Merhaba arkadaşlar. Sizlerin bir konuda bilginize danışma ihtiyacım var. Dayım 2008 yılında bir tekstil firmasında çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra da yetkili müdür oldu. Fakat şirketin dayımdan önceki müdürü eski bir tekstil firması sahibi ve bu şirketin oldukça vergi ve ssk borçları var. Kaçıp bu şirketi kuruyorlar ama tabi ki kendi üzerlerine değil bu şirket. Şirket iki akrabasının üzerine. Bu iki kişi de bu şirkette işçi olarak çalışıyorlar. Daha sonra bu asıl şirket sahibi (resmiyette hiçbir ortaklık gözükmüyor) şirkete müdür oluyor. Daha sonra eski şirketin borçlarından dolayı ssk müfettişleri bu firmayı tespit edip geliyor ve şirket müdürü "biz borçlarımızı ödeyeceğiz. Burada çalışıyorum." diyor ve ssk müfettişlerinin baskısı ile müdürü olduğu şirketi eski şirkete kefil yapıyor. Tabi dayımın bu konulardan haberi yok. Müdür olmadan önce de gidip ssk ve vergi dairesine müdürü olacağı şirketi soruyor ve borcu olmadığını öğreniyor. Sonra da şirkete ortak oluyor. Yaklaşık 1 sene sonra mayıs 2009 da ssk müfettişleri bu şirkete gelerek haciz işlemlerine girişiyorlar. Dayıma da bu borçlardan sen sorumlusun diye baskı yaparak imza almaya çalıştılar. Fakat dayım "ben sadece kendi dönemimdeki borçlardan bu şirket için sorumluluğumu kabul ediyorum" diye tutanağa yazı yazıp imza attı. Bu olaydan sonra da zaten eski müdür ortalıkta gözükmedi. Dayım da 15. haziran 2009 da şirket müdürlüğünden ayrıldı. Müdürlük yaptığı dönemdeki ssk ve vergi dairesi borçlarını da ödedi. Noter de yetki iptali 15 haziran 2009 tarihinde yapıldı. Ayrıca ortaklar da hisselerini başka kişilere devretmiş. Fakat dün dayımın evine ssk dan ödeme emri gelmiş ve 07/2009 döneminden 2010 sonuna kadar ssk borçlarının ödenmesi istenmiş. Dayım 2009 haziranda yani borçtan 2 hafta önce şirket müdürlüğünden ve şirketten ayrılmıştır. Zaten o ayrıldıktan sonra da şirket ssk primlerini ödememiş. Bu borçlardan dayım sorumlu tutulamıyor sanırım. İnternette biraz araştırdım ve şöyle bir danıştay kararı paylaşımı buldum :
"Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulunun bir Kararında (2); şirket yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan ortağın ayrılma tarihinden sonraki vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacakları ifade edilmektedir. Bu Kararda özetle; Yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi indiriminin kabul edilebilmesi için yasal defterlere kayıtlı olduğunun kanıtlanması yükümlülüğü, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan davacıya değil faaliyeti sürmekte olan şirkete aittir.
Davacının kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonraki şirket temsilcileri tarafından yerine getirilmesi gereken defter ve belge ibraz etme ödevinin davacı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle yapılan tarhiyatta davacının kasıt ve ihmali bulunduğundan söz edilerek Vergi Usul Kanununun 10. maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve cezalardan sorumlu tutulması hukuka uygun bulunmamaktadır."
Ama burada bir nokta var. Noterde yetki iptali 15 haziran 2009 da yapılmış olmasına rağmen bu karar ticaret sicil gazetesinde 27 ocak 2010 tarihinde yayınlanmıştır. Bir muhasebeciye danıştık ve kendisi ticaret sicilde yayından sonrasında sorumlu olmazsın dedi. Ama tam de emin olamadı. sonuçta noterde resmi olarak yetki iptali yapılmış ve bu noter kararı 27 ocak 2010 daki ticaret sicil gazetesinde yayınlanmıştır. Sizin bu konu hakkındaki bilgilerinize ihtiyacımız var. Zaten dayım bu firmanın sorunlarından dolayı maddi ve manevi çok sıkıntı çekti. Her şeyi gitti. Şimdi bir de bu çıkmaz umarım.
Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
"Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulunun bir Kararında (2); şirket yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan ortağın ayrılma tarihinden sonraki vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacakları ifade edilmektedir. Bu Kararda özetle; Yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi indiriminin kabul edilebilmesi için yasal defterlere kayıtlı olduğunun kanıtlanması yükümlülüğü, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan davacıya değil faaliyeti sürmekte olan şirkete aittir.
Davacının kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonraki şirket temsilcileri tarafından yerine getirilmesi gereken defter ve belge ibraz etme ödevinin davacı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle yapılan tarhiyatta davacının kasıt ve ihmali bulunduğundan söz edilerek Vergi Usul Kanununun 10. maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve cezalardan sorumlu tutulması hukuka uygun bulunmamaktadır."
Ama burada bir nokta var. Noterde yetki iptali 15 haziran 2009 da yapılmış olmasına rağmen bu karar ticaret sicil gazetesinde 27 ocak 2010 tarihinde yayınlanmıştır. Bir muhasebeciye danıştık ve kendisi ticaret sicilde yayından sonrasında sorumlu olmazsın dedi. Ama tam de emin olamadı. sonuçta noterde resmi olarak yetki iptali yapılmış ve bu noter kararı 27 ocak 2010 daki ticaret sicil gazetesinde yayınlanmıştır. Sizin bu konu hakkındaki bilgilerinize ihtiyacımız var. Zaten dayım bu firmanın sorunlarından dolayı maddi ve manevi çok sıkıntı çekti. Her şeyi gitti. Şimdi bir de bu çıkmaz umarım.
Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.