Merhaba Arkadaşlar,
Konu ile ilgili görüşlerim şu şekildedir:
GİDER OLUP/OLMADIĞI AÇISINDAN:
İlgili Kanun Maddeleri:
GVK Madde 37 “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.”,
GVK Madde 40 “ Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:
1.Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler”,
KVK Madde 13 “(199 sayılı Kanunun 11'inci maddesiyle değişen şekli) Kurumlar Vergisi, birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.”,
(2362 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değişen fıkra) Safi kurum kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.” ,
VUK Madde 229 “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”.
YORUM:
GVK’nda; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim olarak kabul edileceği,
VUK’nda vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerinin gerçek mahiyetinin esas alınacağı, “İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa” ait olacağı,
Öte yandan KVK’nda; safi kurum kazancının tespitinde GVK’ndaki ticari kazanç ile ilgili hükümlerin de dikkate alınacağı ifade edilmiştir.
Bu bağlamda, ticari kazancın en önemli unsurlarının 'devamlılık ve kazanç elde etmek' olduğunu söyleyebiliriz.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde her türlü ticari ve sınai ... faaliyetlerinden doğan kazançlar ticari kazanç olarak nitelendirildikten sonra maddede bentler halinde sayılan faaliyetlerden elde edilen kazancın ticari kazanç kabul edileceği belirtilmiştir.
Çekiliş sonucunda, çeşitli hediyeler verilmesi işlemi de, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi amacıyla yapılan ve ticari örf ve adetlere göre normal kabul edilen bir uygulamadır. Amaç, firmanın satışlarının/talebinin arttırılması, müşteri portföyünün genişletilmesi, mevcut müşterilerin başka firmalara kaptırılmaması ve firmanın tanıtım ve reklamına katkıda bulunulmasıdır. Yani, bu tip organizasyonlarda amaç, GVK’nda da belirtildiği gibi ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesine yöneliktir.
Dolayısıyla, bu tip çekilişlerde hediye dağıtılması olayı, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesine yönelik bir faaliyet/organizasyon olduğundan, Vergi Kanunları açısından gider olarak kaydedilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
VİVK AÇISINDAN:
Sayın Şükrü ERGÜL gayet güzel açıklamış, yoruma gerek yok.
KDV MEVZUATI AÇISINDAN:
İlgili Kanun Maddeleri:
KDVK Madde 1/1 “Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir: …
1. Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler”,
KDVK Madde 2/1 “Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir.”,
KDVK Madde 3 “Aşağıdaki haller teslim sayılır:
a) Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi".
YORUM:
KDVK’nun 1/1. maddesinde, “ticari ... faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler”in KDV’ne tabi olduğu, 2/1. maddesinde, teslim “bir mal üzerindeki tasarruf hakkının … alıcıya … devredilmesi” şeklinde tanımlanmış olup, 3/a maddesinde vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye teberru gibi namlarla verilmesinin de teslim olduğu belirtilmiştir.
Esas özelliği itibariyle dolaylı bir vergi türü olan KDV'si; üretilen her bir katma değer bedeli üzerinden hesaplanmakta olup, vergi yükü, nihai tüketici konumundaki yani ilave bir katma değer üretmeyen kimsede kalmaktadır.
KDVK’nun ilgili madde hükümlerine baktığımızda, bir teslimin KDV’ne tabi olabilmesi için ticari faaliyet çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Yukarıda da belirttiğim gibi ticari faaliyetin en önemli özellikleri kazanç sağlama ve devamlılıktır. Ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslimlerde KDV’nin asıl yüklenicisi nihai tüketicilerdir. Bu tip organizasyonlarda dağıtıma konu olan hediyelerin KDV yükü nihai tüketici konumunda olan ve bu organizasyonu düzenleyen firma üzerinde kalmaktadır. Aksi olsa idi, hediyeleri kazanan kişilere fatura düzenleyip, bu kişilerden KDV’si tahsil edilmesi gerekmektedir. Burada verginin nihai yükü, yüklenicisi bu organizasyonu düzenleyen firmadır.
Dolayısıyla, Ticari hayatta bir örf ve adet halini alan, ‘Çekiliş düzenleyerek, hediye verme işlemi’nde, hediyeler üzerinden belirli bir kazanç elde etme amacı olmadığından, bu vb. hediyelik eşyaların/malların tesliminin KDV’sinin konusuna girmediğini ve bu malların alımında yüklenilen KDV’sinin, KDVK’nun ilgili hükümlerine göre indirilmesi gerektiğini, bu malların tesliminin KDV'sinin konusuna girmediğini ve VUK’nun faturanın tanımıyla ilgili maddesi gereği, bu tip işlemlere fatura kesilmesinin zorunlu olmadığını, Milli Piyango idaresinden alınan izin belgelerinin, hediyelerin teslim edildiği kişilere ait bilgilerine ve bu işlemle ilgili diğer tüm belgelerin ileride ispat niteliği amacıyla iyi muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyorum.