Şirket Müdürlüğünden Ayrıldıktan Sonra Gelen Ssk Borçları

Cemmm

Katkı Sunan Üye
Üyelik
13 Mar 2014
Mesajlar
112
Konum
İzmir
Merhaba arkadaşlar. Sizlerin bir konuda bilginize danışma ihtiyacım var. Dayım 2008 yılında bir tekstil firmasında çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra da yetkili müdür oldu. Fakat şirketin dayımdan önceki müdürü eski bir tekstil firması sahibi ve bu şirketin oldukça vergi ve ssk borçları var. Kaçıp bu şirketi kuruyorlar ama tabi ki kendi üzerlerine değil bu şirket. Şirket iki akrabasının üzerine. Bu iki kişi de bu şirkette işçi olarak çalışıyorlar. Daha sonra bu asıl şirket sahibi (resmiyette hiçbir ortaklık gözükmüyor) şirkete müdür oluyor. Daha sonra eski şirketin borçlarından dolayı ssk müfettişleri bu firmayı tespit edip geliyor ve şirket müdürü "biz borçlarımızı ödeyeceğiz. Burada çalışıyorum." diyor ve ssk müfettişlerinin baskısı ile müdürü olduğu şirketi eski şirkete kefil yapıyor. Tabi dayımın bu konulardan haberi yok. Müdür olmadan önce de gidip ssk ve vergi dairesine müdürü olacağı şirketi soruyor ve borcu olmadığını öğreniyor. Sonra da şirkete ortak oluyor. Yaklaşık 1 sene sonra mayıs 2009 da ssk müfettişleri bu şirkete gelerek haciz işlemlerine girişiyorlar. Dayıma da bu borçlardan sen sorumlusun diye baskı yaparak imza almaya çalıştılar. Fakat dayım "ben sadece kendi dönemimdeki borçlardan bu şirket için sorumluluğumu kabul ediyorum" diye tutanağa yazı yazıp imza attı. Bu olaydan sonra da zaten eski müdür ortalıkta gözükmedi. Dayım da 15. haziran 2009 da şirket müdürlüğünden ayrıldı. Müdürlük yaptığı dönemdeki ssk ve vergi dairesi borçlarını da ödedi. Noter de yetki iptali 15 haziran 2009 tarihinde yapıldı. Ayrıca ortaklar da hisselerini başka kişilere devretmiş. Fakat dün dayımın evine ssk dan ödeme emri gelmiş ve 07/2009 döneminden 2010 sonuna kadar ssk borçlarının ödenmesi istenmiş. Dayım 2009 haziranda yani borçtan 2 hafta önce şirket müdürlüğünden ve şirketten ayrılmıştır. Zaten o ayrıldıktan sonra da şirket ssk primlerini ödememiş. Bu borçlardan dayım sorumlu tutulamıyor sanırım. İnternette biraz araştırdım ve şöyle bir danıştay kararı paylaşımı buldum :

"Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu’nun bir Kararı’nda (2); “şirket yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan ortağın ayrılma tarihinden sonraki vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacakları” ifade edilmektedir. Bu Karar’da özetle; “Yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi indiriminin kabul edilebilmesi için yasal defterlere kayıtlı olduğunun kanıtlanması yükümlülüğü, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan davacıya değil faaliyeti sürmekte olan şirkete aittir.

Davacının kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonraki şirket temsilcileri tarafından yerine getirilmesi gereken defter ve belge ibraz etme ödevinin davacı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle yapılan tarhiyatta davacının kasıt ve ihmali bulunduğundan söz edilerek Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve cezalardan sorumlu tutulması hukuka uygun bulunmamaktadır."

