uyumsoft

Emekli Olup Da Çalışanların SGDP Primi 2007'de Artırılıyor

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Engin_ER
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
logo isbasi
8 milyon emekli rahatsız 6 Aralık 2006


ANKA/A.A.

Çalışan emekliye uygulanacak kesintinin yarattığı sıkıntı artarak devam ediyor. AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da bir mektup göndererek, emeklilerin ödeyeceği primleri artıran yasada değişiklik istedi. Birleşik Emekliler Derneği üyeleri de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın emeklilerle ilgili bazı hükümlerini protesto ettiler
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/5564209.asp
 
28.11.2006
5 Aralık 2006 Salı Günü Saat 10.00 da Yapılacak
Mahkeme Toplantısı Gündemi
- SÖZLÜ AÇIKLAMA -
Esas Sayısı : 2006/100 (2006/111 Esas Sayılı Dosya İle Birleştirilmiştir)
2006/111
Raportörleri : Nurdan OKUR, Ali KARAGÜLMEZ
KONUSU
I- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER’in:
31.5.2006 günlü, 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun;
A) 1- 28. maddesinin ikinci fıkrasının,
2- 31. maddesinin birinci fıkrasının,
3- 40. maddesindeki cetvelin 12. ve 14. sıralarında yer alan düzenlemelerin,
4- 46. maddesinin dördüncü fıkrasının birinci tümcesinin,
5- 55. maddesinin ikinci fıkrasının,
6- 63. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “... 18 yaşını doldurmamış veya 45 yaşından gün
almış kişilerin diş protezlerinin 72 nci maddeye göre belirlenen tutarının % 50’si.” ibaresinin,
7- Geçici 1. maddesinin beşinci fıkrasının,
8- Geçici 4. maddesinin ikinci fıkrasının,
9- Geçici 6. maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendinin,
10- Geçici 9. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının,
B) 1- 3. maddesinin (29) numaralı bendinin,
2- 29. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve son fıkralarının,
3- 80. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının,
4- Geçici 2. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), ve (d) bentlerinin,
Yasa’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalılar yönünden,
Anayasa’nın 2., 5., 10., 56. ve 60. maddelerine aykırılığını ileri sürerek iptallerine,
II- Samsun Milletvekili Haluk KOÇ, İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU ile birlikte 118
milletvekilinin:
31.5.2006 günlü, 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun;
1- 3. maddesinin (29) numaralı bendinin,
2- 18. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “... genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının
ödenmiş olması şartıyla...” ibaresinin,
3- 19. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının,
4- 27. maddesinin birinci fıkrasının,
5- 28. maddesinin ikinci fıkrasının,
6- 29. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının,
7- 30. maddesinin dördüncü fıkrasının,
8- 40. maddesinde yer alan cetvelin 8., 12., 13. ve 14. sıralarındaki düzenlemelerin,
9- 46. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının,
10- 55. maddesinin ikinci fıkrasının,
11- 63. maddesinin, birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “...18 yaşını doldurmamış veya 45 yaşından gün
almış kişilerin ” ibaresi ile “...nın %50’si.” ibaresinin ve ikinci fıkrasının,
12- 67. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin,
13- 68. maddesinin ikinci fıkrasının, tüm genel sağlık sigortalıları yönünden, ikinci ve son tümcelerinin de
emekli ve malüllûk aylığı alan, dul aylığı alan ve yetim aylığı alan sigortalılar yönünden,
14- 73. maddesinin dördüncü fıkrasının,
15- 80. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “...ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay
için yapılan ödemelerin brüt toplamı...” bölümünün, TC Emekli Sandığı iştirakçileri yönünden,
16- 81. maddesinin birinci fıkrasının ( c) ve (e) bentlerinin,
17- 106 maddesinin,
a- (2) numaralı fıkrasındaki “... diğer maddeleri,” ibaresinin, Bağ-Kur kapsamındaki sigortalılar yönünden,
b- (8.) numaralı fıkrasındaki “...30 ilâ 39 uncu maddeleri,...” ibaresinin, TC Emekli Sandığı iştirakçileri
yönünden,
18- Geçici 1. maddesinin beşinci fıkrasının,
19- Geçici 4. maddesinin dokuzuncu fıkrasının
20- Geçici 9. maddesinin birinci fıkrasının T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi sigortalılar ile Bağ-Kur kapsamındaki
sigortalılar yönünden,
Anayasa’nın 2., 5., 6., 7., 8., 10., 11., 13., 17., 49., 56., 60., 73., 90., 123. ve 153. maddelerine aykırılığını
ileri sürerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına,
karar verilmesi istemiyle açtıkları davalarda konu hakkında teknik bilgi alınması için Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürü ile uygun bulacakları
yetkililerin sözlü açıklamalarının dinlenilmesi.

http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/gundem-2005.pdf
 
12,12,2006 da anayasa mahkemesinde görüşülecekti, ama bir daha ses çıkmadı neticesi ne oldu belli değil bir çok mükellef iş yerini bu yüzden kapatacak yada asıl sahiplerine devredecekler
 



TÜSİAD SOSYAL GÜVENLİK KARARI AYIIMCILIK
« : Aralık 20, 2006, 01:09:14 »
--------------------------------------------------------------------------------
TÜSİAD: Sosyal güvenlik kararı ayrımcılık 19 Aralık 2006


A.A

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Anayasa Mahkemesinin, Sosyal Güvenlik Reformuyla ilgili “ayrımcılık yaratan” bir karar aldığını savundu.


TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi tarafından, ”gerekçesi açıklanmamış olmakla birlikte”, bazı maddeleri iptal edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile görüşlere yer verildi.
Sosyal güvenlik sisteminin, derin finansman sorunlarıyla ve dağınık kurumsal yapısıyla Türkiye'nin öncelikli reform alanlarından biri olduğu aktarılan açıklamada, sistemdeki finansman sorununun, 1999 yılında yapılan düzenlemelerle çözülmeye çalışılmasına rağmen, sosyal güvenlik kurumlarına Hazineden yapılması gereken transferlerin hem miktarı hem de milli gelire oranının artış eğilimini sürdürdüğü kaydedildi.

Açıklamada, şöyle denildi: “Nitekim, kamu bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarının gelir-gider farklarının kapatılması için yapılan transferlerin milli gelir içindeki payı, yüzde 4,8 gibi sürdürülemez bir boyuta ulaşmıştır. Makul ölçülerde yapılması halinde sosyal devlet olmanın gereği olarak görülebilecek bu transferler, ne yazık ki üyelik yolunda ilerlediğimiz AB'nin Maastricht kriterlerine göre toplam bütçe açığının milli gelire oranı için öngörülen yüzde 3 seviyesini bile tek başına geçen boyutlara varmıştır.

DPT tarafından yayımlanan 2007 yılı programında, 2006 yılında sosyal güvenlik kuruluşlarına 4.779 milyon YTL'si Bağ-Kur'a, 8.190 milyon YTL'si SSK'ya, faturalı ödemeler ve ek karşılıklarla beraber 10.035 milyon YTL'si Emekli Sandığına olmak üzere toplam 23.004 milyon YTL transfer yapılacağı tahmin edilmektedir. Bu transferler içinde Emekli Sandığının başı çektiği görülmektedir.

Emeklilik ve sağlık alanlarında kapsamlı düzenlemeler içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, farklı sosyal sigorta kurumlarına tabi sigortalıları tek bir yasa kapsamına alması, genel sağlık sigortasını getirmesi ve sosyal güvenlik sisteminde açıkları kapatmayı amaçlayan hükümleri bakımından büyük önem taşımaktadır. Kanun ile Emekli Sandığı mensuplarının da diğer sigortalılara uygulanan hükümlere tabi kılınması, hem norm ve standart birliği sağlanması hem de açıkların bir ölçüde kontrol altına alınması açısından önemli ve olumlu bir adım olarak görülmelidir.”

Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesinin, kanunun emeklilik yaşı, prim gün sayısı gibi temel düzenlemelerini kamu görevlileri yönünden iptal etmesinin, tüm çalışanları ilgilendiren sosyal güvenlik reformunda, kamu görevlileri lehine ayrıcalık ve ayrımcılık yaratan bir karar olduğu ifade edildi. Açıklamada, sosyal güvenlik reformunun, sürdürülebilir bir sisteme kavuşmak için elzem olduğu, bu kapsamda, reformun temel esaslarından geri adım atılmadan, kanunun 1 Ocak 2007 olan yürürlük tarihinin, kesinlikle seçim sonrasına bırakılmadan, belirli bir süre ertelenerek TBMM'de yeniden ele alınmasının sağlanması gerektiğine yer verildi.

Açıklamada, “Sistemin gelir-gider dengesini bozacak müdahalelerin, zaten derin finansal sorunları olan sistemi iyice çıkmaza sokacağı ve sürdürülebilir olmayan bir sistemin ise devletin sosyal yükümlülüklerini yerine getirmesine imkan vermeyeceği unutulmamalıdır” görüşüne yer verildi.

Anayasa Mahkemesi bugüne kadar bütün kanunlarını eşitlik ilkesine uymadığı için iptal etmişti. Sosyal Güvenlik Yasası'nı da eşitlik ilkesine uyduğu ...
Tek maddelik değişiklikle düzenleme yapabilir

Ali Tezel

Referans Gazetesi Yazarı

Anayasa Mahkemesi bugüne kadar bütün kanunlarını eşitlik ilkesine uymadığı için iptal etmişti. Sosyal Güvenlik Yasası'nı da eşitlik ilkesine uyduğu için iptal etti. Anayasa Mahkemesi bu kararı ile kısaca şunu söylüyor: Herkes eşittir ama kamu görevlileri daha çok eşittir. İşçi ile hakimi amele ile memuru esnaf ile savcıyı yan yana getiremezsiniz. Bunlar hakkında ayrı düzenleme yapmanız gerekir. Memurun emekli aylıklarının daha yüksek olması ve onlardan daha az prim alınması lazım. İşçiden Bağ-Kur'ludan kesinti yapabilir onları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz fakat memuru aynı statüde tutamazsınız diyor. Anayasa Mahkemesi bu yaklaşımı ile eşitlikten sapın ve memuru ayırın, memuru bırakın aynı düzenlemede olmasına işçi ve esnafla aynı kanun içinde geçmeyeceğini söylüyor. Dolayısıyla 5510 Sayılı Kanun ile artık bu omurga kırılmış oldu. Çünkü bu yasa eşitlik ilkesi denilen şeyin norm ve standart farklılıklarının giderilmesi amacıyla çıkarılmıştı. Fakat Anayasa Mahkemesi memurlar yönünden norm ve standart farklılıklarının kaldırılmasını istemiyor. Bu anlamda bu kanunun artık omurgası yok demektir. Bu haliyle bu kanunun ocak ayında yürürlüğe gireceğini inanmıyorum. Hükümetin de aynı şekilde düşündüğünü tahmin ediyorum. Önümüzdeki hafta hükümet tek maddelik bir değişiklikle bu kanunun yürürlük maddesini iptal edecektir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sosyal güvenlik sisteminde köklü değişiklikler getiren Sosyal Güvenlik Reformu'nun 22 maddesi Anayasa Mahkemesi'nden döndü. Sosyal güvenlik kurumları arasındaki norm ve standart farklılıklarını ortadan kaldırmak için çıkarılan Sosyal Sigortalar Kanunu ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun iptalinde dikkat çekilen nokta, kamu görevlileri ile diğer çalışanların aynı yasaya dahil olamayacağı vurgusuydu. Yüksek Mahkeme, söz konusu yasalarla getirilen düzenlemeleri SSK ve Bağ-Kur'lular için kabul ederken, devlet memurları açısından iptal etti.
--------------------------------------------------------------------------------



