Evlilik Nedeniyle İşten Çıkan Kişinin Tazminatı

Yanlış anlamayın ama,
küt diye evlendi zor durumda kaldık , yaptığı etik değil diyerek sadece asıl sorununuzu görmekten kaçarsınız.
Şahsi kanaatim, kadın çalışanın haber vermeden evlendi diye yaptığının etik olmadığını söyleyip durmak bence asıl etik olmayandır.
 
Yanlış anlamayın ama,
küt diye evlendi zor durumda kaldık , yaptığı etik değil diyerek sadece asıl sorununuzu görmekten kaçarsınız.
Şahsi kanaatim, kadın çalışanın haber vermeden evlendi diye yaptığının etik olmadığını söyleyip durmak bence asıl etik olmayandır.

O sizin görüşünüz tabi. Yasalar hak verdi diye bunu karşı tarafa zarar verebilecek şekilde kullanmak demek ki size göre gayet etik. Bu kişi daha kritik bir noktada olsaydı ve o gün de kritik bir işi yapması gerekirken haber bile vermeden çekip gitse sonra da ben tazminatımı almaya geldim diye gelse ve şirkette bu hareketten dolayı büyük zarar görse hatta batma noktasına gelse ve çalışan diğer işçiler de zor durumda kalsa bile biz battık ama önemli değil al bu da tazminatın dememiz gerekiyor sanırım. Sizin gibi bir işverenin yanında çalışmak ne güzel olurdu. Zira bu gidişle bizim gibi etik düşünmeyen işverenler işyerlerini kapattığında sizlerin yanında çalışabilirdik.
 
Yasalara göre işe gelmediği günler için tutanak tutmak yeterli olmuyor. Tutanak sonucu noterden "haklı sebep var mı?" sorusunu içeren tebligat yapılması gerekmekte idi. Ancak çalışan 2. gün gelip işe gelmeme sebebini bildirdiğinden kıdem tazminatı ödeyerek "evlilik" nedeni ile işten çıkarmak durumundasınız. Aksi durumda işçi dava açarsa tazminatı faizi ile birlikte alması yüksek olasılıktır.
 
O sizin görüşünüz tabi. Yasalar hak verdi diye bunu karşı tarafa zarar verebilecek şekilde kullanmak demek ki size göre gayet etik. Bu kişi daha kritik bir noktada olsaydı ve o gün de kritik bir işi yapması gerekirken haber bile vermeden çekip gitse sonra da ben tazminatımı almaya geldim diye gelse ve şirkette bu hareketten dolayı büyük zarar görse hatta batma noktasına gelse ve çalışan diğer işçiler de zor durumda kalsa bile biz battık ama önemli değil al bu da tazminatın dememiz gerekiyor sanırım. Sizin gibi bir işverenin yanında çalışmak ne güzel olurdu. Zira bu gidişle bizim gibi etik düşünmeyen işverenler işyerlerini kapattığında sizlerin yanında çalışabilirdik.
1 tek çalışanı işi küt diye bıraktığı için kaç işyeri batmıştır , yada tek bir çalışana kıdem tazminatı ödedi diye?
 
1 tek çalışanı işi küt diye bıraktığı için kaç işyeri batmıştır , yada tek bir çalışana kıdem tazminatı ödedi diye?

