Emeklilik İptali Halinde Tazminat Ödenir mi ?

Üyelik
4 Eyl 2012
Mesajlar
18
Konum
istanbul
20.05.2013 Tarihinde personelimiz Emekliliğe hak ettiğine dair yazı getirdi emeklilik olarak tüm resmi işlerini yaptım işten ayrılış bildirgesini onayladım hatta 5 ay E bildirgesinde emekli olarak çıkışı görünmektedir. 10.06.2013 tarihinde emeklilik şartlarını yerine getirmediği için sigorta yanlış işlem yapmış ve emeklilik işlemleri iptal edilmiştir. önceki yazımızı itibar etmeyiniz diye yazı göndermiştir.
Bunun üzerine tazminatını ödemedim
Son ay maaşı ve yıllık izin parası ve fazla mesai hakedişlerini ödedim sadece

Bu personeli kanunen işe almamız gerekiyor mu?
Almaz isek kanunen Kıdem tazminatı ödememiz gerekiyor mu?

Şimdiden Teşekkürler.
 
Hiç böyle bir durumla karşılaşmadım.Karışık bir durum.Normalde kişiye 8-normal emeklilik olarak çıkış yaparsanız kıdem tazminatı ödemeniz gerekiyor.Ancak yanlışlık yapılmış ve aslında çıkış olmaması gerekiyordu o zaman.10 günlük süre geçtiği için çıkış bildirgesinide iptal edemiyorsunuz.

Düşünceme göre kişiyi emeklilik sebebiyle çıkış yapabilmek için emekli olması gerekiyor.Emekli olmayan bir kişiyi emeklilik sebebiyle çıkış yapmış oldunuz.Dolayısıyla çıkış bildirgesinin düzeltilmesi veya iptali gerekiyor.Bence gidip kurumla görüşün ve durumu anlatın.Zaten kurumda dediğinize göre yanlış işlem yapıldığını biliyor.Dilekçe vererek bu işi kurum ile çözebilirsiniz diye düşünüyorum.

Daha önce böyle bir olay ile karşılaşmış arkadaşlar varsa cevap verecektir.Olay çözüldüğünde nasıl çözdüğünüzü yazarsanız sevinirim bizede bilgi olur.
 
Düşünceme göre kişiyi emeklilik sebebiyle çıkış yapabilmek için emekli olması gerekiyor.Emekli olmayan bir kişiyi emeklilik sebebiyle çıkış yapmış oldunuz.Dolayısıyla çıkış bildirgesinin düzeltilmesi veya iptali gerekiyor.Bence gidip kurumla görüşün ve durumu anlatın.Zaten kurumda dediğinize göre yanlış işlem yapıldığını biliyor.Dilekçe vererek bu işi kurum ile çözebilirsiniz diye düşünüyorum.

Daha önce böyle bir olay ile karşılaşmış arkadaşlar varsa cevap verecektir.Olay çözüldüğünde nasıl çözdüğünüzü yazarsanız sevinirim bizede bilgi olur.

Bu noktayı bende böyle düşünüyorum.

Diğer tarafdan,yine şahsi düşüncem böylesi durum karşısında olması gereken ilgilinin tekrar işe alınması,bu defa belirtilen süre sonunda sgk yazısına istinaden gerçek işlemin yapılarak tazminatının ödenmesi,işe almaz iseniz önceki işleme bağlı olarak k.tazminatının ödenmemesi,ANCAK bu durumda sorun çözülmüş olmamakda.
Sonuç olarak çözüm;ilgilinin tekrar işe alınması,sgk nın bu 2 nci bildirim yazısına göre gerçek işlemin tamamlanarak, k.tazminatının ödenmesi olsa gerektir.
Not:Olayımızda tarafların(işci-işveren)kusuru bulunmamakda,bu nedenle başkaca çözümü var mı?şahsen bilmiyorum)
 
Son düzenleme:
kurumdan alınan yaziyla işlem yapıldığından, tazminatını alamayan işci, dava yoluyla haklarını alabilecektir bence
 

Ben katılmıyorum.
Görüş açım kurumdan alınan yazının bir fiili durumu tespit eden şekil şartı olduğunu düşünüyorum.
Bir usulsuzlük vardır ancak bu durumun muhatabı iyi niyetli 3, şahıslar olamaz. Gerçek durum önemlidir. Olayın özünde çalışan emekli olmamıştır. Yasada ise emeklilik halinde ödeme emredici bir hükümdür. Bir takım şekil koşulları ile yasanın emredici hükmüne karşı gelinemez.
Çalışan usulsuz işlem nedeniye zarar görüdğünü öne sürerek SGK yı dava edebilir.
 