Çalışanların eşit haklardan faydalanması yargıya takıldı

Sosyal güvenlik sisteminde köklü değişiklikler getiren Sosyal Güvenlik Reformu'nun 22 maddesi Anayasa Mahkemesi'nden döndü.

Sosyal güvenlik kurumları arasındaki norm ve standart farklılıklarını ortadan kaldırmak için çıkarılan Sosyal Sigortalar Kanunu ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun iptalinde dikkat çekilen nokta, kamu görevlileri ile diğer çalışanların aynı yasaya dahil olamayacağı vurgusuydu. Yüksek Mahkeme, söz konusu yasalarla getirilen düzenlemeleri SSK ve Bağ-Kur'lular için kabul ederken, devlet memurları açısından iptal etti.

Sosyal güvenlik sisteminin bürokratik-kurumsal yapısını değiştiren, 'Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu' 16 Mayıs 2006'da Meclis'te kabul edildi ve 20 Mayıs'ta Resmî Gazete'de yayımlandı. Kanun ile Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Bağ-Kur ve Emekli Sandığı ile 20'den fazla banka-borsanın emeklilik sandıkları yönetim olarak tek çatı altında birleştirildi. Reformun ikinci ayağı olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile de kapatılan üç kurumun ayrı ayrı uyguladıkları yasalar ortadan kaldırıldı. Söz konusu kanun 31 Mayıs 2006 günü Meclis tarafından kabul edildi ve 16 Haziran'da Resmî Gazete'de yayınlamdı. Bu kanun ile halen uygulanmakta olan, SSK'nın işçileri için uyguladığı 506 sayılı, Bağ-Kur'un esnaf-tüccarlar için uyguladığı 1479 sayılı, Emekli Sandığı'nın kamu görevlileri için uyguladığı 5434 sayılı, tarım işi yapan çiftçilerin (Bağ-Kur'un) 2926 sayılı, tarımda amele olarak çalışanların (SSK'nın) 2925 sayılı kanunları ile banka ve borsaların özel sandıklarının uygulama senetleri ortadan kaldırıldı. Reformla gerçekleştirilmek istenen esas konu, çalışanlar arasındaki ayrımları ortadan kaldırmaktı. Memur, esnaf, işçi, bankacı, çiftçi, amele ayrı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olmayacak, aralarındaki farklılık ve ayrımlar giderilecekti. Memurun, işçinin, esnafın eş ve çocuklarına yapılan ayrım da ortadan kalkacaktı. Dul ve yetim aylığı alacaksa hepsi alacak, alamayacaksa hiçbiri alamayacaktı. Çalışanların gidecekleri hastane, sağlık tesisi ve eczane ayrımı kaldırılacak, herkese eşit şartlarda, eşit miktarda sağlık hizmeti ve yardımı verilecekti. Hizmet almak için müdürlüklere gitmek devri bitecek, hizmet birimleri mahallelere kadar inerek vatandaşa ayağında hizmet verecekti. Bilgisayar sistemi ağı ile sağlık karnesi, vizite kağıdı devri sona erecek, sadece vatandaşlık numaralı söylenerek muayene olunacak ve ilaç alınacaktı. İstirahat alındığında, istirahat parası için müdürlüklere gidilmeyecek, para mahalledeki en yakın bankaya gönderilecekti. Kamu görevlileri yönünden iptal edilen maddelerden biri yaşlılık aylığına ilişkin hak kazanan sigortalıların aylıkları belirlenen ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda hesaplanmasını öngörüyordu. Diğer madde ise kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşını 2036 yılından itibaren kademeli olarak artırılmasını ve 2048'den itibaren de kadın ve erkek için emeklilik yaşını 65 olarak düzenliyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi, ilgili yasaların 22 maddesini kamu görevlileri yönünden iptal etti. İptale gerekçe olarak, "kamu görevlilerinin emeklilik süreci ve işlemlerinin ayrı bir yasa konusu olduğu ve bunun diğer sigortalılardan farklı bir şekilde düzenlenmesi gerektiği" belirtildi.

Sosyal Güvenlik Kurumu faaliyette

Anayasa Mahkemesi'nin iptalinde dikkati çeken önemli konulardan biri, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu çerçevesinde SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın sona ermiş olması. Kanun uygulamaya konuldu ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 4 Kasım 2006'da gerçekleştirdiği genel kurul ile söz konusu üç kurumun görevlerini devraldı. Bu durumda SGK çatısı altında işçiler için 506 ve 2925, esnaf-tüccar-sanayici-çiftçi için 1479 ve 2926 ile kamu görevlileri için 5434 sayılı kanunun uygulanmaya devamı önerilebilir. Böylece norm ve standart farklılıkları da yavaş yavaş Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında giderilebilir.

