Genelde sn.keremcem doğru söylüyor ancak her bir dava konusu olayın kendine özgü koşullarının olabileceği,dolayısıyla da farklı kararların çıkabileceği unutulmamalıdır.
Bu konularda net de araştırma yapıldığında,pek çok makale ve karara ulaşmak mümkün,detaylarında olaylar farklıdır,ihtiyatlı yaklaşmakta yarar var.
Genel manada, bu tür konularda mahkeme diğer hususlar yanında esasen olayın ileriye dönük olarak,daha az tazminat ödeme amacı güdüp gütmediğine bakıyor.
Genelde işverenler usulünce fesih yapmaksızın,sadece kayıtlar üzerinden çıktı-girdi yapıp,tazminat ödüyor ve ara vermeksizin aynı işciyi,aynı veya bağlı işyerine giriş yapıyor,bu durum asla uygun değil,böyle olur ise kesin sıkıntı var demektir.
Yukarıda ifade ettiğim gibi usülüne uygun fesih ve çıkış yapılır ise daha sonra tekrar giriş yapılması durumunda,3-5 gün ara verilmesi bana göre yeterli,önemli olan önce uygun fesih ve çıkış,3-5 gün noktası elbette tartışılabilir ya da burada makul süre ne olmalıdır? durumu tartışılabilir ise de işverenin örneğin kritik noktada ki nitelikli eski işcisine ihtiyacı ol(a)maz değil,o işcinin de işe ihtiyacı ol(a)maz değil,elbette olur/olabilir,işyerinde ani bir durum gelişir örneğin işverenin o makineyi çalıştırabilecek uygun elemanı yok,bulamamış/bulamayıp eski işcisini işe davet etmek zorunda kalmış,işci de yeni şartlarda çalışmayı kabül etmiş olabilir,olmaz da değil vs.benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün,sonuçta karar mahkemenin.
Tekrar edelim,3-5 gün noktası kesin sıkıntı olur veya olmaz dememiz için örnek içtihat gerek desek,yanlış olmaz.