-Kuruma Emeklilik başvurusu yapabilmek için, emeklilik sebebiyle çıkış işleminin yapılmış olması şartı yokmudur?
-Emeklilik nedeniyle ayrılmada kıdem tazminatına hak kazandıran koşul, bu sebeple sözleşmenin feshedilmesimidir, yoksa kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlanmış olmasımıdır?
20.05.2013 Tarihinde personelimiz Emekliliğe hak ettiğine dair yazı getirdi emeklilik olarak tüm resmi işlerini yaptım
Kıdem tazminatı ödemesi, çıkışın yapıldığı gün yapılması gerekli olan bir ödeme değilmidir? Yazı alınmış kabul edilmiş, gerekli çıkış işlemi yapılarak gerekli prosedürün bir kısmı tamamlanmış, ''ama tazminat ödenmemiş'' !!

Kaldı ki, yaş dışında diğer şartları sağlamış olduğu , alınan belge ile ıspatlanmış olan çalışanın , yaşlılık aylığı alabilme şartlarını sağlamasa da , 15 yıl 3600 gün şartlarını sağladığı ortada olduğundan , ayrılış sebebi de emeklilik amacıyla olduğu bildirildiğinden, kıdem tazminatına hak kazanmasında bir sorun olmayacaktır, ki bu yönde oldukça fazla yargıtay kararı da vardır.
 
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2007/9-615
K. 2007/627
T. 26.9.2007
DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 7. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.07.2006 gün ve 2005/217 Esas, 2006/551 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.11.2006 gün ve 2006/26468-30084 sayılı ilamı ile;

( ... 1- Davacı emeklilik nedeniyle işyerinden ayrıldığını yazılı olarak işverene bildirmiş ve 1.9.2004 tarihinde işyerinden ayrılmış, makul bir süre içinde de Sosyal Sigortalar Kurumuna yaşlılık aylığı bağlanması için talepte bulunarak yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Davalının bilahare 27.10.2004 tarihinde hizmet aktini haklı nedenle feshettiğini bildirmesi ise sonuca etkili değildir. Zira daha önce davacı tarafından emeklilik sebebiyle sona erdirilen hizmet aktinin daha sonra işverence feshedildiğinin kabulü mümkün değildir.

2- Öte yandan işverenin feshe neden olarak gösterdiği fiiller davacının emeklilik sebebiyle ayrılma isteğini içeren dilekçenin işverene verilmesinden sonra gerçekleşen fiillerdir.

Açıklanan bu nedenlerle davacının kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kıdem tazminatı istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece; davacının, emeklilik nedeniyle iş akdini feshetmediği gibi SSK'ya tahsis istemiyle başvurduğunu belgelendiren yazıyı da işverene vermediği, emeklilik başvurusunun daha sonraki bir tarihte gerçekleştiği, bu nedenle de kıdem tazminatı koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş, Yüksek Dairece, yukarıda yazılı gerekçeler ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Davacı, işverene verdiği 12.07.2004 günlü dilekçesinde "emekliliği hak ettiğini" belirterek, iş akdini 01.09.2004 tarihinden geçerli olmak üzere feshettiğini açıklamaktadır. Kısa bir dönem farklı bir işyerinde çalışmasının ardından, 01.02.2005 günlü tahsis talebi üzerine SSK. tarafından kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, iş akdinin feshine dair dilekçe ekinde bulunan 08.07.2004 günlü SSK. yazısı ile yaşlılık aylığı için 506 sayılı Kanunun 60 ve Geçici 81. maddelerinde aranan koşulları sağladığı da anlaşılmaktadır.

1475 sayılı İş Kanununun yürürlükte bulunan ( 14/1-4, 5 ) maddesinde; ( Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin ) Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının ( A ) bendinin ( a ) ve ( b ) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmıştır.

Davacının, iş akdinin feshi beyanını içerir dilekçesine ek olarak yaşlılık aylığı koşullarını gerçekleştirdiğine ilişkin belgeyi işverene verdiği, kısa bir çalışma devresinin ardından, makul bir süre içerisinde ilgili sosyal güvenlik kurumuna başvurarak yaşlılık aylığı tahsisine hak kazandığının anlaşılmış olması karşısında, iş akdinin "emeklilik" amacıyla feshedildiğinin kabulü gerekir.

İş akdinin feshinden sonra farklı bir işyerinde kısa bir süre çalışılmış olması, iş akdinin fesih amacını ortadan kaldırmayacaktır.

