4857 Sayılı Yasanın 25/ii - e Maddesi Gereğince İşe Son Verilme

Üyelik
20 Ağu 2012
Mesajlar
3
Konum
Eskişehir
Merhabalar sizlere danışmak istediğim bi konu var.
Öncelikle olayı belirtmem gerekirse;
eşim bir A.Ş.de bilgi işlemci olarak çalışıyordu (bölümünde tek çalışan tek işçi). işvereni eşime Temmuz 2012 ayı içinde işinde yeterli olmadığını söyleyerek
işine aysonunda son vereceğini sözlü olarak söylüyor, 28 Temmuz tarihinde şirket hattından arayarak 1 Ağustos ta gel ilişiğini keselim diyor. Eşim bu süre zarfında A.Ş.nde normal olarak işine gidip geliyor. 1 Ağustos tarihinde işyerine gittiğimizde önümüze istifa dilekçesi çıkararak imzalamasını başka bir şekilde işten ayrılamayacağını, imzalamazsa noterden işiyle ilgili uyarılar çekeceğini ve kendisini işten çıkardığını! söyledi. İmzalamayarak oradan ayrıldık ve Çalışma Bölge Müdürlüğü'ne giderek şikayette bulunduk. Şikayet sonucu 16 Ağustos'ta firma yetkilileriyle Çalışma Bölge şikayet servisi görüşmesi sonucu firmanın savunmasında eşimin işyerinde işçiler arasında göstermiş olduğu huzursuzluğa sebep olduğu, sözlü olarak daha önce birkaç defa uyarılmanıza rağmen aynı tutumları sergilediğiniz, yönetimin uyarılarını dikkate almadığınız, davranışlarınızın yapmakta olduğunuz görevleri aksattığı, savunma istenmesine karşılık savunma vermediğiniz, bu nedenle 4857 sayılı kanunun 25/II (e) maddesi gereğince 31 Temmuz 2012 tarihi itibariyle işinize son verildiği ve günde 2 saat iş arama izninizin verildiğinin belirtildiği bir yazı tarafınıza tebliği edilmek istenilmiş ise de bu yazıyı tebellüğ etmediğiniz işveren vekili tarafından beyan edilmiş, ancak tebellüğ etmediğimize dair herhangi bir ibareye rastlanılmadığı için iş sözleşmemizin yasal prosedüre uygun olarak sonlandırılmadığı Çalışma Bölge Müdürlüğü tarafından anlaşıldığından tarafımıza ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği sonucu çıkmıştır.
Eşim işyerinde 11 ay 10 gündür çalışıyor, ancak ssk lı olarak görünen süre 10 ay 22 gündür (Kıdeminin dolmasına az süre kala) .
Çalıştığı işyeri .... Gruba bağlı bir A.Ş.nden biridir ve sadece bu A.Ş. de çalışan sayısı 30 dan azdır.
Olaylar işverenin eşimin hamile olduğunu öğrenmesinden 1 ay sonra gerçekleşiyor.

Sormak istediklerim; işverene karşı kötü niyet tazminat davası açabilir miyiz? İşsizlik sigortasından yararlanmamızı 25/II-e maddesiyle engellediği gibi başka bir işe müracatta kötü bir izlenim bıraktıracak çıkış maddesiyle ilgili maddi ve manevi tazminat hakkımız doğar mı?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
İyi bayramlar...
 
Anlaşılan sözleşme belirsiz süreli, 1 yıllık kıdem süresi tamamlanmadan(hamilelik durumuda gözönünde bulundurulduğunda)iş ilişkisi sonlandırılmak isteniyor.Çsgb iş müfettişliğinin incelemesi sonucu varılan karar da doğru,bu durumda feshin 25/II ye göre değil,"geçerli nedene bağlı olacağı anlaşılıyor. "Kötü niyet tazminatı"hk.dava açabilirsiniz de kazanabilirmisiniz,işte burası önemli.Çünkü "İş akdini fesih hakkının kullanılmasının hangi çizgiden sonra hukuki olmaktan çıkıp hakkın kötüye kullanılmasının alanına girdiğini belirleyebilmek için fesih hakkının kötüye kullanılmasının dayandığı ölçütün belirlenmesi zorunludur."Prof.Dr.Sarper SÜZEK.Bu noktada ön plana çıkan husus "objektif kural ve iyi niyet" ölçütüdür.Artık buna mahkeme karar verecek,bu nedenle olayınıza bağlı olarak bu noktada ilave söz söyleyebilmemiz çok zor.
 
Cevaplarınız için teşekkür ederim, yalnız tebellüğ etmediğimize dair herhangi bir ibareye rastlanılmadığı için iş sözleşmemizin yasal prosedüre uygun olarak sonlandırılmadığı Çalışma Bölge Müdürlüğü tarafından anlaşıldığından tarafımıza ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği sonucu çıkmıştır. yani hamilelikten dolayı değil. İşvereni ÇSGB'nin yazısı bağlamayabilir diyorlar. Kötü niyet tazminatını geçtim ama bu durumda bile işverenden ihbar tazminatını ve çıkış belgemizin 25/II ye göre değilde başka bir sebepten çıkarıldığıyla ilgili yazıyı almak için bile iş mahkemesine gitmemiz gerekecek. Sadece ihbar tazminatını ve çıkış belgesini alabilmek için mahkeme açıp avukat mı tutmamız gerekecek, malum ihbar ücreti bile avukat ücretini zor karşılar. bu haksızlık değil mi?
 
