İstanbul Yakalar Arası Taşınma

tanufuk

Katkı Sunan Üye
Üyelik
23 Ocak 2009
Mesajlar
195
Konum
istanbul
Merhabalar,
İşyerinin İstanbul Anadolu yakasından Avrupa yakasına taşınma esnasında,iş kanununda belirtilen esaslı nedene bağlı olarak muvafakatnamesi olmayan personel, ihbar ve kıdem tazminatı alabilir mi?
Paylaşımlarınızıı rica eder, iyi çalışmalar dilerim.
 
Hayır, aynı belediye veya mücavir alan sınırları içersinde taşınmayı esaslı değişiklik kabul etmiyorlar.
 
İş sözleşmesinde değişik işyerlerinde çalışılabileceğine dair bir hüküm yoksa, İşçinin işyerine gidiş ve gelişlerinde eskisine oranla güçlük yaşaması veya maddi külfet getiriyor olması halinde İşçinin İşyerinin değiştirilmesi durumunda, değişikliğin esaslı kabul edilmesi ve işyeri değişikliği için işçinin rızasının alınması ve İş Kanunu nun 22.maddesi çerçevesinde mevcut durumun değerlendirilmesi gerekmektedir
 
Son düzenleme:
İş sözleşmesinde değişik işyerlerinde çalışılabileceğine dair bir hüküm yoksa, İşçinin işyerine gidiş ve gelişlerinde eskisine oranla güçlük yaşaması veya maddi külfet getiriyor olması halinde İşçinin İşyerinin değiştirilmesi durumunda, değişikliğin esaslı kabul edilmesi ve işyeri değişikliği için işçinin rızasının alınması ve İş Kanunu nun 22.maddesi çerçevesinde mevcut durumun değerlendirilmesi gerekmektedir

Kanun maddesini aktarmakla malesef iş çözülmüyor. İstanbul için aynı belediye hudutları veya mücavir alan içindeki taşınmayı fesih için yeterli görmüyoralr. Elbette tabi dava açmak hakkı saklıdır.
 
Bu durum 22.mad.kapsamında esaslı bir değişikliğin olduğunu ve sözleşmede esaslı değişiklikle ilgili bir mufavakat olmadığı halde, yargıtay kararları bağlayıcı olabilmekte midir? Dava personel lehine sonuçlanabilir mi?
 
Bu konuda Yargıtay Kararları Mevcuttur.
***
İş yerinde çalışan işçilerin iş sözleşmelerinde esaslı bir değişiklik olup olmadığı konusunda bulunan boşluğu Yargıtay Kararları doldurmaktadır.
İşveren ile işçi arasında yapılan hizmet akdinde ''işçi Türkiye sınırları içinde nereye olursa olsun nakle rıza gösterir'' gibi bir ibarenin olmaması gerekir. Eğer hizmet sözleşmesinin şartlarından birisi, ''işçi iş yerinin taşındığı her yere Türkiye sınırları içinde kalmak kaydıyla gider''ibaresi varsa, işçinin iş yerinin taşındığı yere gitmesi zorunludur. Aksi halde, yani gitmek istememesi halinde işveren kıdem tazminatı ödemek zorunda değildir.


Hizmet sözleşmesinde böyle bir ibare yok ve iş yeri mevcut belediye sınırları dışına, yani başka bir yere taşınıyorsa, işçi bu taşınan yere gitmek zorunda değildir. Büyükşehir Belediye sınırları içinde olan yerlerde ise, iş yeri Büyükşehir Belediye sınırları dışına taşınıyorsa, yine işçi yeni yere gitmez ve kıdem tazminatı talep edebilir.


Yukarıda açıkladığımız üzere, Yargıtay?ın genel görüşüdür. Mevzuatta böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay, iş yerinin bulunduğu belediye sınırları dışında bir yere taşınma halini, hizmet akdinin unsurlarında esaslı değişiklik olarak kabul etmekte ve işçiye bildirimsiz olarak hizmet akdini haklı nedenle sona erdirme hakkı vermektedir. Ancak, iş yeri normal yerlerde belediye sınırları içinde olmak kaydıyla nakledilmiş ise, iş yerinin taşındığı yere işçiler gitmek zorundadır. Aksi halde kıdem tazminatı alma haklarını kaybederler.
***
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 30.03.1987 tarih ve 1987/3075 sayılı kararında "Büyükşehir belediye hudutları içindeki işyeri nakli, iş şartlarında esaslı değişiklik sayılmaz ve bu nedenle iş akdini fesheden işçiye kıdem tazminatı ödenmez" hükmü verilmiştir. Buna göre; büyükşehir belediyesi veya (büyükşehir dışındaki diğer) aynı belediye sınırları içindeki işverene ait bir işyerine nakli yapılan ve ücreti ile diğer sosyal hakları ve çalışma koşullarında değişiklik yapılmayan işçi yeni işyerinde görevine başlamaması halinde ihbar ve/veya kıdem tazminatı alamaz.
***
Yargıtay 9'uncu Hukuk Dairesi'nin 2004/27850 esas, 2005/18819 karar ve 17.05.2005 günlü kararına göre;
* Kıdem tazminatının ödetilmesi
* İş sözleşmesinde nakil serbestisinin bulunması
* Nakille iş koşullarının ağırlaştırılması
Taraflar arasında iş sözleşmesinde her ne kadar nakil serbestisi var ise de, davacının önceki işyerinden 35 km. uzakta bir işyerine kendi ücretinden fedakârlık yaparak yol parasını karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla iş sözleşmesinin esaslı bir unsurunda aleyhine değişiklik olmuştur. İş koşulları zorlaşmıştır. Davacının Pınarbaşı'na yol parası verilmediğinden gitmediği bu durumun iş şartlarında ağırlaştırma olarak kabulü gerekir. Bu durumda davacının iş akdinin 1475 sayılı yasanın 16/II-e maddesi uyarınca feshi nedeniyle kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekir. (1475 s. İş K. m. 14, 16) (4857 s. İş K. m. 17, 24)