Bir işçiye 3-5 bin TL tazminat ödedik diye batacağımızı söylemiyorum zaten ama kritik bir noktada görev alsaydı (mesela bir ihale ile ilgili) ve işe haklı bir sebep olan evlilik nedeniyle gelmeseydi ve ihale kaybedilseydi ne olurdu acaba ? Olmaz demeyin oluyor bunlar. Eşimin çalıştığı firmanın Türkiye'de 4 fabrikası var ve kalite belgeleriyle ilgilen bir çalışan hanım var. Müşterinin istediği bir kalite belgesinin alınması gerekli ve ihale için süre kısıtlı. Bu arada belge alımı yapılmalı. Kızın da o sıralar önemli bir sağlık sorunu çıkıyor ve ameliyat olması lazım ve bir süre de dinlenmesi lazım. Ama kız bu ihalenin şirket için ne kadar önemli olduğunu bildiğinden ameliyatını ihale sonrasına yaklaşık 1 ay sonrasına erteletiyor. Çünkü işine saygısı var ve iş yerini düşünüyor. Benim sağlığım her şeyden önemli diyerek gidip ameliyatını da olabilirdi ve adı üstünde sağlık kimse de bir şey diyemezdi. Yasal olarak da yapabilir miydi? Evet. Ama yapmadı.
1 tek çalışan nedir diye küçümsüyorsunuz ama bazen 1 tek çalışan çok büyüktür.
Ayrıca 1 tek çalışan dediğiniz o kişi sebebiyle işi zamanında yükleyemedik ve iş ekspres tır nakliyesine döndü ki o bile zorda şu anda. ya süper ekspres tır olacak ya da uçak yüklemesi. yani 1500-2000 euro arası bir rakam. Daha önce de dediğim gibi kalifiye eleman sıkıntısı var bizim sektörde. Öyle ha deyince yerine yenisini bulabilsek zaten sorun olmaz. Aslını bulamıyoruz ki yedeğini bulalım. Ayrıca o makineden 1 tane var. Yedeği kulübede mi bekletmemiz lazım bu durumda bilemedim.
 
Ne diyeyim,
siz hala evlendi diye işi bırakan o eski çalışanınızın o davranışının etik olmadığını söylemeye , öyle bakmaya devam edeceksiniz ne denirse densin.

Dilerseniz tazminatı ödememeyi tercih edebilirsiniz .
 
Olaya diğer açıdan bakmak;
Örneğin İşçi ev kredisi ödüyor olsa ve işveren işleri azaldığı için işçi çıkaracak olsa...
Diyeceğim o ki; keremcem beyin yardımcı olmak için yaptığı yorumlarına hak vermek lazım.
Yasal sınırlarda kalındığı müddetçe iki taraf içinde bu hakkını kullanması hakkaniyete aykırı görülmemeli. Sonuçta iş anlaşması yapıldığında şartlar belli.
 
Yasalarla tanınmış bir hakkın kullanımından bahsediyoruz,....................................evet
Yasayla sağlanan bir hakkın kullanımında etik olup lmadığını sorgulamanın gereği yok. Yasal hak kullanılmış.......................yasal açıdan bu hakkın bu şekil kullanımı mümkün bu noktada sorun yok,sorun yasal hakkın kullanımı neticesinde işverenin zora düşmesi olsa da bu olayda buna da engel yok.Lakin kanunlardan ayrı olarak bizim kültürümüzde,inancımızda karşı tarafı zor duruma düşürmeme, mümkün olduğunca kaçınma anlayışı da var,bu durum yasal açıdan mümkün olsa da yinede işverenin işciyi,işcinin de işvereni zora girmemesini düşünmesi gibi bir şey.
Sizin olayınızda da , etik olmayan bir taraf yok , profesyonelce bir davranış değil haklısınız.....................bende dahil hep "etik"kavramından bahsediyoruz,etik ne demek diye sorduğumuzda TDK:ahlak felsefesi-felsefenin bir dalı diyor(tabiki biz işcinin bu davranışını "ahlaksızlık"olarak değerlendirmiyoruz nitekim değerlendiremeyiz)o halde bu kavram yerine "düşüncesizlik"demek daha uygun düşer.
Diğer yandan , o kadar kritik bir noktada tek kişiye bağlı olmanın yaratabileceği sıkıntıları göremeyip tedbir almamak değilmidir tam işin sıkışık zamanında böyle bir sıkıntıyı yaşamaya yol açan sebep?...................aslında işin esası bu noktadan kaynaklanıyor,bazı kilit noktalarda hep alternatifli personel çalıştırmayı amaçlamışımdır.basiretli işveren bu noktayı gözardı etmemeli.(tabi küçük işyerleri için bununda bir maliyeti olmaz değil)
Bu olay için söylemiyorum,
Eskilerin tabiriyle idare etmek deyiminin alt tanımı hoş görme,anlayışla karşılama,sabırlı olma durumları günümüzde nadir karşılaşılan haller oldu,
Olayımız yönünden,
yasal bir hakkın kullanımı da olsa zorluk-sıkıntı doğacak ise karşı tarafı bir nebze olsun düşünmek en uygun olanı olsa gerek.
 
