Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Çekin ciro ile devrinin tam ciro olması tesvik edici olması
- Konbuyu başlatan Ertann
- Başlangıç tarihi
koraykarakaya
Tanınmış Üye
Ynt: Çekin ciro ile devrinin tam ciro olması tesvik edici olması
Sanırım konuyu 8.000.-TL üzerindeki ödemelerde tevsik zorunluluğu açısından değil, KDV'de müteselsil sorumluluk açısından soruyorsunuz. Hangisi olduğunu kesin olarak belirtirseniz ben de ona göre cevap vereceğim.
Sanırım konuyu 8.000.-TL üzerindeki ödemelerde tevsik zorunluluğu açısından değil, KDV'de müteselsil sorumluluk açısından soruyorsunuz. Hangisi olduğunu kesin olarak belirtirseniz ben de ona göre cevap vereceğim.
Ynt: Çekin ciro ile devrinin tam ciro olması tesvik edici olması
Üstadım evet müteselsil kefillik ancak ayrıca 8.000 Ti üzerinde de bu ibare (tam ciro) geçiyorsa o kaynağıda alabilirim çünkü firmalara tam ciro işlemini alıştırmak istiyorum
saygılar
Üstadım evet müteselsil kefillik ancak ayrıca 8.000 Ti üzerinde de bu ibare (tam ciro) geçiyorsa o kaynağıda alabilirim çünkü firmalara tam ciro işlemini alıştırmak istiyorum
saygılar
koraykarakaya
Tanınmış Üye
Ynt: Çekin ciro ile devrinin tam ciro olması tesvik edici olması
Peki o halde her iki açıdan da cevap vermeye çalışalım. Önce 8.000.-TL üzerindeki ödemelerin tevsiki açısından sonra da KDV'de müteselsil sorumluluk açısından.
1-Tam ciro-beyaz ciro meselesinde temel açıklama 1 Nolu VUK Sirküleri 2. bölümde yer alıyor; aslında sirkülerde yer alan açıklama KDV'de müteselsil sorumluluk uygulaması açısından da fikir veriyor.
"2. Tahsilat ve ödemelerde ciro ve beyaz cirolu çeklerin kullanımı
Banka sistemi içinde kaldığı müddetçe bir mal veya hizmet bedelinin müşterinin kendi çeki ya da ciro ettiği bir çek ya da beyaz ciro ile teslim ettiği bir çek ile ödenmesi imkan dahilindedir. Çekin tam ciro ve beyaz ciro ile devri mümkün bulunmaktadır.
Sattıkları mal veya hizmet bedellerini müşterilerinden aldıkları çeklerle tahsil eden ve ödemelerini de yine bu çeklerle yapan mükelleflerin çeklerini ciro etmelerinde uymaları gereken hususlar aşağıda açıklanmıştır.
Mal veya hizmet karşılığı alınan çekin tam ciro yapılması halinde çekin arkasında isim, unvan, vergi kimlik numarası ve adresinin yazılması yeterli olacaktır. Hamiline düzenlenen çekde aynı şekilde ciro edilebilecektir.
Mal veya hizmet bedellerini beyaz ciro ile tahsil edenler, bu çekleri için "çek alım bordrosu" düzenlemelidirler. Bu bordroda çeki düzenleyen yada çeki devredenin adı,soyadı,vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunması gerekmektedir.
Öte yandan, 82 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde açıklandığı üzere çekle yapılan ödemelerde müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap tutulmamak bakımından çekin tam ciro ile devri gerektiği tabiidir.
Çek alım bordrosu düzenledikten sonra bu çekler, satın alınan mal ve hizmet bedelleri karşılığı beyaz ciro ile verildiğinde " çek teslim bordrosu" düzenlenecektir. Bu bordrolarda da kendisine ciro yapılan satıcının veya yetkilisinin adı,soyadı vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunmasına zorunludur.
Çek alım veya teslim bordrosunda birden fazla çekin bulunması halinde çeki keşide veya son ciro edenlerin isim ve unvanları ile çek tutarları bordroya ayrı ayrı yazılmalıdır."
8.000.-TL üzerinde tevsik zorunluluğunda görüldüğü üzere hem tam ciro hem de beyaz ciro geçerli, yalnız beyaz ciro da ayrıca çek teslim bordrosu düzenlenmesi zorunlu. Ne varki bu şekilde beyaz ciro yapmak bizi 82 nolu KDV Genel Tebliğindeki müteselsil sorumluluktan kurtarmıyor.
2-82 Nolu KDV Genel Tebliğinin 1.1 maddesinde aşağıdaki açıklamalar yer alıyor.
"ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun 697 nci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları,halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmayacaklardır. "
Görüldüğü üzere burada sadece çek keşide etmek bizi kurtarır gibi görünüyor, ciro tam ciro olsa bile yeterli değil gibi.Bu arada 82 Nolu KDV Genel Tebliği 2001'de yayımlanmış. Aynı açıklamalara 84 Nolu KDV Genel Tebliğinin III/1.1 bölümünde de yer verilmiş. Yıl yine 2001 ve ciro edilen çeklerle ilgili bir açıklama yok.
