Ynt: İşverenin Eğitim Vermesi ve Fazla Mesai
http://www.tibbimumessil.com/forum/default.aspx?g=profile&u=40315 adresinden bir bölüm:
Av. Abbas Bilgili
Adana Barosu
?GİRİŞ
İşçilerin çalışmakta oldukları işverenlerine karşı, iş ilişkisi devam ediyor iken açmaktan kaçındıkları ve iş ilişkisi sona erdikten sonra açtıkları alacak davalarında en önemli yeri tutanlardan birisi de fazla mesai ücretidir. Fazla mesai ücreti ile ilgili alacak davasının iş sözleşmesi devam ederken de açılması konusunda kuşku olmamakla birlikte, işçilerin çalışma ilişkisi devam ederken böyle bir davayı açma konusunda oldukça çekingen davrandıkları bir gerçektir. İş güvencesinin 15.03.2003 tarihine kadar hiç olmadığı, daha sonrasında ise aksayan bir çok yönünün olduğu bir sistemde işçiden çalışırken, patronuna karşı dava açmasını beklemek de realite ile bağdaşmaz. Bu nedenle genellikle işten ayrıldıktan sonra talep edilen fazla mesai ücretini önce kısaca ve genel olarak, daha sonra ise tıbbi mümessillik mesleğini icra edenler açısından incelemeye çalışacağız.
GENEL OLARAK FAZLA ÇALIŞMA
Fazla çalışmayı, günlük ya da haftalık olarak belirlenmiş olan normal çalışma süresini aşan çalışmalar olarak tanımlayabiliriz.
10.06.2003 gününe kadar yürürlükte kalmış olan eski 1475 sayılı İş Yasası'nda; "genel bakımdan iş süresi haftada en çok 45 saattir" (1475 sayılı Yasa, md. 61/1) denildikten sonra, "bu süre, haftada 6 işgünü çalışılan işlerde günde 7,5 saati geçmemek üzere ve cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil edilen işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünülerek uygulanır" (1475 sayılı Yasa, md. 61/2) denilmektedir. O dönemdeki Fazla Çalışma Tüzüğü'nün 1. maddesinde "günlük çalışma süresini aşan çalışma" olarak tanımlanmakta ve 1475 sayılı Yasa'nın 35. maddesinde de "günlük çalışma süresinin esas alınacağı" belirtilmekte idi.
10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve şu anda da yürürlükte olan 4857 sayılı yeni İş Yasasında; haftalık çalışma süresinin en fazla 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin çalışılan günlere eşit şekilde bölünerek uygulanacağı, tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresinin günde 11 saati aşmayacak şekilde haftanın çalışılan günlerine dağıtılabileceği (4857 sayılı İş Yasası, md. 63) hükümleri getirilmiştir.
Dikkat edilirse, her iki yasada da haftalık normal çalışma süresinin 45 saat olarak belirlenmiş olduğu, ancak haftalık çalışma süresinin haftanın çalışılan günlerine dağılımı konusunda farklı bir yöntem belirlendiği görülmektedir. Yeni yasanın getirdiği "esnek çalışma modelleri" içerisinde değerlendirilen bu çalışma şeklinde, günlük çalışma süresi her gün için sabit olmamakta, günde 11 saati aşmamak koşulu ile haftada 45 saat olarak belirlenmiş olmaktadır. Eski yasada böyle bir esneklik olmadığından, haftanın çalışılan günlerine eşit dağılım yapılmakta ve haftanın bir günü hafta tatili olduğundan, haftalık 45 saatin çalışılan 6 güne bölünmesi ile günde 7,5 saat çalışma esası belirlenmiş idi.
Eski ve yeni yasanın fazla çalışma ile ilgili bu hükümlerinin karşılaştırılması ve her iki yasa dönemindeki uygulamadan şu sonucu çıkartmak gerekir. Eski yasa döneminde, günde 7,5 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak değerlendirilmelidir ve nitekim uygulama da o dönemde öyle idi. Ancak, şu anda uygulanmakta olan yeni yasada günlük sabit bir çalışma süresi olmadığından, haftada 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak değerlendirilmelidir. 4857 sayılı Yasaya göre çıkartılan İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürede Çalışma Yönetmeliği'nin 3. maddesinde de fazla çalışma; "iş kanununda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar" olarak ifade edilmiştir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, haftalık 45 saati aşan bir çalışma varsa, bu aşan süre fazla çalışma olarak değerlendirilmelidir. Ancak Yargıtay, yeni yasadaki esnek çalışmanın bir sonucu olan denkleştirme yönteminde "günlük 11 saati aşmamak koşulu ile" (4857 sayılı Yasa, md. 63/2) ibaresinden hareket ederek, son zamanlarda günlük 11 saati ölçü alan kararlar vermeye başlamıştır . Yargıtay'ın günlük 11 saati ölçü alması işçiler aleyhine bir karar olduğu gibi, yasadaki haftalık ölçütünün de gözardı edildiği sonucunu doğurmaktadır. Yargıtay'ın bu kararlarını olumlu bulanlar olduğu kadar eleştiren hukukçular da vardır.
