Tarafıma gelen mailden alıntıdır.
Frankeştayn
(Yılmaz ÖZDİL, Hürriyet, 2/11/2009)
Kürt açılımı yapılmasını anlarım... Çünkü, karşı çıkanlar olduğu gibi, destekleyenler de var. Ermeni açılımı da böyle...
Sen itiraz edersin belki ama, şahane diyen de var.
*
Peki, ?Milletim öyle istiyor, açılım yapıyorum? diyen arkadaşlardan biri, bana izah edebilir mi lütfen, ?genetiği değiştirilmiş organizma açılımı?nı niye yapıyoruz?
*
Ortalık toz dumanken... Ahali, PKK'lıların memlekete gelişiyle meşgulken, dikkatler darbe marbe iddialarına yoğunlaşmışken, ana-babalar domuz gribi endişesine kafa yorarken... Kaşla göz arasında, TBMM'yi bypass ederek, şak diye yönetmelik çıkardılar... Ve, ?genetiği değiştirilmiş organizma?ların ithalatını
serbest bıraktılar.
*
Hangi millet istiyor bunu?
*
Her numaraya ?Milletim öyle istiyor? diyorsunuz da... Mesela, genetiği değiştirilmiş domates istiyorum diyen Kürt var mı Türkiye'de? Genetiği değiştirilmiş çikolata istiyorum diyen Laz? Çocuğuma genetiği değiştirilmiş patates cipsi yedirmek istiyorum diyen Türk var mı aramızda? Kim istiyor bu işi kardeşim? Kim?
*
Genetiği değiştirilmiş organizma, eğer angutsan, entel bi sıfat gibi geliyor kulağa, bilimsel gibi duruyor... Aslında ?frankeştayn gıda? onların adı!
*
Çünkü, normal yollardan insan evladı doğurmak varken; birinin kulağını birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına
takmak gibi bi şey...
*
Kabaca anlatırsak, dayanıklı olsun diye balık genini domatese, bakteriyi patatese monte ediyorlar... Sonradan tonla para verip ilaçlama yapılacağına, haşere ilacını daha tohumundan mısır genine kakalıyorlar. Sinek yuttuğu için böcek ilacı içen süper zekâ vatandaşımız gibi yani... Sevgili halkımız, adında domuz var diye, domuz gribi aşısı caiz mi diye soruyor ama, belki domuz genini soya fasulyesinde yiyor, haberi yok...
*
Peki, niye yapıyorlar bunu? ?Açlığı önlemek için? diyorlar... İnsanoğluna gıda yetişmiyormuş, böylece verimi arttırıyorlarmış...
Raf ömrünü uzatıyorlarmış.
*
İyi de birader...
Buğday mı yetişmiyor bu ülkede? Pancar mı eksik? Pirinç mi yok? Yanlışlıkla elinden düşürsen, fışkırmıyor mu topraktan? Şapşal politikalar yüzünden, fazla geldiği için, para etmediği için, mahsulümüzü yakarken, derelere dökerken, hangi açlık?
*
Allah'ın bu millete lüftu Anadolu'da, şu ürün yetişmiyor, o yüzden genetiği değiştirilmiş organizmaya ihtiyaç var, denebilir mi, utanmadan?
*
Üstelik, sadece sebze-meyve değil hadise... O sebze-meyvelerle yapılan, bin küsur üründe var bu genetiği değiştirilmiş organizma... Çikolatadan cipse, meşrubattan ketçapa... Şeker ayaklarıyla, baklavada bile kullanıyorlar... Bebek mamasında var!
*
Yersen ne oluyor? Avrupa'da resmen kanıtladılar; bağışıklık sistemini çökertiyor, kansere yol açıyor, kan yapısını bozuyor, sindirim sistemini harap ediyor, karaciğeri haşat ediyor, erken doğuma-kısırlığa sebep oluyor... Antibiyotik şırınga ettikleri için, farkında olmadan bağışıklık kazanıyorsun, hastalandığında antibiyotik alıyorsun, havagazı.
*
İsviçre sokmuyor, Yunanistan sokmuyor, o beğenmediğin Sarkozy ?Bunları Fransa'ya sokanı oyarım? diye yasa çıkardı...
Burası dingonun ahırı mı?