Bu olay için söylemiyorum,
Eskilerin tabiriyle idare etmek deyiminin alt tanımı hoş görme,anlayışla karşılama,sabırlı olma durumları günümüzde nadir karşılaşılan haller oldu,
Olayımız yönünden,
yasal bir hakkın kullanımı da olsa zorluk-sıkıntı doğacak ise karşı tarafı bir nebze olsun düşünmek en uygun olanı olsa gerek.

Ben de bunu demeye çalışıyorum Şeref Bey. Karşı tarafı idare etme olmalı biraz. Hem işçi hem işveren açısından.
 
Mevcut yasal düzenlemeye göre, askere giden erkek çalışanın, yada evlenen kadın çalışanın, herhangi bir şeyi idare etmeye çalışması zorunluluğu yok, tıpkı annesi -babası-eşi -çocuğu nun ağır rahatsızlığı nedeniyle işi aksatan çalışanı işverenin idare etme zorunluluğu olmadığı gibi.
 
Mevcut yasal düzenlemeye göre, askere giden erkek çalışanın, yada evlenen kadın çalışanın, herhangi bir şeyi idare etmeye çalışması zorunluluğu yok, tıpkı annesi -babası-eşi -çocuğu nun ağır rahatsızlığı nedeniyle işi aksatan çalışanı işverenin idare etme zorunluluğu olmadığı gibi.

Siz zorunluluk ve yasalardan biz de iş etiğinden bahsediyoruz. Bu yüzden anlaşamıyoruz halen. Yukarıda örnek veren sayın thex'in örneği eski bir olayı aklıma getirdi. Model kalıpçımız işten ayrılmış ve yerine bu işte yeni birini almıştık. Kız yeni evliydi üstelik ve bir sürü de borçları vardı. Birkaç ay çalışıldı fakat istediğimiz düzeye ulaşamadığı için de yerine başka biri (deneyimli) biri aradık. Durumu da kendisine söyledik. İş araması için de süre verdik fakat o 2 haftada iş bulamadı biz de istediğimiz düzeyde bir kalıpçı. 1 ay sonra biz kalıpçı bulduk. Fakat bu arkadaşımız iş bulamadı. Firma sahibimiz bu arkadaşı yeni evli borcu var diye işten çıkarmadı ta ki 1,5 ay sonra o arkadaş iş bulana kadar. Burada hadi biz istediğimiz kalıpçıyı bulduk. Sen de yoluna git diyerek hakları verilebilirdi. Bu arkadaş 6 aya yakın çalıştı bizim firmada. Ama denmedi. Yasalar bu hakkı vermiş olsa da bazen vicdan bu hakkı vermiyor. İş dünyasında ne olacağı belli olmaz. Düşmez kalkmaz bir Allah denir. O yüzden çıkılan kapının nasıl kapatıldığı da önemlidir. Her ne kadar yasal bir yolla çıkılsa da yarın öbür gün aynı kişilerle iş yapılmak zorunda kalınabilir.

Ama önemli değil. Konuyu daha fazla uzatmanın da bir manası yok, anlaşamıyoruz çünkü. Siz haklısınız diyerek konuyu uzatmayacağım. Saygılar, sevgiler.
 
Mevcut yasal düzenlemeye göre, askere giden erkek çalışanın, yada evlenen kadın çalışanın, herhangi bir şeyi idare etmeye çalışması zorunluluğu yok, tıpkı annesi -babası-eşi -çocuğu nun ağır rahatsızlığı nedeniyle işi aksatan çalışanı işverenin idare etme zorunluluğu olmadığı gibi.
olayın yasal boyutunu ve yasal zorunluluğun olduğunu paylaşmıyoruz,zira böyle bir zorunluluk yok ama daha önce ifade ettiğim gibi en azından empati kurarak karşı tarafı düşünme,bir vefa olayı var bizim kültürümüzde,tabi yasal açıdan bu zorunluluk yok,düşünülmüyor/düşünülmeyecekse o zaman yapacakta bir şey kalmıyor.
hayırlısı olsun.
 
