Esımın Vefatından Dolayı Kalan Ltd Stı Yuklu Mıktarda Vergı Borcu

Üyelik
20 Ara 2016
Mesajlar
3
Konum
istanbul
merhaba
esımın vefatından dolayı ortagı ve muduru oldugu lıımıted sırketten yuklu mıktarda vergı borcu kaldı. bu borcu ne benım nede esımın ortagının odeyebılmesı mumkun degıl. zaten sırkette 5 yıldır faalıyette yok. cocuklarımda var. bız reddı mıras yapsak borc tamamıyla ortaga mı kalır. ben borcun tamamının ona kalmasını ıstemıyorum. sadece cocuklar reddı mıras yapabılırmı. o takdırde bu borc benım ve esımın ortagının uzerıne kalacaktır. bu vergı borcunu odememız mumkun degıl. (yanı her ıkımız omur boyu delı gıbı calıssak bu borcu odeyemeyız). her ıkımızın sadece emeklı maasları var. ne yapmammız gerekıyor. bız yol gosterebılır mısınız.?
 
Bilen üstadlar yine yazsın ama sanırım bir avukat sizin sorularınıza daha net cevaplar verecektir
 
Ortak Sıfatıyla Sorumluluk;
6183 Sayılı Kanunun 35. Maddesinde;“Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.hükümleri yer almaktadır. Görüldüğü üzere limited şirketlerde ortaklar açısından genel kural sermaye hisseleri oranında sorumluluktur.Diğer bir ifade ile sorumluluğun sınırı konulan sermaye payı ile sınırlandırılmamış bulunmaktadır.

Limited Şirketler de Yönetici ve Temsilci Sıfatıyla Sorumluluk;
Ortaklar açısından sermaye hissesi nispetinde olan sorumluluk 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. Maddesi uyarınca yönetici ve temsilciler açısından şirket borcunun tamamını kapsayacak şekilde müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre belirlenmiştir.6102 Sayılı TTK nın Limited Şirketler de yönetim ve temsili açıklayan 623. Maddesinde;
  • Şirket yönetimi ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenleneceği,
  • Şirket sözleşmesi ile, yönetimi ve temsilin, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceği, üçüncü kişilere yönetim hakkının devrinde de en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerektiği,
  • Şirketin müdürlerinden biri bir tüzel kişi olduğu takdirde, tüzel kişiliğin bu görevi tüzel kişi adına yerine getirecek bir gerçek kişiyi belirleyeceği,
  • Müdürlerin, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkili olduğu,
düzenlemeleri yer almaktadır.6102 sayılı Kanuna göre, limited şirketin kanuni temsilcisi, şirket sözleşmesi ile tayin edilmiş müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortak veya tüm ortaklar ya da üçüncü kişiler olabilecektir. Ancak üçüncü kişilere şirketin yönetim ve temsilinin verilebilmesi için ortaklardan en az birinin şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekmektedir.Hatırlanacağı üzere 6762 Sayılı TTK nın 541. Maddesi uyarınca; Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararıyla şirketin idare ve temsili, ortak olmayan kimselere de bırakılabilmekte idi ve bu konuda ortaklardan en az birinin şirketin yönetim ve temsil yetkisinin korunması gibi bir ön koşul bulunmamakta idi.Bu anlamda 6102 sayılı TTK nın 623 maddesi ile getirilen bu kısıtlamanın, 6183 sayılı kanunun 35. Maddesi uyarınca yapılacak takiplerde göz önüne alınması gereği doğmuştur. Buna göre, limited şirketlerin müdür, dolayısıyla yönetici-temsilci sıfatı taşımayan ortakları hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılacak takip; 35 inci madde hükümlerine göre sermaye hisseleri oranında, 6102 sayılı Kanun hükümlerine göre tespit edilen kanuni temsilcileri hakkındaki takip ise 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesine göre amme alacağının tamamından, müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre olacaktır.