*
Aman yemeyelim dersen, nasıl yemeyeceksin? Nasıl ayırt edeceksin? Koklasan aynı, ellesen aynı, tatsan aynı, laboratuvara götürüp analiz ettirecek değilsin... Nereden anlayabilirsin? Etiketinden... Etiketin üzerinde ?Bu üründe genetiği değiştirilmiş organizma var? yazmalı ki, bakıp anlayabilesin, di mi? Şimdi sıkı durun...
*
Bunların memlekete girişine izin veren yönetmelik diyor ki, ?Etiketlere genetiği değiştirilmiş organizma içermez yazılamaz!?
*
Efendim?
Yazılamaz!
*
?İsteyen yemesin, baksın etikete görsün? diyeceklerine... ?Etikete baksın, görmesin? diyorlar! İlla yedirecek.
*
Tekrar soruyorum:
Her numaraya ?Milletim öyle istiyor? diyorsunuz da, bu açılımı hangi millet istiyor? Türk mü, Kürt mü, Rum mu, Ermeni mi, Laz mı? Bunu bu millete niye yapıyorsunuz? ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Genetiği Değiştirilmiş Organizma
Prof. Dr. Tayfun ÖZKAYA
TARIM ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Ekim?de Resmi Gazete?de yayınlanan yönetmeliğin zamanlaması doğrusu GDO severler için çok uygun idi.
Yönetmelik Türkiye?yi GDO?ların ithaline ve kullanımına açtı. Artık GDO?lu ürünlerle zehirlenme özgürlüğü başlamıştır! GDO?lu ürünleri topluma yedirmek için önce haberi farkına varmadan yedirmek gerekir diye bazıları düşünmüş olabilir mi?
GDO?lu ürünlerin sağlığa etkileri hayvanlar üzerinde yapılan epeyce araştırmaya konu oldu. Sadece bir tanesini verelim. İskoçya Rowett Enstitüsü?nden Dr. Arpad Pusztai?nin genetiği değiştirilmiş patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görüldü.
Okuduğunu anlayacak herkesi yönetmeliği kendi gözleri ile okumaya çağırıyorum. Merak etmeyin beş sayfadan fazla değil. (rega.basbakanlik.gov.tr)
EMRİNİZ OLUR
MADDE 5/2: ?İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO?lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır.?
Emriniz olur. Az sayıda istisnası ile dünyanın neresinde görülmüş, bir şirketin ?Yoğurdum ekşidir? dediği. Hindistan?da GDO?lu pamuğun verimsiz ve zararlı olduğunu 19 araştırma söylediği halde, bu araştırmaları hangi şirket dikkate almıştır.
MADDE 5/3: ?GDO?lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır.?
Yani ?Aslında GDO?lar zararlıdır, bu yüzden bebekleri şimdilik affediyoruz. Büyüyünce onlar da başlarlar yemeye? demekteler. Daha başka söze gerek var mı?
MADDE 5/7: ?Gıda veya yemin %0.5?ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez.?
İnsan veya çevre sağlığına zararlı bir ürünün azıcık karışmasının bir sakıncası olmadığı söylenmek isteniyor. Birazcık mikrop zarar vermez gibi bir ifade. Zararlı bir organizmanın şakaya gelmeyeceğini bilmiyorlar mı?
MADDE 5/8: ?GDO?suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO?suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.?
Eee, pes yani. GDO?lu gıdaları üretenler o kadar ürünlerine güvenmiyorlar ki herhangi bir gıda üreten bir şirket paketin üzerine ürününde GDO kullanılmadığını yazamıyor. Tarım Bakanlığı?na öneriyoruz: ?Trans yağ kullanılmamıştır?, ?Katkı maddesi kullanılmamıştır?, ?Domuz eti kullanılmamıştır? yazılmasını da yasaklasınlar. Ne farkı var? Çok mu masum bu madde. Bu isteğin ABD?de GDO?lu ürün üreten şirketlerin talebi olduğunu biliyorlardı şüphesiz.
SÜT TEHLİKELİ OLUR MU
?GDO?ya Hayır Platformu?nun da açıkladığı gibi ?GDO?lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO?lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir.?
İçtiğiniz süt artık çok daha tehlikeli olacak.
Yönetmeliği çiğneyenlere verilecek para cezaları büyük şirketleri ürkütecek düzeyde değildir.
Bütün bunlar insanlarımıza, çevreye yapılan bir zulüm değilse nedir? Artık GDO ile zehirlenme özgürlüğünüz var.
