15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

sudemira

Katkı Sunan Üye
Üyelik
13 Eki 2008
Mesajlar
223
merhabalar,

1995 yılında tamamının hisse devrini yapmış olduğum şirketle ilgili olarak; bağlı bulunduğum vergi dairesinden aşağıda aynen aktardığım tebligat yapılmıştır. 1995 yılından bu yana şirketle ilgili olarak tarafıma yapılan ilk tebligattır. acaba zaman aşımı süresi işlemiyor mu. durum hakkında yorumlarınızı gerçekten merak ediyor ve yardımlarınızı bekliyorum. çok teşekkürler...

SERVİZ: İCRA SATIŞ
SAYI
KONU

SAYIN..........
Dairemiz ...... vergi kimlik numarasında kayıtlı dosyamızın tetkikinde, vadesi geçmiş takibatlı vergi borcunuzun bulunduğu tespit edildiğinden tahsilata yönelik cebr-i icra çalışmaları başlatılmış olup,

Cebr-i icra çalışmaları kapsamında; üzerinize kayıtlı gayrimenkulünüz haczedilmiş olup, 6183 sayılı kanunun amir hükümleri gereğince satış işlemlerine başlanılmıştır.

Bu nedenle borcunuzun bir an evvel ödenmesi, borcunuza ilişkin itiraz ya da tereddütlerinizi görüşmek ve bilgi almak üzere bizzat veya vekiliniz vasıtası ile en geç 15 gün içerisinde İCRA SERVİSİ nemüracaat etmeniz yararınıza olacaktır.


durum budur arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum saygılarımla...
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

vergi konusunda uzman bir avukat desteği ile belki işi çözebilirsiniz diye düşünüyorum zamanaşımına uğradığından bahisle hiç zaman kaybetmeden itiraz edip konuyu mahkemeye taşımanız ve mahkemede de idare zamanaşımını kesen haller olduğunu belirtecektir(ki bunlar mal beyanı olabilir,kısmi tahsilat olabilir vb.) özellikle kısmi tahsilat mevzuunda avukatınız yüklenirse başarılı olabilir diye düşünüyorum ::)
tabii bir nokta da sizin bu borcu ödemekle yükümlü olup olmadığınız mevzuu çünkü 15 yıl önce hisse devrini yaptığınızı belirtiyorsunuz tabii bu noktalarda iyi analiz edilirse etkili olabilir belki..
sonrasında yapılan uygulama ve sonuçlarını da bize aktarırsanız seviniriz kolay gelsin..
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

:) ilginize teşekkürler.
fakat 95 ten bu yana şirketin adını dahi duymadım diyebilirim. vergi dairesiyle de hiç bir konuda diyaloğum olmadı....

elbette gelişmeleri paylaşırım. pazartesi ilk iş vergi dairesindeyim.
meslektaşlarımdan yorum ve yardımlarını bekliyorum.
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

Zaman aşımını kesmek için 1 tl para yatırıyorlar.
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

vergi alacaklarında zaman aşımı 5 yıldır doğru ancak bu 5 yıllık süreçte borcunuzla ilgili olarak yapılabilecek 1 kuruş ödeme bile olsa zaman aşımını 5 yıl daha uzatmaktadır,
vergi dairesi zaman aşımının dolmasını takip eder ve zaman aşımı süresi bitmeden sanki hesabınıza ödeme yapılmış gibi 1 tl dahi olsa ödeme tahsilatı yapr ve zaman aşımını uzatır çünkü zaman aşımına uğrayan vergiler tahsil edilememektedir,

sizin durumunuza gelince,
siz ilgili vergi dairesine gidin ve borç ve ödeme dökümü isteyiniz eğer bilgisayara kayıtlarında 1 tl dahi ödeme yok ise zamanaşımından faydalanmanız en doğal hakkınızdır

sevgi ve saygılarımla

SMMM GÜREL YAVUZ
[email protected] [email protected]
maliuzman
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

sağolun arkadaşlar.

bu 1 tl yi yatırmış olsalar tebligatı bu kadar geciktirirler miydi?
ayrıca gayrimenkul üzerinde haciz işleminin yapıldığı ve satışa başlanıldığı belirtilmiş hiç yazışma olmadan bunun yapılması mümkün mü?


