Eski ltd müdürünün sorumluluğu

Üyelik
8 Ağu 2010
Mesajlar
1
2009 yılında 3 ortaklı eşit hisseli bir ltd.şti. kurduk. 2010 yılının nisan ayına kadar ben ve diğer bir ortak şirket müdürüydük (münferiden imza yetkimiz vardı) Nisan ayında müdür ortak ayrıldı ve hisselerini ben aldım. Mayıs ayında da ben şirketten ayrıldım, hisselerimi devrettim, müdürlükden ayrıldım. karar tic.sicil gazetesinde yayınlandı. Ayrılana kadar şirket çeklerini ben imzaladım ve eylül 2010 ile aralık 2010 tarihlerinde vadesi gelmemiş çekler var. bu çekler ödenmezse ben ne kadar sorumlu olurum, ayrıca ssk ve maliye borçlarına karşı durum ne olur. yanıtlar için teşekkür ederim, saygılarımla
 
Ynt: Eski ltd müdürünün sorumluluğu

Selamlar
bu konuyla ilgili aşağıdaki yazının sizi aydınlatacağını umuyorum.

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLÜĞÜ VEYA ORTAKLIĞINDAN AYRILAN KİŞİNİN AYRILMA TARİHİNDEN SONRAKİ ŞİRKETİN VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU


Yazar: FethiAYGÜN (*)
Yaklaşım Dergisi / Ocak 2006 / Sayı: 157


I- GİRİŞ
Türk Ticaret Kanunu?nun 503. maddesine göre, iki veya daha fazla hakiki veya hükmi şahıs tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortaklarının mesuliyeti koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile mahdut ve esas sermayesi muayyen olan şirkete limited şirket denir. Limited şirketlerde şirketi temsile yetkili kişi ya da kişiler bulunmaktadır. Limited şirket, kuruluşu itibari ile basit bir şirket türü olduğundan ve uygulamada en çok karşılaşılan şirket olma özelliği taşıdığından vergi sisteminde yer alan bazı müesseselerden haksız kazanç temin etmek için sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek gibi amaçlarla da kurulabilmektedir. Uygulamada limited şirket ortak ve müdürü olan kişilerin söz konusu şirketteki hisselerini ve müdürlük görevlerini devrettiklerine zaman zaman rastlanmaktadır.
Bu yazımızda limited şirket müdürlüğü veya ortaklığından ayrılan kişinin ayrılış tarihinden sonraki şirketin vergi borçlarından sorumluluk durumu konulu çalışmamıza yer verilmiştir.