Yukarıdaki açıklamalara göre siz reddi miras yaptığınız takdirde sizden herhangi bir borcun istenmeyeceği gibi eşinizin ortağı da sadece şirkete koyduğu sermaye ile sınırlı olarak borçtan sorumludur.


 
oncelıkle cevapladıgınız ıcın tesekkurler.
fakat ıkı ortaklı bır sırket. ortagın bırı vefat edıyor. vefat eden ortagın yakınları reddı mıras yapıyor. ortada ıkıncı bır ortak kalmayınca bırıncı ortak borcun tamamından sorumlu olmuyormu?
ben sıradan bır vatandasım. bır suru kanun numaraları sıralamıssınız. bunu acıklamanın daha sade bır yolu yok mu. anlayaamıyorum ozur dılerım. kafam cok karıstı. musterek ve muteselsıl sorumluluk tamamından sorumlu olmak degıl mı.
bu sorunlarla veraset ve ıntıkal beyannamesı nı cıkarmak ısteyınce karsılastım. veraset ve ıntıkal ıcın hıc basvurmasam ne olur. cocukları boyle bır borcun altına sokmak ıstemıyorum.
 
Son düzenleme:
hayır ne esımın nede ortagının hıc bırseyı yok. sadece esımın bankada cok az bır mıktar parası var. ortagına da yenı kaybettıgı babasından kalacak kucuk bır arsa var. oda cok degerlı degıl.
 
Veraset ve intikal farklı iki konudur.
Kişinin vefatı ile birlikte , hayatta kalan çocukları ve eşi yasal mirasçıları olur. Veraset belgesi o mirasçıların isimlerini ve hisse oranlarını gösteren belgedir.
Veraset ilamını almamanız , çocuklarınızın babalarının mirasçısı olduğu gerçeğini değiştirmez. Yani şu anda zeten artık o borçların muhatabı sizlersiniz veraset belgesi henuz çıkarmamış olmanıza rağmen.
Mirası red etmeniz için açacak olduğunuz davayı da veraset ilamı ile açabilirsiniz.
Yapmanız gereken veraset ilamını alıp, reşit olan tüm mirasçıların , reşit olmayanlar içinse sizin onlar adına , terekenin borca batık olduğunun tesbiti ve mirasın reddi davası açmasıdır.
Tüzel kişiliklerde ortaklar hisseleri oranında kamu borçlarından sorumludur, ortağı vefat etti diye tüm borç diğer ortağa yüklenmez. Ortak kendi hissesi oranında o borçlardan sorumlu olur.

Çocuklarınızı gerçekten korumak istiyorsanız, yasal süresi içinde mirası red edin ve vefat tarihi itibariyle bankadaki hesabına veya diğer varlıklarına dokunmayın.
 
Son düzenleme:
Veraset ve intikal farklı iki konudur.
Kişinin vefatı ile birlikte , hayatta kalan çocukları ve eşi yasal mirasçıları olur. Veraset belgesi o mirasçıların isimlerini ve hisse oranlarını gösteren belgedir.
İntikal işlemi ise, kalan mirasın mirasçılar adına kayıt edilmesi, devralınmasıdır.
Veraset ilamını almamanız , çocuklarınızın babalarının ve sizin eşinizin mirasçısı olduğunuz gerçeğini değiştirmez.
Mirası red etmeniz için açacak olduğunuz davayı da veraset ilamı ile açabilirsiniz.
Yapmanız gereken veraset ilamını alıp, reşit olan tüm mirasçıların terekenin borca batık olduğunun tesbiti ve mirasın reddi davası açmasıdır.
Tüzel kişiliklerde ortaklar hisseleri oranında kamu borçlarından sorumludur, ortağı vefat etti diye tüm borç diğer ortağa yüklenmez. Ortak kendi hissesi oranında o borçlardan sorumlu olur.
 

Benzer konular

Üst