***
Yargıtay'ın aynı dairesinin 2006/21899 esas ve 2007/6592 karar sayılı, 14.03.2007 tarihli kararının özetine göre;
"Dosyada mevcut taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin beşinci maddesine göre, 'Şirket, işlerin icabı olarak sözleşmeli personeli Ankara'da ve ülke içinde herhangi bir yerde şirket bünyesi içinde ve dışında diğer kuruluş ve müesseselerde çalıştırabilir' hükmü bulunmaktadır. Davalı şirket, genel merkezin İstanbul'da faaliyet göstereceği gerekçesiyle ve hizmet akdinde yer alan bu hükme dayanarak davacıyı İstanbul'da görevlendirmiştir. Buna göre davalı tarafından yapılan atama objektif bir gerekçeyle gerçekleştirilmiş olup, davacının daha alt bir göreve verildiği de iddia edilip kanıtlanmamıştır. İşverenin atamada kötü niyetli davrandığının kabulü yerinde görülmemiştir. Bu durumda davacı işçinin sözleşmeyi feshi haklı nedene dayanmamaktadır. Kıdem tazminatı isteğinin reddi ve buna karşılık aynı davada işveren tarafından işçiden istenen ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekir."
***
Yargıtay 9'uncu Hukuk Dairesi, 2005/12379 esas sayılı 28.11.2005 günü verdiği bir başka karar ise şöyledir:
* İhbar ve kıdem tazminatı
* İş şartlarında esaslı değişiklik
"Dosya içeriğine göre, davacı tüm hizmet süresince davalı işverenin İstanbul bürosunda muhasebeci olarak çalışmıştır. Davalı işveren tarafından büronun Bodrum ilçesi merkezine taşınması kararı verilmiş ve davacının buradaki işyerinde çalışmaya devam etmesi istenmiştir.
Davacı bunu kabul etmemiş, davalı işverence bu nedenle iş sözleşmesi feshedilmiştir. Somut olayda, aslında iş sözleşmesini fesheden davacıdır. Zira davacı, yeni görev yerine gitmeyi kabul etmeyerek, iş ilişkisini sonlandırmıştır. Ancak, davacının yıllardır İstanbul işyerinde çalıştığı dikkate alındığında, Bodrum ilçesindeki işyerinde çalışmasının istenmesi, kendisi açısından iş şartlarında esaslı değişikliktir. İş şartlarında esaslı değişiklik, işçiye haklı fesih olanağı verir. Davacının davranışı bu kapsamda değerlendirilmelidir. Davacı bu durumda kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatına karar verilmesi yerinde ise de, iş sözleşmesini kendisi fesheden işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacağından, mahkemece davacı lehine ihbar tazminatına karar verilmesi hatalıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir."




Büyükşehir belediyesi sınırları içinde ise fesih kabul edilmez.
 
Aktardığım Metin Kanun maddesini aktarması değil.

Çalışma ve Sosyal Güvenlk Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 2013 Tarihli bir İş Müfettişi Yrd. Etüt Çalışması sonuçlarının aktarımıydı, Aşağıdeki Yüksek Yargı kararı da bu hususu desteklemektedir.

………………İzmir İş Mahkemesi, iş şartlarında esaslı değişiklik yapıldığı, davacı bu değişikliği kabul etmeyip yeni iş yerinde iş başı yapmayarak iş sözleşmesini iş şartlarında esaslı değişiklik yapılması nedeni ile eylemli olarak feshettiği, davacı haklı neden ile iş sözleşmesini feshetmiş olduğundan kıdem tazminatı alacaklısı olduğu ancak iş sözleşmesini kendi feshettiğinden ihbar tazminatı hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Dosyayı her iki taraf da temyiz etmiş ve davayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 01.04.2013 tarih ve 2011/39644 E ile 2013/8037 K sy kararında;

işçinin bu değişikliği açıkça kabul etmediği, etmesi gerektiğine ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, iş yeri adres değişikliğinin büyükşehir belediye sınırları içinde kalmasının bu durumu değiştirmeyeceği....
feshin haklı nedene dayanmaması sebebiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olduğu anlaşıldığından ihbar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekçeleri ile Yerel Mahkemenin kararını bozmuştur
 
Son düzenleme:
Sn.Nizam beye katılmakla birlikte,sn.mehmet orhan ın aktarımını da dikkate alarak söylüyorum ki,bu konuda muhtelif kararlar mevcut olup,her bir dava konusu olayı, kendine özgü koşullar çerçevesinde ele almakta yarar var.
İş sözleşmesinde,bu konuda hiç hüküm bulunmaması karşısında,davanın işci lehine sonuçlanabileceği,hüküm bulunması halinde ise sn.Nizam beyin dediği gibi belediye sınırlarının dikkate alındığı,bunun dışında başkaca hususlarında dikkate alınarak karar veriliyor olduğu düşüncesindeyim.
 
Üst