Farklı kesimler için ayrı yasalar çıkarıldı

Türkiye'deki sosyal güvenlik kurumları, farklı tarihlerde, farklı kesimler için oluşturuldu. Değişik çalışma statüsünde bulunan işçiler, memurlar ve bağımsız çalışanlar için ayrı sosyal sigorta kurumları kuruldu. 1983 yılında tarım kesiminin sosyal güvenlik kapsamına alınmasıyla uygulama değişti. 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunları için ayrı sosyal sigorta müessesesi kurulması yerine SSK ve Bağ-Kur tarafından yürütülmesi gündeme getirildi. Yani, beş ayrı Sosyal Sigorta Kanunu bulunmasına rağmen sigortalılık işlemlerini yürüten ancak üç sosyal sigorta kurumu bulunuyor. Ayrıca bunlara ilave olarak 20'den fazla banka ve borsanın emekli sandıkları var. Emekli Sandığı, bir sosyal sigorta kuruluşu olmaktan çok kamu personel politikasının bir uzantısı olarak görülüyor. Sandık, sosyal sigortacılık prensiplerine aykırı uygulamalarla yönetiliyor. SSK'nın geçici 20. maddesine göre faaliyetlerine izin verilen banka ve sigorta şirketlerinin sosyal sigorta fonksiyonu gören sandıkları, sosyal sigorta organizasyonunda farklı bir konuma sahip. Sosyal sigortaların sağladığı sosyal güvenlik garantisini yükseltmeye çalışan, ferdi iradeye ağırlık veren tamamlayıcı sosyal güvenlik kurumlarının sayısı sınırlı.

Türk sosyal güvenlik sistemi 1990'lı yıllardan beri ciddi finansman krizi içinde. Sistem, başta kamu maliyesi olmak üzere makro ekonomik dengeleri bozan olumsuz etkilere sahip. Ayrıca, sosyal güvenlik kurumları arasında çok ciddi norm ve standart farklılıkları bulunuyor.

Reformun omurgası ortadan kırıldı

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası, esasen norm ve standart farklılıklarını ortadan kaldırmak amacıyla çıkarılmıştı. Anayasa Mahkemesi, prim oranı farklılıklarının giderilmesi, prim/kesenek ödeme oranlarının; emeklilik şartlarının; emekli aylığına esas kazançların; aylık bağlama oranlarının; ödenen prim, alınan emekli aylığı oranının eşitlenmesi düzenlemelerini SSK'lılar ile Bağ-Kur'lular açısından kabul etti. Ancak, kamu görevlilerinin farklı bir düzenlemeye tabi olması gerektiğine hükmetti. Mahkeme, 22 maddeyi tamamen iptal etmiş olsaydı herhangi bir sorun yaşanmadan 1 Ocak 2007 günü yürürlüğe girebilirdi. Ancak, kanunun en önemli hükümlerinin sadece kamu görevlileri yönünden iptal edilip, SSK ve Bağ-Kur'lular yönünden iptal edilmemesi buna engel teşkil ediyor. İptal edilen ve yürürlüğü durdurulan maddelere bakıldığında, reformların amacından saptığı, omurgasının tam orta yerinden kırıldığı görülüyor. Bu durumda kanunun bu haliyle yürürlüğe girmesi sakıncalı.


18/12/2006

Ziya PERVER'den alıntı


 
Şükrü KIZILOT
[email protected]

İptal sonrası emeklilik ve 2007 öncesi son fırsatlar


ANAYASA Mahkemesi’nin, yeni sosyal güvenlik yasasının bazı maddelerini iptal etmesi üzerine "Şimdi ne olacak?" şeklinde sorular yağmaya başladı.

Özellikle, emekli olmaya hak kazandığı halde çalışanlar ile emekliliğine birkaç yıl kalanlar, durumlarını merak ediyorlar.

HÜKÜMETİN İKİ SEÇENEĞİ

İptal kararının ardından, Hükümetin önünde iki seçenek var.

Birinci Seçenek: Sosyal güvenlik yasasının yürürlüğe giriş tarihini, TC Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK başta olmak üzere, tüm sigortalılar için ertelemek.

İkinci Seçenek: Yeni sosyal güvenlik sisteminin, sadece SSK ve Bağ-Kur’lular açısından yürürlüğe girmesi, memurların yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, kendi mevzuatlarına tabi olması.

EMEKLİLİK YAŞI VE EŞİTLİK

Anayasa Mahkemesi, devlet memurları için getirilen 9 bin gün prim ödemiş olma koşuluyla, kadınların 58, erkeklerin 60 yaşında emekliye ayrılmasını ve 2036’dan itibaren, yaş sınırının kademeli olarak artırılıp, 2048’de 65 olmasını iptal etti.

Bu nedenle, emekliliğe hak kazandığı halde çalışan devlet memurlarının, "biran önce emekli olma" gibi bir çabaya girmelerine ya da başvuruda bulunmalarına gerek yok.

Bağ-Kur ve SSK’lılar için, emeklilik yaşı 2036 yılından itibaren kademeli olarak artarak, 2048’de 65 olacak. Prim ödeme gün sayısı, işçilerde her yıl için 100’er gün artarak, 9 bin güne ulaşacak.

Emeklilik yaşı ve prime ilişkin düzenlemeler, yasanın (ertelenmediği takdirde) yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2007’den itibaren sigortalı olanları kapsayacak. O nedenle, 2006 sonuna kadar, "bir gün dahi olsa" sigortalı giriş yapmakta yarar var.

İptal sonrası, sosyal güvenlik reformunda öne çıkan "sosyal güvenlikte eşitlik" olayı da anlamını yitirmiş olacak.

EMEKLİ MAAŞI

Bu arada, Emekli Sandığı Yasası’nın emeklilikle ilgili hükümleri yürürlükten kaldırıldığı için, 1 Ocak 2007’den itibaren, memurların emekli maaşının hesaplanması açısından boşluk doğacak. Bunun için yılbaşına kadar, yeni bir yasa çıkartılması gerekiyor.