II- LİMİTED ŞİRKET ORTAK VE TEMSİLCİLERİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER
A- ORTAK VE MÜDÜRLERİN LİMİTED ŞİRKETİ YÖNETME DURUMLARI
Türk Ticaret Kanunu?nun 540. maddesine göre, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar, şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir, kuruluştan sonra şirkete giren ortaklar, bu hususta umumi heyetin ayrı bir kararı olmadıkça, idare ve temsile mezun ve mecbur değildirler ve limited şirketin temsilcileri arasında bir hükmi şahıs bulunduğu takdirde, ancak o hükmi şahıs adına limited şirketin temsil ve idaresini üzerine almış bulunan hakiki şahıs limited şirketin temsilcisi olarak tescil ve ilan edilir.
1- Ortak Olmayan Ancak Genel Kurul Kararı İle Belirlenen Müdürler
Türk Ticaret Kanunu?nun 541. maddesine göre; şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili, ortak olmayan kimselere de bırakılabilir. Bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler tatbik olunur. Ortak olan müdürlere ilişkin düzenlemelere anılan Kanun?un 540. maddesinde yer verilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu?nun 542. maddesine göre ise; müdürlerin haiz oldukları temsil salahiyetinin şümul ve tahdidi hakkında, anonim şirketin idare meclisine dair olan 321. madde hükmü tatbik olunur. Anılan maddeye göre, vazifelerini ifa dolayısı ile müdürlerin işlemiş oldukları haksız fiillerden şirket mesul olur.
2- Şirket Ortak ve Müdürlerinin Temsil ve Yetkileri
a- Şirketi Temsil Durumu
Müdürlerin temsil ve yetkileri ve bu temsil yetkilerinin sınırları Türk Ticaret Kanunu?nun 540 ve devam eden maddelerin¬de düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu?nun 542. maddesine göre müdürlerin haiz oldukları temsil selahiyetinin kapsamı ve sınırlanması konusunda anonim şirketin idare meclisine dahil olan 321. madde hükmü tatbik olunur.
Müdürlerin başlıca görevi şirketi idare etmektir. Müdürler Kanun ve ana söz¬leşmede belirtilen görevleri yerine getirirler. Şirketin maksat ve mevzuunu gerçekleştirebilmek için pek çok hukuki veya ti¬cari işlemlerin yapılması gerekir. Şirket müdürü tarafından şirket üçüncü kişilere karşı gerektiğinde borçlandırılır veya üçün¬cü kişilerden şirketi alacaklı kılacak yazılı veya sözlü anlaşmalar yapabilir.
Şirketi idare etmek her ortak için ana sözleşmede aksi belirtilmediği sürece hem bir hak hem de bir ödevdir. Ortaklar isterlerse bu haklarını idare ve temsil yetkilerini bazı ortaklara veya üçüncü şahıslara bırakabilecekleri gibi hak ve temsil yetkilerini de ayırabilirler.
Tek müdür var ise tüm temsil yetkisinin onda olması en doğal yoldur. Birden çok müdür tayin edilmiş olması halinde ise bu durumda bunların tek başlarına mı, yok¬sa müştereken imza ile mi hareket edecekleri ana sözleşme ve genel kurul ka¬rarlarında belirtilmiş olması gerekmektedir.
3- Limited Şirketlerde Müdürlerin Sorumluluğu
Limited şirketler ile ilgili olarak ?Anonim Şirket Hükümlerine Yapılan Atıflar? başlıklı Türk Ticaret Kanunu?nun 556. maddesine göre şirketin kuruluşuna iştirak edenlerle şirketin idare veya murakabesine memur edilen kimselerin ve tasfiye memurlarının mesuliyeti, cezai mesuliyetler ve şirketin vekaletlerce murakabesi hakkında anonim şirketin bu hususlara mütaallik hükümleri tatbik olunur.
Anılan maddede limited şirketlerde şirketin idaresine yetkili olan kimselerin sorumlulukları ve cezai müeyyideleri ile ilgili olarak anonim şirketler faslına yollama yapılmış ve buradaki hükümlerin uygulanacağı açıklanmıştır. Buna göre limited şirketlerdeki müdürler, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuyla aynı mesuliyet altında çalışmaktadırlar.
a- Limited Şirketlerde Müdürlerin Sorumluluktan Kurtulması Durumu
Burada limited şirket bahsinde bulunan ve anonim şirket konusuna atıf yapan Türk Ticaret Kanunu?nun 556. madde hükmünün nazara alınması gerekmektedir. Böylece limited şirketlerde müdürlerin sorumluluktan kurtulması konusunda anonim şirketlerde, yönetim kurulunun sorumluluktan kurtulması konusu ile ilgili hükümler uygulanacaktır.

III- LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLÜĞÜ VEYA ORTAKLIĞINDAN AYRILAN KİŞİNİN ŞİRKETİN VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLULUK DURUMU
A- AYRILIŞ TARİHİNDEN SONRA SORUMLULUK
Tüzel kişilerde, geçmiş dönemlere ait vergi ve buna bağlı alacakların tüzel kişiliğin varlığından alınamaması durumunda, vergi ve buna bağlı alacaklar ait oldukları dönemdeki kanuni temsilciden alınmaktadır. Ancak, şirket yönetim kurulunun (limited şirketlerde müdürlerin) çeşitli nedenlerle (istifa, azil, ölüm, görev sürelerinin sona ermesi gibi) ayrılmaları halinde, şirketin, ayrıldıkları tarihten sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarından sorumlu olup olmayacakları uygulamada tereddütlere yol açmaktadır (1).
Bize göre limited şirket müdür veya ortağının ayrılma tarihinden önceki dönemlere ait olan, şirketin kamuya olan borçlarından sorumluluğu devam eder. Ancak, ayrılma tarihinden sonraki tarihlere ait kamuya ait borçlardan ise temsilcinin sorumluluğunun söz konusu olmaması gerekmektedir. Zira ayrılma tarihinden sonra şirket ortak veya müdürünün hukuki anlamda herhangi bir tasarruf yapma yetkisi bulunmamaktadır.
B- KONUYA İLİŞKİN YARGI KARARLARI
Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu?nun bir Kararı?nda (2); ?şirket yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan ortağın ayrılma tarihinden sonraki vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacakları? ifade edilmektedir. Bu Karar?da özetle; ?Yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi indiriminin kabul edilebilmesi için yasal defterlere kayıtlı olduğunun kanıtlanması yükümlülüğü, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan davacıya değil faaliyeti sürmekte olan şirkete aittir.
Davacının kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonraki şirket temsilcileri tarafından yerine getirilmesi gereken defter ve belge ibraz etme ödevinin davacı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle yapılan tarhiyatta davacının kasıt ve ihmali bulunduğundan söz edilerek Vergi Usul Kanunu?nun 10. maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve cezalardan sorumlu tutulması hukuka uygun bulunmamaktadır.
Bu durumda davacı iddialarının 6183 sayılı Yasa?nın 58. maddesinde yazılı nedenlerden olan ?borcun bulunmadığı? iddiası kapsamında kabulü ile ödeme emrinin iptali yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.? denilmektedir.
Kanuni temsilci değişikliğinin vergilendirme dönemi içerisinde meydana gelmesi durumunda, yeni temsilcinin sorumluluğu, içinde bulunulan dönemin başından itibaren başlar. Temsilcinin ayrıldığı tarihte, hesap döneminin kapatılması ve sorumluluğunun vergi dairesi tarafından iki temsilci itibarıyla bölünmesi söz konusu değildir. Yeni temsilci ile eski temsilci, gerektiğinde, kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Bu sözleşmeye göre; eski temsilcinin, vergilendirme döneminin ayrıldığı tarihten önceki kısmından yeni temsilciye karşı sorumlu olması mümkün olabilmektedir (3).
Danıştay Dördüncü Daire?nin bir Kararı?nda; limited şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirketteki hisselerini devreden dolayısıyla ortak sıfatı taşımayan davacıya tebliğ edilmesi, bu ödeme emrinin şirkete tebliğ edilmiş sayılmasını gerektirmeyeceği gibi bu ödeme emrinde yer alan vergi ve cezalardan davacının şahsen sorumlu tutulması sonucunu doğurmayacağı belirtilmektedir (4).
Konumuz ile ilgili olması nedeni ile anonim şirket için Danıştay Dördüncü Daire tarafından verilen bir Karar?da; ?Davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmasından sonra yapılan inceleme üzerine salınan vergilerin şirketten alınamamasında, bu vergilerin tahakkuk ettiği dönemde yönetim kurulu üyesi olmayan davacının tutum ve davranışının etkili olduğu söylenemeyeceği gibi bu tahakkuka karşı dava açması veya işlemden kalkan dosyayı işleme koydurarak varsa şirketin hakkının korunması da hukuken kendisine ait değildir. Davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde beyanname vermek, buna göre belirlenen vergileri zamanında ödemek gibi vergi ödevlerini yerine getirmediği ya da şirket tüzel kişiliği adına tarhiyat yapılmasına neden olan vergi ziyaının davacı tarafından yapılması gereken ödevlerin yerine getirilmemesinden kaynaklandığı yolunda bir tespit de bulunmamaktadır. Şirkete ait söz konusu borçların ödenmemesinin davacının tutum ve davranışından kaynaklandığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.? denilmektedir (5).
Danıştay Yedinci Daire?nin verdiği bir Karar ise konumuza ışık tutmaktadır. Söz konusu Karar?da; ?Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri tarihten itibaren başlayacağı, seçilmeden önceki dönemler için muafiyet belgesi alınmamış olması nedeniyle salınan vergi ve kesilen cezadan, yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulması mümkün değildir.? denilmektedir (6).
Konu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; limited şirket ortak veya müdürlüğünden ayrılan kişinin ayrıldıktan sonraki tarihe ait şirketin vergi borçlarından sorumluluğunun söz konusu olmaması gerekmektedir.
C- MUVAZAALI DURUMUN TESPİTİ HALİNDE SORUMLULUK
Muvazaa içeren eylem, gerek gerçek eylem, gerekse gizlenmiş eylem her ne kadar yasalara uygunluk göstermiş olsa bile, asıl amaç ?aldatma kastı? taşıdığı için yasalara uygunluk göstermesine rağmen eylem hukuken geçersiz sayılır. Aldatma kastı taşıyan eylemlerin tümü bir ekonomik olaya dayanmaktadır (7).
6183 sayılı Kanun?un 17, 1
 
Ynt: Eski ltd müdürünün sorumluluğu

Siz mayıs ayında müdürlükten ve şirketten ayrıldınız.Düzenlediğiniz ve imzaladığınız çekler ileri vadeli de olsa düzenleme ve yapılan ticari ilişki, döneminize ait olduğu için bu çeklerin ödenmesinden (bana göre) siz de sorumlusunuz.
 
Üst