Sn Cemmm bir işveren bir işçiyi işten pat diye işten çıkarttığında bunun sosyal çöküntüsü ki Sosyal bir Hukuk Devletiyiz bahsettiğiniz işverenin yaşadığı sıkıntıdan kat ve kat fazladır. Detayına girmiyorum bile. Bunun için ki tırnak içinde söylüyorum yasa koyucu İşçi yararına yorum ilkesi diye bir ibare eklemiştir. Madem bu kadar işvereniniz haksız bir olay ile karşı karşıya İş Mahkemesinde dava açıp hakkını aramalı...
 
Tabi doğrudan art niyet var diyemeyiz,
"sonuçta kişi işveren bu işten zarar görsün diye evlenmiyor"evlenmez ama atıyorum bayan ticaret müdürümüz veya kilit noktadaki personel, iki gün sonra ....milyon dolarlık toplantının/görüşmelerin olacağı, bağlantının yapılacağı veya kararın verileceğini,imzaların atılacağını önceden biliyor olmasına rağmen,o gün istifa dilekçesini vermesi de hiç hoş,etik ve doğru olmasa gerek.

Sn. Şeref bence bir işverenin milyonluk toplantısının zararı bir çalışanın işten çıkartılması sonucu evine ve çocuklarına bakamayacağı duruma düşmesi karşısında benim görüşüme göre hiçbir değeri yoktur.
 
Evet ama konumuz böylesi mukayese yapmayı gerektirmiyor,hem işverenin hemde evlilik,aile hayatının zarar görmesini istemeyiz.
 
Bu iletim hiç bir ileti ve kimseye karşın cevaben yazılmamıştır.
Etik sözcüğünün anlamına baktığımızda,artık bu olaya etik mi,değil mi diye bakamıyoruz,belki bu hakkın veya işverenin işçiye karşı bir hakkın kullanı mı sonucu taraflardan birinin zora girmesi/zarar görmesi,görecek olması halinde bu durumu dikkate alarak,ilgili tarafın bir nebze olsun karşı tarafı düşünmesi,daha az zararla olayı sonuçlandırması,en azından mümkünse sonuçlandırmaya çalışması daha uygun,daha şık,daha insani bir davranış olacak(tabi ki tersi insafsız bir davranış olmayacak)ha bu şekil davaranış zorunlu mu,elbette hayır,lakin zorunlu olmayan bu anlayışın tezahürü sonucu olan veya olası sıkıntı bertaraf edilmiş olacak,sonuçta taraflardan biri(işci veya işveren)zarar görmeyecek,memnun kalacak,mutlu olacak,mecburiyet yok ama mümkün olabilecekse bu şekil düşünerek hareket edilmesi çok zor olmasa gerek,neden böyle düşünmeyiz/düşünmek istemeyiz,bana kalırsa esasen bunların sorgulanması gerekiyor.
 
Sn. Şeref bence bir işverenin milyonluk toplantısının zararı bir çalışanın işten çıkartılması sonucu evine ve çocuklarına bakamayacağı duruma düşmesi karşısında benim görüşüme göre hiçbir değeri yoktur.

Peki bu mantıkla gidersek, milyonluk zarar gören ve bu yüzden toparlayamayan işveren batar ve firmada çalışan diğer çalışanlara yasal haklarını veremezse ve doğal olarak o kişiler evlerine ve çocuklarına ekmek götüremez duruma gelirse bunun sizin için bir değeri var mıdır?

Haklısınız Şeref bey,
ama kanunla verilmiş bir hakkın kullanımının etik olup olmadığının sorgulanmasını da gerektirmiyor.