İşçilerin ise, emekli aylığı son ücretlerinden değil, geçmiş yıllardaki düşük ücretleri de gözönüne alınarak, ortalama ücretleri üzerinden hesaplanacak. Eşitlik ilkesi, bu yönüyle de bozulmuş olacak.

SON FIRSATLAR

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi, ertelenmediği takdirde 1 Ocak 2007’den itibaren yürürlüğe girecek.

Bu tarihten önce, bazı değerlendirilmesi gereken fırsatlar var.

1- Askerlik borçlanması: Askerlik süresini, biran önce borçlanmakta yarar var. Yılbaşına kadar borçlananlar, yüzde 20 primi 6 ay içinde ödeyecekler. Yılbaşından itibaren, oran yüzde 32, ödeme süresi de bir ay olacak.

2- Yurt dışı hizmet borçlanması: Yılbaşına kadar, günlük 3,5 aylık 105 dolardan borçlanıp, ödemeyi istenilen zamanda yapmak mümkün. Yılbaşından itibaren ödeme tutarı artacak. Ödemenin de üç ay içinde yapılması gerekecek.

3- Sigortalı Giriş: Hiç hizmeti olmayanların, özellikle eş ve çocukların, 2007’ye kadar "bir gün dahi sigortalı olmaları" halinde, emekliliklerinde 7 bin gün prim ödemeleri yeterli olacak.

YENİ SİSTEM VE İPTALLER

Yeni sosyal güvenlik sistemi ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, yarın saat 10:00’da Gazi Üniversitesi, İİBF 100. Yıl Kültür Merkezi’nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Kazım Ergün, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Birol Aydemir, Gazi Üniversitesi’nden Prof.Dr. Kadir Arıcı ile Prof.Dr.Şükrü Kızılot’un, yer aldığı panelde tartışılacak. Saat 10:00’da başlayacak bu panele, konu ile ilgili olan herkes izleyici olarak katılıp, merak ettikleri konuları sorabilecekler.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5645303.asp?yazarid=82&gid=61
 
Ali ÖZTÜRK
Ekonomist
[email protected]

http://www.**************/yazarlarimiz/ali/008/


OCAK 2007'DE EMEKLİLERİN İŞ HAYATINDAN TASFİYESİ

Tarih: 27/11/2006
Ayakkabı tamircisi olan emekli bir vatandaşımız; ''Ocak 2007'de yürürlüğe girecek olan yeni sosyal güvenlik yasasıyla emekli işyeri sahiplerinden asgari ücretin yüzde 33.5'u oranında sosyal güvenlik destek primi kesileceği söyleniyor. Eğer doğruysa bu rakam aldığım emekli maaşının üçte biri. Sizden gelecek cevaba göre işyerimi kapatıp kapatmamaya karar vereceğim. Yanıtınızı bekliyorum'' diye yazmış.

Bende kendisine gönderdiğim cevapta 01.01.2007 tarihinden itibaren emekli olan işyeri sahiplerinin maaşlarından sözünü ettiği oran kadar SGDP kesileceğini ve bu rakamın yaklaşık 178 YTL civarında olacağını belirttim.

Acaba hangi Avrupa ülkesinde bir anda bu kadar yüksek oranda kesintiyi meclisten kanun diye çıkarır ve zamanı gelince de uygulayabilirsiniz? Böyle bir şey bırakın Avrupa'yı üçüncü dünya ülkelerinde dahi olmaz. Bir çok Bağ-kur ve SSK emeklisi mevcut uygulamada 63 YTL olarak tahakkuk eden SGDP tutarını ödememek için kaçmanın yollarını ararken ve sadece bu rakam için vergi mükellefliğine son verirken siz kalkacaksınız sosyal güvenlik destek primini 178 YTL'ye çıkaracaksınız. Bu olsa olsa iktidarın intiharı olur.

Neden her gelen hükümet emekli işyeri sahiplerinin aldığı maaşın hesabını yapıyor? Çünkü onları bu paraya ihtiyacı olmayan vatandaşlar olarak görüyorlar. Bu ekonomik koşullar altında işyeri çalıştırarak ayakta kalıp hala kepenkleri kapatmamış olmak bu mantığı kendine göre haklı kılıyor.

Bir diğer önemli ayrıntı ise; geçmiş dönemlerde popülist politikalar uygulayıp sosyal güvenlik kanunlarıyla geleceğin aleyhine o günün lehine oynayarak emekli olma yaşını düşürüp iktidarını sağlamlaştıranların bol kepçeden verdiklerini bu günün hükümetleri SGDP kesintilerini astronomik oranlara yükselterek geri almaya çabalıyor. 1992 yılında erken yaşta emekliliğin önünün açılması; Türkiye'de sosyal güvenlik açıklarını ülke hazinesinin dahi ödemekte zorlandığı bir noktaya getirmiştir. Son yapılan Bağ-kur ve SSK prim affında milyonlarca mükellefin yıllarca ödemediği borçlarla birikmiş toplam alacak 21.7 milyar YTL iken sadece bu yılki sosyal güvenlik kurumlarının açığı 23 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Aynı şekilde aktif sigortalılardan toplanan primler bırakın Kurumların tüm giderlerini finanse etmeyi emeklilerin maaşını ödemeye bile yetmemektedir.