Ayrıca, İş Yasası'nın 41/8. maddesinde, fazla çalışma süresinin yılda 270 saatten fazla olamayacağı hükmü de işçiyi korumaya yönelik önemli bir sınırlama olmakla birlikte, uygulamada bu sınırlamaya uyulmadığı da bir gerçektir. Yıllık 270 saatlik sınırlamayı yanlış yorumlayan bazı uygulamacılar, 270 saatten fazlasının ücretinin de ödenmeyeceği sonucunu çıkartmakta iseler de; böyle bir uygulama Anayasa'nın da yasakladığı angaryanın yasal hale geldiği anlamına gelir ki hukuk bu tür bir uygulamayı korumaz. Nitekim, Yargıtay'ın da bir çok kararında isabetle belirttiği üzere; yılda 270 saatten fazla olan "fazla çalışmalar" kanıtlandığı taktirde ücreti de ödenmelidir, ancak çok uzun süre fazla çalışma yapmak hayatın olağan akışına uygun düşmediğinden, yargıcın fazla çalışma ücretinden bir miktar hakkaniyet indirimi yapması gerekir.
Ancak, işçi ile imzalanmış olan iş sözleşmelerine, fazla mesai ücretinin belirlenmiş olan ücretin içerisinde olduğu şeklindeki hükümlerin de geçerli olduğu unutulmamalıdır. Doğal olarak bu hüküm, asgari ücretli bir işçiyi bağlamaz. Zira asgari ücretle çalışan bir işçinin aylık ücretinin içinde fazla çalışma ücretinin olmayacağı açıktır.?
------------------------------------------------------------------------------------
http://www.**************/ozelbolum/026/ adresinden bir bölüm:
Sadret ÇAĞLAR
İş Müfettişi
FAZLA SÜRELERLE ÇALIŞMA
Tarih: 22/09/2006
I- GİRİŞ
4857 sayılı İş Kanunu?nda, fazla çalışmalardan farklı olarak fazla sürelerle çalışma kavramına da yer verilmiştir. Fazla sürelerle çalışma, İş Kanunu?nun 41. maddesi ve Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği?nde (Fazla Çalışma Yönetmeliği) düzenlenerek İş Hukukumuza girmiş yeni bir kavramdır. Fazla Çalışma Yönetmeliği?nde ?Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle 45 saatin altında belirlendiği durumlarda bu çalışma süresini aşan ve 45 saate kadar yapılan çalışmalar? fazla sürelerle çalışma olarak tanımlanmıştır.
II- FAZLA SÜRELERLE ÇALIŞMANIN KOŞULLARI
İş Kanunu?nun 41. maddesinin 3. fıkrası da ?Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.? hükmünü taşımaktadır.
Fazla sürelerle çalışmanın söz konusu olabilmesi için haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle 45 saatin altında belirlenmiş olması gerekmektedir. Örneğin, bir işyerinde günde 7 saat ve haftanın 5 günü çalışıldığını varsayarsak, bir haftalık çalışma süresi 35 saat olacaktır. İşyerinde çalışan bir işçinin, normal çalışma süresi olan 35 saatin üzerinde yapacağı çalışmanın 45 saate kadar (45 saat dahil) olan kısmı için fazla sürelerle çalışma, 45 saati geçen kısmı için fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekir. Bu işyerinde, geçici bir süre için işçilerin haftanın 5 günü günde 10 saat çalıştırılması durumunda, bir haftalık çalışma süreleri 50 saat olacaktır. Dolayısıyla işçilere her hafta için 10 saat fazla sürelerle çalışma ücreti, 5 saat de fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekecektir.
İşverenin, fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayını alması gerekir (İK md. 41/7). Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmaz. Fazla sürelerle çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay her yılbaşında işçilerden yazılı olarak alınır ve işçi özlük dosyasında saklanır. Fazla çalışmada yıllık en fazla 270 saat sınırı olmasına rağmen, fazla sürelerle çalışma için herhangi bir üst sınır belirtilmemiştir.
Bu nedenle, diğer şartları taşımak koşuluyla bir yılda istenildiği kadar fazla sürelerle çalışma yaptırılabilecektir.