Yasalar ilahi emirler midir ki sorgulanmasın? Her yasa doğru mudur? Geçen sene kendi şirket aracımızla trafik polisi bize Ek 2/3 maddesinden korsan personel taşımacılığı yaptığımıza dair ceza kesti. Araç Ford journey 5+1 koltuklu full camlı. Aynı doblo, connect gibi kamyonet geçiyor ruhsatta. Aracın K belgesi, Şoförün SRC ve Psikoteknik belgelerinin tam olması, aracın muayenesinin tam olması ve herhangi bir borcu olmamasına rağmen ve içindeki 5 kişi de şirketimizin SSK lı çalışanı olmasına rağmen araca 2.400 TL ceza ve 60 gün trafikten men cezası verildi. Neymiş belediyeden Güzergah İzin Belgesi alınmamış. Halbuki belediye sadece otobüs ve minibüs sınıfı araçlara güzergah izin belgesi veriyor. Bununla ilgili belediyeye gittiğimde haklı olduğumuzu söylediler ama trafik ise belge alın diyor. İnternette araştırınca komşusuyla kendi aracıyla işe giden birine bile korsan taksicilikten ceza kesildiğini bile gördüm. İyi o zaman her yasaya her cezaya eyvallah diyelim.

Bu iletim hiç bir ileti ve kimseye karşın cevaben yazılmamıştır.
Etik sözcüğünün anlamına baktığımızda,artık bu olaya etik mi,değil mi diye bakamıyoruz,belki bu hakkın veya işverenin işçiye karşı bir hakkın kullanı mı sonucu taraflardan birinin zora girmesi/zarar görmesi,görecek olması halinde bu durumu dikkate alarak,ilgili tarafın bir nebze olsun karşı tarafı düşünmesi,daha az zararla olayı sonuçlandırması,en azından mümkünse sonuçlandırmaya çalışması daha uygun,daha şık,daha insani bir davranış olacak(tabi ki tersi insafsız bir davranış olmayacak)ha bu şekil davaranış zorunlu mu,elbette hayır,lakin zorunlu olmayan bu anlayışın tezahürü sonucu olan veya olası sıkıntı bertaraf edilmiş olacak,sonuçta taraflardan biri(işci veya işveren)zarar görmeyecek,memnun kalacak,mutlu olacak,mecburiyet yok ama mümkün olabilecekse bu şekil düşünerek hareket edilmesi çok zor olmasa gerek,neden böyle düşünmeyiz/düşünmek istemeyiz,bana kalırsa esasen bunların sorgulanması gerekiyor.

Sayın Şeref Bey, sanırım aynı frekanstayız ikimiz de bu hususta. Arkadaşlara işin etik kısmını bir türlü anlatamadık. Halbuki yukarıda işverenimizin yeni evli bir çalışanı borcu var diye hemen işten çıkarmadığını da örnek olarak vermiş ve etik değerlerin hem iş veren hem de çalışan tarafından benimsenmesini önemsemiştim. Sonuçta bir laf vardır. Altı üstü 40 kişiyiz birbirimizi biliriz diye. İş etiğine sahip olmayan bir işçi o sektörde ne kadar barınabilir? Ya da tam tersi iş etiğine sahip olmayan bir işverenin yanında kim çalışmak ister?
 
Peki bu mantıkla gidersek, milyonluk zarar gören ve bu yüzden toparlayamayan işveren batar ve firmada çalışan diğer çalışanlara yasal haklarını veremezse ve doğal olarak o kişiler evlerine ve çocuklarına ekmek götüremez duruma gelirse bunun sizin için bir değeri var mıdır?



Yasalar ilahi emirler midir ki sorgulanmasın? Her yasa doğru mudur? Geçen sene kendi şirket aracımızla trafik polisi bize Ek 2/3 maddesinden korsan personel taşımacılığı yaptığımıza dair ceza kesti. Araç Ford journey 5+1 koltuklu full camlı. Aynı doblo, connect gibi kamyonet geçiyor ruhsatta. Aracın K belgesi, Şoförün SRC ve Psikoteknik belgelerinin tam olması, aracın muayenesinin tam olması ve herhangi bir borcu olmamasına rağmen ve içindeki 5 kişi de şirketimizin SSK lı çalışanı olmasına rağmen araca 2.400 TL ceza ve 60 gün trafikten men cezası verildi. Neymiş belediyeden Güzergah İzin Belgesi alınmamış. Halbuki belediye sadece otobüs ve minibüs sınıfı araçlara güzergah izin belgesi veriyor. Bununla ilgili belediyeye gittiğimde haklı olduğumuzu söylediler ama trafik ise belge alın diyor. İnternette araştırınca komşusuyla kendi aracıyla işe giden birine bile korsan taksicilikten ceza kesildiğini bile gördüm. İyi o zaman her yasaya her cezaya eyvallah diyelim.