Bir dönem devlet bütçesinin yüzde 10'nunu Devlet Su İşleri kullanıyordu. DSİ büyük barajlar ile tarımda kullanılmak üzere Anadolu'da sulama kanalları inşa ediyordu. Ortada harcadığı paraya karşılık devasa eserler vardı. Bu gün yanlış ve hesapsız sosyal güvenlik politikaları ile oluşan büyük açık ülke bütçesinin yüzde 13'ü ile kapatılabilmektedir. Bu para ise resmen havaya gitmektedir. Üstelik ekonomik gelişmenin önünde önemli bir engeldir. Ülke kalkınmasının ayak bağıdır. İşte bu bağı çözmek için sosyal güvenlik reformu yapıldı. Gelecekte kendi kendine yeten ve hazinenin kaynak transferine ihtiyaç duymayan bir sistem için kollar sıvandı.

Genel Sağlık Sigortası Uygulaması ile tüm T.C. vatandaşlarının dahası ülkemizde ikamet eden vatansız ve sığınmacıların bile sağlık güvencesi kapsamında alınacağı ve yoksulların primlerinin devlet tarafından ödenmesinin planlandığı yasa da bu hükümet döneminde çıktı. Onları bu kanun için alkışlayacağız. Çünkü Genel Sağlık Sigortası bu ülkede bir devrimdir.


Fakat aynı hükümet işyeri sahibi emeklisini; sanki aldığı maaşa ihtiyacı olmayan patronlar gibi değerlendirerek sosyal güvenlik destek primi adı altında verdiğini geri almaya kalkıyor. Daha önce kazandıkları haklar resmen tırtıklanarak emeklilere ciddi bir haksızlık yapılıyor.


Halihazırda vergi mükellefi olan Bağ-kur emeklileri için emekli oldukları basamak üzerinden yüzde 10 kesinti yapılırken Bağ-kur dışında kalan SSK ve T.C. Emekli Sandığı mensubu emeklilerden ise Bağ-kur'un 12. basamağının gelir tutarı üzerinden yüzde 10 SGDP olarak kesiliyor. Yeni uygulamada ise vergi mükellefi her emekliden asgari ücretin yüzde 33.5 oranında SGDP alınacak.

Üstelik adı sosyal güvenlik destek primi olan bu kesinti rakamlar karşılaştırıldığında kesinti olmaktan çıkarak adeta emeklinin yeniden ödemek zorunda bırakıldığı sigorta primi haline gelmektedir. Çünkü şu an Bağ-kur birinci basamakta aktif sigortalının ödediği prim 170 YTL civarında iken emekli işyeri sahiplerinden alınacak miktar ise 178 YTL civarında olacaktır. Aslında rakamlar gerçeği çok daha net ortaya koymaktadır.

Bu kesintiden sadece hükümetin gerçekten patron sandığı kişiler etkilenmeyecektir. Peki kimdir onlar? Büyük anonim şirketlerin Bağ-kur emeklisi ortakları ile mali yapısı güçlü anonim şirket kılıklı limited ve kollektif şirketlerin Bağ-kur emeklisi ortakları. Yani zaten emekli maaşına ihtiyacı olmayan bir avuç azınlık... Ya etkilenecekler kimlerdir? Sıradan şirketlerin her türlü emekli ortakları ile yukarıdaki ayakkabı tamircisi gibi damlaya damlaya para kazanan tüm emekli işyeri sahipleri ve küçük esnaf...


Bu uygulama emeklilerin iş hayatından tasfiye edilmesinden başka bir şey değildir.

Verilmiş hakkın geri alınması yada alınmasına teşebbüstür.

Eğer bu ülkede anayasa ve hukuk varsa bu kesinti her ikisine de birden aykırıdır.

Demokrasilerde millet seçtiği kişilere yasama organı olarak istediği her kanunu çıkarma hak ve yetkisini verir. Ancak her şeyde olduğu gibi bununda bir alt ve üst sınırı vardır.

Burada bu sınırlar ihlal edilmiştir.

Bu akıl almaz haksızlığa; Genel Sağlık Sigortası gibi Türkiye için hayal denilebilecek yasanın mimarı olan ve yıllarca alkışlanmayı hak eden bir hükümetin imza atmış olması ise çok daha üzücüdür

Sorularınız için:
[email protected]

NOT: Bu yazı KOBİ TURKEY Dergisinin Eylül-Ekim 2006 sayısında yayınlanmıştır.
 
18/Aralik/2006

Resmi Gazetenin 16/Haziran / 2006 Tarihi ve 26200 Sayili nüshasinda yayimlanan ve
01/Ocak/2007 Tarihinde yürürlüe girecek olan 5510 Sayili SOSYAL SGORTALAR VE
GENEL SALIK SGORTASI KANUNU'NUN (Tek Çati Kanunu) Bazi maddelerinin
iptali ve yürürlüünün durdurulmasi için Sayin Cumhurbakani ve Ana muhalefet partisi
(CHP) tarafindan dava açilmitir.

Söz konusu Kanun emekli meslek mensuplarimizi ve emekli olup'da ticari faaliyet gösteren
müterilerimizi yakindan ilgilendirmektedir. Bilindii üzere yapilan düzenleme ile emekli
olduktan sonra serbest çalianlar (Gelir Vergisi mükellefleri) , Limited irket ortaklari ve
Anonim irket yönetim kurulu üyeleri emekli maalarindan % 33,5- % 39 oraninca Sosyal
Güvenlik Destek Pirimi (SGDP) ödeyeceklerdi. Bu uygulamanin önüne geçilmesi için ,
Odamiz konunun aciliyeti ve ciddiyetine önem vererek, görsel ve yazili basinda haksizlii
günlerce dile getirmi ve yapilmak istenenleri kamuoyuna anlatilmitir.

Anayasa Mahkemesi 15/Aralik/2006 tarihinde vermi olduu karar ile, SSK, Ba-Kur ve
Emekli Sandiindan emekli olup serbest çalianlardan SGDP kesilemeyeceine karar
vermitir.

01/Ocak/2007 tarihinden itibaren Serbest çalian emekliler , hangi kurumdan emekli olur ise
olsun emekli maalarindan hiçbir kesinti yapilmayacaktir.

Anayasa Mahkemesinin Karar özeti ve konuya ilikin TÜRMOB'un bilgilendirme yazilari
aaida sunulmutur.

Çalimalarinizda baarilar dilerim.

Saygilarimla,
Yahya ARIKAN
BAKAN
 
Ankara, 16.12.2006

Sayı : 2006/
Konu : Sosyal Güvenlik düzenlemesi Hk.



YMM ve SMMM ODASI BAŞKANLIKLARI’NA

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu meslektaşlarımıza yönelik düzenlemelerde içermekteydi. Emekli olup çalışanlarla ilgili düzenleme başta bizim meslek mensuplarımız olmak üzere binlerce emekliye yönelik büyük bir yük getirmekteydi. TÜRMOB olarak bu düzenlemenin yanlışlığını ve yaratacağı sakıncaları başta yetkililer olmak üzere kamuoyuna aktardık.

Anayasa Mahkememiz, 1 Ocak 2007’de yürürlüğe girecek “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun bazı hükümlerini iptal etti.

Anayasa Mahkemesi, kanunun, 30/4 fıkrasındaki, yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan “sosyal güvenlik destek primi” alınacağına ilişkin hükmü, serbest çalışanlar yönünden oy birliğiyle iptal etti.

Anayasa Mahkememizin gerekçeli kararı ve yapılacak çalışmalar hakkında Odalarımızı ve meslektaşlarımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Saygılarımla,





Mehmet TİMUR
Genel Başkan


http://www.turmob.org.tr/
 
madem anayasa mahkemesinin eşitlik ilkesine ters düşüyor ve iptal edildi geriye dönük ödediklerimizi iade etsinler biz de çok şey istiyos galiba bu arada madde iptal edildiğine göre 2006 aralık ayını veya varsa borcumuz ödiyecekmiyiz


Kanunun, 30. maddesinin 4. fikrasindaki, yaşlılık aylğı almakta iken sigortali olarak
yeniden çalimaya başlayanlardan ''sosyal güvenlik destek primi alinacağına'' ilişkin
hükmü, 4/b (serbest çalışanlar) kapsamina girenler yönünden oy birliğiyle iptal edildi,
kalan bölüm ise oy çokluğuyla reddedildi.
 
zsezer' Alıntı:
madem anayasa mahkemesinin eşitlik ilkesine ters düşüyor ve iptal edildi geriye dönük ödediklerimizi iade etsinler biz de çok şey istiyos galiba bu arada madde iptal edildiğine göre 2006 aralık ayını veya varsa borcumuz ödiyecekmiyiz


Kanunun, 30. maddesinin 4. fikrasindaki, yaşlılık aylğı almakta iken sigortali olarak
yeniden çalimaya başlayanlardan ''sosyal güvenlik destek primi alinacağına'' ilişkin
hükmü, 4/b (serbest çalışanlar) kapsamina girenler yönünden oy birliğiyle iptal edildi,
kalan bölüm ise oy çokluğuyla reddedildi.
sabah haerlerde 6 ay süre ile yasanın yürütmesinin durdurulduğu söylendi;
bundan sonra kesmeseler bari diyecem ama sanırım eski kanun yürürlükte buna göre keserler gibi geliyor bana

http://www.cnnturk.com/TURKIYE/haber_detay.asp?PID=318&haberID=276745
 
Sosyal Güvenlik Reformu 6 ay ertelendi 25 Aralık 2006




Sosyal Güvenlik Yasa Tasarı’sı 6 ay ertelendi. 1 Temmuz 2007’de yürürlüğe girecek Yasa’da yeni düzenlemeler yapılacak.

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın yürürlüğünün 1 Temmuz 2007’ye kadar ertelendiğini bildirdi. Başesgioğlu, Anayasa Mahkemesi’nin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nın yürürlüğünü durdurması nedeniyle bazı maddelerde düzenleme ihtiyacı doğduğunu bu yüzden 6 ay erteleme kararı aldıklarını açıkladı.

EMEKLİLERE MÜJDE: Murat Başesgioğlu SSK ve Bağ-Kur emeklilerine bayram müjdesi verdi. Buna göre emeklilere 2006 yılı ikinci yarısı için enflasyon farkı ödenirken 2007’nin ilk altı ayı için yüzde 5 zam yapılacak. Değişik kurumlardan sağlık yardımı aldığı için borçlu çıkarılan 25 bin sigortalının adına tahakkuk edilen giderler de talep edilmeyecek. Başesgioğlu, 100 bin sigortalı işsize de bayramdan önce ödeme yapılacağını duyurdu. Başesgioğlu dün TBMM’de AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Birol Aydemir ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek, Anayasa Mahkemesi tarafından bazı maddeleri iptal edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında yapılacak değişiklikleri anlattı. Yasanın yürürlük tarihinin 1 Temmuz 2007 olarak değiştirilmesine yönelik hükmün 2007 bütçe kanununun içine önergeyle konulacağını belirten Başesgioğlu şunları söyledi:

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/5670630.asp
 
Bir öneri:

SGDP için,

bağkura tabi iken emekli olup da çalışanlar muaf tutulmalı ya da %5-10 arası prim,

SSK ve emekli sandığı emeklilerinden bağkura yani 4-b'ye tabi olarak çalışmak isteyenler için %30-33,5 gibi prim ödemesi zorunluluğu getirilebilir.



Fiili olarak kendisi iş yapmak isteyen emeklilerin yanında bir o kadar, bağkur prim yükünden kurtulmak için emekli annesi, babası, amcası, abisi vs üzerinden işyeri açanlar da yok değil. Bu şekilde yapıp kendisi için sağlık hizmetlerinden yararlanmada yeşil kart kullanılması da bir gerçektir.

.....
 
"SSK ve emekli sandığı emeklilerinden bağkura yani 4-b'ye tabi olarak çalışmak isteyenler için %30-33,5 gibi prim ödemesi zorunluluğu getirilebilir. "

ssk emeklisi ile emekli sandiği emeklileri bir işyeri kurup vergi mükellefi olduklarında neden %33-33,5 kesinti getirilecekmiş anlayamadım.
Onların emekli maaşları çok mu görünüyor.

Ha derseniz bir iş yerinde veya bir fabrikada bağımlı çalışırlarsa kesilsin anladım.Zira diğer çalışanlarla aynı şekilde olması diğerlerinin işe girme eşitliğini getirmiyor.Bağkurlu da olsa bu kesinti olmalıdır.YaniBağ-Kurlu işyerini kapayıp bir şirkette veya fabrikada çalışmaya başlarsa .
Ama vergi mükellefi olanlarda niye böyle söylediniz.Ya da sizi yanlış mı anladım
 
smmmkaraman' Alıntı:
Bir öneri:

SGDP için,

bağkura tabi iken emekli olup da çalışanlar muaf tutulmalı ya da %5-10 arası prim,

SSK ve emekli sandığı emeklilerinden bağkura yani 4-b'ye tabi olarak çalışmak isteyenler için %30-33,5 gibi prim ödemesi zorunluluğu getirilebilir.



Fiili olarak kendisi iş yapmak isteyen emeklilerin yanında bir o kadar, bağkur prim yükünden kurtulmak için emekli annesi, babası, amcası, abisi vs üzerinden işyeri açanlar da yok değil. Bu şekilde yapıp kendisi için sağlık hizmetlerinden yararlanmada yeşil kart kullanılması da bir gerçektir.

.....

niye bağkurludan alınmasında ssk ve emekli sandığından sgdp alınsın bende anlayamadım ssk ve emekli sandığından maaş alanlar şirket ortağı olan bağkur emeklilerinden dahamı zengin 500 ytl emekli maaşı neden herkesin gözüne batıyo

:roll: :(
 
zsezer' Alıntı:
smmmkaraman' Alıntı:
Bir öneri:

SGDP için,

bağkura tabi iken emekli olup da çalışanlar muaf tutulmalı ya da %5-10 arası prim,

SSK ve emekli sandığı emeklilerinden bağkura yani 4-b'ye tabi olarak çalışmak isteyenler için %30-33,5 gibi prim ödemesi zorunluluğu getirilebilir.



Fiili olarak kendisi iş yapmak isteyen emeklilerin yanında bir o kadar, bağkur prim yükünden kurtulmak için emekli annesi, babası, amcası, abisi vs üzerinden işyeri açanlar da yok değil. Bu şekilde yapıp kendisi için sağlık hizmetlerinden yararlanmada yeşil kart kullanılması da bir gerçektir.

.....

niye bağkurludan alınmasında ssk ve emekli sandığından sgdp alınsın bende anlayamadım ssk ve emekli sandığından maaş alanlar şirket ortağı olan bağkur emeklilerinden dahamı zengin 500 ytl emekli maaşı neden herkesin gözüne batıyo

:roll: :(
burda bir yanlış anlaşılma var sanırım;
benim anladığım kadarı ile şöyle izah edeyim;
yani nereden emekli olursa olsun serbest olarak kendi imkanları ile çalışıyorsa alınmasın ama bir iş yerine girerek çalışıyorsa alınsın denilmek isteniyor sanırım;
bencede böyle olması uygun olur çünkü kendi nam ve hesabına çalışanlar kendi öz sermayelerini koyarak çalışıyorlar vergi vererek katkı sağlayıp aynı zamanda istihdam yaratıyorlar ama başkasının yanında veya bir fabrikada yada kamuda çalışan emekliler böyle olmadıkları gibi birde arkadan gelen gençlerin önünü tıkıyorlar;

ama şu bir gerçekki zaten 60-65 yaşında emeklilik uygulandığında ki uygulanacak mutlaka o zaman yine arkadan gelen gençlerin önü tıkanmış olacak emekli olan olmadığından işci memur alımıda fazla olmayacaktır.
 
Soru : merhaba benim sorum sosyal güvenlik destek primi ile ilgili olacak 5510 sayılı kanunun 30 maddesi 4 fıkrası 4/b kapsamında kendi adına çalışanlar için bu maddenin iptal edilmiş olduğunu ögrendik yine eskisi gibi 12.gelir basamagının %10 olarak destek primi ödemeye devam edecekler mi teşekkurler

Cevap : Değerli Meslek Mensubu Anayasa Mahkemesinin 5510 sayılı yasanın belli maddeleri üzerindeki iptalinden sonra hükümet adı geçen yasayı Haziran 2007 tarihine kadar yürülükten kaldırmıştır. Dolayısıyla eski mevzuat ve hükümlerin devamı söz konusudur. İyi çalışmalar

http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr/ForCevap.asp?cevap=9727
sayfasından alıntıdır
 
Ynt: Emekli Olup Da Çalışanların SGDP Primi 2007'de Artırılıyor

anayasa mahkemesinin gerekçeli kararı yayınlanmış okumak isteyenler
buraya >>>BURAYA TIKLA
 
Üst