Ama burada bir nokta var. Noterde yetki iptali 15 haziran 2009 da yapılmış olmasına rağmen bu karar ticaret sicil gazetesinde 27 ocak 2010 tarihinde yayınlanmıştır. Bir muhasebeciye danıştık ve kendisi ticaret sicilde yayından sonrasında sorumlu olmazsın dedi. Ama tam de emin olamadı. sonuçta noterde resmi olarak yetki iptali yapılmış ve bu noter kararı 27 ocak 2010 daki ticaret sicil gazetesinde yayınlanmıştır. Sizin bu konu hakkındaki bilgilerinize ihtiyacımız var. Zaten dayım bu firmanın sorunlarından dolayı maddi ve manevi çok sıkıntı çekti. Her şeyi gitti. Şimdi bir de bu çıkmaz umarım.
Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
 
Noterdeki iptal işlemi tescil edilmedikçe bir anlam ifade etmez.
Tescil ve ilan tapu kaydı gibidir. Örneğin noterden satış vaadi sözleşmesi yaptınız ama tapuya tescil veya şerh vermediniz. Gayrimenkul sizin değildir. Burdaki ticaret sicili durumda aynıdır. Tescil tarihi geçerlidir. İlan da bu tescilin duyurulmasıdır. Ancak geçerlililk 27/ocak tarihidir.
 
Noterdeki iptal işlemi tescil edilmedikçe bir anlam ifade etmez.
Tescil ve ilan tapu kaydı gibidir. Örneğin noterden satış vaadi sözleşmesi yaptınız ama tapuya tescil veya şerh vermediniz. Gayrimenkul sizin değildir. Burdaki ticaret sicili durumda aynıdır. Tescil tarihi geçerlidir. İlan da bu tescilin duyurulmasıdır. Ancak geçerlililk 27/ocak tarihidir.

Peki dayım 15 haziran 2009 da şirketten ayrılmış ve noterden iptal edilmiş yetkisi ayrıca şirket ortaklıkları da değişmiş ve dayımın şirkette hiçbir ortaklığı yok. Sadece müdür olarak görev yapmış. Şirketten ayrıldıktan sonra şirkete dair hiçbir tasarrufu bulunamamaktadır. Yetkisi yokken nasıl şirket adına müdahalede bulunabilir? Daha sonra şirketi yönetenler veya muhasebecisi tescile geç verdiyse bunun sorumlusu yine dayım mı olmaktadır? Sonuçta noter resmi bir kurum ve bağlayıcılığı yok mudur? Bu durumda ne yapmamız gerekmektedir. Zira borç 370.000 Tl civarında ve bunu ödemesi mümkün değil. :(
 
Peki dayım 15 haziran 2009 da şirketten ayrılmış ve noterden iptal edilmiş yetkisi ayrıca şirket ortaklıkları da değişmiş ve dayımın şirkette hiçbir ortaklığı yok. Sadece müdür olarak görev yapmış. Şirketten ayrıldıktan sonra şirkete dair hiçbir tasarrufu bulunamamaktadır. Yetkisi yokken nasıl şirket adına müdahalede bulunabilir? Daha sonra şirketi yönetenler veya muhasebecisi tescile geç verdiyse bunun sorumlusu yine dayım mı olmaktadır? Sonuçta noter resmi bir kurum ve bağlayıcılığı yok mudur? Bu durumda ne yapmamız gerekmektedir. Zira borç 370.000 Tl civarında ve bunu ödemesi mümkün değil. :(


Noterin hiç bir geçerliliği yoktur. Zaten işlem belli ki özellikle böyle yapılmış. Dayınızın üstüne yıkmak için. Ancak şahsi tazminat davaları açabilrisniz.
Vergi için yapacak birşey yok.
Kusurlu olanlara karşı özel davalar açılabilir.
 
Kamusal alacaklar için dayınızın yapacağı çok bir şey yok görünüyor. Ama görevden ayrıldığı tarihten tescil tarihine kadar ücret ve tazminat talep edebilir. Şirketin ortak, müdür ve müşavirlerine borçlandığı rakam ve masraf + faizleri için alacak davaları açabilir. Kişisel olarak iflasını isteyebilir. Bence kusuru olanlara yüklü tazminat davaları açarak işe başlayın derim.
 