borç ve ödeme dökümü istenip durum değerlendirilecek ...

başka bilmem ve yapmam gereken şeyler konusunda bilgilendirirseniz sevinirim.

saygılarımla....
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

Malesef kamuda böyle durumlar oluyor,

Sizin yapacağınız, haciz işleminin iptali için vergi mahkemesinde dava açmanız, davayı kesin kazanırsınız.

forumda emsal mahkeme kararları var, dava konusu yaparsanız bu haksızlıktan kurtulursunuz.
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

Zamanaşımını durduran diğer bir durum da itirazın taktir komisyonuna gönderilmesidir.
Hissenizi devretmeden önce VUK 30. maddesi mucibince resen vergi tarhı için taktir komisyonuna havale edilmiş bir vergi ihtilafı var idiyse bu borçtan sorumluluğunuz devam ediyor demektir.

Anayasa mahkemesi 8.1.2010/27456 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yayımından 6 ay sonra yürürlüğe girmesine hükmedilen Esas: 2006/124; Karar: 2009/146 Sayılı kararı gereğince bu hususu düzenleyen (Yani taktir komisyonuna havale edilen ihtilaflar için zamanaşımın işlemeyeceği yönündeki kanun hükmü) VUK 114. maddesinin 2. fıkrası hükmünü iptal etmiştir.

Öyle anlaşılıyor ki vergi dairesi Anayasa Mahkemesinin bu kararı üzerine komisyondaki dosyaları taramış ve zaman aşımı süresi dolmak üzere olan dosyaları karara bağlayıp mükelleflere tebliğ etmiştir.

Bu tebligat üzerine 1 aylık süre içinde dava açma hakkınız vardı. Anlaşıldığına göre bu hak düşürücü süre içinde tebligatın iptali için dava açmadınız ve borcunuz kesinleşti. Vergi dairesinin kendi bünyesinde icra yetkisini haiz birimi vardır. İcra tetkik merciine başvurmadan resen icra işlemini yürütür.

Dava açma hakkı düştüğüne göre VUK?nun 124. maddesi ile düzenlenen Bakanlığa şikayet yoluyla müracaat hakkını kullanmaktan başka yol gözükmüyor.
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

Eksik kalan bir hususu da ilave edeyim; hisse devir işlemi tesçil ve ilan edilmemişse hukuki bir değeri yoktur. O şirketteki ortaklığınız ve dolayısıyla tüm sorumluluğunuz devam etmektedir. Bu hususu da dikkate alarak gerekli girişimde bulunmalısınız.
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

Anladığım kadarı ile sözü edilen bir Limited şirket. Öncelikle şirkete karşı takip yapılıp sonuçsuz kalırsa ortaklara yönelmiş olabilirler.

Sn Erol 'un belirttiği gibi tescil tarihi önemlidir.
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

