Kesilen Faturadan Sorumluluk

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,595
Konum
İSTANBUL
KESİLEN FATURADAN SORUMLULUK


SORU: Toptan hırdavat işi yapıyorum. Satmış olduğum malla ilgili olarak kesmiş bulunduğum faturanın akıbetinden sorumlu tutulabilir miyim? Benden mal alan kişinin beyanına göre kestiğim fatura dolayısıyla sorumlu olmam mümkün mü?


YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 231/6 maddesi gereği olarak fatura düzenlemek zorunda olanlar, müşterisinin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludurlar. Bu bağlamda da fatura düzenleyenin istemesi halinde müşteri kimliğini ve dairesi hesap numarasını gösterir belgeyi satıcıya daha açıkçası fatura düzenleyene ibraz etmek zorundadır. Aksi takdirde müşterinin beyanı üzerinde düzenlenen faturalar nedeniyle "gerçek olmayan kişiler adına hesap" açmış sayılarak faturayı düzenleyen hakkında işlem yapılabilmektedir.
Vergi Usul Yasası'nın 359'uncu maddesinin a/1 fıkrası hükmü gereği olarak "Defter ve kayıtlarında hesap ve muhasebe hilesi yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgili bulunmayan kişiler adına hesap açanlar" hakkında hapis cezası istemli kamu davası açılabilmektedir.

YARGI KARARLARINDA

AMORTİSMAN

1. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2005/396, K.2005/1823 sayı ve 19.10.2005 tarihli Kararı:
"2002 yılında aktife alınan ancak 2003 yılı içinde motorlu araç trafik belgesinin alınan araçlar için aktife alınma tarihinden itibaren 2002 yılında amortisman ayrılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan tarhiyat aleyhine açılan davada, otomobil alım satımı, servis ve kiralama faaliyeti ile iştigal eden davacının kiralama işinde kullanmak üzere satın aldığı araçları VUK'un 320/2. maddesi kapsamında aktife alınmalarıyla amortisman tabi tutmaya başlayabileceği, başka mevzuat hükümleri uyarınca tescili ve bir sicile kaydı gereken iktisadi kıymetlerin tescil ve sicil kaydı şartları yerine getirildikten sonra amortismana tabi tutulabilecekleri yönünde sınırlayıcı bir düzenlemenin olmadığı gerekçesiyle tarhiyatın terkini yönündeki Yerel Mahkeme Kararı aynı gerekçelerle hukuka uygun bulunmuştur."
2. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2005/2191, K.2006/2809 sayı ve 19.12.2006 tarihli Kararı:
"Yedi yıllığına kiralanan ve ardından satın alınan bina için özel maliyet bedeli niteliğindeki harcamaların yeniden değerlemeye tabi tutularak binanın satın alma bedeline eklemesi suretiyle amortismana tabi tutulmasının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle tarhiyat yapılmıştır. Kiracının, kiracı olarak kullandığı taşınmazı satın almasıyla birlikte, kiracılık vasfı sona erdiğinde, aktife kaydedilen taşınmaz için amortisman ayrılmasında bina, arsa ve arazilerin amortismandaki genel ilkelere uygun olarak yeniden değerlemeden önceki kıymetler esas alınmalıdır. VUK'un 298/1-4 maddesi uyarınca, bina, arsa ve araziler yeniden değerlemeden önceki kıymetleri üzerinden amortismana tabi tutulur. Bu sebeple, kiracı tarafından taşınmazın satın alınması nedeniyle itfa edilemeyen özel maliyet bedeli niteliğindeki harcamaların yeniden değerlemeye tabi tutulmadan önceki tutarları üzerinden binanın satın alma bedeline eklenmesi gerekir. Bu sebeple, yapılan tarhiyat hukuka uygundur."
3. Danıştay 3. Dairesi'nin E.2001/3569, K.2004/351 sayı ve 18.2.2004 tarihli Kararı:
"Araçların yedek parçalarını ve stok durumlarını izleyen programın bedelinin amortismana tabi tutulmayıp gider kaydedilmesi dolayısıyla yapılan tarhiyata karşı açılan davada, programın işletmede bir yıldan fazla kullanılıp kullanılmadığının tespiti teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre, karar verilmesi gerekirken, gerekli inceleme ve saptama yapılmadan, mahkemece sistemin teknolojik değişmeden dolayı işletmede bir yıldan fazla kullanılamayacağı kanaatiyle karar verilmesi, hukuka uygun görülmemiştir."

