fonradar

Aciz Vesikasına Bağlanmış Alacağın Muhasebe Kaydı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan FUNDA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

FUNDA

Katkı Sunan Üye
Üyelik
14 Haz 2005
Mesajlar
280
Konum
İstanbul
Merhabalar

tahsil edilemeyen bir alacak için ocak 2012 de

128 Şüpheli Ticari Alacaklar Borçlu , 120 Ticari Alacaklar Alacaklı kaydı yapıldı.

Bugün de söz konusu şüpheli alacaklı ilgili Aciz Vesikası geldi. Sanırım Aciz vesikası , alacağın kesin olarak tahsil edilemediği anlamına gelmiyor. Ayrıca aciz vesikasında alacak rakamı şu şekilde belirtilmiş

ana para alacağı = 18.000,00 tl
faiz = 160,00 tl
alacağın ana para , faiz ve giderlerle birlikte toplam tutarı = 22.000,00 tl

Bu durumda nasıl bir muhasebe kaydı yapılmalı ?
 
Aciz vesikası alacağın sıfırlanması anlamına gelmez. Ancak o an itibarıyla tahsil edilemediği anlamını taşır.
Şüpheli alacak vasfı devam eder. aciz vesikasının tutarı önemli değildir. Önemli olan sizin hesaplarınızda bulunan miktardır.
 
VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE DEĞERSİZ ALACAKLAR VE VAZGEÇİLEN ALACAKLAR
Firmaların ticari hayatlarında sık sık karşılaşabilecekleri bir durum ;kredili olarak sattıkları mal yada hizmet bedelini hasılat olarak kaydedip,vergi matrahlarına dahil etmek,daha sonra da hasılat yazılan tutarı ya zamanında tahsil edememek yada hiç tahsil edememek durumunda kalarak alacaklarının tahsilinin olanaksız hale gelmesidir.Bu durumda firmalar kredili olarak sattıkları mal yada hizmet bedellerini hasılat kaydedip vergi matrahlarına eklemekte bunun sonucunda da zarar ettikleri bir mal yada hizmet satışından vergi ödemeleri durumuyla karşı karşıya kalmaktadırlar.Kanun koyucu tüm bunları göz önünde bulundurup,mükelleflerin bu tür faaliyetler sonucu tahsiline imkan kalmayan alacaklarını zarar olarak dikkate almak suretiyle,vergi matrahlarından düşülmesini belirli şartlara tabi tutarak kabul etmiştir.

DEĞERSİZ ALACAKLARDeğersiz alacaklara ilişkin düzenlemelere Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesinde yer verilmiştir. Buna göre;Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaklardır.Değersiz alacaklar bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleri ile zarara geçirilerek yok edilirler.İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.

Bir Alacağın Değersiz Alacak Olduğu Gerekçesiyle Zarar Kaydedilebilmesi İçin Gereken ŞartlarKanun maddesinde açıklandığı üzere § Kazai bir hükme§ Veya kanaat getirici bir belgeye göre tahsilinin imkansız hale geldiği alacaklar,değersiz alacak olarak sayılırlar.Bir alacağın değersiz alacak olarak kabul edilebilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir.

Alacağın Ticari Ve Zirai Kazancın Elde Edilmesi Veya İdame Ettirilmesi İle ilgili Olması, İş Ve İşletme İle İlgisinin Bulunması Gerekmektedir.Alacağın Değersiz Alacak olarak değerlendirilip zarar yazılabilmesi için iş ile ilgisinin bulunması,ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmalıdır. Bunun yanında alacağın gerçek bir faaliyete dayanması gerekir.Dolayısıyla işletmenin gerçek bir faaliyetine dayanmamış,ticari iş ve işletme ile ilgisi bulunmayan,işletmenin karını etkilememiş,işletme sahibinin şahsi nitelikteki alacaklarının değersiz hale gelmeleri durumunda bu nitelikteki alacakların gider kaydedilmesi mümkün değildir.Nitekim bu hususta Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 25/11/1976 gün ve 1976/1927 Esas ve 1976/3085 sayılı kararı “Şüpheli alacak karşılığı ayrılarak gider yazılması kabul edilmeyen ticari mahiyette olmayan alacaklar için,değersiz alacak olarak gider yazılması da mümkün değildir” şeklindedir.Yasal düzenleme gereği,tahsil edilemeyen ve tahsil edilmesi olanağının bulunmadığı konusunda yargı kararı veyahut ispatlayıcı belge bulunan alacağın,tahsil olanağının ortadan kalktığı tarihte ilgili sonuç hesabına intikal ettirilmesi gerekir. Çünkü V.U.K.’nun 322. maddesinde “….değersiz alacaklar bu mahiyette girdikleri tarihte….” zarar kaydedilmek suretiyle yok edileceği belirtilmektedir. Maddede yer alan “…yok edilirler.”ifadesinden anlaşılması gereken bir alacağın değersiz hale gelmesi, bu surette artık o alacağın tahsil imkanının kalmadığı konusunun kesinleşmesidir. Bu nedenle teminata bağlanan veya gizli teminatı bulunan bir alacağın karşılık konusu yapılması söz konusu olmayacağı gibi, bu alacağın değersiz olarak kabulü de mümkün değildir.