Sayın Şeref Bey, sanırım aynı frekanstayız ikimiz de bu hususta. Arkadaşlara işin etik kısmını bir türlü anlatamadık. Halbuki yukarıda işverenimizin yeni evli bir çalışanı borcu var diye hemen işten çıkarmadığını da örnek olarak vermiş ve etik değerlerin hem iş veren hem de çalışan tarafından benimsenmesini önemsemiştim. Sonuçta bir laf vardır. Altı üstü 40 kişiyiz birbirimizi biliriz diye. İş etiğine sahip olmayan bir işçi o sektörde ne kadar barınabilir? Ya da tam tersi iş etiğine sahip olmayan bir işverenin yanında kim çalışmak ister?
etik kelimesini hangi anlamda kullanıyorsunuz bilmiyorum ama, etik in genel olarak anlamı törelere , genel kurallara uygun olmaktır.

Bir bayan çalışanın evlilik nedeniyle ayrılmasının da törelere aykırı tarafı yoktur, aksine ülkemiz törelerine göre de kadının çalışmaması, evin düzenini sağlaması ülke genelini kaplayan bir düşüncedir. Yani bal gibi etiktir, ve yasaldır.
Ben herhangi bir yerde yasalar sorgulanamz demedim! yasayla tanınmış bir hakkı kullanan kadın çalışanın yaptığının etik olup olmadığı sorgulanamaz dedim. Öyle de.
evlendim diyerek küt diye işten ayrılan bir çalışan sonrasında olasılıkları arttırabilirsiniz dilediğiniz kadar, o çalışan ayrıldı- işveren fazladan ödeme yapmak zorunda kaldı-fazladan yaptığı ödeme nedeniyle diğer çalışanlara ücretlerini zamanında ödeme güçlüğüne düşt ücretlerini alamayan çalışanlar iş durdur-işi duran işveren iyice batağa girdi- iyice çıkılamaz duruma düşen işveren işyerini kapattı-kapanan işyeri nedeniyle işsiz kalan insanlar yeni iş bulamadı-yeni iş bulamayan insanlar temel ihtiyaçlarını karşılamak için yağmaya başladı- yağma tüm ülkeye yayıldı, iç savaş çıktı-iç savaşla birlikte komşu ülkelerle sıkıntılar başladı ve dış savaşlar başladı- savaşlar tüm dünyayı sardı, 3.dünya savaşı başladı.....
Bakın hele tek bir bayan çalışan evlendi diye dünyanın sonu geldi!

etik değil düşüncenizde takılı kalarak yargılamaya devam ettiğiniz sürece , sadece burnunuzn ucundaki gerçek sorunu görmeyip uzaklara bakıyor olacaksınız sn. cemm.
Uzaklara bakıp, önünüzdeki sorunu görmekten kaçtıkça , görmediğiniz sorununuzu çözemeyeceksiniz de, çözemediğiniz o ve benzeri sorunlar nedeniyle de ,
o mantıktaki bir işveren ve yönetim ekibinin işlettiği bir işyeri bir gün SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ KAYBOLUP GİTMEKTEN KURTULAMAYACAKTIR.

Hayırlı günler dilerim.
 
etik kelimesini hangi anlamda kullanıyorsunuz bilmiyorum ama, etik in genel olarak anlamı törelere , genel kurallara uygun olmaktır.

Bir bayan çalışanın evlilik nedeniyle ayrılmasının da törelere aykırı tarafı yoktur, aksine ülkemiz törelerine göre de kadının çalışmaması, evin düzenini sağlaması ülke genelini kaplayan bir düşüncedir. Yani bal gibi etiktir, ve yasaldır.
Ben herhangi bir yerde yasalar sorgulanamz demedim! yasayla tanınmış bir hakkı kullanan kadın çalışanın yaptığının etik olup olmadığı sorgulanamaz dedim. Öyle de.
evlendim diyerek küt diye işten ayrılan bir çalışan sonrasında olasılıkları arttırabilirsiniz dilediğiniz kadar, o çalışan ayrıldı- işveren fazladan ödeme yapmak zorunda kaldı-fazladan yaptığı ödeme nedeniyle diğer çalışanlara ücretlerini zamanında ödeme güçlüğüne düşt ücretlerini alamayan çalışanlar iş durdur-işi duran işveren iyice batağa girdi- iyice çıkılamaz duruma düşen işveren işyerini kapattı-kapanan işyeri nedeniyle işsiz kalan insanlar yeni iş bulamadı-yeni iş bulamayan insanlar temel ihtiyaçlarını karşılamak için yağmaya başladı- yağma tüm ülkeye yayıldı, iç savaş çıktı-iç savaşla birlikte komşu ülkelerle sıkıntılar başladı ve dış savaşlar başladı- savaşlar tüm dünyayı sardı, 3.dünya savaşı başladı.....
Bakın hele tek bir bayan çalışan evlendi diye dünyanın sonu geldi!

etik değil düşüncenizde takılı kalarak yargılamaya devam ettiğiniz sürece , sadece burnunuzn ucundaki gerçek sorunu görmeyip uzaklara bakıyor olacaksınız sn. cemm.
Uzaklara bakıp, önünüzdeki sorunu görmekten kaçtıkça , görmediğiniz sorununuzu çözemeyeceksiniz de, çözemediğiniz o ve benzeri sorunlar nedeniyle de ,
o mantıktaki bir işveren ve yönetim ekibinin işlettiği bir işyeri bir gün SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ KAYBOLUP GİTMEKTEN KURTULAMAYACAKTIR.

Hayırlı günler dilerim.

Halen sektörel bilginiz olmadığı halde fikir yürütüp önlemlerden bahsediyorsunuz. Sorunu görüyoruz ama çözümü dediğiniz gibi kolay değil maalesef. Ben yerine eleman bulamamaktan bahsediyorum siz bulun diyorsunuz. Kapıda kuyruk var da sanki biz almıyormuşuz gibi. Etik derken iş ahlakından bahsediyorum. Sanırım siz işin içine töreleri kattığınıza göre çalıştığınız yerde kadın işçi çalıştırmıyorsunuz. Kadının çalışmayıp evine kapanma düşüncesi ülke geneli değil, sizin görüşünüz. Bence kadın toplumun her katmanında yer alır. Asıl binlerce yıllık geleneklerimizde olan da budur. Sizin geleneğimiz dediğiniz dar bir grup tarafından dayatılan Arap kültürüdür. Türk Tarihini incelerseniz kadının toplumsal hayatta ne kadar aktif olduğunu görebilirsiniz.
Sizin şirkette her personelin bir yedeği var demek ki ne kadar güzel. 1 araç var ama 2 şoför var. Biri olur ya hastalanır ya da işi bırakırsa hoooppp hemen yedek kulübesinden diğer şoför direksiyona geçiyor. Bu arada da ikisine da maaşlar yatıyor. Gayet güzel iş.
Ayrıca evlilik nedeniyle işten ayrılmasını etik değerlere aykırı bulduğumu söylemedim. Sanırım yazılarımı okurken dikkatinizden kaçtı. Sektörümüz kadın çalışan ağırlıklı olduğundan daha önce evlenip ayrılan bir dünya arkadaşlarımız oldu. Hepsi de tazminatlarını aldılar. Bunda zaten sıkıntı yok. Bir çoğunun da düğününe gidilip icabet edildi ve gerekli destek de sağlandı. Ama hiç biri işe gelmeyip sonradan gelip de bak ben evlendim ver tazminatımı demedi. Tamam bu yasal olabilir ama 3 senedir çalışıp ekmek yediğin yere böyle davranılmaz. Gideceksen haberli gidersin kimseyi mümkün olduğunca sıkıntıya sokmadan.
 
Üst