Cevaplarınız için teşekkür ederim, yalnız tebellüğ etmediğimize dair herhangi bir ibareye rastlanılmadığı için iş sözleşmemizin yasal prosedüre uygun olarak sonlandırılmadığı Çalışma Bölge Müdürlüğü tarafından anlaşıldığından tarafımıza ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği sonucu çıkmıştır. yani hamilelikten dolayı değil. İşvereni ÇSGB'nin yazısı bağlamayabilir diyorlar. Kötü niyet tazminatını geçtim ama bu durumda bile işverenden ihbar tazminatını ve çıkış belgemizin 25/II ye göre değilde başka bir sebepten çıkarıldığıyla ilgili yazıyı almak için bile iş mahkemesine gitmemiz gerekecek. Sadece ihbar tazminatını ve çıkış belgesini alabilmek için mahkeme açıp avukat mı tutmamız gerekecek, malum ihbar ücreti bile avukat ücretini zor karşılar. bu haksızlık değil mi?
İşverence yapılacak bu fesih elbette hamilelik nedeneniyle olmayacak,çsgb nın raporunun bağlayıcılığı yok diyemeyiz ama işverenin itiraz hakkı var yani bu rapora uymayabilir,bu takdirde işciye düşen avukat tutarak dava açmak olacak.İşverenİN yapacağı fesih bildirimini işciye gerekçesiyle birlikte bildirmesi zorunludur,işci halen çalışıyor olduğu için bu bildirim işyerinde tebliğ olunacak ,tabiki işci de bu ve diğer hiçbir belgeyi imzalamayacak yani kabül etmeyecek; neden?çünkü işci işverenin bu eyleminin haksız olduğuna inanıyor.
Diğer tarafdan,25/II-e ye göre fesih çok sorunlu ve ispatıda çok zordur,bu nedenle yukarıda da ifade ettiğim gibi fesih bu nedenle olmayacak gibi,ya 25/II nin başka bir bendi(çünkü bu kapsamda yapılacak fesihlerde ihbar,iş arama izni durumları olmaz),yada geçerli bir neden olacak gibi(çünkü yeni iş arama izni verilmek istenmiş M.17 ye göre,böylelikle de ihbar tazminatı ödenmek istenmemiş) gözüküyor,kanaatim fesih geçerli nedenle yapılacak,ihbar tazminatı 4 haftax7=28 günlük ücrettir,bu neden geçerlidir veya değildir buna artık mahkeme karar verecek,işe iade davası açmanız mümkün değil,gerek bu dava gerekse kötü niyet tazminatı davası açıp-açmamak sizin takdirinizdedir,tüm yönleriyle düşünüldüğünde tavsiyem değmez,üstelik eşiniz hamile, psikolojik durumu da önemli,bu süreci rahat geçirmesi ve bu olayı unutması unutamasa da bu sorunun hafifletilmesinde,yeni sayfa açılmasında yarar var. Önce sağlık saygılarımla...
 
25/II e maddesi,
ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyen sebeplerdendir.
İhbar tazminatına hak kazanabilmeniz için , belirttiğiniz üzere dava açıp fesih sebebinin gerçek olmadığını ıspatlamanız gerekir, daha doğrusu işvereninizin belirttiği sebebin gerçekliğini ıspatlaması gerekir.
Dava için mutlaka bir avukatla takip etme zorunluluğunuz yok, kendiniz de takip edebilirsiniz davanızı.
Avukatla dava takip etmeyi, uzak mesafedeki , bilmediğiniz bir yere gitmek için bir ulaşım aracı kullanmaya benzetebilirsiniz.
Yolu-yöntemi bilen bir sürücü ile doğru yere en kısa sürede gidebilmek gibi bir şeydir, bilmediğiniz bir süreçte avukat desteğiyle davanızı takip etmek.Ama zorunluluk ta yok, dilerseniz sora sora bağdat ta bulunur sözüyle hareket edip, yürüyebilirsiniz de elbette :)
 
teşekkür ederim, zira eşimin çıkışını geçmişe yönelik yaptılar.sgk ya verilen çıkış bildirgesi bu şekilde. ÇSGB de bizi haklı görerek ihbar tazminatını işverenden talep edebileceğimizi söyledi. Eşimin benim üzerinden herhangi bir sosyal güvenliği olmadığı için uğraşmam gerekiyor yani çıkış maddesini değiştirtmem lazım. Tek sebebim bu, sizler gerekli bilgileri verdiniz teşekkür ederim. bakalım sürecin sonun buradan paylaşırım.
 

Benzer konular

Üst