Alacak İşletme Hesaplarına Kaydedilmiş Ve Hasılat Olarak Dikkate Alınmış Olmalıdır.Değersiz alacaklar bilanço ve işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari ve zirai kazanç sahiplerince gider olarak kaydedilebilirler. Vergi Usul Kanununun 323'üncü maddesine göre şüpheli alacaklara karşılık ayırabilmek için, bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken, değersiz alacakları kanundaki belirlenmiş şartları taşımaları kaydıyla gider yazmak veya doğrudan zarara atabilmek için bilanço esasına göre defter tutmak şartı yoktur. İşletme esasına göre defter tutan mükellefler de bu imkandan yararlanabilir.Ticari ve Zirai kazançlarda tahakkuk esası geçerli olduğundan,bedeli tahsil edilmeyip hasılat yazılan alacakların ,tahsilinin sonradan imkansız hale gelmesi durumunda alacağın belirli koşuların varlığında gider ve zarar yazılması mümkündür.Bedeli tahsil edilmeyen alacağın daha önceden hasılat olarak dikkate alınmış olması gerekir.Hasılat olarak dikkate alınmayan alacakların daha sonra değersiz alacak olarak gider ve zarar yazılması mümkün değildir.

Alacağın Tahsili Kazai Bir Hükme Veya Kanaat Verici Bir Vesikaya Göre İmkansız Hale Gelmelidir.Kazai bir hüküm;alacağın tahsil edilme imkanının tamamen ortadan kalktığını hükme bağlayan bir mahkeme kararıdır.Bir alacağın değersiz sayılması için bu alacağın mutlaka senede bağlı olması gerekmemektedir.Önemli olan alacağın varlığının delillendirilmesi ve değersiz hale geldiğinin kanaat verici bir vesikaya dayandırılmasıdır. 213 Sayılı Vergi usul kanununda kanaat verici bir vesika konusunda yeterli bir açıklama mevcut bulunmamakla birlikte alacağın tahsil imkanının ortadan kalktığını ispat eden her türlü delil kanaat verici vesika olarak dikkate alınmalıdır. Yani burada mükellef bu durumu ispatlar durumda olmalıdır.Bir alacağın değersiz alacak olarak sayılabilmesi için kanaat getirici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler verilebilir;§ Borçlunun gaipliğine ilişkin mahkeme kararı,§ Konkordato ilan edildiği durumda alacaklının borçluyu ibra ettiği tutar,§ Alacağın olmadığını ifade eden mahkeme tutanakları,§ Borçlunun herhangi bir malvarlığı bırakmadan ölümü ve mirasçıların da mirası red kararı,§ Borçlunun memleketi terk ettiği ve haczi mümkün mal bulunmadığını gösteren belgeler,§ Mahkeme huzurunda sulh suretiyle alacağın bir kısmından vazgeçilmesi,

Aciz Vesikalarının DurumuDanıştay 3.Daire’nin 15.5.1996 tarih ve E.1995/354,K.1996/1175 sayılı kararında “aciz vesikasına bağlanan alacağın ilgili dönemde gider-zarar yazılabileceği” kabul edilmiştir. Ancak,aciz vesikasına bağlanan alacağın,borçlu mal edindiğinde tahsil edilebileceği gerekçesiyle değersiz alacak olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin yargı organı kararları ve Maliye Bakanlığının verdiği özelgeler de vardır. Nitekim Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonu da 169 nolu Kararı’nda,aciz vesikasına bağlanan alacakların değersiz alacak değil,şüpheli alacak sayılacağı yönünde görüş belirtmiştir.