Frankeştayn
(Yılmaz ÖZDİL, Hürriyet, 2/11/2009)
Kürt açılımı yapılmasını anlarım... Çünkü, karşı çıkanlar olduğu gibi, destekleyenler de var. Ermeni açılımı da böyle...
Sen itiraz edersin belki ama, şahane diyen de var.
*
Peki, ?Milletim öyle istiyor, açılım yapıyorum? diyen arkadaşlardan biri, bana izah edebilir mi lütfen, ?genetiği değiştirilmiş organizma açılımı?nı niye yapıyoruz?
*
Ortalık toz dumanken... Ahali, PKK'lıların memlekete gelişiyle meşgulken, dikkatler darbe marbe iddialarına yoğunlaşmışken, ana-babalar domuz gribi endişesine kafa yorarken... Kaşla göz arasında, TBMM'yi bypass ederek, şak diye yönetmelik çıkardılar... Ve, ?genetiği değiştirilmiş organizma?ların ithalatını
serbest bıraktılar.
*
Hangi millet istiyor bunu?
*
Her numaraya ?Milletim öyle istiyor? diyorsunuz da... Mesela, genetiği değiştirilmiş domates istiyorum diyen Kürt var mı Türkiye'de? Genetiği değiştirilmiş çikolata istiyorum diyen Laz? Çocuğuma genetiği değiştirilmiş patates cipsi yedirmek istiyorum diyen Türk var mı aramızda? Kim istiyor bu işi kardeşim? Kim?
*
Genetiği değiştirilmiş organizma, eğer angutsan, entel bi sıfat gibi geliyor kulağa, bilimsel gibi duruyor... Aslında ?frankeştayn gıda? onların adı!
*
Çünkü, normal yollardan insan evladı doğurmak varken; birinin kulağını birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına
takmak gibi bi şey...
*
Kabaca anlatırsak, dayanıklı olsun diye balık genini domatese, bakteriyi patatese monte ediyorlar... Sonradan tonla para verip ilaçlama yapılacağına, haşere ilacını daha tohumundan mısır genine kakalıyorlar. Sinek yuttuğu için böcek ilacı içen süper zekâ vatandaşımız gibi yani... Sevgili halkımız, adında domuz var diye, domuz gribi aşısı caiz mi diye soruyor ama, belki domuz genini soya fasulyesinde yiyor, haberi yok...
*
Peki, niye yapıyorlar bunu? ?Açlığı önlemek için? diyorlar... İnsanoğluna gıda yetişmiyormuş, böylece verimi arttırıyorlarmış...
Raf ömrünü uzatıyorlarmış.
*
İyi de birader...
Buğday mı yetişmiyor bu ülkede? Pancar mı eksik? Pirinç mi yok? Yanlışlıkla elinden düşürsen, fışkırmıyor mu topraktan? Şapşal politikalar yüzünden, fazla geldiği için, para etmediği için, mahsulümüzü yakarken, derelere dökerken, hangi açlık?
*
Allah'ın bu millete lüftu Anadolu'da, şu ürün yetişmiyor, o yüzden genetiği değiştirilmiş organizmaya ihtiyaç var, denebilir mi, utanmadan?
*
Üstelik, sadece sebze-meyve değil hadise... O sebze-meyvelerle yapılan, bin küsur üründe var bu genetiği değiştirilmiş organizma... Çikolatadan cipse, meşrubattan ketçapa... Şeker ayaklarıyla, baklavada bile kullanıyorlar... Bebek mamasında var!
*
Yersen ne oluyor? Avrupa'da resmen kanıtladılar; bağışıklık sistemini çökertiyor, kansere yol açıyor, kan yapısını bozuyor, sindirim sistemini harap ediyor, karaciğeri haşat ediyor, erken doğuma-kısırlığa sebep oluyor... Antibiyotik şırınga ettikleri için, farkında olmadan bağışıklık kazanıyorsun, hastalandığında antibiyotik alıyorsun, havagazı.
*
İsviçre sokmuyor, Yunanistan sokmuyor, o beğenmediğin Sarkozy ?Bunları Fransa'ya sokanı oyarım? diye yasa çıkardı...
Burası dingonun ahırı mı?
*
Aman yemeyelim dersen, nasıl yemeyeceksin? Nasıl ayırt edeceksin? Koklasan aynı, ellesen aynı, tatsan aynı, laboratuvara götürüp analiz ettirecek değilsin... Nereden anlayabilirsin? Etiketinden... Etiketin üzerinde ?Bu üründe genetiği değiştirilmiş organizma var? yazmalı ki, bakıp anlayabilesin, di mi? Şimdi sıkı durun...
*
Bunların memlekete girişine izin veren yönetmelik diyor ki, ?Etiketlere genetiği değiştirilmiş organizma içermez yazılamaz!?
*
Efendim?
Yazılamaz!
*
?İsteyen yemesin, baksın etikete görsün? diyeceklerine... ?Etikete baksın, görmesin? diyorlar! İlla yedirecek.
*
Tekrar soruyorum:
Her numaraya ?Milletim öyle istiyor? diyorsunuz da, bu açılımı hangi millet istiyor? Türk mü, Kürt mü, Rum mu, Ermeni mi, Laz mı? Bunu bu millete niye yapıyorsunuz? ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Genetiği Değiştirilmiş Organizma
Prof. Dr. Tayfun ÖZKAYA
TARIM ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Ekim?de Resmi Gazete?de yayınlanan yönetmeliğin zamanlaması doğrusu GDO severler için çok uygun idi.
Yönetmelik Türkiye?yi GDO?ların ithaline ve kullanımına açtı. Artık GDO?lu ürünlerle zehirlenme özgürlüğü başlamıştır! GDO?lu ürünleri topluma yedirmek için önce haberi farkına varmadan yedirmek gerekir diye bazıları düşünmüş olabilir mi?
GDO?lu ürünlerin sağlığa etkileri hayvanlar üzerinde yapılan epeyce araştırmaya konu oldu. Sadece bir tanesini verelim. İskoçya Rowett Enstitüsü?nden Dr. Arpad Pusztai?nin genetiği değiştirilmiş patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görüldü.
Okuduğunu anlayacak herkesi yönetmeliği kendi gözleri ile okumaya çağırıyorum. Merak etmeyin beş sayfadan fazla değil. (rega.basbakanlik.gov.tr)
EMRİNİZ OLUR
MADDE 5/2: ?İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO?lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır.?
Emriniz olur. Az sayıda istisnası ile dünyanın neresinde görülmüş, bir şirketin ?Yoğurdum ekşidir? dediği. Hindistan?da GDO?lu pamuğun verimsiz ve zararlı olduğunu 19 araştırma söylediği halde, bu araştırmaları hangi şirket dikkate almıştır.
MADDE 5/3: ?GDO?lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır.?
Yani ?Aslında GDO?lar zararlıdır, bu yüzden bebekleri şimdilik affediyoruz. Büyüyünce onlar da başlarlar yemeye? demekteler. Daha başka söze gerek var mı?
MADDE 5/7: ?Gıda veya yemin %0.5?ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez.?
İnsan veya çevre sağlığına zararlı bir ürünün azıcık karışmasının bir sakıncası olmadığı söylenmek isteniyor. Birazcık mikrop zarar vermez gibi bir ifade. Zararlı bir organizmanın şakaya gelmeyeceğini bilmiyorlar mı?
MADDE 5/8: ?GDO?suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO?suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.?
Eee, pes yani. GDO?lu gıdaları üretenler o kadar ürünlerine güvenmiyorlar ki herhangi bir gıda üreten bir şirket paketin üzerine ürününde GDO kullanılmadığını yazamıyor. Tarım Bakanlığı?na öneriyoruz: ?Trans yağ kullanılmamıştır?, ?Katkı maddesi kullanılmamıştır?, ?Domuz eti kullanılmamıştır? yazılmasını da yasaklasınlar. Ne farkı var? Çok mu masum bu madde. Bu isteğin ABD?de GDO?lu ürün üreten şirketlerin talebi olduğunu biliyorlardı şüphesiz.
SÜT TEHLİKELİ OLUR MU
?GDO?ya Hayır Platformu?nun da açıkladığı gibi ?GDO?lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO?lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir.?
İçtiğiniz süt artık çok daha tehlikeli olacak.
Yönetmeliği çiğneyenlere verilecek para cezaları büyük şirketleri ürkütecek düzeyde değildir.
Bütün bunlar insanlarımıza, çevreye yapılan bir zulüm değilse nedir? Artık GDO ile zehirlenme özgürlüğünüz var.