3-Nihayet 08.04.2008 tarihinde Gelir İdaresi İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına 36254 sayılı bir yazı gönderiyor, burada cironun tam ciro olması durumunda müteselsil sorumluluk olmayacağı ancak beyaz ciroda müteselsil sorumluluk uygulanacağı belirtiliyor.
Özetle bu kadar önemli bir konu 2001 yılından 2003 yılına kadar tamamen belirsiz, 2003'te 1 nolu VUK Sirküleri ile kısmen açıklığa kavuşuyor, tam cevap ise 2008 yılında veriliyor ancak bir genel tebliğ ve sirküler ile değil, iç yazışma ile :-X
Peki o halde her iki açıdan da cevap vermeye çalışalım. Önce 8.000.-TL üzerindeki ödemelerin tevsiki açısından sonra da KDV'de müteselsil sorumluluk açısından.
1-Tam ciro-beyaz ciro meselesinde temel açıklama 1 Nolu VUK Sirküleri 2. bölümde yer alıyor; aslında sirkülerde yer alan açıklama KDV'de müteselsil sorumluluk uygulaması açısından da fikir veriyor.
"2. Tahsilat ve ödemelerde ciro ve beyaz cirolu çeklerin kullanımı
Banka sistemi içinde kaldığı müddetçe bir mal veya hizmet bedelinin müşterinin kendi çeki ya da ciro ettiği bir çek ya da beyaz ciro ile teslim ettiği bir çek ile ödenmesi imkan dahilindedir. Çekin tam ciro ve beyaz ciro ile devri mümkün bulunmaktadır.
Sattıkları mal veya hizmet bedellerini müşterilerinden aldıkları çeklerle tahsil eden ve ödemelerini de yine bu çeklerle yapan mükelleflerin çeklerini ciro etmelerinde uymaları gereken hususlar aşağıda açıklanmıştır.
Mal veya hizmet karşılığı alınan çekin tam ciro yapılması halinde çekin arkasında isim, unvan, vergi kimlik numarası ve adresinin yazılması yeterli olacaktır. Hamiline düzenlenen çekde aynı şekilde ciro edilebilecektir.
Mal veya hizmet bedellerini beyaz ciro ile tahsil edenler, bu çekleri için "çek alım bordrosu" düzenlemelidirler. Bu bordroda çeki düzenleyen yada çeki devredenin adı,soyadı,vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunması gerekmektedir.
Öte yandan, 82 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde açıklandığı üzere çekle yapılan ödemelerde müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap tutulmamak bakımından çekin tam ciro ile devri gerektiği tabiidir.
Çek alım bordrosu düzenledikten sonra bu çekler, satın alınan mal ve hizmet bedelleri karşılığı beyaz ciro ile verildiğinde " çek teslim bordrosu" düzenlenecektir. Bu bordrolarda da kendisine ciro yapılan satıcının veya yetkilisinin adı,soyadı vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunmasına zorunludur.
Çek alım veya teslim bordrosunda birden fazla çekin bulunması halinde çeki keşide veya son ciro edenlerin isim ve unvanları ile çek tutarları bordroya ayrı ayrı yazılmalıdır."
8.000.-TL üzerinde tevsik zorunluluğunda görüldüğü üzere hem tam ciro hem de beyaz ciro geçerli, yalnız beyaz ciro da ayrıca çek teslim bordrosu düzenlenmesi zorunlu. Ne varki bu şekilde beyaz ciro yapmak bizi 82 nolu KDV Genel Tebliğindeki müteselsil sorumluluktan kurtarmıyor.
2-82 Nolu KDV Genel Tebliğinin 1.1 maddesinde aşağıdaki açıklamalar yer alıyor.
"ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun 697 nci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları,halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmayacaklardır. "
Görüldüğü üzere burada sadece çek keşide etmek bizi kurtarır gibi görünüyor, ciro tam ciro olsa bile yeterli değil gibi.Bu arada 82 Nolu KDV Genel Tebliği 2001'de yayımlanmış. Aynı açıklamalara 84 Nolu KDV Genel Tebliğinin III/1.1 bölümünde de yer verilmiş. Yıl yine 2001 ve ciro edilen çeklerle ilgili bir açıklama yok.
3-Nihayet 08.04.2008 tarihinde Gelir İdaresi İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına 36254 sayılı bir yazı gönderiyor, burada cironun tam ciro olması durumunda müteselsil sorumluluk olmayacağı ancak beyaz ciroda müteselsil sorumluluk uygulanacağı belirtiliyor.
Özetle bu kadar önemli bir konu 2001 yılından 2003 yılına kadar tamamen belirsiz, 2003'te 1 nolu VUK Sirküleri ile kısmen açıklığa kavuşuyor, tam cevap ise 2008 yılında veriliyor ancak bir genel tebliğ ve sirküler ile değil, iç yazışma ile :-X