Değersiz Alacağın Zarar Yazılacağı Dönem213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 322.maddesinde belirtildiği gibi değersiz alacaklar bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleri ile zarara geçirilerek yok edilirler. Şüpheli alacak karşılığından farklı olarak,işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler de değersiz alacaklarını gider kaydetmek suretiyle zarar yazabilirler.Değersiz hale gelen alacakların zarar yazılması alacağın amortisman niteliğindedir.Bu nedenle amortismanlara ilişkin genel hükümler değersiz alacakların zarar yazılması için de geçerlidir.Dolayısıyla alacakların değersiz alacak niteliğini aldıkları dönemde zarar yazılması gerekir.İlgili yılda zarara geçirilmeyen değersiz alacağın,sonraki yıllarda zarar yazılabilmesi mümkün değildir.Bunun için firma zararda olsa bile alacak değersiz alacak durumuna geldiği zarar yazılmalıdır.Aksi takdirde sonraki yıllarda zarar yazılabilme imkanı ortadan kalkar. Değersiz Alacaklarda Muhasebe KaydıÖrnek:A şahsından olan 10.000.000.000 TL alacak,ilgili adına açılan davanın kaybedilmesi sonucunda değersiz alacak niteliği kazanmıştır. Bu durumda yapılacak muhasebe kaydı aşağıdaki şekilde olacaktır.
689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar Hesabı 10.000 hesabına borç 120 Alıcılar Hesabına 10.000 Alacak verilir.Dönem sonunda değersiz alacakla ilgili oluşan zarar, Dönem Karı veya Zararı Hesabına devredilip, kapanacaktır.31.12.XXXX'de 690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı 10.000 hesabına borç 689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar Hesabı 10.000.Alacak kaydedilerek hesap kapatılır.


VAZGEÇİLEN ALACAKLAR
Vazgeçilen Alacaklara ilişkin düzenlemelere Vergi Usul Kanunun 324 üncü maddesinde yer verilmiştir. Buna göre;“Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar,borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur.”Vazgeçilen alacaklarda da değersiz alacaklara ilişkin esaslar geçerlidir. Vazgeçilen alacak,alacaklı bakımından değersiz alacaktır. Borçlu bakımından ise bir avantajdır. Çünkü bu yolla borçlunun pasif kalemlerinde bir azalma olmuş,borçları azalmıştır.

Bir Alacağın Vazgeçilen Alacak Olarak Kabul Edilebilmesi İçin Gereken ŞartlarKanun maddesinde de belirtildiği üzere; bir alacağın vazgeçilen alacak olarak kabul edilmesi için, alacaktan konkordato veya sulh yolu ile vazgeçilmelidir.Vazgeçilen alacakları,değersiz alacaklardan ayıran en önemli nokta budur. Alacağın değersiz hale geldiğini kabul etmek için kazai bir hükme veya kanaat getirici bir belgeye ihtiyaç varken vazgeçilen alacaklar için Yasada,alacaklının rızasıyla alacağından vazgeçtiğini gösteren konkordato ve sulh yoluna yer verilmiştir.Kanun koyucunun sulh yoluyla vazgeçilen alacak için herhangi bir belge aramaması, vazgeçilen alacağın gelir sayılmasından kaynaklanmaktadır. Vazgeçilen alacaklarda; alacaklı alacağından vazgeçerek zarara uğramakta,borçlu isebu borcundan kurtularak hasılat elde etmektedir. İşte bu noktada kanun koyucu borcundan kurtulup hasılat elde eden borçlu için bu hasılatı ilgili dönemde değil de,borçlunun defterindeözel bir karşılık hesabında üç yıl beklettikten sonra vergilendirmeyi öngörmüştür.Maddede belirtildiği üzere vazgeçilen alacak borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınır ve üç yıl bekletilir. Alacaktan vazgeçildiği yıldan itibaren bu süre içinde zararla itfa edilmeyen karşılık, dönem kazancına eklenerek vergiye tabi tutulur. Ancak üç yıllık süre dolmadan işin terki, devir ve ölüm halinde karşılık hesabında bekleyen vazgeçilen alacaklar kara eklenir.

Vazgeçilen Alacaklarda Muhasebe KaydıVazgeçilen Alacağın ilgili yılda muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.320 Satıcılar Hesabına borç 546 Vazgeçilen Alacaklar Hesabına alacak verilir. İzleyen yıllarda yapılacak muhasebe kaydı.546 Vazgeçilen Alacaklar Hesabına borç 690 Dönem Karı veya Zararı alacak veya 671 Önceki Dönem Gelir ve Karları hesabıda çalıştırılabilir ve ordanda 690 Dönem Karı veya Zararı hesabına atılarak kapatılır.

SONUÇYazımızda, Vergi Usul Kanununun 322. maddesinde düzenlenen değersiz alacaklar ile 324. maddesinde düzenlenen vazgeçilen alacakların tanımları yapılarak, öncelikle bir alacağın değersiz alacak olduğu gerekçesiyle zarar kaydedilebilmesi için gereken şartlar sıralanıp, aciz vesikalarının durumu değerlendirilmiş ve değersiz alacağın zarar yazılacağı döneme değinilmiştir. Vazgeçilen alacaklarla ilgili esaslara da değinilerek, değersiz ve vazgeçilen alacakların muhasebe kayıtları genel hatları ile açıklanmıştır.Mükellefler, değersiz ve vazgeçilen alacaklarda yukarıda belirtilen esaslara uymak ve kayıtlarını bu esaslara göre düzenlemek durumundadırlar.

Kaynak:
Bora BAKBAK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
 
Ferhat Bey teşekkür ederim detaylı bilgilendirmeniz için. Ancak yinede tereddüt ettiğim noktalar var. Hesap Uzmanları kurulunun 169 nolu kararında alacaktan vazgeçme ile ilgili usulde sulh yolu için “sulh yoluyla alacaktan vazgeçme herhangi bir şekle tabi olmayıp, inceleme elemanının yaptığı incelemelerde, belgeler elemana kanaat verdiği takdirde, bu durum alacaktan vazgeçilmesi için yeterlidir.” diyor. Alacaklı ile borçlu vuk 284 nolu tebliğe göre noterden sulh anlaşması yapsalar bile yinede karar inceleme elemanının insiyatifine bırakılmış. Ayrıca borçlu için kayıt yolu gösterilirken alacaklının izleyeceği yoldan bahsedilmemiş.

Şimdi ben elimdeki aciz vesikasına dayanarak , aciz vesikasında ne tutar yazarsa yazsın kayıtlarımızdaki alacak tutarı kadar ; 128-Şüpheli Alacaklar Hesabı Borçlu , 120-Alıcılar Hesabı alacaklı kaydından sonra başkaca hiçbir kayıt yapmamalıyım anladığım kadarıyla. Şayet ;
- borçlunun gaibliğine ilişkin mahkeme kararı
- borçlunun herhangi bir varlığı bırakmadan ölümü
- borçlunun haczi mümkün bir malvarlığı olmadığına dair bir mahkeme kararı olana kadarda başkaca hiçbir kayıt yapmamalıyım.

Ya da;

- borçlu ile alacaklı aralarında noterde sulh anlaşması yapacaklar. O evraka istinaden borçlu için kar anlamına gelen işlemi borçlu 3 yıl sonra kara ilave edip vergisini öderken , ben sulh anlaşmasının yapıldığı tarihte 689-Diğer Olağan Gider ve Zararlar Borçlu , 128-Şüpheli Alacaklar Hesabı Alacaklı kaydı yaparak , dönem sonunda 690 hesaba atıp , karımdan düşeceğim .

Doğru mudur?
 
şimdi olayın detaylarını bilmiyordum , avukatla konuşunca öğrendim . Borçlu firma dolandırıcıymış ve piyasayı 2 milyon dolandırmış. Firma sahibi bulunamıyor. Firmada çalışan 2 kişi yakalanmış ve dolandırıcılık suçundan şu anda içerdelermiş.

Aciz vesikasında Genel Haciz yoluyla yapılan 7 ilamsız takip ve yapılan araştırmalarda borçluya ait menkul , gayrimenkul ve 3. şahıslardan herhangi bir alacağına rastlanmamıştır yazıyor.

Bu durumda bir dolandırıcı ile sulh anlaşması yapılamayacağına göre nasıl bir belge elimizde olmalı ki bu alacağı zarara atalım. Ayrıca bu kişiye düzenlenen faturalar dolayısıyla ödenen k.d.v. ne olacak bu durumda ?
 
Sayın Funda Hn

Önce geç cevap için özür dilerim.Malum yoğunluk.Şimdi kısa kısa durumu son haline getirelim.İlk olarak şu alıntıya bir netlik getirelim.“sulh yoluyla alacaktan vazgeçme herhangi bir şekle tabi olmayıp, inceleme elemanının yaptığı incelemelerde, belgeler elemana kanaat verdiği takdirde, bu durum alacaktan vazgeçilmesi için yeterlidir.” diyor. Alacaklı ile borçlu vuk 284 nolu tebliğe göre noterden sulh anlaşması yapsalar bile yinede karar inceleme elemanının insiyatifine bırakılmış. Burda şunu önemle vurgulamak istiyorum bu kararlar inceleme elemanın insiyatifine bırakılamaz.Çünkü V.U.K 322 maddesinde herşey açıkca gösterilmiştir.Gelelim diğer konuya Bu durumda bir dolandırıcı ile sulh anlaşması yapılamayacağına göre nasıl bir belge elimizde olmalı ki bu alacağı zarara atalımBir alacağın değersiz sayılabilmesi için kanaat verici bir vesikaya bağlanması gerekir. Kanaat verici bir vesika teriminden ;ödemeyi imkânsız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler
anlaşılmalıdır. Alacaklının verdiği her nevi ibra senetleri (borçtan kurtulma) borçlunun ölümü halinde mirasçıların mirası reddetmeleri, borçlunun gaybubetini (meydanda bulunmama, gözle görünmeme) bildirir belgeler kanaat verici belgelerdir.Açıklandığı üzere,kazai hükümden anlaşılması gereken mahkemeden alacağın tahsiline artık imkan olmadığına dair alınmış olan bir mahkeme kararıdır.Vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler sayılabilir.

- Borçlunun gaipliğine ilişkin mahkeme kararı ve buna bağlı olarak herhangi bir mal varlığının bulunmadığına dair resmi makam belgesi,
- Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair resmi belgeler,
- Borçlunun, alacaklı tarafından açılan davayı kazandığına dair, mahkeme kararı,
- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,
- Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması, (Sadece alacaklının borçluyu ibra ettiği tutar değersiz alacak olarak kabul edilebilir.)
- Borçlunun, ülkeyi dönmemek üzere terk ettiğini belirleyen gazeteler ve bunu doğrulayan resmi makam belgeleri. Örnek olarak, yabancı bir ülkeye kaçma veya sığınma talebine ilişkin belgeler verilebilir.
- Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak ve diğerleri,
- Medeni Kanunu'nun 31. ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı,
- Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını gösteren icra memurluğu yazısı,
- Borçlunun ölümünü ve mirasçılarının bulunmadığını kanıtlayan resmi soruşturma belgesi,
-Borçlunun ölümü ve mirasçılar adına Sulh Mahkemelerince verilmiş bulunan mirası ret kararı,

Yukardaki durumlardan anlaşılacağı gibi alacağınızı gidere atabilirsiniz.Yanlız Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak' tan kasıt bu iki durum bir arada olacak buna dikkat yani borçlu hem dolandırıcılıktan mahkum olacak hemde mal varlığının bulunmadığını belgeleyen resmi bir evrak olacak.

Diğer yönden (ikinci yazdığınız olayın detayını öğrendiğinizden sonraki durum)


Bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için tüm hukuki yolların tüketilmiş olması gerekir.
¨ Borçlunun iflas etmiş olması tek başına değersiz alacak yazmak için yeterli değildir.
¨ Alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına gider (zarar) yazılması gerekir. Aksi takdirde izleyen yıllarda dikkate alınamaz.
¨ Değersiz alacaklar daha sonra tahsil edilirse tahsil edildiği yıl gelir yazılır.
¨ Bilanço esasına göre defter tutan işletmeler değersiz hale gelen alacaklarını değersiz hale geldikleri yıl mukayyet değerleri ile zarara geçirerek, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise defterlerine gider kaydederek yok ederler.
¨ Değersiz alacak dövizli olması durumunda değersiz alacak haline geldiği tarihteki döviz alış kurundan değerlenerek zarar hesaplarına geçirilir.
¨ Aciz vesikasınabağlanan alacaklarda tahsil imkanı ortadan kalkmadığından değersiz alacak olarak dikkate alınmaz. Ancak, aciz vesikasına dayanarak şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.
¨ KDV içeren değersiz alacaklarda KDV de değersiz alacak olarak kabul edilir.
¨ Kayıt dışı bırakılan alacaklar değersiz alacak olarak dikkate alınamaz.
 
Ferhat Bey çok teşekkür ederim , bu kadar yoğun bir dönemde vakit ayırıp böyle detaylı bir şekilde açıkladığınız için. Alacağı 654 karşılık giderlerine atarak muhasebeleştirdim. Tekrar teşekkürler
 
Üst