Danıştay 4. Dairesi'nin E.2006/5474, K.2008/2262 sayı ve 11.6.2008 tarihli Kararı;
"VUK'un amortisman ayrılması usul ve esaslarına ilişkin hükümleri gereğince, işletmede bir yıldan fazla kullanılan, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan iktisadi kıymetlerin ve özel maliyet bedellerinin amortisman yoluyla itfa edilebilmesi için öncelikle söz konusu kıymetlerin işletmenin aktifinde yer alması gerekir. Bu sebeple, kesin maliyetleri henüz belli olmayan, yapımı süren ve tamamlandığında ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılacak olan, her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerle ilgili harcamaların izlendiği ?Yapılmakta Olan Yatırımlar' hesabında yer alan kıymetler için aktife kaydedilmiş olduğu kabul edilmek suretiyle amortisman ayrılması hukuken mümkün değildir."

ÖZELGELERDE


AMORTİSMANLAR

1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 30.1.2009 tarih ve 3567 sayılı özelgesi;
"3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi düzenlemesi gereğince, belediye ve valiliklere imar planı içinde bulunan binalı, binasız arsa ve arazilerde mülk sahibinin/sahiplerinin muvafakati olmaksızın ve işleme konu arazi, arsanın düzenleme öncesindeki yüzölçümümüm %35'lik kısmını geçemeyecek şekilde, 'düzenleme ortaklık payı' adı altında imar planında değişiklik yapma ve re'sen tescil işlemleri yapma yetkisi tanınmıştır. Bu hüküm uyarınca 'düzenleme ortaklık payı' altında belirli bir kısmı belediyeye bırakılan arazinin sadece yüzölçümünde bir değişiklik olmakta, maliyet bedelinde herhangi bir değişiklik olmamaktadır. Diğer yandan, VUK'un 313. ve 314. maddelerinde genel olarak gayrimenkullerin değerinin amortisman ayırmak suretiyle itfa edileceği, boş arazi ve arsaların ise amortismana tabi tutulamayacağı düzenlenmiştir. Bu hüküm ve açıklamalar gereğince, işyeri inşa etmek için iktisap edilen arazinin bir kısmının belediyeye bırakılacak yeşil alan olarak belirlenmiş olması halinde, belediye kullanımına terk edilen arazinin maliyet bedelinin VUK'un değerleme hükümlerine göre tespit edilmesi ve inşa edilen binaya isabet eden kısmının binanın maliyet bedeline dahil edilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilmesi gerekir."
2. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 2.1.2006 tarih ve 22 sayılı özelgesi;
"Limitet şirketlerin nev'i değişimi ile anonim şirkete dönüşülmesi KVK hükümleri uyarınca devir hükmündedir. Bu hükümden hareketle, devir halinde, devrolunan limited şirket, devir tarihinin içinde bulunduğu hesap döneminden devir tarihine kadar geçen süre için, devralan anonim şirket de devir tarihinden itibaren devir tarihinde içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar geçen süre için amortisman ayırabilir. Devir tarihinin 2.1.2006 tarihinde tescil edilmesi halinde ise kıst amortisman uygulanmaz, bu tarihin aşılması halinde istenirse kıst amortisman uygulanır."
3. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 28.5.2008 tarih ve 3659 sayılı özelgesi;
"VUK'un 269. maddesinde iktisadi işletmelere dâhil gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği, VUK'un 270. maddesinde ise ayrıca mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesi halinde bu giderlerinde gayrimenkulün maliyet bedeline dahil edileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca 2004 yılı içinde inşa edilen binanın takip eden yıllarda usulüne uygun olarak amortismanı ayrılırken 2008 yılında yıkılarak yeni bina inşa edilmesi halinde, yıkılan binanın amortisman yoluyla itfa edilememiş kısmı yeni binanın maliyet bedeline dahil edilir."
4. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 9.4.2009 tarih ve 11745 sayılı özelgesi;
"İntifa hakkının temini için yapılan harcamalar, 333 seri no'lu VUK Genel Tebliği'nin eki listenin 55. başlığı kapsamında değerlendirilerek, faydalı ömrü 15 yıl ve amortisman oranı %6,66 olarak amortisman tabi tutulur. Burada intifa hakkının belirli bir süreye bağlı olarak yapılmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır. İntifa hakkı süresi daha uzun olsa da amortisman yoluyla itfa süresinin 15 yılı geçmesi mümkün değildir. Bununla beraber intifa hakkı süresinin 15 yıllık faydalı ömür süresinden daha kısa bir süre olması halinde, intifa hakkının temini için yapılan harcamaların hakkın geçerli olduğu süre içerisinde eşit yüzdeler halinde itfa olunur."
5. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.5.2009 tarih ve 15926 sayılı özelgesi;
"Aylık olarak ödenen özel iletişim vergisinde amortismana konu edilebilecek herhangi bir iktisadi kıymetin varlığından söz edilemeyeceğinden, ödenen verginin aktifleştirilerek amortisman ayırmak suretiyle giderleştirilmesi mümkün değildir."
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz

22.07.2009
 
Üst