Kaldı ki, yaşlılık aylığı koşulları yönünden düzenleme içeren, 4447 sayılı Kanun ile ek, 4759 sayılı Kanunla değişik 506 sayılı Kanunun Geçici 81. maddesi, sigortalılık süresi, prim gün sayısı yanında yaşlılık aylığına hak kazanabilme yönünden kademeli olarak değişen yaş koşulunu aramaktadır.

1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasına 4447 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen 5. bent uyarınca, Sosyal Sigortalar Kanununda öngörülen yaş koşulu dışında kalan ve yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlayanlara, kendi istekleriyle işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatlarının ödeneceği belirtilmektedir.

Davacının yaşlılık aylığı için aranan; yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı koşullarını sağladığı Sosyal Güvenlik Kurumu yazısıyla uyuşmazlık konusu değildir.

Anılan bentte, kıdem tazminatına hak kazanabilme yönünde, yaşlılık aylığı için yaş koşulunu yerine getirmeyenler için öngörülen bu düzenlemeden, tüm koşulları sağlamış olan davacının yararlandırılmaması, iş hukukuna egemen "işçi lehine yorum" ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.


Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetildiğinde, davacının, iş akdinin feshinden makul bir süre sonra yaşlılık aylığı tahsisi için SSK'ya başvurduğunun anlaşılmış olması, iş akdini feshettiği tarih itibariyle sigortalılık süresi ve prim gün sayısı yönünden yaşlılık aylığı için aranan koşulları sağlamış bulunması karşısında, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın geri verilmesine, 26.09.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
 
Sn. keremcem;

Bu yazdığınız yargıtay kararı benim söyledğimin aksini ispatlamaz. Ayrıca şunu da siz çok iyi bilrisniz ki Yüce Yargıtay değişik aksi yönde birçok kararlar da verebilmektedir.


Benim söyledğim şudur. Kesin bir yargıya varabilmek için olayın özüne bakmak gerekir. Niyet amaç çok önemlidir.
Elbette işçi lehine yorum yapılmasına ben de katılıyorum. Ancak söyledğiniz gibi kısa bir süre değil diyelim ki daha 2 yıl var emekliliğe, yaştan bekleme şartını da sağlamıyor. Kişi emekli oldu maaşı bağlandı ama bir süre sonra da SGK hata yaptığını anladı maaşı kesti fazla ve haksız ödenen tutarı da geri istedi. (Bu tip olaylar oldu.) İşveren de dava açıp ben kandırıldım hak etmedği halde kıdem ödedim diye kendini savunamaz mı?
 
Sayın Nizam;

Size katılıyorum bende bundan dolayı herhangi bir işlem yapmadım . Personele SGK'ya dava açmasını söyledim.
Şirket avukatlarınıda bilgiyi verdim onlarda aynı şekilde düşünüyorlar bu şekilde ilerleyeceğiz.
Sonucunu paylaşacağım

İyi Günler Dilerim.
 
Ben katılmıyorum.
a-Görüş açım kurumdan alınan yazının bir fiili durumu tespit eden şekil şartı olduğunu düşünüyorum.......doğru
b-Bir usulsuzlük vardır ancak bu durumun muhatabı iyi niyetli 3, şahıslar olamaz............doğru.
c- Gerçek durum önemlidir.......doğru
d- Olayın özünde çalışan emekli olmamıştır.......doğru
e- Yasada ise emeklilik halinde ödeme emredici bir hükümdür. Bir takım şekil koşulları ile yasanın emredici hükmüne karşı gelinemez................doğru
f-Çalışan usulsuz işlem nedeniye zarar görüdğünü öne sürerek SGK yı dava edebilir......doğru

Sn.Nguroy hepsi doğru
Neticede işci dava yoluyla tazminatını alabilecek
Katılmadığınız noktayı anlayamadım
 
İşverenden almayacak diyorum. SGK yı dava eder, kazanırsa alır. İşvereni ne diye dava edecek. Ben emekli olacaktım ama sgk beni yanıltmıştı bunu duyan işveren de kıdemimi ödemedi diye mi?
 
İşverenden almayacak diyorum. SGK yı dava eder, kazanırsa alır. İşvereni ne diye dava edecek. Ben emekli olacaktım ama sgk beni yanıltmıştı bunu duyan işveren de kıdemimi ödemedi diye mi?
Pardon, kıdem tazminatı8nı işveren ödemez mi sn.nguroy? Kıdem tazminatını sgk dan alması mümkün değil biliyorsunuz, ama her halukarda,
yaş dışında sağlanmış şartları belgeleyen bir yazı var,
o yazı kıdem tazminatına hak kazandırıyor zaten,
o yazıyla ayrıldıktan sonra, yaşlılık aylığı almış almamış işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünü kaldırmayacaktır, bu konda hemfikiriz sanıyorum,

işveren ödemiyorsa kıdem tazminatını, işçi;
- işverene dava açıp kıdem tazminatını alabilecektir ( örnek karar )
- sgk na dava açabilecektir,
 
20.05.2013 Tarihinde personelimiz Emekliliğe hak ettiğine dair yazı getirdi emeklilik olarak tüm resmi işlerini yaptım işten ayrılış bildirgesini onayladım hatta 5 ay E bildirgesinde emekli olarak çıkışı görünmektedir. 10.06.2013 tarihinde emeklilik şartlarını yerine getirmediği için sigorta yanlış işlem yapmış ve emeklilik işlemleri iptal edilmiştir. önceki yazımızı itibar etmeyiniz diye yazı göndermiştir.
Bunun üzerine tazminatını ödemedim
Son ay maaşı ve yıllık izin parası ve fazla mesai hakedişlerini ödedim sadece

Bu personeli kanunen işe almamız gerekiyor mu?
Almaz isek kanunen Kıdem tazminatı ödememiz gerekiyor mu?

Şimdiden Teşekkürler.


Ben kıdem tazminatı işveren ödemelidir diyenlerin bunu neye dayanarak savunduklarını anlamıyorum. Yukardaki ilk sorunun aslını okuyalım.

SGK önce yazı yazıyor. Emekliliği hak etmiştir diyor , daha sonra da emeklilik işlemleri iptal edilmiştir önceki yazımızı dikkate almayınız diyor.
Siz şimdi bu şartlar altında dahi işveren kıdem ödemelidir mi diyorsunuz? Neye dayanarak ????
 
Kıdem tazminatı, sözleşmenin emeklilik nedeniyle feshedilmesiyle ödenmesi gerekmez mi Nizam bey?
20.05 tarihinde kurumdan alınan yazıyla da emekliliğe hak kazandığı bilgisi verilmiş değil midir?
Emeklilik nedeniyle Çıkış işlemi yine aynı ay içinde yapılmış , e budurmda çıkış yapıldığı gün itibariyle kıdem tazminatı, hak kazanılan ücretler, kullanılmamış izin ücretleri nin ödenmesi gereken tarih , çıkış işlemlerinin yapıldığı gün itibariyle olması gerekmez mi? Ben öyle biliyorum. İşveren çıkış işlemlerini yaparken neye dayanarak emeklilik sebebiyle çıkış yapmıştır, o belgeye dayanarak. O belgeye dayanarak çıkış yaptığı tarihte, neden ödemeyi yapmamıştır?? Yasal olarak böyle bir geciktirme hakkı varmıdır? Yoktur benim bildiğim.
Kurum, hata yaptığına ilişkin yazıyı işverene mi göndermiştir, yoksa başvuruda bulunan işçiye mi? emeklilik için Başvuran işveren olmadığına , işçiye bildirimde bulunmuştur sanırım bu hatasıyla ilgili, işçi de iyi niyetli olarak işverenine gelip durumu bildirmiştir diye düşünüyorum.

İşçi, emeklilik şartlarını sağladığına dair yazıyla , emeklilik şartlarını yerine getirdiğini belirterek işten ayrılmışmıdır?- Evet.
Bu sebeple ayrılma, kıdem tazminatına hak kazandırır mı? Evet.
Bu sebeple işinden ayrılan çalışana kıdem tazminatı ödemesini kim yapar? İşveren.

Haklısınız, işveren canım gülüm balım , bu senin hatan değil, kurumdan kaynaklanan bir hata, ama buyur ben sana kıdem tazminatını ödeyeyim demek istemeyebilir, hazır hatayla da ayrılma gerçekleşmiş, çıkış yapılmış, işe geri alıp tazminat yüküne de tekrar girmek istemeyebilir.
Bu nedenle de ;
işverenin kıdem tazminatı ödemek istememesi durumunda , işçiye tek yol kalıyor, dava açarak tazminatını talep etmek, öyle değil mi?

İlk mesajımda da belirttiğim üzere, bu sebeple işverene kıdem tazminatı için dava açarak kıdem tazminatını alır diyorum, yukarıda bir örneğini verdiğim yargıtay kararlarına dayanarak. ( işveren ödemelidir demedim hiç bir zaman, ama dava sonucunda ödemek zorunda kalacaktır)
Çünkü, yaşlılık aylığı almak üzere işinden ayrılan o çalışan, aynı zamanda yaş şartı dışında diğer şartları da tamamlamış bir sgk lı çalışandır.
 
