Maliye Bakanlığı Özelgesi,Tarih 15.01.1999 sayı
B.070.GEL 0.54/5426-7/1811)

SAYGILARIMLA
SMMM H CENGİZ
 
Üst