Tahsil zamanaşımı/Bumin Doğrusöz
13.05.2010
Vergi hukukumuzda, çeşitli zamanaşımı düzenlemeleri mevcuttur. Bunlardan, tarh zamanaşımı, düzeltme zamanaşımı ve ceza kesme zamanaşımı süreleri Vergi Usul Kanunu'nda, tahsil zamanaşımı ise Amma Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da düzenlenmiştir. Ceza davası ile ilgili zamanaşımı süreleri ise Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu gün, bu zamanaşımı sürelerinden tahsil zamanaşımı üzerinde durmak istiyoruz.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 102. maddesine göre kamu alacağı, kural olarak, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.
Zamanaşımı, süre geçmesi dolayısıyla kamu alacağını ortadan kaldırmamaktadır. Sadece alacaklının, cebri takip yoluyla alacağına kavuşmasını sağlayan talep ve cebri takip yeteneği ortadan kalkmaktadır. Bir başka deyişle alacaklı kamu idaresi, zamanaşımına uğramış kamu alacağı için ödeme emri düzenleyemez, haciz veya diğer cebri takip işlemlerini yapamaz. Bu sebeple borçlu, zamanaşımı süresinin dolmasına rağmen rızası ile ödemede bulunursa, bu ödeme de hukuken geçerli olur.
Zamanaşımı konusu iki önemli kavramı daha karşımıza çıkarmaktadır. Bunlar, zamanaşımının kesilmesi ve durmasıdır. Zamanaşımını durduran sebepler genellikle bir süreçtir ve bu sebebi oluşturan süreç boyunca zamanaşımı süresi işlemez. Zamanaşımını durduran sebebin ortadan kalkması ile birlikte süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. Zamanaşımını kesen haller ise genellikle nokta olaylardır. Bu sebeplerin gerçekleşmesi ile birlikte zamanaşımı süresi, bazen sebebin gerçekleşmesini izleyen yıl başından itibaren yeni baştan işlemeye başlar.
Tahsil zamanaşımını durduran sebepler, 6183 sayılı kanunun 104. maddesinde "Borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkân yoksa olmaması" şeklinde sayılmıştır. Bu hallerin devamı süresince zamanaşımı işlemez ve işlememe sebeplerinin kalktığı günün bitmesinden itibaren başlar veya durmasından evvel başlamış olan sürecine göre devam eder.
Tahsil zamanaşımını kesen ve dolayısıyla yeni baştan başlamasına sebep olan haller ise bu kanununun 103. maddesinde sayılmıştır. Maddeye göre ödeme, haciz tatbiki, cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat, ödeme emri tebliği, mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, saydığımız bu işlemlerin herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı kamu alacaklarında yargı mercilerince bozma kararı verilmesi, kamu alacağının teminata bağlanması, yargı mercilerince yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi, iki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu kamu idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi, kamu alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması tahsil zamanaşımını keser ve bu durumda kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.
Görüldüğü gibi kamunun her hareketi tahsil zamanaşımını kesmekte ve yeniden başlatmaktadır. Örneğin vadesi 2 Şubat 2005 yılında olan bir kamu alacağı için 30 Aralık 2010 tarihinde mükellefe ödeme emri tebliğ edildiğinde, tahsil zamanaşımı 31.12.2010 tarihinden 31.12.2015 tarihine uzamakta, bu arada Ağustos 2013 tarihinde mükellefe haciz tatbik edilmesinde bu defa tahsil zamanaşımının süresi 31.12.2018 tarihine uzamakta, haczedilen malların 2015 yılında satışa çıkması halinde zamanaşımı süresi 31.12.2020 tarihine uzamaktadır. Bu örneklerle süreyi sonsuza kadar uzatmak mümkündür.
Bu arada idare hiçbir hareket yapmasa, biraz memurların işgüzarlığı biraz da kamu alacağını zamanaşımına uğratma sorumluluğunu taşıma endişesi ile her yıl beş yılın sonunda mükellef adına vezneye 5 TL, 10 TL gibi paralar yatırılmakta, kısmi ödeme yapıldığı için de zamanaşımı süresi bir türlü dolmamaktadır.
Dolmayan zamanaşımı olmaz. Aksi halde zamanaşımı düzenlemeleri, göstermelik olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Bu tür düzenlemeler, hem mükellefleri ömür boyu tedirgin ettiği gibi, idareyi de rehavete sürükleyici işlev yüklenirler.
Hep bana adaleti ile düzenlenmiş bu hükümlerin, hazine açısından bakıldığında son derece güzelse de, mükellef hukuku, hukuk devleti anlayışı ve hukuk güvenliği ilkeleri açısından savunulması mümkün değildir.
Aslına bakılırsa, 6183 sayılı kanun, hukuk devleti ve mükellef hakları açısından son derece tartışmalı ve sakıncalı hükümler içermektedir. Bu kanunun, sadece zamanaşımı yönünden değil, bütünüyle gözden geçirilmesi gereğinin zamanı artık gelmiştir.


Kaynak: Referans Gazetesi
 
Ynt: 15 yıl sonra vergi borcu istenir mi?

zaman aşımını durdurmak için yatırdıkları 1. tl yi muhasebecilerden topluyorlar
aralık ayında gelirer bu senede :)
 
Üst