Kamusal alacaklar için dayınızın yapacağı çok bir şey yok görünüyor. Ama görevden ayrıldığı tarihten tescil tarihine kadar ücret ve tazminat talep edebilir. Şirketin ortak, müdür ve müşavirlerine borçlandığı rakam ve masraf + faizleri için alacak davaları açabilir. Kişisel olarak iflasını isteyebilir. Bence kusuru olanlara yüklü tazminat davaları açarak işe başlayın derim.


Dava açılmamalıdır ama tabii dava açacak kimseyi bulurlarsa. Bence ortada yoklardır.
 
Dava açılmamalıdır ama tabii dava açacak kimseyi bulurlarsa. Bence ortada yoklardır.

İş zaten çok karışmış. Dayım müdürlükten ayrıldıktan sonra zaten şirketi birilerine devir etmişler. Zaten eski ortaklar da gerçek şirket sahibinin kardeşi ve eniştesi. Ortada olan tek bir yer var o da muhasebeci ama bu muhasebeci de mimli muhasebecilerden. Bütün işleri alengirli ama kitabına uyduruyorlar bir şekilde. Neyse ssk ya ilk gelen ödeme emri dolayısıyla itiraz dilekçesi yazıp ekine de belgelerimizi koyduk ama buna cevap olarak 27 ocak 2010 da gazetede yayınlanan tarihe kadar sorumlusunuz yazısı gönderdiler. Dün muhasebeciye gidip durumu anlattık. Bizden sicil tescil müdürlüğünden "müdürlük yapılan döneme ait sicil kaydını" istememizi ve bu belgeden 2 nüsha almamızı söyledi. 62 TL karşılığı 2 nüsha olarak bu belgeyi aldık. Belgede dayımın şirketten ayrıldığı tarih olan 15.06.2009 tarihi yazıyordu. Yani noter tarihiyle aynı. O yazıyı eke ilave edip tekrar iadeli taahhütlü ssk ya gönderdik. Bakalım nolcak sonuç Aldığımız yazıya göre sonuçtan umutluyuz ama neden gazetede 27 ocak 2010 tarihinde yayınlandı anlamadık. Sonuç sanırım önümüzdeki hafta gelir. İnşallah hayırlı haberler gelir de kendi borcumuz olmayan bir borç yüzünden daha da fazla sıkıntıya düşmeyiz. Zira dayım bu müdürlük yüzünden bütün birikimini kaybettiği gibi çok da sıkıntılı zamanlar geçirdi. Halen de atlatabilmiş değil. Müdürlük ateşten gömlekten bile daha tehlikeliymiş. Yaşayarak öğrendik maalesef :(
 
Merhaba arkadaşlar. Konuyu hortlatmak gibi olacak ama bir şey daha sormak istiyorum. En son ticaret sicilden aldığımız belgeyi ssk ya gönderdikten sonra bir geri bildirim olmadı. Herhalde aleyhimize bir durum söz konusu olsaydı bunca aydır bir cevap gelirdi. Bahsi geçen olan 2009 haziran ayında geçmişti. Tabi dayım ortağı olduğu aile şirketimize bir zarar gelmesin diye de hisselerini bir akrabamıza devrederek ortaklıktan ayrılmıştı. Bunca senedir de şirkette ortak olarak görünmüyor. Şimdi kimileri olayın üstünden 5 sene geçti mi zaman aşımı devreye girer ve bir şey yapamazlar diyor. Şimdi olayın üstünden 5 yıl geçti. Acaba dayım devrettiği hisseleri geri alıp tekrar ortak olsa bu eski yaşanan olaydan ötürü ileride herhangi bir sorunla karşılaşır mı ? Tertemiz olan aile şirketimizi de bilmeden ateşe atmayalım. Sizlerden bilgi rica ediyorum. Herkese selamlar, saygılar...
 
SSK dan borcu olup olmadığı veya takip varsa ne durumda olduğu öğrenilebilir. 5 yıl meselesi sizi yanıltmasın. Sizin durumunuzda zaman aşımı 10 yıl. Ayrıca herhangi bir tebligat veya dosya ilgili bir işlem zaman aşımını durdurur. Bu nedenle en iyisi SGK ya gidip hukuk servisinden durumunu öğrenmek.
 
Üst