İş Hayatında Çalışma Süreleri

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,622
Konum
İSTANBUL
İş hayatında çalışma süreleri



Çalışma süreleri, çalışanların verimliliğini, işe karşı motivasyonlarını ve iş kazası risklerini olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir.
İnsanın doğası ve yapılan işin özellikleri dikkate alınarak yasalar ile belirlenen çalışma sürelerine uyum, çalışanların verimliliğini ve motivasyonunu artırırken, iş kazası riskini de minimize etmektedir. Aksi uygulamalar ise tersine, iş kazaları ve trafik kazaları gibi olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
İş Kanunu?nda genel olarak haftalık çalışma süresi 45 saat olarak belirlenmiştir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerinde haftanın çalışma günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.
İşçi ve işverenin anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşuluyla farklı şekilde dağıtılabilir.
Günlük çalışma süresi en fazla 11 saat olmasına rağmen bu süre, yapılan işin ağırlık ve tehlike derecesine göre bazı işler ve kişiler yönünden daha az olabilmektedir. Örneğin, sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat veya daha az çalışılması gereken işler, yönetmelikle belirlenmiştir.
Hamile, yeni doğum yapmış ve emziren kadın işçilerin günde 7,5 saatten fazla çalıştırılmaları yasaklanmıştır. Yine temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma saatleri günde 7 saatten fazla olamaz...
Çalışma süreleri konusu, sadece günlük veya haftalık çalışma süreleri ile sınırlı değil. Telafi çalışması, kısa çalışma, gece süresinde çalışma, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma gibi çalışma biçimleri ile çalıştırma yasaklarını, yasaklara uymamanın yaptırımlarını da kapsayan geniş bir konu.
İşte bu konuların sistematik bir şekilde ele alındığı bir kitap geçtiğimiz günlerde yayınlandı. E. Baş İş Müfettişi Tahsin Sınav ile İş Müfettişleri Arif Temir ve Murat Kala tarafından yazılan kitapta, konular soru cevap şeklinde işlenmiş ve yargı kararlarıyla zenginleştirilmiş.
Yaklaşım Yayınları tarafından yayınlanan ?İş Hukukunda Çalışma Süreleri? adlı eser, işverenler ve işletmelerin insan kaynakları bölümü için kılavuz niteliğinde. İlgilenen okurlarımız www.yaklasim.com adresinden ayrıntıları öğrenebilirler.
Mükellef Hakları Platformu kuruldu

Türkiye?de de mükellef haklarının korunması ve yaygınlaştırılması amacıyla 21 kurum ve kuruluş bir araya gelerek Mükellef Hakları Platformu?nu kurdular. Türkiye?de ilk defa Bursa?da kurulan platformun vizyonu, ?Hukuka Uygun, Adil ve Saygılı Vergileme? olarak ifade ediliyor. Platformun misyonu ise mükellef haklarının korunması ve geliştirilmesi için araştırma, izleme, yayınlama, eylem planı oluşturma ve eğitim yöntemlerini kullanarak çalışmak.
Platformun amacı, mükellef hakları alanında ulusal ve uluslararası hukuk ekseninde her türlü bilimsel, teorik ve uygulamaya yönelik araştırma, raporlama, eğitim ve yayınlar yapmak ve bu surette mükellef haklarının yerleşmesi ve gelişmesini sağlamak, bu alanda toplum bilincinin gelişmesi için gerekli faaliyetleri yürütmek.
İş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarından yoğun destek sağlanan platform başkanlığına, Uludağ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Adnan Gerçek seçilmiş.
Türkiye?de ?bir ilk? olan platform, idare-mükellef ilişkilerin açısından önemli bir dönemeç niteliğinde. Emeği geçenleri ve katkıda bulunanları kutluyoruz.

Para cezalarına dikkat

İdari para cezaları, ?kabahat? olarak nitelendirilen fiiller karşılığında kesiliyor. Para cezalarında temel amaç, kişileri kurallara uymaya zorlamak. Bununla beraber tahsil edilen cezalar bütçede gelirler arasında yer alıyor.
2009 yılının ilk dokuz ayında kesilen para cezalarının toplamı 2,7 milyar TL?yi buldu. Bu tutar, bir önceki yıla göre yüzde 22,5 oranında bir artışı ifade ediyor. Para cezalarının büyük bir bölümü, her yıl yeniden değerleme oranına göre artırılıyor. Yani, para cezalarında yüzde 12 oranındaki artışı olağan karşılamak gerekiyor.
Cezalarda gerçekleşen artışa bu açıdan baktığımızda, artışın yeniden değerleme oranının üzerinde olduğunu görüyoruz. Yılın ilk dokuz ayında para cezalarından elde edilen gelir toplamı, geçen yılın aynı dönemine göre 0,5 milyar TL fazla. Yılsonuna kadar bu hızla gidilirse geçen yıla göre fazladan 1-1,2 milyar TL, 2009 bütçe hedefine göre ise 0,5 milyar TL fazla gelir elde edilmiş olacak.
Para cezalarındaki artış için iki farklı açıklama yapılması mümkün. Bunlardan ilki, toplumumuzun yasakları fazla umursamaması nedeniyle daha çok yasağın ihlal edilmesi. İkincisi ise devletin daha fazla gelir elde etmek için cezalara yüklenmeye başlaması.
Hangisini kabul ederseniz edin, özellikle son üç ay içinde kesilen cezalarda ciddi bir artış var. Yıl sonuna doğru bu eğilimin daha da artacağı anlaşılıyor.

Ödenmeyen emekli ikramiyesi

İdari para cezaları, ?kabahat? olarak nitelendirilen fiiller karşılığında kesiliyor. Para cezalarında temel amaç, kişileri kurallara uymaya zorlamak. Bununla beraber tahsil edilen cezalar bütçede gelirler arasında yer alıyor.
2009 yılının ilk dokuz ayında kesilen para cezalarının toplamı 2,7 milyar TL?yi buldu. Bu tutar, bir önceki yıla göre yüzde 22,5 oranında bir artışı ifade ediyor. Para cezalarının büyük bir bölümü, her yıl yeniden değerleme oranına göre artırılıyor. Yani, para cezalarında yüzde 12 oranındaki artışı olağan karşılamak gerekiyor.
Cezalarda gerçekleşen artışa bu açıdan baktığımızda, artışın yeniden değerleme oranının üzerinde olduğunu görüyoruz. Yılın ilk dokuz ayında para cezalarından elde edilen gelir toplamı, geçen yılın aynı dönemine göre 0,5 milyar TL fazla. Yılsonuna kadar bu hızla gidilirse geçen yıla göre fazladan 1-1,2 milyar TL, 2009 bütçe hedefine göre ise 0,5 milyar TL fazla gelir elde edilmiş olacak.
Para cezalarındaki artış için iki farklı açıklama yapılması mümkün. Bunlardan ilki, toplumumuzun yasakları fazla umursamaması nedeniyle daha çok yasağın ihlal edilmesi. İkincisi ise devletin daha fazla gelir elde etmek için cezalara yüklenmeye başlaması.
Hangisini kabul ederseniz edin, özellikle son üç ay içinde kesilen cezalarda ciddi bir artış var. Yıl sonuna doğru bu eğilimin daha da artacağı anlaşılıyor.

Metin Taş-Sezgin Özcan
 

Benzer konular

Üst