Sn Keremcem;

Her zaman sizin iş hukuku konularında yazmış olduğunuz yorumlara büyük çoğunlukla katıldım. Hatta bazen tamamen sizin yorumunuzu doğru bularak sadece "beğen" yaptım.

Ancak bu konuda size katılamıyorum. Siz lafzi yorum yapıyorsunuz, ben içeriğe öze bakmaya çalışıyorum.
Peki şöyle diyelim . Farzedelim ki işveren yanlış bilgi sonucu kıdemi ödedi. Daha sonra da çalışanın bu hakkı olmadığı ortaya çıktı. (aynen olayımızda olduğu gibi) Bu durumda ne olucak işveren kıdemin haksız kazanç (sebebsiz iktisap) yoluyle elde edildiğini ileri sürüp dava açmayacak mı?

Çalışan elbette dava açabilir. Mahkeme de umarım işçi lehine karar verir. Bunlar ayrı. Ancak benim hukuk nosyonum bunu adil bulmuyor.
 
Sn Keremcem;

Her zaman sizin iş hukuku konularında yazmış olduğunuz yorumlara büyük çoğunlukla katıldım. Hatta bazen tamamen sizin yorumunuzu doğru bularak sadece "beğen" yaptım.

Ancak bu konuda size katılamıyorum. Siz lafzi yorum yapıyorsunuz, ben içeriğe öze bakmaya çalışıyorum.
Peki şöyle diyelim . Farzedelim ki işveren yanlış bilgi sonucu kıdemi ödedi. Daha sonra da çalışanın bu hakkı olmadığı ortaya çıktı. (aynen olayımızda olduğu gibi) Bu durumda ne olucak işveren kıdemin haksız kazanç (sebebsiz iktisap) yoluyle elde edildiğini ileri sürüp dava açmayacak mı?

Çalışan elbette dava açabilir. Mahkeme de umarım işçi lehine karar verir. Bunlar ayrı. Ancak benim hukuk nosyonum bunu adil bulmuyor.
Nizam bey teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için;
demiştiniz ki,işçinin SGK na dava açması gerekir hatalı işlem nedeniyle ,
Farzedelim ki işveren yanlış bilgi sonucu kıdemi ödedi. Daha sonra da çalışanın bu hakkı olmadığı ortaya çıktı. (aynen olayımızda olduğu gibi) Bu durumda ne olucak işveren kıdemin haksız kazanç (sebebsiz iktisap) yoluyle elde edildiğini ileri sürüp dava açmayacak mı?
Bu durumda işveren kime ne davası açmalı, hatalı işlem sonucu hak kazanmadığı kıdem tazminatını almış olan işçiye kıdem tazminatı olarak ödenmiş olan miktarın iadesi davası mı açmalı,
yoksa hatalı işlemi yapan kuruma, hatası nedeniyle işçiye bir ödeme yapmasına sebep olduğu için zararınn tazmini davası mı açmalı?

İşçiye açmalı öyle değil mi?
İşçi de işverene açmalı diyorum ben de ;)

Diğer yönden bu şekilde düşünmemde asıl dayanağım,
işçinin işverene bildirmiş olduğu ayrılma sebebinin , kıdem tazminatı almaya hak kazandıran bir sebep olmasıdır.
Kıdem tazminatının ödenme tarihinin , sözleşmenin sona erdirildiği tarih olması gerekliliğidir.
Yani , işveren örneğin geçerli bir nedenle işten çıkardığı bir işçisinin , izin-ücret tüm diğer haklarını aynı gün öderken kıdem tazminatını ödememe -geciktirme için haklı bir mazeret varmıdır, aynı anda ödenmesi gerekmez mi tüm hak edişlerin? Ödemiş olsaydı aynı gün, daha sonra hatayı bildiren yazıya istinaden işveren işçiye dava açıp kıdem tazminatını alabilirdi ancak öyle değil mi?
 
Evet sn Keremcem, şekil şartı olarak tamamen size katılıyorum. Benim sözünü ettiğim ise olayın özüdür.
Yani işveren ödemede gecikti ve bu yeni durum ortaya çıktı. Yani hukuken ödenmesi (yapılması) gereken bir eylem , hukusuz bir işleme dönüştü. Butlan hali.
İşverenin geç ödeme yapmasının tarif edilmiş bir yaptırımı vardır. (gecikme cezası) Ancak tersi durumun telafisi mümkün değildir.
 
Son düzenleme:
Teşekkürler,
özünde elbette iş hukuki boyuta varırsa yargı doğru kararı verecektir.
Saygılar
 
Üst